Dün akşam Ali Sami Yen Spor Kompleksi Rams Park’ta bir maçtan, bir 90 dakikadan fazlası oynandı.
Hayatta en tehlikeli durum, karşınızdaki bir insanın, bir kurumun, bir topluluğun, bir camianın, bir milletin, bir ülkenin onuruyla oynamaktır.
Maç öncesi oluşturulan genel atmosferin aksine tam da beklediğim gibi sahadaydı Galatasaray. Güçlü rakibe karşı güçlü oyun. Tıpkı bir önceki Frankfurt maçının ilk devresinde olduğu gibi. Fark, bu kez devreyi 1-0 önde bitirmiş olmalarıydı.
Avrupa Şampiyonaları sonrası sezon başlangıçları her takım için zordur.
Galatasaray dün Liverpool karşısında sadece futbol oynamadı. Sahada kavga etti, gerçek anlamda savaştı! Kolay değil, tarihin en iyi Liverpool kadrolarından biri, son Premier Lig şampiyonu, sezonun Şampiyonlar Ligi favorilerinden!
Böyle bir ilk yarı oynadıktan sonra neden olmasın dedirten bir karşılaşmaydı. Rakip malum mapalı kutu değil Premier Lig’in lideri Liverpool. O zaman yapılması gereken iyi konsantre minumum hata ve rakibi baskıyla hataya zorlamak.
Galatasaray, Liverpool karşısında harika bir ilk yarı çıkardı. Crystal Palace, 3 gün önce santrforu Mateta’yı Bradley ve Konate’nin üzerine sürüp Liverpool savunmasını sağ taraftan müşkül durumlara düşürüp yenmişti.
Bu oyunla henüz yetersiz görünseler de her kazanım gelecek için olumlu bir ihtimaldir.
Beşiktaş’ın futbolu tatmin edici seviyede değil.
Fenerbahçe karşısında “lokum“ gibi bir rakip bulmuştu.