‘’İşgüzarlar derbisi‘’
Pazar günü Şenol hoca iki taç çizgisi arasında kontrol edilemez bir oyuna geçtiğinde Fenerbahçe’nin kompakt oyunu dağıldı. Bu geniş alanda pres yapmak zordu. Hele de Beşiktaş bu kadar hızlı oyun yönünü değiştirirken. Dün başlangıçtaki plandaki gibi, Caner ve Lens’le bu kolay olmuyor. Bu oyunda Beşiktaş sıklıkla solundan geldi. Sağını kullanamadı. Pozisyon ve gol buldu, Fenerbahçe’den oyunu tam olarak alamadı. Alper atıldıktan sonra Fenerbahçe’nin golü bulabilmesi bundan. 2 isabetli şuttan 2 gol çıkardılar. Hatta belki de Şener’in şutu kaleye gitmiyor bile olabilir. Durum bu olduğundan Şenol hoca, pazar akşamki devre arası hamlelerine döndü. Babel ve Quaresma oyuna girdi ve hemen alanı genişletip oyunu aldılar. Ancak Quaresma işgüzarlık ve sorumsuzlukta Alper’i de geçerek atılınca psikolojik üstünlüğü Fenerbahçe’ye verdiler. Doğrusu vermek istediler. Ama Volkan kaptan olarak bunu kibarca ve ısrarla geri çevirdi. 9’a 10 oyunda Beşiktaş yine doğru ve istediği oyunu oynasa da sezon boyunca yaşadığı gol sorunu onlara engel oldu.
Gecenin sorusu
Bu maçın sonunda hakemi değil de sorumsuz oyuncuları konuşabilir miyiz? Çok sanmıyorum ama denemek lazım. Alper, Quaresma ve Volkan sorumsuluğun kitabını yazdılar.
Maçın starı
Yok öyle bir şey.
Maçın olayı
Maçın kendisi olay. Dramdan komediye giden bir olaylar zinciri. Hadi canım sen de diyebileceğiniz bir senaryo. Kırmızı kartlarda hakeme değil, görenlere itiraz etti arkadaşları.
‘’Başakşehir'in bağı çözüldü‘’
Ümit Özat’ın ekibi 90 dakika boyunca ligde oynanmış en disiplinli oyunlardan birini oynadı. Son derece hareketli olmalarına rağmen birbirlerine yakın durdular. Pozisyon sadakati hep en üst seviyedeydi. Ön alan baskısıyla başladılar. Başakşehir bu baskıyı kırıp rakip alana geçince bu kez hiç dağılmadan geriye çekilip orta saha çizgisiyle birlikte aynı alan oyunu oynadılar. Başakşehir kanatlara rahat dönemedi. Elia ve Visca’yı alışıldık seviyede kullanamadı. İlk yarıda Visca’yla bir kez gollük pozisyona girebildiler. Ümit Özat’ın bu pozisyonda oyuncularına verdiği tepki neyin ne olduğunu anlatıyor aslında.
Bu oyunla yokuş dik!
Başakşehir’in eksiği bu tip bir alan oyununa karşı bir şampiyoluk adayında mutlaka bulunması gereken coşkuydu. Böyle bir disiplinli takıma karşı vites artırmak, seyirciyle bütünleşip yüreklenmek ve korkutmak gerekir. Şampiyonluk yolu biraz da böyle aşılır. Ancak dünkü tirbünlerle ve coşkusuz oyunla yokuş oldukça dik. Son derece iyi planlanmış oyuna rağmen.
Günün sorusu
Dün akşam iki önemli puan kaybeden Başakşehir için soru şu: Seyircisiz şampiyon olunur mu? Seyircisiz, bir şampiyon gibi coşkulu olunur mu?
Maçın starı
Düzgün bir frikikle ltakımına 1 puanı getiren Abdurrahman Khalili'nin yanı sıra Scekic, Uğur, Claro iyiydiler. Ancak Başakşehir karşısına farkı yaratan en önemli şey takım oyunuydu. Bunu sağlayan Ümit Özat'ı başa yazmak lazım.
Maçın olayı
Maçın kaderini etkileyen en önemli olay kuşkusuz ki Volkan Babacan’ın yediği gol. Hava şartları bunda etkili oldu muhtemelen. Yine de Gençlerbirliğini’nin ortaya koyduğu iyi oyuna rağmen işi değiştiren bu oldu.
Kısa mesaj
Gökhan İnler’in Mahmut’un yerini dolduramadığını söylemek lazım. Başakşehir’in ideal 11’inden bir eksik çok eksik oluyor.
‘’Kalite farkı‘’
İsmail oyundan çıkana kadar Aykut Kocaman’ın kurduğu oyun Başakşehir maçındaki kadar iyi olmasa da iyi bir baskı yaratıp Beşiktaş’ı oynatmadı. Sonrasında Isla sola Şener sağa geçti. İkisi de arka arkaya sarı kart gördü. Şener kariyerinin en şaşkın oyunlarından birini oynadı. Fenerbahçe öndeydi. Ancak son dönemde formsuz olduğunu söylediğim Şenol Güneş üst üste hamlelerle oyunu aldı. Hem de yine çok eleştirdiğim hamlelerle savunmasıyla oynayarak. Tabi bu kez onu seyreden ve tepki veremeyen bir rakip vardı. Babel’i merkeze Tosic’i sol kanada çekerek oyunu çizgiden çizgiye genişletip Fenerbahçe için baskı yapılamaz bir alana yaydı. Üstüne Sarı-Lacivetliler, sürekli pas hatası yapınca rakiplerini boğdular. Nefes aldırmadılar.
Yarı sahaya giremedi
Fenerbahçe, 40 metreden attığı bir şut dışında rakip yarı sahaya bile doğru dürüst giremedi. Güneş’in kaliteli ve sonuç veren dokunuşları iki takım ve iki teknik direktör arasındaki kalite farkını da ortaya koydu. Münih şoku Güneş’i kendisine getirmiş belli ki. Hem de fazlasıyla.
Gecenin sorusu
Şenol Güneş temel hamleyle maçı bitirirken Aykut Kocaman ne bekledi?
Maçın starı
Güneş, Quaresma’yı rahatlatmak için her şeyi yaptı. Onun markaja girmemesi için dizayn edilmiş bir oyun bu. Bu oyunda hem pasör hem de dün şutör olarak harikaydı. Kameni’nin çıkardığı trivelası attığı golden daha iyiydi. Son golü ise Kamerunlu’yu paralize etti.
Maçın olayı
Beşiktaş, Fenerbahçe’nin iki katından fazla pas yaptı. 5 katı orta, 6 katı korner. İki katından fazla da şut. Ancak iki takımın isabetli şut sayısı aynıydı. Beşiktaş’ın bu senesini işte bu anlatıyor. Böyle bir oyundan normalde tarihi bir fark ve liderlik çıkmalı.
KISA MESAJ
Şampiyonlar Ligi her şartta yüksek ritim demektir. Orada paramparça olsan da ligde seviyen artar.
‘’Tek kolla Ejderha'ya karşı‘’
Maç öncesi keşke olsa dediğim Bayern’in eksik kalmasıydı. Hatta yayında da bunu söyledim. ‘15’de Hummels kırmızı görse mesela ne güzel olur...’ Belki böyle bir denklik sağlamak mümkün olabilirdi. Aksine maçı bitiren bir şey oldu. Vida’nın Beşiktaş’a Şenol Hoca’nın oyun tercihlerine henüz ikna olmadığını düşünüyorum. Dünkü kadroda da itiraz edebileceğim ilk isim oydu. Çünkü özellikle takım boyunun kısa tutulmasına kendisini sürekli geri atarak darbe vuruyor. Gördüğü kırmızı kartıysa sadece onun hatası olarak ele almamak lazım. Beşiktaş kariyerinin en kötü maçlarından birini oynayan Atiba’nın saçma pasında yaşanan pozisyon sadece onun günahı değil. Caner’in ve Atiba’nın aldığı risk o dakikada o statta alınmaması gereken bir riskdi. Bayern’e karşı bu durumda kalmak ejderhaya karşı tek kolla savaşmak demekti.
Gecenin sorusu
Şenol Hoca savunma göbeğiyle neden bu kadar oynuyor. Vida atılınca Medel yerine geçti tamam. Sonra neden Tosiç giriyor ve yeniden Medel orta sahaya. Oğuzhan ve Tolgay bu kadar mı zayıf? Love çıkıyorsa Negredo giremiyor mu?
Maçın starı
Coman. Hem orta saha, hem hücumcu, hem golcü. Tutulması, özellikle de Alaba ve Lewandowski’nin arasında böyle bir organizasyonun parçasıyken.
Maçın olayı
Kuşkusuz kırmızı kart akla gelir. Ama Love’un 18’de karşı karşıyada kaçırdığı pozisyon gol olsa yaşanabilecekleri merak etmiyor da değilim. Bir anlık bir şok. Belki anında bir orta saha müdahalesi. Kartla yeniden dağıtılabilirdi.
Kısa mesaj!
Sıfır hata lazımdı. En büyüğünü yaptık...
‘’Kuşkular‘’
Kayseri maçından sonra artık Galatasaray’ın bir deplasman oyunu var demiştim ama dün kuşku yaratan bir performans yaşadık. Kasımpaşa’nın savunmada kaldığı ilk 20 dakikada Galatasaray’ın bildik presini yapamayışının sebebini iyi araştırmak lazım. Galatasaray bu ön alan presini yapmazsa bu orta sahayla sıradanlaşıyor. Top onda olsa da oyunu alamıyor. Tüm bunlar maç 20 km ötede oynandığın için meydana gelmemeli.
Galatasaray presi yapamayınca Kasımpaşa bildiği oyuna yavaşça geçti ve pasla 2. bölgeye geçip sonra da özellikle Mensah’ın çabasıyla hızlı akınlar yapmaya başladılar. Galatasaray’ın bundan nasıl çıkabileceğini Donk’un golde yaptığı gibi hızlı geçiş oyununda gördük. Ancak bunun başka bir örneğine rastlayamadık. Aksine bunu Kasımpaşa’dan sıklıkla gördük. Oyunu onlar aldı. Gomis’in rahatsızlığıyla konuk ekibin ciddi bir konsantrasyon kaybı yaşadığını da söylemek lazım.
Gecenin sorusu
Uzatma dakikalarında Gomis’in 6 pastan vurduğu şutun bu kadar zayıf gitmesiyle maçta bayılmasının bir ilgisi var mı? Bunu düşünmeden edemiyor insan.
Maçın starı
Donk’un şahane pasıyla Rodrigues’in yaptığı vuruş inanılmaz. Koita’nın attığı gol de. Ama Kasımpaşa açısından en yüksek çaba Mensah’tan geldi. Sert bir orta sahaya karşı takımını çıkaran oyuncu oldu.
Maçın olayı
Gomis daha önce de birkaç kez bu sıkıntıyı yaşamıştı. Dün yere düştükten sonra oyuna, hem onun hem Galatasaraylı oyuncuların hem de izleyen bizlerin konsantre olması imkansızdı.
KISA MESAJ
Yetiş Fernando...
‘’Giuli fark yaratıyor‘’
Bu maçı Başakşehir maçının devamı olarak göremeyiz. O topa sahip olmak isteyen bir takıma karşı bir deplasman oyunuydu. Bu direkt oynamaya çalışan bir takıma karşı iç saha oyunu. Fenerbahçe geçen hafta o klasman oyunun zirvesini yaptı. Fenerbahçe’nin bu oyunun mükemmelini oynaması zor. Çok zor. Aykut Kocaman geçen haftaki oyuna bakarak dünkü oyunu beğenmiyor. Bu doğru değil. Bunlar elmayla armut. Fenerbahçe dün zaman zaman geçen haftaki pres oyununa yaklaştı. İki bekin hücumun parçası oluşu Valbuena ve Aatıf’ın içe dönerek oynamasıyla pas opsiyonlarını artırdı. Giuli ilk golü atarken yanında olan ve ona ‘hadi sen vur tamam’ diyen Isla. Fernandao golü atarken daha iyi pozisyonda olan da o. İşte konu bu. Aykut Kocaman bu sahnelerde rakibini akını tamamlamasını dert ediyor. Ancak Roman ve Neto’yla oynarken bu normal. Kjaer tarzı bir savunmayla bu olmaz ya da daha az olur. İç sahada bu kadro için bu normal ve kötü değil.
Gecenin sorusu
Valbueana oyuna ikna olmuş gibiydi. Bakalım yıldız performansını bu yapının içinde de daha fazla sergileyebilecek mi?
Maçın starı
Giuliano sakatlıktan Dünya Kupası aşkı ve iş ahlakı sayesinde fit döndü. Bu sene Fenerbahçe’de fark yaratan oyuncu o. Dün Valbuena’nın pasında topu alışı klas. Kaleciye zor çalımı kolaylıkla atıp bileşik hareketle saniyeler içinde düşünmeden yaptığı vuruş işi çözdü.
Maçın olayı
Fernandao’nun santrfor oyununun dışına çıkması. Guiliano’yla birlikte bir tandem yarattı. Savunmada yardımın dışında akın sırasında zaman zaman geriye gelip oyunu genişletmesi yeniydi. Bazen oyuncuya güven geldiğinde böyle etkiler ortaya çıkabiliyor.
Kısa mesaj
Pres ‘hadi sen oyna’ deyip topu Fenerbahçe’ye veren bir rakibe karşı da etkili oldu bu kez.
‘’Adana'da 5.2'lik deprem‘’
Adanaspor orta sahaya hakim olmak isteyerek oyuna başladıysa da Gazişehir Tugay, Jefferson ve Gökhan’la alan oyununu iyi oynayarak ev sahibine çok imkan vermedi. Belki Adanaspor Bahattin Köse’yle buldukları pozisyonu değerlendirebilmiş olsa kazanılacak güvenle oyunu istedikleri şekle getirebilirlerdi ama bu olmadı. Sonrasında yaşanan ligin 2. yarısında hemen her maçta yaşanan krizin daha yoğun bir şekilde ortaya çıkmasıydı. Savunmada korkunç yerleşim ve müdahale hataları üst üste geldi. Savunmada çözüldüler. İlk golde Gökhan Alsan’ın akıcılığını övmek görevimiz.
Bu kadar hata olursa
Öte yandan Adana savunma göbeğinin birbirine dolanması kabul edilebilir değil. Gökhan çok seri bir dönüşle kapıyı açtı. Sonrasında ev sahibinin 4 maçtır süregelen kötü gidişi psikolojiyi etkiledi. 2 ve 3. gollerde de benzer savunma yerleşim ve hamle hataları rol oynadı. Adana çok uğraşıp zor pozisyon bulurken Gazişehir sadece doğru durarak rakibin ikramlarını değerlendirdi. İkinci yarıya girerken Osman Özköylü’nün Kalu-Emre Can değişikliği doğru bir hamleydi. Oyunu daha ön alanda oynamaya çalıştılar ancak akında genişlik sağlayamadıkları için pozisyon bulmaları kolay olmadı.
Kesintiye rağmen
Gazişehir kendi sağ kanadını kullanarak, iyi çıkarak farkı 4’e getirdi. Adanaspor’un sonrasında farkı 2’ye indirişi kendi çabalarından çok konuk ekibin rahatlamasındandı dersek yanılmış olmayız. Elektirk kesintisi sonrası kendilerine gelip 5. golü buluşları da bunu doğruluyor.
‘’Lideri büktü‘’
Başakşehir’in değil belki ligin en oyuncusu Emre Belözoğlu. Duran top kalitesinin yokluğu 1 puan değerinde. Ama Epureanu ve Mossoro da fazlasıyla arandı. Beklendiği üzere ön alan baskısıyla oyuna giren Fenerbahçe rakibini kendi genetiğinden kopardı. İlk golü bulduklarında 3 net gol kaçırmışlardı. Rakip savunmanın top ayağındayken hemen her seferinde onları hataya zorladılar. Chedjou’nun bölgesinden Dirar, Giuliano ve Fernandao’yla kolay kaleye sarktılar ve Başakşehir bir süre sonra uzun vurmak zorunda kaldı. Ancak bunda da savunma kusursuza yakın bir kompakt oyun oynadı. Neto ve Roman orta sahalarına yakın durup Visca, Arda ve Adebayor’u sahadan sildiler. Teknik anlamda, bu kadronun potansiyeli göz önüne alındığında eleştirilecek hiçbir şey yok. Fenerbahçe oyuncuyla değil oyunuyla kazandı. İBFK ise oyuncuları olmadığı için oyununu kaybetti ve yenildi.
Gecenin sorusu
Mathieu Valbuena, Aykut Kocaman’ın bu oyununa ikna olacak mı? Yoksa sezonun geri kalanında da rotasyon oyuncusu olarak kenarda beklemeyi kabul mu edecek?
Maçın starı
Neto - Roman ikilisi mükemmele yakın oynadı. Giuliano ve iki gol atan Fernandao parladı. Ancak Dirar’a ayrı bir parantez açmak lazım. Sezon başında onun böyle bir fiziki güç gösterisine girebileceğini hiç tahmin etmezdim. Maçın yıldızı oydu.
Maçın olayı
İkinci gole bakın. Adebayor saçma bir top kaybı yapıyor. Dirar depara kalkıp gelen Isla’ya veriyor. Ancak yakın olan Arda ve İrfan takip etmiyor. Isla ortalıyor Fernandao atıyor. Başakşehir’in genetiğinin dışına ne kadar çıktığını buradan anlayabilirsiniz.
Kısa mesaj
Aykut hocanın, “Rakipleri bükeceğiz” vaadi en üst seviyede gerçek oldu. Eğer vasat rakiplere karşı da bu konsantrasyon sağlanırsa, yarış sonuna kadar devam eder.