Sinsi provokasyon!
Haberin Devamı ›
O pankart da masum bir pankart değildi. Bir inanç da değildi. Sadece bir provokasyondu. Samimi ve sahici olan tek şey Trabzonsporlu futbolcuların gönülden alkışlarıydı. Galatasaray’ın şampiyonluğu onları her zaman en az Galatasaraylılar kadar mutlu etmiştir. Dolayısıyla bu maça el ele kol kola çıkmaları bir centilmenlik gösterisi değil, yılların özlemidir.
Fenerbahçe ile Galatasaray’ın çekiştiği bir başka sezonda Trabzonspor tribünlerinde Sarı-Kırmızı bayrak açıldığı herkesin malumudur. İlk yarım saatte 3-0’lık skor avantajı sağlamak, maç sonunda da “Galatasaray şampiyon olamadığı için” üzüntülerini beyan etmek de onların işidir.
Malum pankartların açılacağı sosyal medyada 2-3 gün öncesinden de belliydi. Kesinlikle eminim ki, o pankartların parasını ellerine tutuşturulanlar değil, yönetici ağabeyleri verdi. Yani içeriğinden de, açılacağından da herkesin haberi vardı. Daha öncesinde hani herkesin hemen meşhur bir üçüz pankart vakası vardı. “Temiz bir lig istiyoruz” diye bir pankart açılmıştı. Dönemin Beşiktaş yönetimi tarafından Siyah-Beyaz, Sarı-Kırmızı ve Bordo-Mavi versiyonu yaptırılmış ve üç takımın maçında da açılmıştı. Her konuda bülbül gibi şakıyan “Şakayla karışık Sadri Bey”in nüktedan yorumlarını bu konularda da dinlemeyi çok isterim.
Oldu olacak Volkan’a küfreden pankart da açılsaydı. Neden engellediklerini hiç anlayamadım doğrusu.. O atmosferin ruhuna gayet uygundu ve de fevkalade güzel yakışırdı. İki kupanın da aslında sergilenmesi gereken yer Çağlayan Adliyesi’dir. Konuşana değil konuşturana bakacaksın. Onlara bu küstahlıkları yaptıranlar Fenerbahçe’dir. Hepsini 10-15 yıl susturacak fırsat elindeyken, cayır cayır konuşturan da Fenerbahçe’dir. O ittifakı unutup rehavete bürünen, kendi kendisiyle dalaşan, iç kavgalara tutuşan bir camia bunları duymayı da, görmeyi de sonuna kadar hak etmiştir. Sahici savaşları unutup sahte barışlara inananlardır.
Ne diyordu meşhur söz; “Bugün size göz açtırmayanlar, dün göz yumduklarınızdır.”
Nokta!