‘’Lemos&Tisserand'a dönmesi lazım‘’
8. haftada Fenerbahçe’nin tek bir planla 12 gole ulaşmış olması bir bakımdan iyi görünebilir ama akan oyun golünün sadece 4’te kalması Erol Bulut’un üzerinde düşünmesi gereken bir detay. Erol Bulut’un stoper tandeminde istikrarlı ilerlemesi gerekir. Görünen o ki, en uyumlu tandem Lemos-Tisserand. Yenilen 8 golün 6’sının Serdar Aziz sahadayken gelmiş olması bir tesadüf değil.
Ligin en alternatifli kadrosunu kuran Fenerbahçe son yılların en farklı oyun tarzıyla ilerliyor. Advocaat hariç Ersun Yanal’dan Aykut Kocaman’a kadar topa sahip olmayı tercih eden antrenörlerle çalışan Fenerbahçe’de Erol Bulut yeni bir oyun deniyor. Topa sahip olma oranını yüzde 52’lere kadar düşüren Erol hocanın bu tarzının kabul görmesi için akan oyun gollerinin artması kaçınılmaz. Fenerbahçe bu kaliteli kadroyla tek plan üzerinden ilerliyor ve tüm planını duran toplar üzerinden işletmeye çalışıyor.
Duran top yetmez
Erol Bulut’un antrenörlük planında duran topların önemli bir yeri vardır. Toplamda 12 gol atan Fenerbahçe’nin bunların 8’ini duran toptan bulması da üzerinde konuşulması gereken bir konu. Zira ligin en iyi ve hızlı forvet hattına sahip bir takımın gol dağılımının daha homojen olması gerekir. 8. haftada Fenerbahçe’nin tek bir planla 12 gole ulaşmış olması bir bakımdan iyi görünebilir ama akan oyun gölünün sadece 4’te kalması Erol Bulut’un üzerinde düşünmesi gereken bir detay.
Caner Erkin faktörü
Caner Erkin ilk 8 haftanın en dikkat çeken Fenerbahçeli futbolcusu. 32 yaşında futbola yeni başlamış gibi hırslı ve gelişime açık. Beşiktaş sonrası Fenerbahçe’de adeta yeniden doğdu. Takımın duran top kalitesini çok yükseltti. Şimdiden 25 kilit pas ve 3 asiste ulaşarak bu alanda ligin de lideri oldu. Geçen sezonun en formda sol beki Novak’ı kulübeye mahkum etti ve bu rekabetten zaferle çıkarak 32 yaşında Milli Takım’a yeniden döndü. Gökhan Gönül ile birlikte Fenerbahçe’nin yıllardır süre gelen savunma zaaflarını önemli oranda azalttılar.
Lemos daha doğru
Caner ve Gönül’ün Fenerbahçe savunmasına katkıları yadsınamaz. Lakin bu değişimin sürdürülebilir olması için Erol Bulut’un stoper tandeminde istikrarlı ilerlemesi gerekir. Görünen o ki, en uyumlu tandem Lemos-Tisserand. Fenerbahçe’nin kalesinde gördüğü 8 golün 6’sının Serdar sahadayken yenmiş olması bir tesadüf değil. Bulut’un, Galatasaray derbisinden itibaren birlikte oynamaya başlayan fakat Karagümrük maçında Lemos’un gördüğü kırmızı karttan sonra ayrılan Lemos-Tisserand üzerinde durması Fenerbahçe savunması için daha faydalı bir tercih olacağa benziyor.
‘’Başkent'te düello‘’
Ligin flaş takımı Karagümrük, Ankaragücü karşısında iki kez öne geçti. Sarı-Lacivertliler pes etmedi. Nefes kesen maç 2-2 eşitlikle sona erdi. Ankara temsilcisi ligdeki ikinci puanını alırken 12 puana ulaşan İstanbul ekibi milli araya moralli girdi.
Fatih Karagümrük ligin en skorer 2 takımından biri olsa da savunmasında şaşırtıcı hatalar yapabilen ve kolay gol yiyebilen bir takım. Ankaragücü deplasmanında Biglia önderliğinde iyi bir maç başlangıcı yaptılar. Ndiaye’nin de desteğiyle orta sahada bariz bir üstünlük kurup Ankaragücü’nden topu aldılar. Biglia’nın kapıp kaleye taşıdığı topta Sobiech’in golüyle öne geçen Karagümrük’e karşı Ankaragücü sanki rakip savunmanın hatalarından emin gibi oldukça özgüvenli oynadı. Nitekim kornerde sıradan bir hava topunda rakibinin yüzüne vuran Zukanovic penaltıya sebebiyet verince skor eşitlendi.
Roco pişman ediyor!
Beşiktaş ile iyi bir sezon öncesi kampı geçiren ve hazırlık maçlarında göz doldurup Karagümrük’e gelen Enzo Roco böyle giderse Sergen Yalçın’ı pişman edecek gibi. Karagümrük savunmasını toparlayan Roco duran topta pozisyon bilgisiyle klasik bir stoper golü attı. Aslında bu golden sonra oyunun momentumu tamamen Karagümrük’e geçti. Topu istedikleri gibi yönlendirdiler.
Emre’den sonra
Emre Güral 63’te oyuna girdikten sonra Ankaragücü topu istediği yere indirdi ve pozisyon sayısını artırdı. Emre hızlı, dengeli ve iyi bir şutör olduğundan Bolingi’nin açtığı kanalları doğru kullandı. Bitime dakikalar kala kalecinin uzun pasını aklıyla ofsaytta kalmayarak gole çeviren Emre’nin doğrudan hocası Fuat Çapa’ya koşması anlamlıydı. Ligin iyi kurulmuş kadrolarından birine karşı Ankaragücü’nün iki kez geri dönmesi Fuat Çapa’nın Emre Güral hamlesinden sonra oyunun el değiştirmesi dikkat çekiciydi.
‘’Anahtar erken gol‘’
Galatasaray sezon başlangıcındaki oyun standardının uzağında olmasına rağmen Erzurum ve Ankaragücü maçlarını kazandı. Şimdi rakip oyun dengesini oturtamayan geçen sezonki performansının uzağındaki Sivasspor. Diagne’nin formsuzluğu Sivas deplasmanında yine tüm sorumluluğu Babel’in üzerine yükleyebilir. Buradan Diagne yedek oturur, Babel santrfor başlar sonucu çıkmasın. Çünkü Sivas stoperleriyle forvete fiziki baskı kurup kazandığı topları Gradel- Yatabare’ye hızlı geçirmeyi planlayan bir takım. Dolayısıyla Diagne’ye Sivas deplasmanında ihtiyaç var ancak Babel’in sol kenardan ikinci santrfor baskısına daha çok ihtiyacı olacak Galatasaray’ın. En azından ilk yarıda bu baskıyla erken gole oynamak zorunda Terim.
Sonrasında riskleri artırıyor
Sivas’ın bu sezon galibiyetlerine bakarsanız ilk yarıları berabere bitirdiği görülebilir. Kaybettiği Alanya ve Rize maçlarının ortak özelliği ise ilk 20 dakikada geri düşmesi ve 1-0’ı çevirmek için risklerini artırması. Galatasaray’ın ön alanda az top kaybetmesi gereken bir rakip Sivas. Burada Feghouli ve Belhanda’nın önemi büyük. Ayrıca Sivas beraberliği iyi oynayan ama 0-1’de panikleyen bir takım. Galatasaray için maçın anahtarı erken gol olacaktır.
‘’Montero'nun gecesi!‘’
Ligimizde 3-5-2’yi en efektif oynayan takım Gaziantepspor. Beşiktaş’a karşı bekleri geride tutarak savunmayı 5’leyen Sumudica bir kaç yıl önce 30 milyon Euro’ya alınamayacak Mirallas’ı, Premier Lig’de bile hızıyla fark yaratan Dicko’yu Muhammed ve Maxim ile önde kullanarak rakibi çözdü. Tabii buna Beşiktaş savunmasının yardımı yadsınamaz. Wellinton’un yerine giren Montero’nun Roco ya da Mirin’den fazlası yok. Beşiktaş’ın başı zaten bu vasatlıkla dertte. Montero’nun Gaziantep golünde Dicko’dan yediği çalımı yiyen adamın stoperliği sorgulanır. Elbette o gole ofsayt bayrağı kaldıran yardımcının da hakemliği. Beşiktaş’ın sağı solundan daha yetenekli. Ghezzal’den sonra bu hafta da Rosier Larin’e asist yapıp golle buluştursa da Gaziantep karşısında Beşiktaş’ın zayıf halkalarından biri sol kanadıydı. N'Sakala’sı, kalecisi ve stoperleri bu haldeyken Beşiktaş’ın işi zor hem de çok zor.
Gecenin sorusu
Montero, Gaziantepspor’un golünde Dicko’dan yediği çalımdan sonra hala Atletico Madrid’in stoperi olacağını düşünüyor mu?
Maçın starı
Premier Lig tecrübesine sahip Dicko hızıyla önce Montero’yu futbola küstürdü, peşinden Beşiktaş savunmasını dağıttı gecenin yıldızı oldu.
Maçın olayı
Montero’nun Dicko’dan yediği basit çalımla gole sebebiyet vermesi ve ikinci yarıda Muhammet’i kaçırarak kaleci Ersin’in atılmasına zemin hazırlaması.
Kısa mesaj
Sumudica ile 3-5-2’yi etkili oynayan Gaziantepspor’un geçen mart ayından beri ligde sadece 1 kez yenilmesi kayda değer bir başarı.
‘’Nefis bir planla!‘’
Başakşehir, United’ı ligde kendine karşı bir çok rakibinin oynamak zorunda kaldığı geçiş oyunu üzerine kurulmuş bir planla yendi. Topu United’a bırakan Okan Buruk ve öğrencileri, kazandıkları topu uzun pasla rakip sahaya taşıyarak Visca ve Demba Ba’nın koşu kaliteleriyle denge bozdu. United ilk 10 dakika oyunu Başakşehir sahasına yıkıp stoperlerini yayın da önüne çıkararak baskı oyununu tercih etti. Tam da Okan Buruk’un istediğini yaptı. Visca’nın henüz 12. dakikada kendi ceza sahasından vurduğu uzun topu kovalayan Demba Ba’yı Matic yakalayamayınca ilk gol geldi. Peşinden gelen uzun pası alan Demba Ba bu kez Tuanzebe’ye sarı kartlık faul yaptırdı. United’ın dengesini bozan ise yine hızlı bir geçişte Deniz’in pasında Visca’nın golü oldu. Top United’da kalsa da oyunun momentumu Başakşehir’in elinde kaldı. Solskjaer 76’ya kadar 5 oyuncu değiştirmesine rağmen Başakşehir’i çözemezken, Okan Buruk ilk değişikliğini 80’de yaparak düzenini son ana kadar korudu.
Gecenin sorusu
İlk iki maçta iyi oynayıp kaybeden Başakşehir, ligde rakiplerinin kendine oynadığı geçiş oyununu ana planı kadar iyi oynadı. Bu plan Devler Ligi’nde devam eder mi?
Maçın starı
Rafael’in sağ bek, Visca ve Demba Ba’nın forvet performansları etkileyiciydi. Özellikle Demba Ba, rakip savunmaya hayatı sorgulattı.
Maçın olayı
Epureanu’nun 90+2. dakikada Mehmet Topal’ın ters vuruşunda çizgiden çıkardığı top.
Kısa mesaj
Rafael, eski takımına karşı oynadığı maçta öylesine hırslıydı ki, maç bittikten sonra takım otobüsünün şoförüyle bile ikili mücadeleye girecek gibiydi.
‘’Topu göstermeden...‘’
Beşiktaş geçen hafta Denizlispor maçından bu yana tatmin edici bir futbol oynuyor. Malatyaspor karşısında Sergen Yalçın’ın Oğuzhan tercihi sürpriz gibi görünse de merkezde top kaybetmemek ve çok çabuk geri kazanmak Beşiktaş’ı hep diri tuttu. Bu sayede Beşiktaş ilk yarıda yüzde 77 topa sahip oldu, maçı da yüzde 69 ortalamayla bitirdi. Malatyaspor ise koca ilk yarı boyunca sadece 1 kez Beşiktaş ceza sahasına topla girebildi. Larin’in sol kenar oynaması kulağa hoş gelmiyor olsa da iki haftadır o koridor Kanadalı forvetin yardımıyla çok iyi işliyor. Ghezzal’in kısa ortasını gole çevirerek Beşiktaş’a 3 puanı getiren isim oldu. Dorukhan’ın merkeze kattığı enerji Beşiktaş’ı ateşleyen önemli bir faktördü. Oğuzhan’ın açıklarını kapattı, Atiba’ya destek oldu, tüm takımı öne itti. Malatyaspor’un ise Beşiktaş’a karşı oynadığı şeye futbol demek zor. Rakip ceza sahasına girmek bir yana orta sahayı geçmekte bile zorlanan Malatyaspor’un futboluna kendi santrforu Tetteh’in isyanı son derece haklıydı.
Gecenin sorusu
Oyunu elinde tutan Beşiktaş’ta 86’da oyuna Necip giriyorken Adem Ljajiç’in yüzü kızarmış mıdır?
Maçın starı
Dorukhan, Beşiktaş orta sahasına büyük dinamizm kattı, kazandığı topları doğru kullandı takımının ön sahaya taşınmasına yardım etti.
Maçın olayı
Malatyaspor’un koca ilk yarı boyunca sadece 1 kez, 82. dakikaya kadar 2 kez Beşiktaş ceza sahasında topla buluşması.
Kısa mesaj
Beşiktaş, Denizli maçından bu yana futbolunu geliştiriyor. Fakat oyun pratiğine ihtiyaçları var. Zira Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa, Alanya maçları geliyor.
‘’Önce Antep, sonra Gençler‘’
Gençlerbirliği ile Gaziantep’in mücadelesi keyifli, pozisyonlu ve izleyenler açısından tatmin ediciydi. Gaziantep, 3-5-2’yi ligimizde ana formasyon olarak benimseyen ender takımlardan. Geçen hafta Konya’yı attığı tek golle yıkan Muhammet ile maça başlayan Sumudica; Güray’ı yedek bırakıp tüm sorumluluğu Maxim’e yükledi. Aslında bu tercih maçın ilk yarısında işe yaradı. Bundan 5 sene evvel 30 milyon Euro’ya bile büyük takımlara transferi imkansız görünen Mirallas’la karşılıklı kanatlarda oynayıp topu önde tutan Maxim’in hızı Gençlerbirliği savunmasını çok zorladı. Kornerde kazanılan penaltıyı kullanan Maxim golü atmayı en çok hak eden oyuncu olarak tabelayı değiştirdi.
Candeias vitesi yükseltince
Maçın ikinci yarısında Gençlerbirliği Candeias ile vites yükseltti. Portekizli forvet sağ önde o kadar iyi bir başlangıç yaptı ki, her sızması pozisyon olmaya başladı. Kısa bir süre içerisinde oyunun momentumunu Gençlerbirliği’ne geçmesini sağladı. Polomat’ın pasını harika bir gol vuruşuyla ağlara gönderdiğinde dakikalar henüz 56’yı gösteriyordu. Sonrasında oyunun Gençlerbirliği’nde kalmasına yardımcı olan Candeias önünde Stancu’nun yokluğunu fazlasıyla hissetti. Buna rağmen Gençlerbirliği son dakikaya kadar pozisyon bulsa da Soner’in uzatmalarda kaçırdığı net golle sahadan 1 puana razı olarak ayrıldı.
Baskı ve kalite
Maçın geneline bakıldığında iki takımın da hızlı ve kazanma odaklı oynadığını görmek sevindirici. Bol pozisyon izlettiler, kaleyi düşündüler. Gaziantep 7/10 şut isabetiyle yüzde 70 isabete kadar çıksa da ikinci yarıdaki Gençlerbirliği baskısı maçın kalitesini yükseltti.
‘’Dortmund modeline doğru‘’
Türkiye’de sportif direktörlük kurumunda kalıcı olmak için işi iyi bilmek yetmiyor, üzerine güçlü bir kariyer ve büyük bir karakter gerekiyor. Emre, uluslararası bir futbolcuydu, artık Fenerbahçe’nin futbol aklıMichael Zorc’un sportif direktör olduğu Dortmund modeli ülkemizde hep özenilen ama bir türlü gerçekleştirilemeyen bir ütopya. Şimdilik Fenerbahçe-Emre Belözoğlu birlikteliği bu modele yaklaşmaya aday.
Ülke futbolunda yıllardır sportif direktörlük müessesesi tartışılır durur. Bu departmanın tanımını doğru yapan ve uygulayan bir kulüp çıkmadı. Hafta içi Emre Belözoğlu’nun yeni görevinin resmi ilanıyla ilgili basın toplantısında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un ‘Transfer sürecimizin lideri Emre Belözoğlu’dur’ açıklaması aslında yeni düzenin tarifiydi.
Fenerbahçe’nin futbol aklı
Emre Belözoğlu, kariyerini teknik direktör olarak inşa etmek istediğini bir kaç kez dile getirmiş olsa da yeni görevinin Fenerbahçe’ye çok iyi geldiğini görünce antrenörlük hayallerini bir süre erteleyeceğe benziyor. Emre, uluslararası bir futbolcuydu ve iletişim ağını ‘futbol aklı’yla kullanarak transfer döneminde Fenerbahçe’yi yeniden yapılandırdı. O artık Fenerbahçe’nin futbol aklı. Başkanın da söylediği gibi, zor görünen transferleri bitirdi, doğru bir planlamayla iyi kadro kurdu, antrenörüne harika bir çalışma ortamı yarattı. Bundan sonrası teknik ekibin işi.
Michael Zorc’un yolunda
Borussia Dortmund dünya futbolunda kurumsal yapısı ve üretimiyle hep örnek gösterilen bir kulüp olmuştur. Bunu da büyük oranda eski orta sahaları ve 1998’den bu yana sportif direktörleri olan Michael Zorc’a borçlular. Dortmund modeli ülkemizde hep özenilen ama bir türlü gerçekleştirilemeyen bir ütopya. Türkiye’de sportif direktörlük kurumunda kalıcı olmak için işi iyi bilmek yetmiyor, üzerine güçlü bir kariyer ve büyük bir karakter gerekiyor. Şimdilik Fenerbahçe-Emre Belözoğlu birlikteliği Dortmund modeline yaklaşmaya aday. Çünkü bizim ülkede saha sonucu en belirleyici unsur. Fenerbahçe’nin bu sezon şampiyonlukla sistemi tescil etmesi, peşinden de uzun vadeli üretim planı yapması hayallerdeki ‘Dortmund modeli’ için kaçınılmaz.
Sistem zengini
Fenerbahçe sezonun ilk 3 maçı kurulum aşamasında olduğu için oynadığı futbolu analiz etmek kolay değildi. Yeni kadronun birlikte hareket etmeyi öğrenmesi, maç yapması lazım. Erol Bulut tarz olarak Ersun Yanal’dan çok farklı. Topa son iki sezondaki kadar sahip olmuyorlar ama çok daha hızlı kaleye gidiyorlar. Ozan Tufan ve Gustavo’nun rolü belirginleşti, forvet zenginliği Erol Bulut’un formasyon portföyünü çeşitlendirdi. Fenerbahçe, şu anda futbol oyun kitabında yazan tüm sistemleri oynayabilecek kapasitede bir takım.