Arama

Popüler aramalar

Ne Denizli ne de Yanal!

Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin Mustafa Denizli ya da Ersun Yanal’dan biriyle anlaşması her şeyden önce kendine ağır hakaret olur, kulübün ve taraftarının hafızasını aşağılamak anlamına gelir. Ersun Yanal’ı hatırlayın; hani Ankaragücü teknik direktörüyken Fenherbahçe’nin O’na talip olduğu dönemi. Kulüp Başkanı Cemal Aydın, “Sözleşmemiz var” diyerek Yanal için bir nevi bonservis bedeli istiyordu. Yanal da sözleşmesi olduğunu iddia ediyordu. Medyaya yansıdığı kadarıyla Fenerbahçe’den istenen para 2 milyon Dolar’dı. Pazarlık tıkandı ve Yanal Ankaragücü’nde kaldı. Peki ya sonra? Sonra şu oldu. Fenerbahçe işi yatınca Ersun Yanal sıfır maliyetle Gençlerbirliği’nin başına geçti. Yani Ankaragücü’ ne tazminat ne de bonservis bedeli ödendi. Yani ortada herhangi bir sözleşme olmadığı ortaya çıktı. Var olan sadece sözleşme imzalanabileceğine dair bir taahhüttü o kadar. Cemal Aydın’ın Federasyon’a yaptığı itiraz da reddedildi.

Özetle Ersun Yanal ve Cemal Aydın’ın Fenerbahçe’yi “sözleşme” masalıyla yolma oyunu suya düştü ve patladı. Fenerbahçe’nin başına geçmesi teklif edilen Yanal “sözleşmesi var” yalanına niçin kasten sessiz kaldı? O sorunun yanıtı yıllardır hala yanıt bulmadı. Mantıklı ve ikna edici bir yanıt gelmedikçe bu iş olmaz, olmamalı!

Gelelim Mustafa Denizli’yeÖ! Bursaspor’un şampiyon olduğu sene o son maçları hatırlatalım tekrar. Fenerbahçe-Trabzonspor, Bursaspor-Beşiktaş.Trabzonspor İstanbul’a sakatları dahil tam kadro geliyor. Olması gerektiği gibi, futbol ahlakının gerektirdiği gibi. Ancak Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli Bursaspor deplasmanına 14 kişilik kadroyla gidiyor. Bobo gibi formda golcüleri ve zinde yabancılarını İstanbul’da bırakıyor. Denizli hala bu sorununun yanıtını vermiş değil. Neden böyle yaptığını söylemiş değil. “Son maçları Bursaspor ile değil de Fenerbahçe ile olsaydı gene 14 kişi gelebilir miydi?” sorusu hala delikanlıca bir cevaba muhtaç. O cevap gelmeden O’nun Fenerbahçe’ye getirilmesi de ağır ihanet olur!

Çare Joachim Löw


Fenerbahçe’deki iç çekişmelerin, dinamik diye adlandırılan dinamitlerin kurbanı olmuştu. Elindeki kısıtlı kadroyla nasıl futbol oynattığını her Fenerbahçeli bilir. Yaşadığı talihsizliklere rağmen elde ettiği başarının hakkı teslim edilir. Löw, Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler için yarım kalmış bir öyküdür. Bugünlerde her Fenerbahçeli’nin aklından ve gönlünden geçen isim Löw’dür. 2014 Dünya Kupası meselesi transferini zora soksa da imkansız bir durum değil. Hem Fenerbahçe hem Alman milli takımını çalıştırma formülüyle de düğüm çözülebilir. Eğer olmazsa Löw’ün önereceği bir teknik adamla 1 yıllık sözleşme yapılıp, 2014’ten sonra da takımın başına Löw getirilebilir.

Orta saha zaafı


Fenerbahçe iki sezondur ne çektiyse orta sahasından çekti. Orta saha iyi ve doğru çalışmayınca defans ve forvetin kimyasını da bozdu. Orta saha direnç koyamayınca defans fazla yükten dağıldı, forvetler top alabilmek için geriye koşmaya başlayınca fazladan yoruldu. Meireles bir var beş yok. Emre bir var üç yok. Mehmet Topal hem var hem yok. Baroni ve Mehmet Topuz ne var ne yok. Bu ezberin bozulması hatta yerle bir edilmesi gerekir. Alper Potuk yetmez yanına mutlaka Gökhan İnler gibi bir futbolcu lazım.

Fenerbahçe’nin hedefi ne?


Seneye ligde şampiyonluk mu, yoksa Devler Ligi’ne mutlaka katılmak mı? Hedefin ne olduğunu yapılan transferlerin kalitesi ve kalibresi ortaya koyacak. Bana sorarsanız bir numaralı hedef Şampiyonlar Ligi’ne kalmak, orada mücadele etmek olmalı. Lig Şampiyonluğu için de kadro genişliği ve derinliği oluşturulmalı. Çünkü kulüp öyle bir noktada ki; Avrupa için ligden vazgeçebilecek durumu yok.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Bunun adı rezillik!‘’

10 Haziran 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bu karar sürpriz mi?‘’

10 Haziran 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI