‘’Ve final; Fenerbahçe-Anadolu Efes...‘’
Darüşşafaka ve Galatasaray’ın mükemmel mücadele ve performanslarıyla, basketbolumuza heyecan ve renk kattıklarına şahit olmak güzeldi.
Selçuk Ernak ve Andreas Pistiolis ile sporcularını, elbette tüm emeği geçenleri kutlamak gerek. Büyük direnç, eşsiz heyecan ve kalite kattılar her mücadelede. Bravo hepsine, şükran duygularımızı da hak ettiler elbette.
‘Kalite kontrol edilmez, üretilir!’ Evet bu gerçeği kadro değerleri ve izlettikleri akıl oyunlarıyla 4 değerli kulübümüz de, harikulade örnekledi. Mücadelelerin tamamı dolu salonlarda, büyük ilgiyle izlendi. Televizyonları başındaki basketbolseverler de, muhteşem basketbol gösterilerine şahit olmanın keyfini yaşadı, ekranlardan gözlerini ayıramadı.
Açık söylemek gerekirse futbolumuzdaki ivme ve kalite kaybı, bu paralelde devam ederse; basketbol ve voleybolumuz hak ettiği ilgiyi yakaladığı gibi, palavra üretim branşı, ayaktopu traşını da her açıdan sollayacak! Başarıda zaten kesinlikle ezip geçtiler de, şimdi sıra sporseverlerin kadir bilir izleyen evsafı kalitesine ermesinde!
Galatasaray dün gece iyi başladı. Başladı da iyi tamamlayamadı! Neden? Anadolu Efes’in şampiyonlar şampiyonu Avrupa devlerini nasıl dize getirdiği ve zafere ulaştığı yine canlı canlı sunuldu da, o yüzden. 3. Periyottan itibaren Ergin Ataman ve yıldızları oyuna ele aldı, klas, deneyim, final alışkanlığı, kontrol, denge, mücadele yani zafere ulaşma adına ne lazımsa onu sahneledi ve finale 104-77’ ilk net galibiyetle gitti. Göksenin ve Micic’e şifa dileklerimi gönderiyorum. Gelmiş geçmiş olsun iki yıldızımıza.
Moerman katkısı fark yarattı. Erten Gazi ‘ben de varım’ derken, Buğrahan ‘beni izlemeye devam ediniz’ mesajı verdi. Larkin’i izlerken adeta futbol dehası Hagi’nin, basketbol versiyonunu izliyor ve büyük haz duyuyorum. Üstat Hagi’nin Monako’dan Real Madri Süper Cup finali futbol resitaline, Larkin’in basketbol sanatlarında yıllar sonra potalarda şahit olabilmek ne büyük mutluluktur bir sporsever için bilirmisiniz?
Basketbolun eşsiz sanatına vakıfsanız elbette bilirsiniz. Bilmiyorsanız acilen öğreniniz!
Yöneticileri, sporcuları, hakemleri, medyası, tribünleriyle basketbol sanatının harikulade görsellerine şahit olduk. Şimdi sıra final sahnesinde. Bu muhteşem fırsatı, şahane görseli, basketbol şölenini ; dünyanın her yöresindeki basketbolsever Türklerin izlemesi için, gerekeni mutlaka yapmalı, eşsiz finali dar bölgeye sıkıştırmamalısın TRT… Anladın dimi !
‘’Hak edenlerden biri sevindi‘’
Fanatik' te liglerimiz tomografi profesörü Tunç Kayacı; 'Hak edenlerin finali' başlığını attığı an, şahit olacağım mücadelenin kalite garantisiyle ilgili kuşkum kalmadı. Bu harika final, izlenesi gösteri bittiği anda da, yüreğim ' tüm emeği geçenlere helal olsun' dedi. Bandırmaspor taraftarları centilmenliği de ne kadar güzeldi çok üzülseler de neticede.
İlk dakikadan son anlara kadar; plan, proje, akıl oyunları içeren bir müthiş çekişme, mükemmel mücadele, sportmenlik, iyi niyet, dürüstlük ve erdem futbol heyecanımızla iç içeydi. Futbol şehri Kocaeli sezonu maalesef hüsranla kapatmış olsa da, izlenen değerler adeta pes etmek yok, inançla devam Kocaeli seslenişiydi.
İstanbulspor'a kutlu olsun
Halil Umut Meler ve yardımcıları aktif mücadelede, Mete Kalkavan ise VAR' da mükemmeldi. Hakemlerimiz finale huzur ve kalite katan kalite örneği sundu. Teşekkürler.
İlçe takımının tribünleri doldurduğu, İl kulübü İstanbulspor' un ise bir miktar sevdalısıyla desteklendiği final Sarı-Siyahlı eşsiz tarihli camianın sevinciyle noktalandı. Bu tarihi değere sahip çık ve sevgini lütfen yansıt eeey İstanbul ve İstanbullu!
34' te plakayla müsemma olağan üstü kalitede bir kafa golü attı İbrâhim Yılmaz 1-0Çizgiden son anda topu çeviren Etemi ve nefis asisti, İbrahim' in kaleci Gökhan'ı çaresiz bırakan vuruşu harikuladeydi.
45' te hakemler koordinasyonu neticesi VAR uyarısıyla gelen peş peşe 2 penaltı golü izledik ve 3 dakika içinde vaziyet 2-1' e geldi. Kader işte hak edenlerden sadece biri sevindi. Futbol böyle bir şey işte sevineni üzüleniyle …
Netice İSTANBULSPOR SÜPER LİG'DE kutlu olsun …
‘’Basketbol adına şahane gece…‘’
Potalar arası sergilenebilecek tüm güzellikler; önce insan sonra yarışmacı, Türk ve Yunan’ın kucaklaşmasıyla, sahne aldı. Pistiolis ve Ataman’ın her türlü ego, kibir ve yapaylıktan uzak, insanlık ve sportmence dostluğu samimiyetle kucaklayan ; ‘man to man’ kadim dostluk penceresinde açık ve net görüldü. Bu görüntü tribünleri, sporcuları, hakemleri, yani insani olan herkesi sardı sarmaladı ve ortaya basketbol adına şahane bir gece çıktı. Tüm emeği geçenlere şükran duygularımı, teşekkürlerimi sunuyorum.
Olağan üstü değerlerde akıl oyunları gecesiydi. İlk anından, son anına kadar nefesleri kesen bir satranç çekişmesi. Üstelik satranç ustalarının taşları son derece değerli, canlı, kanlı, heyecanlı ve adam akıllı üst düzey meziyetlerle bezeli. Vezir, şah, kale, at, fil hepsi fazlasıyla vardı fakat asla piyona rastlanılmadı! Mücadele baştan sona pırıl pırıldı.
Kazanan tarafın bir sonraki karşılaşma için büyük avantaj sağlayacağı oyunda ‘vezir’ rolü üstlenen Larkin ve Micic skoru belirledi. Pistiolis savunma adına tüm önlemleri Larkin’i bloke etme amacıyla almıştı. Amma velakin Larkin önce asistleriyle, ardından sayılarıyla hırpaladı. Daha sonra Micic’in de devreye girmesiyle Ataman’ı kocaman stresten vezirleri arındırdı. Hele hele Mısıc’in skoru GS 62 - 67’ye taşıyan 4 dörtlük 3’lüğü kuyumcu terazisi hassaslığında seyreden heyecan fırtınasının, Anadol Efes adına mutlu neticesini fısıldadı !
Bost ve Micic arasında geçen figürler de, gecenin nazar boncuğu olarak tanımlanabilir. Ayrıca Sadık kardeşimize ‘Kabaca’ namını atfeden şahsı da kınıyorum. Bu denli latif, naif, kreatif ve dengeli basketbolcuya; ‘kabaca’ tanısı koymak, esas büyük kabalıktır aslında.
Galatasaraylı’yım yenilgiye üzüldüm. Europe Emparatore Ergin Ataman adına da sevindim. Dün gece şahit olunan seviye, basketbolumuzun geleceği adına ümit zerkidir. Sezon sonu bunca müsabaka, heyecan, başarı ve yorgunluk ikliminde böylesi berrak, pırıl pırıl müsabaka… Helal olsun valla.
‘’Fevkaladenin, fevkinde...‘’
Üst üste ikinci kez EuroLeague Kupasını, geçtiğimiz hafta Türk milletine armağan eden basketbol onurumuz, uluslararası şampiyonumuz, grande armada Anadolu Efes.
NEF Galatasaray’ın; şampiyonlar şampiyonu Efes’e kendi evinde, 35 sayı fark atması Arslanlar adına fevkaladenin fevkinde bir başarı değil de, nedir?
Avrupa’nın hemen her basketbol ülkesinde, kimlere kimlere pes ettiren ve potaları dar eden Ergin Ataman markasına, böylesi bir tarihi zafer ne kadar da güzel. Üstelik adeta ‘servis kırma’ tadında, taraftarlarını da yanına alma avantajını cebine koyma.
Galatasaray önce savunma anlayışı ve müthiş konsantrasyon değerleriyle birinci periyottan itibaren oyunu ele aldı ve daha da bırakmadı. Efes ise alışılmışın dışında bir havada; 3. periyottan itibaren ‘önümüzdeki maçlara bakacağız’ modundaydı !
Üst üste atılan isabetli 3’lüklerle müthiş avantaj yakalayan Galatasaraylı Dee Bost’un 22 sayı 3 asistiyle ışıl ışıl parladı. Canan, Kerry, Blackshear ve Kravish’e Canberk, Melo ve hele hele Sadık Kabaca, Ulubay, Öncel ve kaptan Göksenin de müthiş katkı sağlayınca, Sarı Kırmızılı ekip tüm istatistiklerde ve elbette skorda muazzam üstünlük sağladı.
Başantrenör Andreas Pistiolis 10’da ON yaparak, müthiş performans örnekledi 70 - 105 ‘Basketbol’un yenilmez Armada’sı Galatasaray’ efsanesi acaba yeniden mi umudu, mevcut ‘buhranlısaray’ döneminde hangimizin aklına gelmedi ?
Ataman ve Pistiolis basketbol düellosu, cümlemize fevkaladenin fevkinde müsabakalar izleyeceğimizi vaad ediyor. Ülker Arena’da muhteşem dönüşe imzasını atan Darüşşafaka kalitesi ve Selçuk Ernak dehasına da; ziyadesiyle dikkat gerekİyor. Neticede basketbol dünyamızda harikulade kalite ve akıl oyunları sunumuna hazır olunuz . Allah derman versin cümleye…
‘’Film arası!‘’
Galatasaray’da sezon boyunca izlenen; transfer, mransfer, saha üstü, kenarı, kongre ayak oyun gösterileri dün gece itibarıyla bitti! Muhterem kulüp üyeleri 11 Haziran’da sandık başında olmayı bekliyor şimdi. Bodrum’da 19.05Dünya Galatasaraylılar gününü kutladık önceki gece. Antalyaspor karşısındaki Torrent ve futbolcularının kafa karışıklığı ve konsantrasyon zaafı nasıl ortada ise; Cankat Boylu’nun düzenlediği harikulade 19.05 anma gecesindeki katılımcıların da hali aynendi! Huzursuzluk, umutsuzluk ve endişe!
Ucu ucuna…
Bu kadroyu kuran teknik ve idari yönetim toplanacak, geleceğe kefil olma azmindeki hazirun ve Başkan adayları da katılacak. Ayrıca Galatasaray camiasından bilirkişi olarak seçilecek bir duayen ekip de, gözlemci olarak bulunacak. Galatasaray’ın rastgele seçilmiş 10maçı acilen izlenip, adam gibi teşhis konulacak! Sonra da Genel Kurul filmi 11Haziranda tüm kamuoyunca izlenecek! Neticede elbette. Ucu ucuna bütçelerle oluşturulmuş Antalyaspor kadrosuyla, milyonlarca Euro harcanan Galatasaray arasındaki; beceri, kalite ve planlama, konsantrasyon, ciddiyet farkını eşek olsa görür de, kim göremez acaba? Akdeniz akşamı birlik ve beraberlik içinde 1-1bitti. Galatasaray emekçisi, sevdalısı değerli büyüğüm Dr. Doğan Sarıbeyoğlu’na rahmet; ailesi ve spor camiasına başsağlığı diliyorum.
‘’Bahtsız Katalon!‘’
Galatasaray’ın iyi başladığı halde gole tahvil edemediği pozisyonlar ardından, Yunus Akgül ve 0-1. Maalesef Muslera iki kaşı ortasından yemiş gözükse de, top kapattığı köşeden girdi! Birden ‘bahtsız Katalon’ dedim ve fihristimdeki bilumum taşları, not ettim! Muhterem spor medyamızda; Torrent’e geldiği günden itibaren bir punduna getirip sallamak, yaşam biçimi ve bilgelik standartları ölçüsü sayılmakta çünkü! E 9 dakika boyunca baskı kurup, rakibin ilk atağında Marcao becerisi; Muslera marifetiyle ‘çıt’ diye gol yenmişse, Torrent’i ne denli eleştirsek az bile. Hele hele Yunus’un Galatasaray forması giymemesi kusuru ise; Katalan hatalı seçimler kataloğu eseri değil de nedir? Balotelli şahane vuruşu üst direkten döndüğü an, Aslan’lar titredi ve kendine döndü. Halil, Berkan, Kerem, Babel etkili Gomis ise her pozisyonun içinde aktifti. 28’de Berkan’ın üçüncü vuruşu savunmadan döndüğü halde pes etmedi dakika 29’da 4’ü denedi! Sabırla tekeden süt çıkar da, Samet’in elinden penaltı çıkmaz mı ? Gomis 1-1. Oldukça keyifli geçen ilk yarı ev sahibinin 14, konuğun 5 şutuyla 1-1 bitti. Balotelli’nin Galatasaray kale arkasındaki kime kafayı taktığı da, merak edildi! Çünkü 2 vuruşu o mevkiye gitti. İkinci yarı Kerem kafa vurdu Muriç yumurtladı, gezen tavuk yumurtası gibi işe yaradı 2-1.
63’te Kerem asistiyle Gomis’e attırdı 3-1. Müsabaka çok keyif veren bir şekle, Torrent’in de soluk beniz rengi yerine geldi. Balotelli ceza vuruşunda harikulade bir gol attı. İlk yarıda kafayı taktığı kişi keşke, Muslera kale arkasına geçseydi. Geçmedi 3-2 etti.
Torrent Babel ısrarında haklı çıktı, Vargas gibi bir kaliteli yabancı beğeniyle izlendi. Bahtsız Katalon kötü kaderini yendi. Yendi de, yine buluruz evvel Allah hatasını!
‘’ELM SOKAĞI KABUSU!‘’
Çocukluğumuz, ilk gençliğimiz ‘Frankeştayn,Dracula, Vampyre’ korku sineması izleyerek geçti. 1984’te Robert Englun’un ; Freddy Krueger’i canlandırdığı ‘Elm Sokağı Kabusu‘ çekildi neredeyse geçmiş, gelecek tüm korku filmlerine rahmet okuttu!
Gündemdeki ‘Galatasaray’ın kabusu’nun senaryosu da ; 1996’da rejisör Faruk Süren yönetiminde vizyona girdi ve hiç fasılasız devam etti… Bu kurgu devamında; Galatasaray tarihine, kazançlarına, malına mülküne rahmet okutturacak gibi ! Baş rolde de Fatih Terim ve mektepli, mektepsiz cast personeli! Türk Futbolunun gelmiş geçmiş en yetenekli, başarılı futbolcularını barındıran, efsane Galatasaray kadrosu ne barındırıldı, ne de anılıp hatırlatıldı! Kunta Kinte muamelesine tabi tutuldu adeta! Terim ile UEFA Kupasını kazanan, Lucescu ile Real Madrid’den Süper Kupa'yı Monako’da alan ve Ay Yıldızlı formayla Şenol Güneş çalıştırıcılığında Dünya üçüncülüğü kazanan bu çocukları daha da, şükranla zikredip hatırlayan, başarı anılarında söz eden hiç olmadı! Hiçbiri TFF veya Galatasaray ya da Florya’da barındırılmadı. Galatasaray’da Faruk Süren manevi, Fatih Terim, TFF’de de Şenol Güneş asla unutulmaması gereken bu kahraman jenerasyonun balını, kaymağını, başarılarını maddi manevi yedi!
Benzer jenerasyonu acaba yeniden kurabilir miyim arayışına giren Terim gitmeleriyle, kalmalarıyla mücadeleyi ve lobi faaliyetlerinden hiç vaz geçmedi. Tabii öyle bir kadronun yanından dahi geçemedi, kulüp yersiz transfer harcamalarıyla battı! Bu arada kendisinden başka hiç kimseyi Florya’da barındırmama politikası ve aklın mantığındaki alamayacağı transfer harcamalarına da, ara vermedi. Neticede ‘Elm sokağı kabusu’ korku filmine taş çıkartacak ‘Galatasaray’ın kabusu’ senaryosunu daim vizyonda tuttu!
Galatasaray kulübünde yaşanan kaos, şahit olunan utanılası durum ve başkanlık makamıyla oyuncak gibi oynanması müsebbiplerinin kim ve kimler olduğu ortada zaten.
1996’dan itibaren Fanatik gazetesinde, karşı karşıya kalınacağını bıkmadan usanmadan açık ve net yazdığım ‘felakete doğru seyre’ son vermenin çaresi ; daima dürüst, dikkatli, uyanık kalmak ve yaşanan kabusun müsebbipleriyle yüzleşmek olmalı!
‘’Iska geçmemek gerek!‘’
Futbol gündemine tüm başarısızlıklar silsilesine rağmen, sımsıkı sarılıyoruz. Oysa basketbol alemimizde öylesi ilginç konular var ki. Iska geçmemek gerek yani! Eurolig - FIBA çekişmesi ve akut inatlaşması bedelini Basketbol milli takımımız ödedi ve hayrettir bu vaziyet medyamızda umur dahi edilmedi. Hele hele Yunanistan evimizde, bizi öyle bir yendi ki, aman da aman!
TBF başkanlığı sürecinde de şahsen çok rahatsız olduğum Turgay Demirel, FIBA başkanı olmayı başarınca sevinenler oldu ama ‘eyvah sadece Galatasaray değil, basketbol milli takımlarımız da yandı şimdi!’ Demiştim ve garip karşılanmıştı tabii. Neticede Demirel beni mahcup etmedi ve TBF ve milli takımız FIBA’nın ısrarını pahalı ödedi. Eurolig ve FIBA tenakuz inadı yüzünden iki taraf müsabakaları neredeyse aynı gün ve saatte oynanacaktı. Onu beceremediler! Maçları üst üste bindirdiler. Yazık.
Evet Türk basketbolu NBA , FIBA, Eurolig çekişmesine rağmen Bahçeşehir Koleji, Frrutti Bursaspor, Fenerbahçe Kadın Basketbol takımı ve elbette Anadolu Efes sayesinde ışıl ışıl. Fenerbahçeli kadınlar her seferinde dümdüz ettikleri Macar rakip karşısında, mide arızası nedeniyle finali kaybetmiş olsa da; büyük başarı yakaladı. Bahçeşehir Koleji İtalyan rakibini sürklase ederek Avrupa Kupa’sını kazandı. Koç Selçuk Ernak’ı çok severdim, kardeşi Erhan’ı da çok sevdim. Ya Dusan Alimpijevic ? Helal olsun gencecik basketbol gustosuna. Partizan ve Andorra karşısında nefesimiz kesildi adeta. Hele hele Mustafa Kemal Bitim’in oğlu nasıl da bitirim ? Helal olsun valla Onuralp Bitim ve tüm arkadaşlarına. Dusan önderliğinde 11 Mayıs’ta Virtus Bologna finalini de Frutti Bursaspor başarıyla geçecek evvel Allah.
Ergin Ataman ; Dusan Alimpijevic gibi neredeyse çocukluğundan itibaren daim başarı formatlı. İtalya’da Siena Basketbol’u çalıştırırken, Bologna’da izlemiş ve gencecikten başarılarıyla nasıl takdir edilip sevildiğine şahit olmuştum. Sonra? Futbol dünyamız düş kırıklıkları ve hüsran makamı ‘önümüzdeki maçlara bakacağız’ palavra dizilerine potalarda son verdi. Basketbol başarı ümitlerimizi her daim yeşertti. Armani’ye dahi harbiden outlet ürünü muamelesi çekti! 4 Eurolig şampiyonluğu hamili sinyor Messina saygı ve sevgiyle kutladı Ataman’ı… Ergin Ataman ; şimdi milli basketbol takımımızın da başında. Gençlerimiz emeklerine sahip çıkmak, pozitif enerji yüklemek ve ıska geçmemek gerek… Başarılar yiğitler…