‘’VAR müdahalesi gereksizdi‘’
Maçın hakemi Direnç Tonusluoğlu maç boyu bir türlü karar standardını tutturamadı. Faul çaldı, faul yoktu; devam ettirdi ama aslında faul vardı. Bu saha performansıyla maç içinde kritik pozisyonlarla karşılaşmış olsa büyük sorunlar yaşayabilirdi. Hakemlik şansı yanındaydı, maçta bir gol iptali dışında kritik bir pozisyonla daha karşılaşmadı. Tartışmalı bir ceza sahası pozisyonu ya da tartışmalı bir kart kararı yaşamadı. Öte yandan 79. dakikada Galatasaray’ın Mauro Icardi ile bulduğu golden önce Aleksic, faul beklentisiyle yerde kalmış, hakem pozisyonu devam ettirmişti. VAR devreye girdi ve gol, faul gerekçesiyle iptal edildi.
Sarı kart doğru
Oysa ki pozisyon hakem yorumuna muhtaç bir pozisyondu ve hakem takdirini devamdan yana kullanmıştı. Yüzde yüz faul denilebilecek bir pozisyon değil, sana göre/bana göre pozisyondu. VAR’ın burada devreye karışması ve golün iptali gereksiz bir karar oldu. Kerem Demirbay’ın Oğulcan’a faulünde kırmızı kart beklentileri oldu. Hakem sarı kartını çıkarttı. Bence de pozisyon net bir sarı karttı. Hakem yanılmadı. Pozisyonda Kerem’in rakibine yaralayıcı bir hamlesi yoktu.
‘’Faul ve kart standardı yoktu‘’
Maçın İspanyol hakemi Sanches tecrübesi sayesinde karşılaşma boyunca kontrolü elinde bulundurdu. Oyun sürekli kontrolü altındaydı. Fakat maçın başında faul ve kart standardı hiç yoktu.
Faul olmayan pozisyonlarda faul düdüğü çaldığı oldu. Faul olan bazı pozisyonları da devam ettirdi. Mert Müldür’e yapılan sarı kartlık faule kart çıkartmazken, Djiku’nun net şekilde topla oynadığı pozisyona hem faul çalıp hem de kart çıkarttı. Buna benzer, bu seviyeye yakışmayacak kararları oldu.
İkinci yarı itibarıyla daha standart kararlar vermeye başladı. Uzatma dakikalarında Mandi’ye çıkan kırmızı kart doğruydu. İrfan Can’a acımasız bir hareketi vardı. Maçın sonlarında aleyhimize VAR yardımıyla çalınan penaltıda hakemler hata yapmadı. Oosterwolde sol kolunu genişlettiği için penaltıya sebebiyet vermiş oldu.
‘’Penaltı doğruydu‘’
Sezonun ilk maçına Turgut Doman’ın atanmasını yadırgadım. Normal şartlarda açılış maçlarına en gözde ve bir önceki sezonun başarılı olmuş isimleri atanır. Otoritenin yeni sezona ait mesajları ilk maçı yöneten hakem tarafından verilir. İtirazlara karşı tutum, sertliklere karşı yaklaşım vs… Örnek EURO 2024’ün açılış maçına Fransız Turpin’in atanması… Bu anlamda Doman tercihini uygun bulmadım.
Sarı kartı vermedi
Dün Turgut Doman belki sonucu etkileyecek hata yapmadı ama kart ve faul hataları çok fazlaydı. Maç gergin bir ortamda geçmiş olsa bazı kararları başına iş açabilirdi. Hatayspor’un kazandığı golde avantaj uygulaması çok yerindeydi. Golde büyük pay onundu. Galatasaray lehine verilen penaltı doğruydu. Ancak bu pozisyonda penaltıya sebebiyet veren Kilama’nın mutlak sarı kart görmesi gerekirdi.
‘’İş düşmedi!‘’
Maçın Rumen hakemi Kovacs, Avrupa Şampiyonasında bıraktığı yerden devam etti. Maç süresince karar standardı hiç yoktu. Çaldığı ve çalmadığı düdüklerde ciddi sapmalar vardı. Bazen faul olmayan pozisyonlara faul çalarken, bazen de faul olan pozisyonları devam ettirdi. Sarı kartına başvurduğu pozisyonlardan daha ağırına kart çıkartmadı. Tek şansı maçta kendisine iş düşmemiş olmasıydı.
Tekrarını getirmediler
Hiçbir kritik karar vermek zorunda kalmadı. Maç boyu oyunu yavaşlatan Fransız takımına karşı önlem almadığı gibi oyunun sonuna da bu duraklamaları eklemedi. Son dakikalarda Fenerbahçe’nin yediği gol öncesinde faul olup olmadığını göremedik. Faul pozisyonunun tekrarları ekrana yansımadı.
‘’Standardı vardı‘’
Son 5-6 sezondur olduğu gibi Türk hakemleri yine yeni bir sezona daha dalgalı ve tartışmalı gündemle giriyorlar. TFF seçimlerinden dolayı geciken MHK ataması ve yeni atanan MHK’nın bazı hakemlerle ilgili aldığı kararlar, hakem gündemini dalgalandırdı. Tüm bunların üzerine zaman darlığından dolayı sadece 2 günlük seminerle sezona başlanıyor. Kendi dönemimden 22 günlük sezon başı hazırlık kamplarını hatırlıyorum. Gelinen nokta gerçekten kaygı verici. Bu kısa hazırlığın sezona yansıması nasıl olacak, hep birlikte göreceğiz. Böylesi bir ortamda, sezonun açılışı sayılabilecek bu maça atanan Atilla Karaoğlan, kendisini hakem gündeminin dışında yutmayı başarmış. Çok sakindi ve kararlarında belli bir standardı vardı. Maçın hemen başında çıkarttığı kartlarla kontrolü eline aldı. Hatalı düdükleri olsa da her iki takıma da eşit düdükler çaldı. Maçta en başarılı olduğu yer avantaj uygulamalarıydı. Kolay temasları devam ettirdi.
Kırmızı doğruydu
81’de Beşiktaş lehine çaldığı penaltıda hata yapmadı, kararı doğruydu. 87’de Nelsson’a bariz gol şansını önlemekten gösterdiği kırmızı kart da kurala uygundu. Karaoğlan bu performansıyla sezona hazır göründü ve bence harbe tesiri olmayan birkaç sarı kart ve birkaç faul hatası dışında sorunsuz bir derbi tamamladı.
‘’Gününde olursa başarır‘’
Fransızlar’ın ünlü hakemi Clement Turpin’le ilk turnuvası EURO 2016’nın medya gününde görüşmüştüm. 34 yaşında ve turnuvanın en genç hakemiydi. Ülkesi 2014 Dünya Kupası’na hakem gönderemedi. Fransa hakemliğinin irtifa kaybettiği dönemlerdi. Fransız lobisinin, onu turnuvaya dâhil ettiği konuşuluyordu.
2016’da 2 maç yönetti ve aralıksız 2018- 2020-2022-2024 turnuvalarındaydı. Şampiyonlar Ligi’nin gediklisi; 2021 Avrupa Ligi, 2022 Şampiyonlar Ligi finallerini yönetti. Bu kupanın açılışındaki performansı beğenilmedi. Fakat yıllara dayanan tecrübesi var. Gününde olursa, bu maçın altından rahat kalkar.
‘’Tecrübeli ama üst düzey değil‘’
Portekizli hakem Arthur Dias'ın Avrupa’da 60’a yakın maçı var; 24’ü Şampiyonlar Ligi. Bu sezonki Konferans Ligi finalinin hakemiydi. Kariyerindeki ikinci büyük turnuvası. EURO 2020’de 2 maç yönetti. Dünya Kupası tecrübesi yok.
EURO 2024’te Polonya-Hollanda maçında yanlış oyuncuya gösterdiği kart, Danimarka-İngiltere’de kestiği bir avantaj çok konuşuldu. Maçımız için ortalama bir hakem. Tecrübe sahibi ancak, “Çok üst düzey mi?” derseniz, değil! Zorda kalınca, standardını kaybedebiliyor.
‘’UEFA’nın gözüne girdi‘’
Katıldığı ilk büyük turnuvada üçüncü maçını alan Halil Umut Meler, Türk hakemliğini başarıyla temsil ediyor. Yönettiği ilk iki maçta akılda kalan bir hatası yoktu ve belli ki UEFA Hakem Kurulu’nun da gözüne girmeyi başardı. Bu yolun sonu yarı final olursa, Cüneyt Çakır’ın ilk turnuva başarısını egale etmiş olacak. Meler, turnuvada görev yapan 19 hakem arasında, en genç üç hakeminden biri. Önünde daha birçok turnuva var. Meler için buradaki kusursuz yönetimler 2026 Dünya Kupası kapısını aralayacaktır. Meler için bu akşam İngiltere gibi bir dünya devinin maçına atanmak da başlayacak tırmanışın ilk basamağı gibi. Gönlümüz Türk hakem ekibiyle birlikte olacak. Gönülden başarılar.