Hem üst hem de alt sıraları ilgilendiren zorlu maçta oyuncular sportmence mücadele ettiler. Rakibe ve hakemlere karşı saygılı davrandılar. 90 dakika boyunca Halil Umut Meler, iki kez kritik karar vermek zorunda kaldı. İlk kritik kararı hatalıydı.

Bu hata da bence maçın kaderini etkiledi. Maçın ilk yarısının sonlarında Beşiktaş maçın birinci golünü kazandı. Bu golden önce Rashica, Cardoso’dan topu kazanırken, faul yaparak elde etti. Bu mücadelenin sonunda maçın açılış golü gedi. Rashica'nın Cardoso’yu formasının sırtından çekerek düşürdüğü görüntülerde net şekilde belli oluyor. Maçın uzatma dakikalarında Beşiktaş lehine verilen penaltıyı eleştiremem. Sana göre bana göre bir pozisyondu. Hakem taktirini penaltıdan yana kullandı.

Alışık olduğumuz derbi atmosferlerinin ötesinde, oyuncular ve teknik kulübedekiler birbirlerine karşı saygılıydılar. Hakeme ve rakibe herhangi bir baskıları olmadı. Bu durum hakemin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Sloven hakem Vincic, maç boyunca kontrolü elinde tuttu. Fakat çok basit faul düdükleriyle oyunu fazla soğuttu. Bence tek kritik hatası 65. dakikada yaşandı. Maçın hemen başında Yusuf’un Sallai’nin ayağına bastığı pozisyonda sarı kart çıkmalıydı ancak hakem faul çalmakla yetindi. 13’de Kostic’in ortasında Muslera, topa yükseldi ve topu tokatlamayı başardı. Bu sırada Muslera’ya doğru koşan Szymanski, Muslera’ya faul yaptı. Burada hakemin faul düdüğü ve gol iptali doğruydu.

Sarı kart hatalıydı...

32’de Galatasaray hücumunda Osimhen penaltı bekledi. Ancak Skriniar, Osimhen’e doğru hareketlenirken, Osimhen’in Skriniar’ın yüzüne koluyla bir darbesi oldu. Pozisyonda penaltı yoktu, öncesinde Osimhen’in hücum faulü vardı. 37’de Osimhen’in kaleci İrfan Can’a yaptığı faulde çıkan sarı kart hatalıydı. 42’de Oğuz kendi ceza sahasında topu uzaklaştırmak için vurduğunda, top eline geldi. Kurala göre: “Bir oyuncunun bilerek oynadığı top, kendi eline ya da koluna gelirse penaltı olmaz!” Dolayısıyla hakemin devam kararı doğruydu.

İmkanı varken yapmadı!

48’de Çağlar’ın Barış Alper’e faulünde de çıkan sarı kart doğru. 65’de Fenerbahçe’nin kullandığı kornerde top Lemina’nın omuz hizasının üzerine kalkan koluyla buluştu. Top çok uzaktan geliyordu ve herhangi bir yerden sekerek Lemina’yı yanıltmamıştı. Rakibiyle yaşadığı bir mücadele de yoktu. Elini kaçırabilecek imkanı varken, bunu yapmadı. Bu pozisyonda Fenerbahçe lehine penaltı verilmesi gerekirdi.

Önemli bir hata...

86’da Barış Alper’in Fred’e kontrolsüz şekilde kayarak yaptığı faulde çıkan sarı kart doğruydu. 88’de Sallai’nin Mert Müldür’e faulünde de doğru bir sarı kart çıkarttı ancak pozisyonu avantaja bırakmayarak önemli bir hata yaptı. Fenerbahçe’nin önemli bir akınını kesti. 90+1’de Davinson’un Kostic’e faulünde avantaj sonrası gösterdiği sarı kart yerindeydi.

Son 10-12 yıla yayılan hakemlik yönetimindeki hatalar maalesef bizi bu noktaya getirdi. Yabancı VAR’dan sonra yabancı hakem kaçınılmaz sondu. “Yabancı hakem geldi, hata olmayacak!” diye beklemek hayalden öteye gitmez. Hakem üzerinden yürüyen tartışmalar da bitmeyecektir. Zaten yabancı hakem kararının ve isminin açıklanmasından sonra kamuoyunda konuşulan ve tartışılan konular herkesin malumu... Yabancı hakem kararı futbolumuza huzur ve sükûnet getirmedi.

Temel problem güven

Avrupa’da elit kategori olarak kabul edilen en üst seviyede 30 hakem var. Vincic de o kadronun hakemi ve üst düzey maçlarda görev alıyor. Tecrübesine ve kalitesine söz söyleyecek halim yok. Ama dünya statlarında maç yönettiği ‘steril’ ortamı burada bulamayacağı kesin! Dünyada hata yapmayan hakem yok. Elbet yabancı hakem de hata yapacak. Bizim Türkiye’deki temel problemimiz ‘Güven’. Sisteme ve hakemliğe güveni tesis etmeden atacağımız her adım günü kurtarmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bizim kalıcı ve sürdürülebilir çözümlere ihtiyacımız var.

Tartışmalar son bulacak!

Her şeye rağmen ben yabancı hakem kararını olumlu karşılıyorum. En azından yabancı hakemin çözüm olmadığını bir an önce fark etmiş olacağız! Sürekli gündeme gelen ve kısır bir tartışmaya dönen ‘yabancı hakem’ tartışmaları da kendiliğinden son bulmuş olacak!

Ali Şansalan’ın uzun süredir Fenerbahçe maçlarına çıkmamasının doğurduğu psikolojik gerginliğinin kararlarına yansıdığını, tecrübesinin aksine çok sayıda faul ve kart hatası yaptığını düşünüyorum.

Diğer yandan da şanslı gününde olan Şansalan, kritik bir karar vermek zorunda kalmadı. Cılız penaltı beklentilerine devam kararları doğruydu. Talisca’ya çıkan sarı kart doğru ama Winck’in kartı hatalıydı. Üst üste faul yapan Fred’in maçı kartsız tamamlamaması gerekirdi.

Cihan Aydın ve ekibi, maç boyunca çok dikkatliydiler. Maça iyi hazırlandıkları her hallerinden belliydi. Üst düzey konsantrasyonla yönettikleri maçı sorunsuz tamamladılar. Son düdüğü çaldığında, arkasında tartışılacak bir pozisyon bırakmadı.

Beşiktaş-Trabzonspor mücadelesinde orta hakem Cihan Aydın ve ekibi, maç boyunca çok dikkatliydiler. Maça iyi hazırlandıkları her hallerinden belliydi. Üst düzey konsantrasyonla yönettikleri maçı sorunsuz tamamladılar. Sahada oyuncuların, kenarda teknik heyetlerin hakeme ve rakibe saygılı davranışları da hakemin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Herhangi bir ceza sahası pozisyonuyla karşılaşmayan Cihan Aydın, kritik bir karar vermek zorunda kalmadı. Maçta elini üç kez sarı kartına götüren hakem, bu kartlarında haklıydı. 63. dakikada Mendy’nin Gedson’u çektiği pozisyonda göstermediği sarı kart, maçtaki tek kart hatasıydı. Son düdüğü çaldığında, arkasında tartışılacak bir pozisyon bırakmamış oldu.

Hakemin faul ve kart hataları vardı. Bu seviye için kabul edilemeyecek boyuttaydı. Maundoiki 18’de görmediği sarı kartın ardından 23’te de hak ettiği sarı kartı görmedi. Lungoi ise itirazdan dolayı gördüğü sarı kartın ardından, Torreira’ya yaptığı faulde ikinci sarı kartı görmesi gerekirdi. Ancak sarı kart Torreira’ya çıktı. 64’te Sorescu top oyunda değilken rakibinin bileğine acımasızca bastı. Bu kırmızı kartlık bir basmaydı. Bu dakikada Sorescu’nın sarı kartı vardı. En azından ikinci sarı kartla atılmalıydı.

Devam kararı doğru

Galatasaray’ın golünde şeklen ofsayt pozisyonunda olan Sallai, hareketsiz. Açık bir aksiyon içerisinde değil. Kalecinin görüş alanında da değil. Savunma ve kaleci için açık bir etkisi de yok. Gol kararı bence doğru. Ceza sahasında top Sanchez’in koluna temas edince penaltı beklentileri oldu. Muslera’dan seken top, çok kısa mesafeden, beklenmeyen şekilde Sanchez’in koluna geliyor. Pozisyonun başından itibaren Sanchez’in topun ele temasını önlemek için çabası var. Elini toptan kaçırmaya çalışıyor ama başaramıyor. Devam kararının doğru olduğunu düşünüyorum.

Hakem açısından oldukça zor bir maç oldu. Kritik kararlar verdi. Sarı kartlarında ve bazı faul değerlendirmelerinde hatalar yaptı. Amranat’ın hareketine çıkarttığı sarı kart doğruydu. Zaman geçirmeler konusunda önce çok rahat davrandı, sonra sertleşti. Kabak Ghezzal’ın başına patladı. Maçın 21. dakikasında Olawoyin hakemi aldattığı için sarı kart gördü. Çok doğru bir sarı karttı. Aynı oyuncu korner kullanıldığı sırada, hiç topla ilgisi yokken rakibi Skriniar’a sarılarak düşürdü. VAR’ın yerinde müdahalesi ile penaltı kararı verildi. Karar doğruydu.

Eğer küfür ettiyse…

72. dakikada oyuncu değişikliği sırasında hakem ile Ghezzal arasında uzun boylu bir diyalog yaşanıyor. Hakem yerde oturan Ghezzal’a bir şeyler söylüyor. Sonra Ghezzal’a sarı kart çıkartıyor. Sarı karta karşılık Ghezzal’ın hakeme bir sözü var. O söze karşılık hakem kırmızı kartını çıkartıyor. Ne dediğini bilemediğim için hakemin kararına doğru ya da yanlış deme şansım yok. Küfür etmişse, karşılığı kırmızı karttır.

Twente - Beşiktaş maçının Polonyalı ünlü hakemi Szymon Marciniak, kendisi ve ekibi açısından rahat bir maçı geride bıraktı. Zorlanacağı hiç bir pozisyonla karşılaşmadı. Oyuncular işini zorlaştırmadı. Kararlarına saygı gösterdiler. Sahip olduğu önemli kariyerin güveni davranışlarına yansıyor ve müthiş bir özgüvenle maç yönetiyor. Bu da işini fazlasıyla kolaylaştırıyor.

Maç boyu karar standardı yüksekti. Maçta tartışılacak bir ceza sahası pozisyonu yaşanmadı. Polonyalı hakem 5 kez sarı kartına başvurdu, 4’ü Beşiktaşlı oyuncular içindi. 1 sarı kartı hariç diğer kartlarında haklıydı. Son düdüğü çaldığında maçın gidişatını etkileyecek bir hataya imza atmamıştı. Sorunsuz bir maç tamamladı.