‘’Taklit ve tağşiş vakası !‘’
Antalya’da yaşanan sıcak, solunan rutubet taklit ve tağşiş ürün defolarını, tamamen açığa çıkardı! ‘Üst düzey kalite’ diye servis edilmiş, futbol yıldızlarının(!) aslında; imitasyon olduğu , dün gece yine belgelendi. Kulüplerin pahalı transferlerle iflas tehlikesi yaşama nedeni; futbolcu kılıklı modellerin, menajerlerde pazarlanıp, tırnak içinde futbol sistemine ‘kakalanması’ fiilidir !
Galatasaray savunması özellikle ilk yarıda, hemen her topu sektirdi. Ne kadar enteresandır ki, Antalyaspor forvetleri de; seken her topu seyretti! İşte bu gibi pozisyonlarda ; savunmalar ucuz hatalar yapmaz, ya da forvetler uyumazsa ortaya kalite ve doğru değerler çıkıyor. Ama bizim ligimizde, bu işleyişe rastlanmıyor!
Demeç: ‘Futboltif parametrelerimizi kollektifleştirebilme yönünde planktonlaştırıp ; rakip kale önünde kamçıyı da şaklattığımızda, konvansiyonel aktivite anlamında stabil paradigma çizdiğimizi söyleyebiliriz.’
Tercüme... Futbol dünyamızda bir saldım çayıra, mevlam kayıra gecesi daha yaşandı yani 2-2
Gecenin sorusu
Galatasaray gençlerine bu müsabakada sorumluluk verilmediyse, ne zaman verilecek ?
Maçın starı
Fredy harbi kabus oldu
Maçın olayı
Hiçbir kayda değer olay olmaması, ‘olay’ olmalı!
Kısa mesaj
Mariano ne kadar önemli bir ademmış, görüldü mü ?
‘’İmportante resultante!‘’
Galatasaray ve Göztepe’nin pandemi sonrası performansları belli. O halde bulunacakları yer de aşağı yukarı belli. Hedefsizlikleri de zaten belli! Öyle olunca da sahadaki oyun; kesinlikle Zuhuratbaba sahasındaki, eski şöhretler müsabakalarını aratacak nitelikteydi. Madem Terim ekibi adına 3-1 kazanıldı ‘İmportante resultante‘ denilebilir yani! Temposuz, kalitesiz, laubali, dikkatsiz, amaçsız bir koşuşma. Savruk şutlar, rasgele ortalar, sözde koşular! Şu oyun kalitesi için ışıklandırmaya harcanan elektriğe, hatta onca hakeme bile yazık vallahi billahi. Galatasaray futbol tarifi için ‘lordlar kamarası’ demiştim. Yine aynı eveliyor geveliyor, adeta Havana purosu tadında topla oyalanıyorlar. Kaçan iki vuruş lunapark penaltı atışları kıvamında kalırken, Saracchi ve Akbaba golleri de, Zuhuratbaba usta kramponları tadı ve güzelliğindedir. Taylan asistinde Yunus attı ve bedeli pahalı, icraatı fuzuli; ayak topu gecesi 3-1 bitti, gitti!
Gecenin sorusu?
Galatasaray kulüp başkanlığı teklif edilen Fatih Terim; bu teklifi kabul eder mi?
Maçın starı
Emre Akbaba ve harikulade golü...
Maçın olayı!
Adem ve Belhanda penaltı vuruşları!
Kısa mesaj
Galatasaray’ı her açıdan çok ama çok zor günler bekliyor.
‘’Gelmedi mi ?‘’
Sınırlarımız dışındaki hareketlilik ve gelişmeleri, senelerce geriden izleme alışkanlığı fıtratımızda var. Johnny Weissmuller Olimpiyatlarda Altın ve bronz madalyalar kazanmış yüzücü ve Tarzan filmleriyle gönüllerimizdeki yıldızdı. Yıldızdı ama Tarzan’ı ancak felç olmak üzereyken görebildik ve büyük hayal kırıklığı yaşadık.
David Janssen yüzünden Türkiye’de pandemi o zaman da, ilan edilmişti sanki! Dr Kimble başlar ve Kaçak’ı izlemek üzere herkes evine kaçardı. Janssen memleketimizi ziyarete geldiğinde bırakın kaçmasını, yürümesini temin için dahi, birkaç eleman gerekmekteydi.! Kaçak’ın temposu dizide zaten düşüktü fakat adım atmaya dermanı olmadığına şahit olmak da, üzücüydü.
Bir başka düş kırıklığı da Kevin Costner olmadı mı ? The Bodyguard’ın acar hafiyesi, halim selim yaşlı beyefendi kimliğiyle avdet etmişti. Hele hele Bruce Willis tam bir sükut-u hayal oldu. Yanındaki bayan arkadaşı, daha popüler oldu!
Al Pacino, Robert De Niro gibi starlar da, iyi ki gelmedi; yıldızlarla ilgili karizma iyice yerlere serilecekti. Hayallerle, realitenin çatışması ve gerçeğin ‘bam’ diye çarpması !
Sinema dünyası ışıltısı perdede kalmış yıldızlar geçidinden ve solunan gerçeklerinden, ders almayı becerebildik mi peki? Hayır ! Hele hele futbol alemimizde, zerre ders alınmadığı gibi, filmlerin her türlü versiyonu(!) çevrildi. Rejisör ‘ekşın’ dese de, yönetmenini dinleyip ‘ ekşın ‘ olamadı hiç biri! Neticede yardımcı oyuncu kategorisinden Cisse Alanya’da; Sörloth Trabzon’dan sivrildi ve star kategorisine girdi.
Tarzan, Bodyguard, Bruce, Dr Kimble kategorisinde farz edilen ve starlıklarına çuvallarla döviz ödenen; Seri, Belhanda, Emre Mor, N’zonzi, Jimmy Durmaz, Diagne, Babel, Feghouli ve Falcao Galatasaray’ da ne yaptı peki? Muslera sakatlandıktan itibaren Made in Spagetti Western filmlerinde serilen figüranlardan beter, yere serilmediler mi?
Ligin sonuna geliniyor. Bittiğinde, bu konular da dikkatle irdelenmeli ve ‘corner writers’ ler, taktik alanlardan ayrılıp, bu tür harici(!) meseleler hakkında da ders vermeli!
Kulüplerin yaşanan dönem itibarıyla kazanamadıkları paralar anlatılıp, batma tehlikesinden söz ediliyor. Peki neden hiç kimse; paralar şakır şakır geldiği zaman, kulüp sorumlularının bu kazançları ne yaptığını ve hangi kriterlerle transfer yatırdığını sormuyor? Menacer, idari ve profesyonel yönetici, futbolcu ve bir kısım medya elemanları kulakları üzerine yatmasın yani ! Söz konusu türlü gelişme ve aksiyonu, çoook geriden takip fıtratından, kurtulma zamanı gelmedi mi ? Geldi.
‘’Dislike Çakır !‘’
Yıldız oyuncuların senaryo, akış, anlatım ve görselliğe ne büyük katkılar sağladığını; sahadaki tatsız, renksiz futbola bakınca anlıyorsunuz! E yıldızlar olmayınca yük, cast konumundakilere biner tabii !
En iyi karakter yıldızı da, Çakır değil miydi zaten? Geçtiğimiz hafta Rizespor’u okşayıp, Horoz’u usul usul götüren düdük, bu hafta da Aslan’ı yedi!
Nasıl mı? Çakır zaten ince ince kollayıp, diliyordu bir göz; Feghouli verdi iki göz!
Daha ilk dakikada Kamil Ahmet kolunu görmeyen usta, sonra Feghouli tepüğünü de göremedi! Hemen ardından Sorloth topu dışarı vurduktan sonra, Donk hamlesi geldiğini de süzemedi ! Ve VAR, Çakırın imdadına yetişti!
Kabahat esasen ‘Dislike Çakır’da değil VAR’dadır. Esas ‘Dislike VAR’ olmalı yani! Sadece ‘X-R-Y’ değil ‘ dabulyuve ‘ nesli bile neticede ‘Dislike Terim’ kanaatine varır ve şampiyonluk kupasını Başak ya da Trabzon kaldırır! ‘Senaryo yazılmış’ derken hikaye anlatmadım yani.
Gecenin sorusu
Eyyyy TFF ve bilumum sorumlular, bu gece rahat uyursunuz değil mi ? Galatasaray’ın işi düdükler marifetiyle, kısa sürede bitirildi.
Maçın Starı
Cüneyt Çakır
Maçın olayı
Cüneyt Çakır’ın Taylan’a yapılan müdahale sonrası verdiği penaltı yanlıştır. Aynen Donk hamlesindeki gibi. +90’da Aslan’a elma şekeri yani!
Kısa mesaj
Senaryo her geçen hafta kurgulandığı şekilde biçimleniyor ama bu filmin sonu Hitchcock filmlerini dahi yaya bırakacak gibi gözüküyor!
‘’Lordlar kamarası !‘’
Galatasaray klas ve ağırlığıyla adeta Lord’lar kamarası havasında! Külliyen riyasette ve hakimiysen elinde yani. Hele hele ilk yarı yüzde 63’le ipler elinde, kendinden emin ve ağır ! E ağırlık kimi yerlerde güzel de, kimi ortamda da felaket olabilir ama ! Mesela spor dallarında. Eğer güreşte, boksta kilo fazlan varsa gittin, hele hele futbolda mı ? Bittin!
Lord’lar kamarası topu, adeta Havana purosu gibi, çiğnedi durdu. Avam kamarası rolündeki Başakşehir durmadı tabii. Galatasaray ne denli ‘ağır ol molla desinler’ kıvamındaysa, lider savunma ve hücumda hem dengeli hem de çabuktu. İkinci yarı golü de buldu. Aleksic sayısı sonrası, Lord’lar kıpırdadı ve Emre Akbaba ile 1-1 oldu.
Galatasaray çabuk oynayıp, pozisyon kovalamak için oldukça geç kaldı. Pozisyonlar bulduysa da, Mert klastı. Rize’de yaşanan büyük üzüntü ardından Gaziantep karşısında hak edilen gazi beratı ve Başakşehir karşısında ‘hadi bana eyvallah’ sedası !
Postacı kapıyı defalarca çaldı ama pandomi bırakmadı. E tabii başka nedenler de vardı !
Konuşacağız.
Gecenin sorusu
Fatih Terim ve Galatasaray yönetimi şapkalarını, önlerine koyacak ve yapılmaması gereken hataların kaynağını; açık ve net camiayla paylaşacak mı ?
Maçın starı
Ali Palabıyık. Ders alınası bir yönetim örnekledi ve hakkaniyetle 90 dakikayı tamamladı. Bravo.
Maçın olayı
Galatasaray tertemiz oynadı ve spor ahlakına zerre leke sürmeden şampiyonluk umutlarını sanırım sessiz sedasız noktaladı. Hayırlısı !
Kısa mesaj
Okan Buruk eşsiz başarılarla bezeli örnek futbolculuk yaşamını, Teknik Direktör olarak da, zirvede tutacağının mesajını verdi.
‘’“BIRAKMAM” yaz 1903'e gönder...‘’
Çanakkale’de şehit düşen Beşiktaş futbol takımı kaptanı Kazım beyin cebinden, çıkan notlarında ‘Biz onbir arkadaşız, lakin arkamız var’ mısralarının da bulunduğu şiir çıkar.
Kara Kartalların kaptanı Kazım bey ve 9 Beşiktaşlı futbolcu arkadaşı, tıpkı Galatasaraylı, Fenerbahçeli ve yurdumun dört köşesinden Çanakkale’ye koşan yiğitlerimiz gibi vatan uğruna, bizlerin özgür ve sağlıklı geleceğini temin uğruna şehadete erdi.
Kazım bey sadece sporcu ve başarılı bir futbolcu değil, ömrünü kaleme aldığı mısralarla şiirleştiren bir edebiyat neferi. Yazdıkları gelecek adına, hemen her sporsever ve tabii Beşiktaşlı için vasiyet değerlerindeydi...
“ Vekar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım..
Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım... “
Yurdumuz eşsiz kahramanları söylevlerini, şiirlerini, kitaplarını dikkatle okumalı; öğütlerini önemsemeliyiz. Tabii ki tatbik etmeliyiz. Şahsiyetli, onurlu, dürüst ve doğru geleceğin şifresi aziz atalarımız ruhunda nokta.
Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve bize emanet tüm kulüplerimizin vaziyeti ortada ! Bugün Kara Kartallara, yarın Aslan ve Kanarya’lara... Yurdumun dört yanındaki spor kurumlarımıza destek adına davranmak zorundayız. Bilmek zorundayız; hepimiz el ele verirsek aydınlığa ve refaha ; dürüst yöneticilerle birlikte varabilir, kulüplerimizi doğru yarınlara yönlendirebiliriz.
Renkler hepimizin, spor kulüplerimiz de elbette... Birlik olalım, el ele olmamız gerçeğini asla bırakmayalım!
“BIRAKMAM” yaz 1903’e mesaj gönder... El ele gönül gönüle olmayı ve dayanışma ruhunu BIRAKMA yani !
‘’İhanet ettiniz!‘’
Hüseyin Göçek, Fırat Aydınus, Alper Ulusoy; futbol ve hakem dünyası etik değerlerine yıllardır tuhaf düdükleriniz ve olmayacak kararlarınızla zaten ihanet ettiniz de, MHK başkanına da etmeyecektiniz!
Beşiktaşlı Zekeriya Alp; yıldız standartlarındaki futbolculuğu, centilmenliği, ahlâkı, Süleyman Seba riyasetinde örnek yöneticiliği, Ay Yıldız’ımıza hizmetleri, dürüstlüğü ve eşsiz insanlık erdemleriyle daim örnek spor idolü. Kara Kartallar Armada’sına her nefesinde layık olmuş, onurlu yurttaşımızdır. Bilmeyen, tanımayan var mı, yiğit insanımız Beşiktaşlı Zekeriya Alp’i? MHK başkanlığı süresince örneklediği sabır ve özveriyi, yaşadığı üzüntüleri, dürüstlük, doğru uygulamalar adına sarf ettiği özenli gayretlerini bir düşünün hele!
İşte bu değerli ve onurlu insanın egemen olduğu yerde; akordu bozuk düdüklük yapmayacaktınız! Yapmamanız gerekirdi diye sinirleniyor, müthiş ölçüde kızıyorum.
Sizlerin küçük hesapları, adamına göre öğretili üflemeleri; sadece kulüpleri ve camialarını değil, ülkesine şerefi haysiyetiyle hizmet eden, rızk ve ekmeğe Allah rızası için vesile olabilme gayretindeki namuslu insanları da yaralayıp futboldan da, hayatından da bıktırıyor!
Adam olun, doğru olun, ihanetten vazgeçip hakem olun nokta!
‘’Senaryo yazılmış!‘’
Sumudica savunma anlayışında; 5’i bir yerde zenginliği peşinde de sahada görülen 5’i beş yerde! Geçtiğimiz hafta Rize’de ‘beyinsiz’ kurgu demiştim. Gaziantep karşısında dün gece beyin vardı ama bu sefer de ‘kafa’ yoktu! Belhanda takibe aldığı Djilobodji’yi kafadan bıraktı ve 3 numara mıh gibi çaktı.
Akıl oyunları zeka, klas ve beceri zenginliği, 5’i bir yerde düzenini allak bullak etti. Gaziantep ceza alanında dolaşan ev sahibi, birbirinden nefis 2 golle bozulan moralleri demoralize oldu. Ama hiç kimse, hakem Ulusoy’un devreye gireceğini düşünemedi! Feghouli de tabii. Ahmet ve Saracchi senkromeç arızası hamili! Manuel vites geçiş sorunu yaşıyor, yaşatıyorlar. E bunun da bedeli olacak tabii. Ahmet kırmızıdan gitti, Saracchi debriyaj plakasını bitirdi! Falcao sedyeyle gitti ve Kenan, Okan’a perde olup, bir de gol yedirdi 3-2 Ey hakemler 2 haftadır yaptıklarınız yetti. Harbi yetti, düdük marifetiyle 3-3 bitti!
Gecenin sorusu
Galatasaray son iki müsabakasında sahne alan düdüklerin, hakkaniyetli davrandığından emin misiniz ?
Maçın starı
Okan... Helal olsun genç Aslan’a...
Maçın olayı
Oğuz’un Durmaz’a yaptığı faulü VAR incelemesiyle görebilmek, gerçekten olaydır Ulusoy... Bay Alper Ulusoy, çok didindin ve başardın!
Kısa mesaj
Senaryosu yazılmış bir oyun oynanıyor nokta!