Arama

Popüler aramalar

‘’Kaos futboluna dönüş‘’

Türk usulü ‘Kaos futbolu’ kavramını ortaya attığımda ilk itiraz edenlerden biri, bu oyununun yaratıcısı ve bundan büyük başarılar çıkaran Fatih Terim olmuştu. Belki ben ne demek istediğimi tam anlatamadım, belki hoca anlamak istemedi. Belki kaos kelimesinin, çalışmalarının karşılığını vermediğini, bir çeşit ‘tesadüf’ çağrışımı yaptığını düşündü. Aslında Radikal Futbol Dergisi’nde bunun üzerine uzun uzun yazılar da yazmıştım ya neyse...

Bu tanımlamada ‘kaos’ sonsuz kademeli bir presle sahada rakibe oyun kurma şansı vermeden oynamak ama topu aldığında hızla ve ustalıkla kullanabilen bir oyuncu grubuyla rakibi kedere itmeye karşılık geliyordu.

Tolga’nın becerisi

Tudor ligin 3. haftası itibarıyla bu plana bilerek ya da bilmeyerek dönmüş gibi görünüyor. Asıl önemlisi uygulatabiliyor.

Gomis olağanüstü bir pres yapıyor. Linnes ve Mariano rakibin kaptığı topları geniş alana açmak için yaptığı hamleyi hemen tıkıyor. Ndiaye’ye Belhanda destek veriyor, Fernando yönetiyor. Tolga ve Rodrigues ise kanat hücumcusundan ziyade, ekstra pres adamı. Bu, Şenol Güneş’in 2.5 savunmacı, gerisi hücum tezinin antitezi gibi. Savunma göbeği ve Fernando dışında herkes - Can Bartu’nun kulakları çınlasın - Çin Ordusu gibi basıyor. Ancak bu kadroda teknik becerisinden en çok şüphe edebileceğiniz oyunculardan Tolga’nın performansının anlatığını da unutmamalı. 2 net gol de kaçırdığı maçta toplamda 4. gole ulaşıyor. Bununla da yetmiyor terse 40 metrelik 6 net pas atıp oyunu açıyor.

İki takım çözebilir

Bu Gomis’ten başlayarak sonsuz presle oyunu kaosa itip kendi düzenini kurma planı oyun mantalitesi açısından 96-2000 dönemine bir dönüş. Ve gariptir ki Östersunds elenişi bu yolda bir şans. Çünkü iyi pas yapan takımlar, bu pres oyunu olgunlaşmadan karşılaşırsanız sizi çok kolay çözer. Öte yandan bu oyunu Türkiye’de çözebilecek sadece iki takım var. Başakşehir ve Beşiktaş. Çünkü dün Sivas ve Samet Aybaba yapılabilecek her şeyi yaptı.

26 Ağustos 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Vitor Pereira'dan daha kötü‘’

Aykut Kocaman, Advocaat ve Pereira’nın gerisine düşerek başladı. Bu yeniden yapılanma dönemi için pek hayırlı değil. İşin acıklı tarafı şu andaki kadro için daha ötesi de yok. İlk maça oranla orta sahanın oyuna katkısı çok daha iyiydi. Sınırlarını zorladılar. Zaten sorun da bu.

Şanssız olan Vardar

Bu iyi olma durumu tabii ki sadece yapısal olarak ve tabii oyuncu kalitesi ölçüsündeydi. Valbuena’ya tamamen bağlı ama onu da destekleyemeyen bir oyuncu grubuyla kalite üretmek olanaksız. Ozan bu kez arkada hücum alanına uzak kalmadı. Dönenleri toplama ve kanat oyuncularının içeri döndüklerinde markajsız adam bulma konusunda katkı verdi. Ancak sürekli şut denedi. Net bir kafa vuruşunu da korkunç kullandı. Aykut Kocaman yine şanssızlıktan bahsederse ona hatırlatmamız gereken, iki topu direkten dönen takımın Vardar olduğudur!

6’lı savunma bozulmadı

Vardar’ın orta saha kanatlarını da savunmanın kenarına getirerek 6’ladığı oyunda eksik kalan İsmail ve Isla’nın çizgiye basarak oynamamasıydı. 6’lı savunmayı enine açıp araya adam sokma konusunda istediğini yapamadı. Yani Fenerbahçe rakibi baskı altına almış gibi görünüyordu. Ama savunmayı açıp araya ekstra adam sokamayınca, orta kalitesi ve Van Persie’nin paslı oyunu buna eklenince istenen seviye, sayı ve kalitede pozisyon bulamadı. Öte yandan Vardar için aynı şeyleri söylemek mümkün. Baskı altında oynadıklarını söyleyebilirsiniz. Ama bu istemedekileri bir şey değildi. Şekilleri hiç bozulmadı.

Kaleci hataları sistematik

İlk yarıda Isla, 2. yarıda Ozan’ın kafası 2 net pozisyon. Yerleşik savunmaya erken ortayla alınmış iki şans. Onun dışında duran toplarda bile açık vermediler. İlk yarıda 2, ikinci yarıda 2 net kontra şansı buldular. 2 topları direkten döndü. 2 gol attılar. Fenerbahçe orta sahası bu kez çabalı olmasına rağmen kalitesi yetmedi. İşte bu yüzden orta sahayı yıkıp yeniden yapmak gerekir. Kaleci konusunun da altını çizmek lazım. 4 maç üst üste tekrarlanan kaleci hataları bireysel olarak değerlendirilmez. Sistematiktir. Zaten kaleci bireydir. Yaptığı hata sahada grup hatası olamaz. Ancak kökünde kaleci departmanının genelini ilgilendirir.

24 Ağustos 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tamirat değil inşaat‘’

Aykut Kocaman’ın gerek finansal zorluklar gerekse de oyuncularına inancı nedeniyle başta yapmaya çalıştığı tamirat girişimi doğru bir yaklaşımdı. Özellikle Ozan, Souza ve Topal’ın, Van Persie’nin potansiyellerinden daha önce yararlanılamadığı, bu oyuncularda daha fazlasının olduğu konusundaki inancının karşılığı olup olmadığını test etmek gerekliydi. Ben de hocanın onlara güveniyle Fenerbahçe’nin elindeki her bir oyuncunun yeni transfer olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşündüm. Ancak oyuncular bunu reddediyor.

Omurga sil baştan

Ben, “Alper’den olmaz” dedikçe Alper müthiş bir sporcu refleksi sergileyip “Benden olur. Ben bu formayı bırakmam” diye bağırıyor. “Topal, Souza ve Ozan’dan daha fazlasını almak mümkün” dedikçe bu oyuncular, “Hayır bizden olmaz” diyor. Fenerbahçe artık omurgasından tamirat yapmaya çalışmak yerine, bu bölgeyi yıkıp yeniden inşa etmek yoluna gitmeli. Ondan sonra eğer bu oyuncular kadroya girebilecek seviyeye girerse kullanılırlar. Fenerbahçe orta sahasını, omurgasını yeniden inşa etmezse, Giuliano ve Valbuena oyun kurmak için geri gelmek zorunda kalacaklar.

Fener’e Fernando lazım

Halbuki bu oyuncuların ceza sahası çevresinden top kullanması gerekiyor. Kısa mesafede verkaçla iş bitirecek oyuncular. Bu sebeple orta sahada Fernando tarzı baskıdan hızlı top çıkarmayı bilen bir oyuncu gerekliliği doğuyor. Tabi bir de alan kat edebilen, iki yönlü ve kalabalık içinde çalışabilecek bir orta saha. Bu uzun vadede Elif Elmas olabilir. Potansiyeli yüksek. Ekici de iyileşip bir seviye atlarsa ne ala. Ama kesin olan şu. Artık tamirattan vazgeçmek lazım. Yeni bir yapı inşa etmeli.

Kaleci departmanı

An itibarıyla Fenerbahçe’nin kaleci departmanının yaptığı işte sorun var. 3 maç üst üste 2 çok tecrübeli eldivenden bu kadar hata çıkıyorsa kalecilere değil, onlara karar veren ve onları çalıştıran mekanizmaya bakmak gerekir. Sorun sadece kaleci performanslarından ve bu oyuncuların düşük performanslarından da değil. Kameni’nin topu oyuna ısrarla uzun topla sokma çabasından Vardar’da ilk gol yendi. Trabzonspor maçında da durum çok farklı değildi. Volkan 24 pasın 14’ünü uzun kullandı. Autların yarıdan fazlasını uzun vurdu. Büyük takım böyle oyun kurmaz.

Alper takımın en iyisiyse...

Alper’in takdire şayan çabası iyi bir sporcu refleksi. Takımın özellikle ilk yarıda en iyisi olmasıysa Alper’in değil, takımın durumuyla alakalı. İyi bir omurgayla Tolga’nın Galatasaray’da işe başka türlü yaraması gibi, Alper de dinamizmi ve çabasıyla iyi bir omurganın destekçisi olabilir. Ancak omurganın bir parçası olması birkaç gömlek ilerlemesiyle mümkün. Top tekniğinin yetersizliği nedeniye 360 derecede kalabalıkta iş çözmesi zor. Çizgiye yaslandığında sergilediği oyunla, kalabalık arasında girdiğinde yaptıkları arasında seviye farkı var. Alper’in bu kadar dikkat çekmesinin ana sebebiyse, takımda topla adam geçen, kat edebilen oyuncu olmayışından. Alper’i el üstünde tutmak lazım. Onun da bu isyanına devam etmesi... Ama onun ‘en iyi’ olduğu bir takım şampiyon olamaz.

23 Ağustos 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Acemilik!‘’

Fenerbahçe geçen iki yılda omurgasını istediği seviyeye çıkaramama sorunu yaşadı. Maça başlayan omurga, bu sorunları gidermek bir yana Kjaer’i kaybetmiş bir yapıydı. Dar alandan çıkamayan bir yapı. Böyle olunca Dirar ve Valbueana, çözecekleri yerde topla buluşamadı. Top çıkarmak için geri gelmek zorunda kaldılar. Trabzonspor da sertlikle bunu yanıt verdi. Buna Kjaer sonrası Skertel’i de düşüren yapısal ve form bozukluğu ortaya eklenince Burak sahneye çıktı ve moral üstünlüğü Trabzonspor’a geçti. Fenerbahçe açısından savunma sorunu bununla bitmiyor.

Burak büyük şanssızlıktı

Olağandışı bir kaleci performans düşüklüğü var. Altyaş gruplarında dahi görülmesi zor, toptan bir acemilik söz konusu. Gol olması için rakibin ekstra şutlar atmasına gerek yok. Bunun yanında van Persie de çok düşük. Yani toplamda: Kaleci, orta saha, santrfor dökülüyor. Fenerbahçe oyuna böyle başladı. Aykut Kocaman sahaya Advocaat’ın ne kadar haklı olduğunu ispat etmek için çıkmış gibiydi. Bu tabloda Trabzonspor açısından Burak’ın erken sakatlanması büyük şanssızlık oldu. Çünkü bu merkeze karşı Burak’ın yapabileceklerinin sınırı yok.

Alper’in isyanı var...

Burada Alper’e bir parantez açmak lazım. Değil Fenerbahçe’de Eskişehir’de 10 numara olmaz... Bu kesin. Fakat isyanı takdire şayan. Alex’li, Roberto Carlos’lu, Appiah’lı, Tümer’li vs bir takımın Tuncay’ı olabilir. Onun kadar isyankar. Ama onun üzerine takım kurulamaz. O sorun değil, o bir kazanç. Ona bu rolü yüklemekse haksızlık. Özetle Kocaman sanırım ilk yarıdaki seçimleri nedeniyle pişmanlık duyacak. Savunma garantisi yokken bu kadar edilgen bir takımla maç kazanmak zor. Fenerbahçe kaleye yakın oynamak zorunda. Stoper, 2 orta saha santrfor şart. Topal, Souza, Volkan vs. çok az zamanları var...

21 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Omurga farkı‘’

Bülent Uygun biraz da kadro dayatmasıyla ilginç bir strartejiyle, en az kostümü kadar ilginç bir planla oyuna başladı. 4-6-0’la orta çizgiye kadar rakibe hiç müdahale etmediler. Göbekte kalabalık oldular. Sanırım kaptıklarıyla Serdar ve Umar Aminu’yu hızlı kaçırmak istediler. Ancak topu kaptıklarında birbirlerine o kadar yakın durdular ki, topu geniş alana açmak imkansız oldu. Gevelediler. Galatasaray orta sahası da Çin ordusu gibi saldırınca hiçbir şey üretemediler. Bu göbeğe toplanma durumu, artı Galatasaray’ın savunmada rahat ve garanti oyun kurulumu özellikle topu sağ kanada geçirdiklerinde etki yarattı. Rodrigues-Mariano ikilisi, Tiago için zor bir rakip oldu. İş de zaten oradan çözüldü. Osmanlı açısından Gomis’in korkutucu vuruşlarından daha rahatsız edici olan ön alan baskısıydı. Yani Osmanlı’nın yapmadığını Fransız harika yaptı. Ona Tolga, Belhanda ve Rodrigues de ayak uydurdu. Osmanlı tamamen işlemez hale geldi.

Uygun sonra vazgeçti

İkinci yarıda Bülent Uygun hiç işlemeyen planından vazgeçti. Serdar’ı savunmanın arasında santrfora aldı. Umar onu arkadan destekledi. Kanatta da Regattin iş yaptı. Ancak asıl fark artık, Galatasaray savunmasına baskı yapmaya başlamaları oldu. İlk yarıdaki aşırı güç harcama Galatasaray’ı enerji olarak biraz düşürünce Osmanlı’nın da bir şeyler yapabildiğini gördük. En önemlisi ilk yarıda baskı görmedikleri için hücuma destek vermekte zorlanmayan Linnes ve Mariano’nun artık savunmada daha fazla iş yapmak zorunda olmalarıydı. Galatasaray savunma 4’lüsü hata yapmaya başladı.

Sanki Khedira çıktı

Osmanlı Regattin’le 3-2’ye çok yaklaştı. Galatasaray’ın oyun boyu uzadı. Orta sahadaki baskı kırıldı. Ancak bu kaçan gol Osmanlı’nın da zihinsel yorgunluğunu ateşledi. Onlarda da kopuşlar başladı. Galatasaray, Ostersunds maçından sonra orta sahayı değiştirince takımın tamamı değişti. Ek oyuncular, Linnes ve Tolga’daki yükseliş hayret verici gibi görünse de doğal. Çünkü omurga her şeydir. Öyle ki Tolga’nın içinden bir Khedira çıktı sanki. Şimdi Tudor’un düşüneceği şey Feghouli’ye nasıl yer bulacağı. Güzel sorunlar.

20 Ağustos 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’5 oyuncu lazım‘’

Fenerbahçe’nin Graz’dan İstanbul’da yediği gol kombine bir yerleşim ve hamle hatası zincirinden. Göztepe’den yenen ikinci gol de öyle. Dün yenen gol ise bunun zirvesi. Kameni’nin autu uzun kullanması kaosa davet. Stoperlere baskı olsa bile o topu oradan pasla çıkartmak lazım. Topu ileri vurduğunda onu indirecek bir boy üstünlüğü yok. Top dönüyor. Topal bakmadan topu geri aşırtıyor.. Ve gol. Eğer bireysel ve takım olarak üstünseniz yerleşik savunmaya uzun top atmak üstünlüğünüzü terk etmektir. Fenerbahçe bunu yapmaz, yapmamalı. Kameni’nin kalesine gelen ilk topu yemesi değil sorun... O topun oraya nasıl geldiği. Aykut hoca bunu kalecisinden istemiş olamaz.

Ahmethan uzak kaldı

İkinci golde de durum farklı değil. Kameni kötü kaleci değil ama sakar bir kaleci. Aranan kaleci Kameni mi? Fenerbahçe’de çok eksik var. Fenerbahçe’nin hala 5 oyuncu alması lazım. Hala kaleci, golcü, orta saha, sol bek alması lazım. Fenerbahçe gole kadar hücum kanatlarını ceza sahasına yakın bölgede içeri sokarak savunma beklerini ileri çıkararak oynadı. Dönen topları Ozan ve Souza’yla karşılamak istedi. Burada eksik kalan Alper’in dar alanda merkezde kaldığında yetersiz olmasıydı. Ahmethan’ın da iyi niyetine rağmen gelen 2 çok net gollük ortada pozisyona uzak kalması belirleyici oldu.

‘Ozan’dan olur’ dedikçe...

Bu tip bir baskı oyununda eğer işi çözecek pas çevirme hızına ulaşamazsanız iş zolaşıyor. Bu problem Soldado’nun forma girmesi ve Giuliano- Ekici ikilisinin takıma montajıyla belli oranda gelişir. Buna kuşku yok. Valbuena ve Dirar’a kalmış bir hücum planıyla bu seviyedeki isimlerin 4-5’e çıkması durumu arasında geometrik bir fark olacaktır. Ama bunu arkadan desteklemek lazım. Biz, ‘Ozan’dan olur’ dedikçe o olmaz diyor misal. Isla doğru isim ama dengini solda da bulmak gerek. Yoksa Fenerbahçe çok az şey buluyor ama çok çaba harcıyor. Halbuki bu seviyede tam tersi olması lazım.

18 Ağustos 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray ısırdı‘’

Galatasaray’ın geçen sene de iyi bir hücum gücü vardı. Belki şu andakinden daha iyi. Ancak dün izlediğimiz hücum baskısı yoktu. Gomis çarpıcı yırtıcılığın yanı sıra, başlattığı baskıyla, rakip savunmanın oyun kurmasını engelliyor. Buna destek veren alan paylaşımını çok iyi yapıp rakibi baskı altına alan bir orta saha da var artık. Ndiaye enerjisini hem savunma hem dikine top taşımalarla kullanıyor. Kalabalıkta sırtı dönükken sakin top kullanma konusunda gelişirse özel oyuncu olacak. Onu Belhanda’nın duracağı yeri bilmesi oyun görüşünün yüksekliği tamamlıyor. Ancak asıl önemlisi Fernando. Dün Galatasaray’ın oyun geçişlerindeki çabukluğu birinci sınıftı. Oyunu algılayışı, basitleştirişi herkesten farklı. Kayseri’nin önde baskı kurma girişimlerinde hep düğümü çözen oydu. Hem enerjikti hem sağlam.

İşte Tolga ve Linnes

Hücumdaki savunma ve dengeli/enerjik orta sahayı kurunca en vasat oyuncunun dahi sahip olduğu kaliteyi sergilemesi kolay oluyor. İşte size Tolga. İşte size Linnes... Bu parlak oyunda Kayseri’nin sadece kenar oyuncuları oyuna sokan 5’li savunmasının orta sahada yarattığı sayısal azlığın ne kadar etkili olduğunu şimdiden bilmek kolay değil. Ancak Fegouli’nin gelişiyle orta saha hücum potasında ortaya çıkacak kalite artışının Galatasaraylılar için umudu bir üst seviyeye çıkaracağı da kesin.

Savunma problemi var

Dün Galatasaray’ı farklı kılan hücuym oyuncularının nihayet savunma konusunda verdiği destek ve bununla rahatlayan yeni orta sahanın doğru planla oyunu ele alışıydı. Dün geçen seneden kalan tek sorun duran toptan yenen goldü. Levent geçen sene de benzer bir gol atmıştı. Gerçek olan şu: Bir savunma problemi var. Bu kesin. Ancak ceza sahası kalecinin evidir. Altı pas ise yatağı. Geçen seneden bu yana söylediğimi tekrarlamalıyım. Muslera 10 adıma düşen her topa çıkmalı.

15 Ağustos 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Psikolojik üstünlük‘’

Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ın orta üçlüsüne ve Cenk’e tama saha ve sürekli, Babel ve Quaresma’ya kısmi adam adama markaj uygulayarak maça başladı. Eto’o, kapılan topları El Kebir, Danilo ve Maicon’la buluşturacaktı. Eto’o, stoperlerin dengesini bozup onların alan boşaltmasına yol açacağı için bu üçlü oralara de girecekti. Ancak Deniz Kadah’ın yokluğunda geçen seneden farklı olarak Eto’o merkezde yalnız olunca Beşiktaş merkez savunması neredeyse hiç açık vermedi.

Çalımbay’ın tercihi...

Rıza Çalımbay’ın adam adama savunma seçiminin Beşiktaş’ı zorladığı bir gerçek. Özellikle oyunun kurulumunda vazgeçilmez bir görevi olan Oğuzhan, Cenk’e attığı penaltı olan pasa kadar istediklerini hiç yapamadı. Zaten Fabri’nin bu kadar çok uzun top kullanması da bundan. Şenol Güneş bunu yapmasını mı istedi yoksa buna sadece izin mi verdi bilmek zor ama oyun kurmakta zorlanan takımının topu bir an önce 3. bölgeye yollamak konusundaki bu tercihi dikkat çekti.

Kadronun değeri bilinmiyor

Antalyaspor ilk yarıda Beck’i kaçırdıkları, onun da Boffin’de kalan bir çapraz şut tercih ettiği pozisyon dışında Beşiktaş’ı ceza sahasına yaklaştırmadı. Duran toptan Pepe’yle iki pozisyon verdiler. Yarının sonunda golü de bu şekilde buldu. Belki Rıza Çalımbay bu sert ve bol faullü savunmayla Şenol Güneş’in Konya maçında olduğu gibi çift santrfora dönüp orta sahada eksilmesini bekliyordu. Pepe buna gerek bırakmadı. Bu kadar adam adama savunma tedbirini gördükten sonra Çalımbay’ın elindeki kadronun değerini bilmediğini söylemek haksızlık olmaz.

Şampiyona tedbir tamam!

Danilo, Maicon ve Eto’o’yu geçtim ama Charles ve Sandro’yla bu takım oyun da kurabilir. Şampiyona tedbir almak tamam. Ancak 4-6 kişiyle adam adama oynarken kendi oyununu oynamak zor. Beşiktaş orta sahası henüz istenen seviyede değil. Ancak psikolojik üstünlüğü ve kadro kalitesi çok üst düzeyde.

14 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI