‘’Derbi için ölçü olmamalı‘’
Açık söylemek gerekirse Gaziantep maçının bu kadar kolay geçeceğini tahmin etmemiştim. Bunun nedeni, rakibin Burak Yılmaz ile yenilmezlik serisi olması ve Fenerbahçe’nin forvet başta olmak üzere bazı bölgelerde aksamasıydı. Ancak gördük ki isimler değişmese de takım olma ruhu ve isteği, oyuncuların beynine girmeye başlamış. Böyle olunca da savruk futbol yerine takım oyunu sahaya yansıdı ve farklı sonuç alındı.
Hep söylüyorum, bir maç değil her maç böyle olmalı. Özellikle orta alan ve forvet bağlantısı ve öndeki oyuncuların çabukluğu sürekli olmalı. Demek ki bu takım bunları yapabiliyormuş. O zaman şimdi bu takım oyununu sürekli hale getirip, geliştirerek devam etmeli. Gaziantep’te istenilen sonuç alındı ama bu ligin seyrini, üst noktasını tayin edecek maçlar derbilerdir. Bir önceki karşılaşmalar, takımların derbi performansını göstermez.
0-0’mış gibi...
O maçların havası farklıdır. Genelde as futbolcular sakat gösterilir ama hep derbide oynarlar. Bunları biliyoruz artık. Neyse, Fenerbahçe’yi İnönü’de çok zor bir sınav bekliyor. Beşiktaş’ın gücü önceki maçlara bakarak kıyaslanmamalı. Alınacak ve kaybedilecek her puan derbi olduğu için bir puandan fazlası. Çok dikkatli bir şekilde, takım oyunu ön planda tutularak oynanırsa Fenerbahçe kazanabilir. Takımın birlikteliği ve ruhu kaybedilmemeli. Maç içinde öne geçilse bile son düdüğe kadar 0-0 mantığı ile devam edilmeli. İşte o zaman istenilen elde edilir.
‘’Kerem'i forvet oynatın‘’
Artık bazı şeylerin değişme ve futbolun sonuca yansıma dönemi başladı. Gerek ligde ve gerek Avrupa'da mücadele dönemi artık telafisi olmayan puan toplama savaşına ulaştı. Fenerbahçe sürece girmişken forvet konusunu hâlâ çözmüş değil. Ama sevindirici bir durum, artık Fred ve Szymanski'nin yedeğe çekilmesi önemli gelişme. Duran'ın takıma katılması ve kalitesini belli ederek oynamasını bekliyoruz. Ancak yine yeni kurulan bir takımın sıkıntıları var. Stutgart maçının 14. dakikasında Nene soldan son çizgiye iniyor ama orta yapacak kişiler geride kalıyor. Ya da uzun mesafeden atılan paslardaki top kayıpları... Karagümrük maçı şansa kazanıldı. Öne geçiyorsun ama sonra yine geriye çekilip bekliyorsun. Bunu teknik heyetin çözmesi şart. Bu sıkıntı, rakiplerin maç taktiği haline geliyor.
En-Nesyri geri gidiyor
Bazı futbolcular kendine geliyor ama En-Nesyri geriye gitmeye devam ediyor. Belki de kendi istemiyor. Çünkü ben hayatımda bu kadar kafasını kullanamayan bir forvet görmedim. Başı önde, boş dolanan biri gibi. Biz görüyoruz siz niye görmüyorsunuz. Alternatif yoksa, Duran hazır değilse önde Kerem ile başlayın. Oğuz'u kanada koyun. Biz görüyorüz, aylarca yazıyoruz. Neden ısrar ediyorsunuz? En azından takım 11 kişi sahada olur. Hiç yoktan iyidir, en azından ne yaptığı belli olmayan bir futbolcu sahada olmaz. Artık zor maçlar başlıyor. Buna rağmen futbol göz doldurmasa da sevenler strese girse de sonuç alınıyor. Artık her ikisini de dengeleme zamanı.
‘’Artık neşter zamanı‘’
Yani bir takım, rakipleri puan kaybetmişken, son iki maçta taraflarlarına umut vermişken, gelişmeler güzelken bu kadar mı kötü oynar, bu kadar mı isteksiz olur! Artık takıma ağır ceza ve neşter vurma zamanı geldi. En Nesyri’ye hiç kimse bir şey söylemiyor mu? Fred, Szymanski hiç mi uyarılmıyor? Aklım almıyor. Şampiyonluğa giden takımın forveti böyle mi olur? Kendi içinizden forvet yaratın. Mesela Kerem’i öne koyun. Fenerbahçe’de kanat oyuncusu çok, forvet yok. Açık söylemek gerekirse Samsunspor’a çok yazık oldu. Tedesco da bunu söylüyor. Bunu söyleyeceğine, kenardan En Nesyri’yi görmüyor musun? Müdahale etsene. Takım yorgunmuş. Samsun değil mi? Bu ne gevşeklik?
Mutlaka bir şey yapın
Artık ‘hadi aslanım, hadi koçum’ devri bitti. Yönetimin elini çabuk tutması lazım. Forvete çözüm bulun, defans iyi, orta alana çözüm bulursun ama forveti mutlaka düzeltin. Rakip yorgun, defansa çekilmiş ama bir şutunuz bile yok. Samsun baktı Fenerbahçe’de iş yok, ‘saldıralım’ dedi, az kalsın maçı kazanıyordu. Böyle mi şampiyon olcaksınız! Kenarda sakız çiğnemekle maç kazanılmıyor. Yeni yönetim bir an önce işe koyulsun. Başkan Saran sazı eline alsın. Milli maç arası tam zamanı. Ne yapacaksanız yapın ama mutlaka bir şey yapın.
‘’Kulübeyi değiştirin‘’
Yani olacak iş değil. Kadro yapısı ve kalitesi bu kadar yüksek olan bir takımın bu kadar kötü oynayıp yakaladığı sonucu koruyamaması şaşıracak bir durum. Galipken beraberliğe sevinen bir takım oldu Fenerbahçe. Kasımpaşa maçında bir bölüm, ‘İyi, tamam takım kazanır’ diye düşünüyorsunuz ama bir puanla maç bitiyor. Yeni gelen hoca şu zamana kadar takıma hiçbir şey katmadı. Ne bir sistem ne bir kurgu... Nasıl geldiyse devam ediyor. Top kayıpları bir yana, orta yapacak bir tane adam yok. Zagreb maçında da bu açıkça belli oldu. Gol attı ama Szymanski, Oosterwolde ile birlikte resmen hatalı pas ve olumsuz top kullanma rekoru kırdı.
Yönetim el koymalı
Bu takım nasıl düzelecek? Artık kulübenin bir şeyler yapması şart. Nene diye bir futbolcu alınmış, bu adamı çok mu aradınız! Yeni yönetimin acil olarak kulübeyi uyarması veya değiştirmesi şart. Bu takım düzelmez ve böyle oynamaya devam iderse ikincilik bile hayal olur. 17 milyon Euro’ya yenilenen Zagreb elini kolunu sallaya sallaya 3 gol atıyorsa, yönetimin buna artık el koyması lazım. Avrupa’yı unutun ama ligi kaybetmeyin. Yıllardır bu kadar sistemsiz, olumsuz ve çaresiz bir takımı ben hiç görmemiştim. Yazık...
‘’Hava atma değil icraat zamanı‘’
Yarınki seçimle birlikte Fenerbahçe’de ya değişim yaşanacak ya da aynı yönetim yoluna devam edecek. Ancak burada önemli olan, mantığın değişmesi...
Futbol takımının uyum sorunu her sene artıyor. Artık takıma yararlı futbolcuları kazandırmak gerek. 10’un üzerinde futbolcu alında ama gözlerimiz yine forvet arıyor. Göreve gelecek yönetimin, mutlaka bir futbol aklı olması lazım. Başarı için doğru kararlar şart. Şirket ya da TV kanalı yönetmekten çok farklıdır, kulübü yönetmek. Çünkü zaman, hava atma değil, icraat yapma ve takımın takım gibi oynamasını sağlamaktır. Trabzon ve Alanya maçlarına baktığımızda bu oyun şablonu ve oyun kalitesiyle Fenerbahçe’nin şampiyon olması çok zor gözüküyor.
Görmüyorlar...
Sezon başından beri Talisca’nın kaçırdığı iki penaltının sonucu kaybedilen puanlar ortada. Yangın yapılıyor, ‘Hakem hata yaptı’ diye ama takım penaltı bile atamıyor. Rakipler ise güle oynaya farkı açıyor. Sezon başından beri söylüyorum, Szymanski çok kötü. Buna Fred de dahil. Biz görüyoruz, değişen teknik ekip bile bunu göremiyor. Artık ezberciliği telaşı bırakın, kim iyiyse onu oynatın. Takımın sahada ne oynadığı belli değil, bireysel hatalar da ortada. Kaleci İrfan Can’ı son maçta gördük; o ne dikkatsizlik ve sorumsuzluk. Etkili hamleler şart. Çünkü şampiyonluk, ‘Şampiyon olacağız’ demekle olmuyor, olmayacak da...
‘’Kulübe, eskilere yakışır‘’
Benfica maçı görüntüsü zaten sancılı olan futbol kalitesi ve etkisizliğini bir kez daha ortaya çıkardı. Kulübe iflas etti ve Mourinho gönderildi. Yönetimin yeni takım kurma çabası geç kalınmış da olsa gerekli ama takımın sisteminin oturması zaman alacak, bu da rakibine yarayacak. Milli ara umarım düzen sağlanır. Ben her zaman yazıyor ve söylüyorum bu sene ne Szymanski ne de Fred eskisi gibi değil. Üretemiyorlar, toplar ayakta fazla olunca da tekmeli yiyorlar. Livakovic’in bu takımın kalecisi olamayacağı belliydi, Ederson’la müthiş bir hamle yapıldı. Kerem’in ofansa renk katacağı belli. En azından Duran ve En-Nesyri’yi kamçılar. Asensio da takımın yaratıcılığını birkaç seviye yukarı taşır.
Mutlaka görüşleri alınmalı
Gençlerbirliği maçı kesinlikle takım oyunu için ölçü değil. Çünkü kötü bir rakibi yendi. Rahmetli İlhan Cavcav aklıma geldi. İyi ki bu hallerini görmedi. Hoca konusunda yönetim eski ve yerli futbolcuların mutlaka görüşünü alarak bir karara varmalı. Artık isim değil iş yapan güven veren bir isim olmalı. Ya da eski futbolcu ve yeni hocalardan bir ekip oluşturulmalı.
Müthiş olur
Aykut Kocaman-Volkan Demirel konuşuluyor. Müthiş olur. Ekipte eski futbolcular da şart. Ligin daha başı. Kaybedilmiş bir şey yok. Rakip uçuyor gibi gözükse de futbolcularına verdiği dengesiz paralar daha şimdiden yapılarını bozmaya başladı. Sakin bir süreçle bu konular çözülmeli.
‘’Yapabilirsiniz‘’
Yapabilirsiniz Kocaeli maçında takım bana göre tam kapasite oynadı. Ancak böyle oynayabilen futbolcuların geçmişte niye oynamadığı merak konusu. Tamam, İsmail sakattı. Peki ya Çağlar? Dünkü oyunu bırakın takımını, Avrupa’da oynayacak özveri ve kalitedeydi. Ben her zaman söylerim. Fred eski Fred değil. Tek yaptığı bu aralar takıma faul kazandırmak. Yerden kalkamıyor. Niye? Topu ayağında fazla tutunca rakip basıyor. Hâlâ halledilmeyen forvet ve kaleci sorunu var. Kocaeli maçında iki bölgedeki oyuncular kötüyü bırakın faciaydı.
Hata lüksünüz yok
Duran nasıl bir forvet? El-Nesyri bildiğimiz gibi. Allah’tan Talisca var. Kaleci İrfan Can’ın kurdurduğu baraj evlere şenlik. Elbette başarıya susamış taraftar seni protesto edecek. İnsan bir elini kaldırır, özür misali. Tepkilerden sonra bir de maça küsüyorsun. İsteksiz tavırlar. şuursuzca bakışlar... Lüksünüz yok hata yapmaya kardeşim, taraftar başarı istiyor. Kocaeli çok kötüydü ama neredeyse ikiyi atacaktı. O zaman yine panik olacaktınız.
Taraftar için...
Gelelim Benfica maçına... Kesinlikle Kocaeli maçı ölçü değil. Portekizliler tam bir Avrupa ekibi. Takımın her bölgesi saat gibi. Fenerbahçeli futbolcuların yeteneklerinin tümünü eksiksiz sahaya sürmesi lazım. Ancak o zaman böyle bir rakiple baş edebilir. 0-0 onlar için de garanti sonuç değil. Bu taraftar Şampiyonlar Ligi’ni çok özledi. Hem onlar için hem de sizi sevmeyen rakiplerinin morallerini bozma adına iki kere iyi oynamak zorundasınız. Yıllardır rakibe kaptırdığınız giriş ücretini cebinize koyarsınız. Açık söyleyeyim, yapabilirsiniz
‘’Yapabilirsiniz‘’
Yapabilirsiniz Kocaeli maçında takım bana göre tam kapasite oynadı. Ancak böyle oynayabilen futbolcuların geçmişte niye oynamadığı merak konusu. Tamam, İsmail sakattı. Peki ya Çağlar? Dünkü oyunu bırakın takımını, Avrupa’da oynayacak özveri ve kalitedeydi. Ben her zaman söylerim. Fred eski Fred değil. Tek yaptığı bu aralar takıma faul kazandırmak. Yerden kalkamıyor. Niye? Topu ayağında fazla tutunca rakip basıyor. Hâlâ halledilmeyen forvet ve kaleci sorunu var. Kocaeli maçında iki bölgedeki oyuncular kötüyü bırakın faciaydı.
Hata lüksünüz yok
Duran nasıl bir forvet? El-Nesyri bildiğimiz gibi. Allah’tan Talisca var. Kaleci İrfan Can’ın kurdurduğu baraj evlere şenlik. Elbette başarıya susamış taraftar seni protesto edecek. İnsan bir elini kaldırır, özür misali. Tepkilerden sonra bir de maça küsüyorsun. İsteksiz tavırlar. şuursuzca bakışlar... Lüksünüz yok hata yapmaya kardeşim, taraftar başarı istiyor. Kocaeli çok kötüydü ama neredeyse ikiyi atacaktı. O zaman yine panik olacaktınız.
Taraftar için...
Gelelim Benfica maçına... Kesinlikle Kocaeli maçı ölçü değil. Portekizliler tam bir Avrupa ekibi. Takımın her bölgesi saat gibi. Fenerbahçeli futbolcuların yeteneklerinin tümünü eksiksiz sahaya sürmesi lazım. Ancak o zaman böyle bir rakiple baş edebilir. 0-0 onlar için de garanti sonuç değil. Bu taraftar Şampiyonlar Ligi’ni çok özledi. Hem onlar için hem de sizi sevmeyen rakiplerinin morallerini bozma adına iki kere iyi oynamak zorundasınız. Yıllardır rakibe kaptırdığınız giriş ücretini cebinize koyarsınız. Açık söyleyeyim, yapabilirsiniz









































