Arama

Popüler aramalar

Galatasaray'ın onuru

Hayatta en tehlikeli durum, karşınızdaki bir insanın, bir kurumun, bir topluluğun, bir camianın, bir milletin, bir ülkenin onuruyla oynamaktır. Onları itibarsızlaştırma çabasına girişerek hak etmedikleri şekilde kural dışı saldırmaktır. Yalan, iftira ve manipülasyon yöntemleriyle rakibiniz olan zümreye bel altı vurmaktır. Bunu yaparak rakibinize zarar vereceğinizi düşünürsünüz ama aslında yaptıklarınızın tam tersi bir etki yaratacağını hesaba katmazsınız! Örnek; Atatürk ve Kurtuluş Savaşı!

Haberin Devamı

TAM TARAFTARIN ÜMİDİ KIRILMIŞKEN...

Galatasaray'ın bu sezon yaşadığı da tam olarak budur aslında. Her ne kadar bazı kilit noktalara, takım bütünlüğünü sağlayacak, teknik direktörün rotasyonda elini güçlendirecek transferler yapılamadıysa da başta Osimhen olmak üzere kadroya çok önemli oyuncular dahil edildi. Üstelik büyük maliyetlerle... Bütün bu yatırımların amacı Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olmaktı. Ligi zaten bir şekilde götüreceği herkes tarafından dile getiriliyordu.

Gelgelelim Galatasaray, son üç haftada taraftarlarının ümidini kıracak bir oyun tarzı ve skorlarla futbol kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Eintracht Frankfurt karşısında alınan farklı mağlubiyet, ligde Konyaspor ve Alanyaspor karşısında üç puan alınmasına karşın sergilenen son derece berbat futbol, tarihinin en iyi kadrolarından birine sahip olan ve adeta robotik bir makine düzeninde oynayan Liverpool karşısında Galatasaray'ın ağır bir hezimete uğrayacağı yönünde beklentilere yol açmıştı.

Haberin Devamı

RAKİP VE YANDAŞ TROLLER

Bu beklenti, Galatasaray taraftarının geceleri kabusu olurken, rakip taraftarların ise gerek sosyal medyada gerekse çeşitli basın yayın platformlarında Galatasaray'la dalga geçer tarzda yorumlarına yol açmıştı. Sarı-Kırmızılı takımın, yıllar önce Beşiktaş'ın yaşadığı 8-0'lık faciaya benzer bir akıbete uğrayacağı, belki daha da kötü bir skorla karşı karşıya kalacağı yönünde tahminler, daha doğrusu temenniler (!) her türlü kitle iletişim aracında dile getiriliyordu. Bu konuda akla hayale gelmeyecek yayınlar yaparak Türkiye Süper Ligi'nin son üç sezonun şampiyonu, bu sezonun da ilk 7 haftasının puan kayıpsız liderini yerin dibine sokuyorlardı. Tabii, rakiplerin bu troll ordusuna Fatih Terim ve Arda Turan lobisi de eklenince başta Okan Buruk olmak üzere tüm takımın dengesi alt üst oluyordu. Gerek teknik heyetin taktiksel gerekse futbolcuların saha içinde yaptıkları basit hatalar bunun en açık göstergesiydi.

GALATASARAY, AVRUPA'DA DAHA YOLUN BAŞINDA

Liverpool şu anda Yeryüzünün en pahalı ve en oturmuş takımlarından biri. Şampiyonlar Ligi'nin de en büyük favorilerinden... Galatasaray da önemli yatırımlar yaptı Şampiyonlar Ligi için. Lakin, Liverpool, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, PSG, Manchester City gibi takımlarla kıyaslandığında, o kulvarda, bizim ligimizdeki Galatasaray-Fenerbahçe karşısındaki Konyaspor, Kasımpaşa, Başakşehir, Gaziantep vb. takımlar gibi kaldığı bir gerçek. Bu nedenle Galatasaray'ı yönetenlerin çıtayı çok yükseklere çıkarması stratejik bir hataydı. Çeyrek final, yarı final, hatta final değil, ligde gidebildiği yere kadar gitmesi daha gerçekçi bir hedef olacaktı! Bunu sakın vizyonsuzluk olarak algılamayın, karşınızdaki takımların bütçesi en iyi yönetilen Galatasaray'ın bütçesinin beş katı. Burada asıl olan Şampiyonlar Lignin müdavimi olmak!

Haberin Devamı

BAŞARININ MİMARI KESİNLİKLE OKAN BURUK'TUR

Neyse... Bütün bunlar geçmişe yönelik eleştiriler. Geçmişle yaşayamazsın. Geçmişten ders alarak geleceğini şekillendirirsin. Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk dün gece işte aynen bunu yaptı. Liverpool denen futbol makinesine karşı aynı tarzda karşılık verecek bir ilk 11'le sahaya çıktı Okan Hoca. Ve Sarı-Kırmızılı futbolcular o karşılığı maçın büyük bölümünde verdi de... Onlar kadar, belki de daha fazla mücadele etti Okan Buruk'un öğrencileri. Defans kurgusu da, orta saha da, forvet hattı da olabilecek en ideal kadroyu teşkil ediyordu. Okan Hoca'nın teknik ve taktik tercihlerinin ne kadar doğru olduğunu da zaten kısa zamanda ispatladı sahaya çıkan 11 Aslan. Galatasaray'ın onuruyla, gururuyla kimsenin oynayamayacağını, dünyanın en iyi takımlarından birine karşı verdikleri kora kor mücadeleyle tüm yer küreye ispatladılar.

GALATASARAY'I HAFİFE ALANLAR YANAR

Galatasaray'ın olmazsa olmazı Barış Alper önce bir yokladı Liverpool kalesini, Alisson başarılıydı. BAY, bu pozisyonda biraz çevre kontrolü yapıp Osimhen'i görse daha maçın başında skor 1-0 olacaktı. Aynı Barış Alper kısa bir süre sonra Liverpool duvarını bir kez daha delerek ceza sahasına girince Szoboszlai tarafından tokatlanınca Kırmızı Şeytanlar'ın kaderi o dakikada yazılmış oldu. Osimhen'in, kalecinin kıpırdamasını bekleyerek yaptığı penaltı vuruşu ise Galatasaray'ın asla hafife alınmayacak bir dünya futbol fenomeni olduğunun en açık göstergesiydi.

Haberin Devamı

UĞURCAN ÇAKIR İYİ DEĞİL, BÜYÜK KALECİ

Golün ardından Liverpool yine baskı kurdu Galatasaray kalesinde. Lakin, Singo-Davinson-Abdülkerim-Jakops'tan oluşan savunma hattı, orta alanın sigortaları Torreria ve Lemina'nın da katkılarıyla taraftarın yüreğini ağzına getirecek pozisyonlar vermediler. Bu başarılı savunma aşıldığı zamanda da sahneye Uğurcan çıktı ve Liverpool'un puan ümitlerini Ali Sami Yen'in çimlerine gömdü. Uğurcan demişken; bence Galatasaray kalesi bundan böyle en az 10 yıl emin ellerde. Uğurcan'ı herkes iyi kaleci olarak bilirdi ama gerçek onun çok büyük bir kaleci olduğudur. Son bir kaç maçtır bunu dosta düşmana ilan etti, tecrübeli eldiven.

RAKİPLERİNİN HEVESİNİ KURSAĞINDA BIRAKTI

Galatasaray dün gece sezonun kırılma maçında kusursuza yakın bir futbol ve mücadele örneği vererek hem Şampiyonlar Ligi'ndeki iddiasını sürdürdü hem de lig için moral buldu. Liverpool maçında alınacak kötü bir skor camiayı karıştırmasının yanı sıra, başta, hafta sonu oynanacak Beşiktaş derbisi ve sonraki lig serüveni için de Cim Bom için alarm zillerinin çalması anlamına geliyordu. Yaşlı kurt Sergen Yalçın ve Beşiktaş da aslında böyle bir tökezlenmeyi bekliyordu. Ama Siyah-Beyazlılar için şimdilik evdeki hesap çarşıya uymadı! Ama bakıyorum Çarşı, maça hakem uydurmaya çalışıyor! Mamafih, başlarında Yetenekli Bay Ripley'i andıran Ali Koç gibi bir başkanları yok! Bütün bunlara ilaveten, Liverpool maçı, Okan Buruk'un ideal kadrosunun nasıl olması gerektiği konusunda yeterince fikir sahibi olmasına da yol açtı. Hani, bir musibet bin nasihatten iyi derler ya, Okan Hoca için musibet olabilecek bir Liverpool maçı felakete dönüşmeden nimete dönüştü! Rakipleri için ise büyük soru işaretlerine!..