‘’Bu kadar aciz olamazdı‘’
Avrupa yolunda evimizdeki 7. maçımızda, kâğıt üzerinde kolay gözüken bir maça çıktı Galatasaray. Rakip Dinamo Kiev, ülkedeki savaş nedeniyle göçebe bir süreçte mücadelesini sürdürmekte. Daha maçın başında gelen Sanchez golü ve ardından gelen Abdülkerim’in füzesiyle, iki stoperin de katkısıyla 2-0 öne geçen Galatasaray, “Maç bitti” zanneti moduna geçti. Sanırım bu sezonki Galatasaray’ın en büyük zaafiyeti bu olsa gerek. Oyunda dengeyi kuran rakip karşısında pozisyon bulamayan ve pozisyon vermeye başlayan bir Galatasaray izlemeye başladık. Nitekim şimdiye kadar sadece bir gol atan Dinamo Kiev, 2. golü de Galatasaray’a attı. Açıkçası kolay gözüken bir karşılaşma ancak böyle zora sokulabilirdi. İkinci yarıya, içinden çıkılması zor bir Barış Alper hareketiyle başladı diyebiliriz Galatasaray. Sarı kartlı Barış Alper, ceza alanı içinde kendisine yapılan faul sonrası devamında topa el ile dokunması ve ikinci sarı karttan gelen kırmızı kart ile herkesi şok ederken, imdadına VAR yetişti. Maçın Estonyalı hakemi, penaltı kararı verince sarı kart iptal oldu ve penaltıdan Osimhen’in golüyle 3-1 öne geçen Galatasaray derin bir nefes aldı. Ancak dün gece pozisyon üretmekte kısır ama rakibe gol şansı vermekte bonkör bir Galatasaray vardı sahada. Oyuna ikinci yarıda giren Yarmolenko, kornerden gelen topa ayağını uzattı ve skoru 3-2’ye getirdi. Akabinde de 3. golleri geldi.
Final işi zor
Skordan bağımsız olarak, Avrupa Ligi’nde final oynamayı hedeflemiş bir takım, bu savunma zaafıyla işinin çok zor olduğunu söylemeliyim. Bu sezon her maçta kalesinde gol gören bir oyun anlayışıyla uzun soluklu başarı yolculuğu yapmak inandırıcı gelmiyor. Yine söylüyorum, acilen takıma takviye şart, aksi halde büyük bir hayal kırıklığıyla sezonu kapatabilirler. Düşünün ki işler kötüye giderken, Okan Buruk’un kulübesine bakıp çözüm üretecek bir oyuncusu yoksa, durum vahim demektir… Final oynamayı hedefleyen bir takım, son sıradaki Dinamo Kiev karşısında bu kadar aciz duruma düşemezdi.
‘’Kaybedilen 2 puan aranabilir‘’
Galatasaray, Mersin’de ders niteliğinde bir ilk yarı yaşadı Hatayspor karşısında. Bu düşüncem soyunma odasına 1-0 yenik gitttiği için değil ortaya koyduğu daha doğrusu koyamadığı oyun için. Dar kadroyu transfer yasaklı Hatayspor’un yapabileceği etkili baskı ile oyun kurdurmamak ve seni uzun topa zorlamaktı. Nitekim bu taktik ilk yarıda tuttu ve bir duran topla da şaşkın Galatasaray defansının bakışları arasında öne geçmesini bildi Hatayspor. Tabii ki önemli net diyebileceğimiz az sayıda da olsa gol pozisyonları vardı ama gerçek şu ki temposu düşük ve yorgun görünümlü bir Galatasaray izledik ilk 45 dakikada. Aslında görüntü ara transfer döneminde transfere ihtiyaç var mesajıydı bu oyun. İkinci yarıya iki radikal değişiklikle çıkan Galatasaray gerçek temposunu ve oyun üstünlüğünü yakalayınca tek kale bir maç izledik. Ancak dün geceye şanssız mı yoksa beceriksiz mi diyelim Barış Alper dalgasının vurdu. SarıKırmızılı ekibin yıldızı inanılmaz pozisyonlarda öyle goller kaçırdı ki saç baş yoldurttu. Tabii ki beraberliği erken yakalamış bir Galatasaray ikinci golü bulmada gecikince Hatayspor direnç kazandı beraberliği korumak için.
Transfer mesajı alınmıştır...
Açıkçası zayıf görünen rakipler karşısında iddialı takımlar konsantre sorunu yaşar ama kalite zoru bozar. Galatasaray, Hatayspor karşısında kaliteli ayaklara sahip bir ekip olarak son vuruşlarda kalitesini ortaya koymakta iyi değildi... Özellikle oyuna giren başka Kerem Demirbay olmak üzere hiçbir katkı verememiş, ne kadar güçsüz bir kulübesi olduğunu kanıtıdır. Umarım sezon sonunda bu kaybedilen iki puanı aramaz Okan Buruk. Tabii ki bu sonuçtan bir anlamda yönetimde transfer konusunda mesajı almıştır.
‘’Cesaretin karşılığı‘’
Süper Lig’in ilk yarısı biterken Galatasaray için Başakşehir deplasmanı zorlu olacağı belliydi. Üstelik rüzgarlı ve soğuk hava ister istemez zor maçı iki takım adına daha da zorlaştırdı. Başakşehir orta alanda Crespo ve Berat savunma da Ba’nın yokluğunda önceliği defansa dayalı beraberliği öne alan bir anlayışı tercih etmişti. İlk yarıda oyun üstünlüğü ve hücum üstünlüğüyle pozisyon bulan Galatasaray nefis bir organize golle öne geçti. Yunus’un pasında Osimenh’in asisti ve Barış Alper’in sert şutunda kaleci Muhammed çaresiz kaldı. İlk yarıda gösterilen 6 sarı kart bir anlamda maçında gerginliğinin göstergesiydi açıkcası… İkinci yarıda golcüsü Piatek ile beraberliği yakalayan Başakşehir maçta dengeyi kurdu. Bu golde Kenny’nin asisti harikaydı ama Galatasaray savunmasının da kademe hatası vardı.
Hücum üstünlüğü
Tekrar hücum üstünlüğünü ele alan Galatasaray’da gecenin golcüsü Barış Alper yerden bir vuruşla Başakşehir kalecisi Muhammed’i 2.kere avlayıp takımını öne geçirdi… Takipçisinden 8 puan önde çıktığı karşılamadan maç fazlasıyla 11 puan önde geceyi kapatan Galatasaray şampiyonluk yolunda kritik bir virajı daha kayıpsız geçmeyi başardı. Okan Buruk cesur futbol anlayışının karşılığını alırken rekorlarına rekor katmayı sürdürüyor…
‘’Büyük takım farkı bu‘’
Dün gece Galatasaray karşısında beklediği gibi zor bir rakip buldu. Orta alanı ele geçirme savaşında Galatasaray karşısında baskıyla üstünlük kurup rakibini kanatlara yönlendiren Göztepe hemen hemen pozisyon vermeden ilk yarıyı bitirdi. Okan Buruk’un sadece Osimhen üzerinden gol arayışı uzun boylu güçlü Göztepe savunması karşısında skor üretmeyi bırakın pozisyon getirmedi. Oysa erken bir penaltı golü ile öne geçen Galatasaray için rakibin de beraberlik için gol arayacak olması bir avantaj olabilirdi ama öyle olmadı. Özellikle Romulo’nun golünde her zamanki Galatasaray’ın savunma zaafı vardı. Özellikle Sanchez’in kalitesine yakışmayan bir hücumcuya karşı yaptığı kademe hatasını Romulo affetmedi... İkinci yarısı gerilim filmi gibiydi karşılaşmanın. Göztepe yüksek kondisyonlu bir ekip olarak Galatasaray karşısında rakibini yorarak sonuç almayı planladı. Gerçekten de bu plan uygulamada yürürken planı bozan isim Yunus Akgün oldu. Galatasaray’ın yıldızı Sara ile başlayan ve Mertens’in asistiyle gelişen pozisyonda Yunus nefis vuruşla takımına nefes aldıran golü attı. Gerçekten zirve yarışında şampiyonluk yolunda en zor iç saha maçlarından birini oynadı Galatasaray.
O güveni sarsıyor
Bir çift sözüm VAR sistemine olacak. Rize’de iptal edilen ve dün gece de Toriera’nın golünün iptalleri bu sisteme olan güveni sarsıyor bana göre. Göztepe gerçekten bu ligin en değerli takımlarından biri olduğunu dün gece Ramspark’ta gösterdi. Stoilov’un öğrencileri puan cetvelindeki yerlerinin tesadüf olmadığını oynadıkları futbolla mücadeleyle gösterdiler. Galatasaray’a gelince; şimdiye kadarki en kötü Sanchez performansını izledik ve bu performansın takımı ne kadar olumsuz etkilediğini gördük. Yine de büyük takım kötü oynarken de kazanır söylemini doğruluyan bir skor aldılar. Gecenin yıldızı kim derseniz tabii ki Gabriel Sara’ydı. Brezilyalı adeta kalitesiyle şov yaptı
‘’Kalite farkı‘’
2024’e veda ederken liderliği garanti olan Galatasaray, Kayseri deplasmanında tatile çıkmış gibi bir ilk yarı oynadı. Maçın başında kazanılan penaltı ile maç bitti görüntüsü çizen Galatasaray rahatlıktan öte rehavete geçti. Zaten bu rehavet 1-1’lik beraberliği getirirken, Kayserispor’un tehlikeli ataklarla rakip kaleyi tehdit ettiğini gördük. Temposuz ve etkisiz futbola rağmen Yunus’un ilk yarıda sahneye çıktığı pozisyonda Barış Alper ile gelen golle öne geçen Galatasaray izledik. Ancak futbol adına hiçbir şey yapmadan soyunma odasına nasıl önde gidilir bu maçı gösterebiliriz herhalde Galatasaray adına. İkinci yarıdaki soru işaretlerini Yunus nefis golüyle bitirdi. Galatasaray’ın genç yıldızı Kayseri’de attı attırdı ve Osimhen ile birlikte maça damgasını vurdu. Gerçekten düşük tempoyla bu kadar rahat maç kazanmak ancak oyuncu kalitesi farkıyla olurdu.
Bu şartlarda bu kadar
Galatasaray, bu galibiyetle Fenerbahçe ile arasındaki farkı 8 puana çıkartmayı başardı. Okan Buruk, futbolcularını tebrik ederken skora rağmen oyundaki eksikleri görmezden gelmeyecektir. Kayserispor için fazla söze gerek yok bu şartlarda ancak bu kadar. Oyunun ofansif yönünü beceriyorlar ama savunmada çok kırılganlar. Fenerbahçe ve Galatasaray gibi güçlü takımlara karşı böyle oynarsanız, şansınız olmaz çünkü takım kalitesi ve derinliği yeterli değil.
‘’Hiç bu kadar hırpalanmadılar!‘’
Gerçekten iki takımın da gol istediği galibiyet isteği olunca ortaya seyir zevki yüksek bir maç çıkıyor. Trabzonspor doğru bir oyun planıyla maça başladı. Baskı yapan rakibine karşı dönen topları hızlı bir şekildi Nwakaeme ile buluşturup, sonrasında Nijeryalı’nın yaratıcı paslarıyla Galatasaray savunması zorlamaktı. Ancak Galatasaray daha ilk dakikalarda Yunus’un nefis asistiyle gelen Mertens golü kısa süre şaşkınlık yarattı Karadeniz ekibinde. Ev sahibi ekibin bu golle öne geçtikten sonra maç bitmiş havasına bürünmesinin cezasını Trabzonspor hemen kesti. Zaten Ozan’ın nefis kafa ile attığı beraberlik sayısı öncesi yapılan etkili ataklar habercisiydi. 1-1’den sonra aklı başına gelen Galatasaray, Yunus’un Messi vari nefis golüyle öne geçtikten sonra ilk yarı bitene kadar sazı eline aldı. Trabzonspor adına Uğurcan kalesinde 2 gol görmesine rağmen çok önemli kurtarışlar yaparak takımını oyunda tuttu… Bu sezonun, geçen sezonlardan farkı Galatasaray savunmasının kolay goller yemesi.
Trabzon karşılığını alamadı
Son 30 dakika orta sahaların çok çabuk geçildiği ve takım boyunun uzadığı iki takım adına da galibiyet adına fazlasıyla risk alındığı bir maç izledik. Gecenin özeti bu kadar gollü bir maçta hücum futbolu adına başarılı ama savunma adına özellikle Galatasaray adına kötü bir sınavdı. Trabzonspor sonuçtan bağımsız şu ana kadar en iyi futbolunu sergilerken, şimdiye kadar nerdeydiniz dedirtti taraftarına. Galatasaray sahasında bu kadar hırpalandığı bir 90 dakika oynamadı sanırım. Nefes kesen maçın galibi Galatasaray oldu son dakika golüyle. Trabzonspor için oynadığı futbolun karşılığını alamadığı bir geceydi açıkçası…
‘’Keşke yapmasaydı‘’
Hani Türkiye’de sohbet ederken işler ters giderse deriz ya sakata geldik. Galatasaray dün gece sakatlar ordusu nedeniyle böyle bir durumda Malmö karşısına çıktı. Açıkçası çıkacak kötü bir sonuç için Okan Buruk fazlasıyla mazerete sahipti. Bir de yetmezmiş gibi 30. dakikada defansın belkemiği Sanchez’in sakatlanıp çıkması işin tuzu biberi oldu. Okan Buruk Sanchez’in sakatlanmasıyla herkes Nelson’u beklerken sahaya Kerem Demirbay’ı sürdü. İster istemez formasyon değişti ve yenik durumdayken tüm handikaplara rağmen Jelert ile beraberlik golünü buldu ve gol öncesi de zaten oyunda da dengeyi bulmuştuk. İkinci yarı her şey istediğimiz gibi oldu. Yunus ile gelen galibiyet golüyle üstünlüğü ele aldık ve kontrollü futbolumuzu sahaya yansıtarak rakibin tempo yapmasını önledik.
Buruk sevinç
Dün gece Malmö’de İcardi, Barış, Osimhen, Kaan Ayhan, İsmail Jakobs ve oyunun büyük bölümünde Sanchez yoktu ama Galatasaray’ın Avrupa ruhu sahadaydı. Gerçekten bu kadar eksikle sonuçta İsveç ligini şampiyon bitirmiş dinlenmiş bir Malmö’ye karşı bu kadar mücadele edilir bu kadar oynanır dersek abartmış olmayız. Sonuç ne olursa olsun tabiki bir alkış da Okan Buruk’a bana göre. Hiç ağlamadan sızlamadan elindeki kadroyu motive edip maksimum oyun sergiletti. Son bölümdeki oyuncu değişiklikleri biraz takımın kimyasını bozdu keşke yapmasaydı dedik. Yine de bu şartlarda galibiyeti kaçıran takım olarak Türkiye’ye dönmenin buruk bir sevincini yaşadı ve yaşattı Galatasaray…
‘’Utanç gecesi‘’
Galatasaray bu mevsimde Sivas’ta beklenen soğuk havaya rastlamadı ama daha maçın başında soğuk bir duş aldı. Metehan’ın gördüğü kırmızı kartla 10 kişi kalan Sarı-Kırmızılı ekip zaten savunmadaki zaaflarına da bakarsak, bir darbe yedi. Rodrigues’in golü ile rüzgarı arkasına alır diye düşündüğümüz Sivasspor ilk yarı bitimine kadar oyundan düşen taraftı. Nitekim eksik kalmasına rağmen panik yapmayan Galatasaray ilk yarıya iki gol sıkıştırmayı başardı. Artılar ve eksilere bakarsak konuk ekip adına sadece savunmada Sanchez ile ayakta kalan Galatasaray gerçekten ikinci yarıda 10 kişi nasıl oynanır dersi verdi. Barış Alper atletik ve mücadeleci yapısını harika bir golle süsleyip takımı adına maçı kopartan isim oldu. Maçın Galatasaray adına sürpriz kahramanlarından biri de bana göre Macar oyuncu Sallai diyebiliriz. Son bölümde oyuncu değişiklikleriyle maçı bitirmeyi planlayan Okan Buruk, 3-2’lik bir galibiyetle sahadan ayrılmayı başardı.
Hiç böylesi olmamıştı
Aslında başlangıcıyla bitişi arasında Sarı-Kırmızılı ekip adına önemli eksiklere rağmen çok çok önemli bir 3 puan ve en yakın rakibine 6 puan fark yaparak zirve yarışında büyük bir avantaj elde etti. Sivasspor’a gelince; belki de Bülent Uygun yönetiminde en kötü performanslarından birini sergiledi. Niye derseniz Galatasaray tarihinde şimdiye kadar hiç bu kadar handikaplı gelmemiştir. İşte bu kadar önemli eksikleri olan Sarı-Kırmızılı ekip önünde sahada 15. dakikada 10 kişi kalmış rakibine öne geçmesine rağmen sahadan boynu bükük ve yenik ayrıldı. Maçın sonu ise bütün yazdıklarımızı bir anda futbol adına sıfırladı. Çünkü Türk hakemliği adına utanç gecesiydi. Turgut Doman kasten bir futbolcunun meslek hayatını sonlandıracak bir harekete VAR’da bakıp bir şey yok diyebilecek kadar duygusuzdu. Sanırım TFF bu hakemin, hakemliğini bitirir. Bir çift sözüm de Manaj’a sadece yazıklar olsun diyorum.