Gider mi?
Haberin Devamı ›
Deniyor ki;
“Fenerbahçe, Ajax ve Galatasaray karşısında başarısız olursa Vitor Pereira gider...”
Zaten kalırsa şaşırırım.
Bırakın Ajax’ı, Galatasaray karşısında alınacak bir beraberlikle bile sarsılır.
Hele bir yenilgide kimse O’nun tarafında olmaz.
Pereira, “Kayseri maçında 3 puan aldık, mutluyuz” diyor.
Maçı tribünlerde izleyenler ve de ekran başında endişe içinde kıvranan Fenerliler’in hiçbirinin Pereira ile aynı düşüncede olduğunu sanmıyorum.
Şahsen, Portekizli hocanın bu işin altından kalkacağına ve Fener’i, Avrupa’da ve ligde başarıya ulaştıracağına inancımı yavaş yavaş kaybediyorum.
Aziz Yıldırım ve yönetimdeki arkadaşlarının 70 milyon Euro transfer ücreti ödeyerek yarattıkları, şöhretlerle donattıkları Fenerbahçe bu olamaz.
Düşünün, bu takımın hâlâ ciddi bir iskeleti yok. Sistemi de öyle. Kadro seçiminde hatalar diz boyu.
Lütfen artık kimse ‘Volkan Şen yoktu’, ‘Meireles arandı’, ‘Gökhan’ın eksikliği belli oluyor’ gibisinden bahaneler üretmesin.
Arızanın adresi belli:
VİTOR PEREİRA ve TERRANEO
Frene bas Volkan
Öfke ile kalkan, zararla oturur...
Tartışmasız Türkiye’nin en iyi kalecisi Volkan’ın bunu çok iyi bilmesi lazım.
Volkan, Fener’in en büyük kozu. En iyisi ve de kaptanı. Sahanın en sakin insanı olması gerekirken, maçın bitimine 10 saniye kala kendisine çarpan Furkan ve sonra da Zeki ile ağız dalaşına giriyor. Furkan’la kafa kafaya geliyor. O pozisyona Mete Kalkavan sarı değil de kırmızı kart gösterse derbide oynayamayacak. Bir kötü sonuçta faturanın kendisine çıkacağını hesaplayamıyor, kendinden geçiyor.
Hatırlayın, Kazakistan maçında ısınmak için sahaya çıktığında bir takım terbiye noksanı insanların küfürlerine sinirlenmiş ve stadı terk etmişti.
O günden bu yana milli takıma çağrılmadı. Bu saatten sonra da davet edileceğini sanmıyorum.
Futbol yaşamının sonlarına yaklaşırken daha olgun davranması beklenen, arkadaşlarına örnek olması gereken Volkan’ın bu tip olaylarda gaza değil, frene basması şart...
Elbette karışacak
Başkan Aziz Yıldırım sezon başlarken ısrarla, “Artık ben bu işe karışmayacağım” dedi ve takımın başına sportif direktör olarak Terraneo’yu getirdi. Sözünde de durdu...
Ancak, Kayseri maçındaki Volkan olayından sonra bardağın taştığını gördü ve sinirlenerek 8 hafta sonra soyunma odalarına girdi.
Ben, “Başkanlar takıma karışamaz. Soyunma odalarına giremez. Hocalara müdahale edemez” şeklinde bugüne kadar yapılan eleştirilerin hep karşısında oldum.
Milyonlar harca, borca gir... Takım aksayınca veya kötü sinyaller vermeye başlayınca kenarda otur seyret!
Olacak şey değil. Fener’in efsanesi Rıdvan Dilmen’in yazısındaki, “Başkan hoca ile konuşmalı. Aziz beyin ‘Hocam bizim takım kazanıyor ama ruh gibi. Neden böyle?’ diye sorması lazım” görüşüne aynen katılıyorum.
Fener’de artık iplerin ele alınmasının zamanı geldi, geçiyor.