‘’Olmazsa olmaz Muriç‘’
Fenerbahçe maça kalesinde gördüğü şok bir golle başladı. İlk yarıdaki istek, tribündeki taraftarı etkilemedi. Rakibin savunmadaki kırılganlığı bu maç böyle gitmez dedirtti. Gençlerbirliği’nin iki beki Ahmet Oğuz ve Erdem’in sakatlığı nedeniyle o bölgede oynayan Candeias yetersiz kaldı. Üstelik önünde de Sessegnon’un defansif zaafını Yanal iyi gördü. Şu gerçeği gördük ki Fenerbahçe için Muriç olmazsa olmaz. İkinci yarıda Fenerbahçe sakatlık nedeniyle iki zorunlu değişlik yaşadı. Yanal, Serdar’ın yerine Ferdi’yi alıp savunmada üçlüye döndü. Emre’nin yerine de Jailson orta alanda yer aldı. Başkent ekibi adına söylenecek fazla bir şey yoktu. Hamza Hamzaoğlu gelişinden sonraki en etkisiz maçlarından birini oynadı. Nadir ve Rahmetullah hamleleri biraz hareket getirse de yeterli değildi. Özetle iki haftadır kazanamayan Fenerbahçe önündeki zorlu iki maç öncesini kazasız geçirip hem 3 puan hem de moral kazandı.
Gecenin sorusu
Yanal, savunma konusunda sezon başından beri arayış içinde. Sakatlıklar ve cezalar da olsa istikrar sağlanamadı. Dün de Sadık Çiftpınar’ı gördük. Bu arayış süresi uzamadı mı!
Maçın starı
Muriç. Fenerbahçe’nin golcüsü iki gol attı, asist yaptı. Takımı için ne denli önemli olduğunu gösterdi. Bir başka isim de ikinci yarıda giren Ferdi. Genç yıldız, bana niye bu zamana kadar şans vermedin dercesine resital yaptı.
Maçın olayı
Fenerbahçe’de oyundan çıkan 3 ismin de adale sakatlığı olması düşündürücü. Zorlu maçları göz önüne alırsak Fenerbahçe için alarm demektir.
Kısa mesaj
Fenerbahçe gelecek hafta deplasmanda oynayacağı Sivasspor maçı İçin Gençlerbirliği galibiyetini baz almamalı, aldatıcı olur.
‘’4 maçta 12 puan gücüne sahip‘’
İyi oynamadan 19 puan toplayıp, son maçında iyi oynayan ancak bir puan alabilen Galatasaray ilk yarı bitimine kadar ne yapar? Şu bir gerçek ki, Galatasaray hâlâ istenilen seviyede değil. Kadro planlamasından tutun, yanlış tercihler ve üst üste gelen sakatlıklara kadar her şey takımın belini büktü. Yine de pozitif düşünmek mümkün.
Galatasaray hedefini tamamen Süper Lig’e döndürürken, rakiplerinin Avrupa zaafını iyi değerlendiremediğini gördük. Kazanamadığı Brugge, Başakşehir ve Trabzon maçları, Galatasaray’da bir şeylerin kıpırdadığını gösterdi. Zor maçlarını atlatan Galatasaray, yükselen performansıyla 4 maçta 12 puan toplayacak moral ve güce sahip.
Bugün ligin en iyi oynayan iki ekibi Başakşehir ve Trabzonspor’a karşı dominant bir futbol oynama noktasına gelmişseniz bu bir artıdır.
Bu kadar gol yakışmıyor
Ligin en az gol yiyen takımı olmak güzel bir unvan. Ama üst sıralarda 14 golle en az gol atan takım olmak da yakışmıyor. Bunun sebebi malum. Ama futbol olarak hemen hemen aynı oyuncularla format atıp değiştirebiliyorsa, Fatih Terim bunun da çözümünü üretmeli eldeki oyuncularla.
Bir maç çok zorlayabilir
Gelelim maçlara... Alanyaspor hücumu seven bir takım. Asla savunma futbolunu tercih etmez. Açık oynayacak rakibi karşısında son iki haftayı baz olarak alırsak, 3 puanı evinde alacak güçte Cim Bom.
Ankaragücü maçına şu şartlarda en az zorlanacağı maç diyebiliriz. Göztepe en zor maçı olabilir bu periyotta. Küçük bir statta müthiş taraftar baskısı yaratan Göztepe, yükselen performansıyla Galatasaray’a kayıp yaşatabilir. Ama kazanması asla sürpriz olmaz Galatasaray’ın. Antalyaspor ile ilk yarı biterken bir iş kazası olmaz diyorum. Cim Bom, kırılgan ve sıkıntılı bir takım olan Antalyaspor’u kayıpsız geçer.
‘’Ne maçtı ama!‘’
Sergen hocaya ‘Bravo’ diyerek başlamak istiyorum yazıma. Belki dün gece cezası nedeniyle saha kenarında yoktu ama onun direktiflerinin sahada nasıl işlediğini gördük. Yeni Malatyaspor 11’ine baktığımızda Guilherme ve Donald gibi orta alanın önemli isimlerini kulübede gördük. İlk yarısı sadece mücadele içinde geçen Gençlerbirliği ile Yeni Malatya’nın n karşılaşmasında tek güzel hareket maçın golüydü. Önce Ahmet Ildız nefis pasını izledik. Gökhan Töre’ye gelen topta tecrübeli oyuncu önce rakibini ekarte etti sonra da asistini yaptı. Bifouma da çaprazdan Yeni Malatyaspor’u öne geçiren golü attı. İlk yarıda aklımızda kalanlar bunlardı.
VAR uyarısıyla penaltı
İkinci yarıya Gençlerbirliği erken bir golle başladı. Orta alanda Sessegnon’un nefis pasında Sio topu kaleci Farnolle’ün uzanamayacağı köşeye gönderdi. 73’te oyuna sonrada giden Ayite’nin yan direkten dönen şutu öncesi Ahmet İldiz’in yerine giren, Murat Yıldırım’ın koluna çarpan topu Zorbay Küçük, VAR uyarısıyla ekrana bakıp penaltı olarak değerlendirdi.
Guilherme hızlandırdı
Atışı kullanan Stancu, Farnolle’ü ters köşeye yatırıp Başkent ekibini 2-1 öne geçirdi. Dakikalar 85’i gösterirken Guilherme’nin taç atışıyla başlayan pozisyonda Fofana’nın asistinde Robin Yalçın beraberlik golünü attı. Aynı oyuncu 3 dakika sonra ceza yayından, temiz bir vuruşla kendisinin ikinci, takımının 3 golünü rakip ağlarına yolladı. 89’da oyuna giren Rahmetullah ise 90+1’de attığı golle Gençlerbirliği’ni ipten aldı. Maçın özeti ilk yarısı durgun geçen karşılamada inanılmaz bir maç sonu ve gol yağmuru vardı ama kazanan yoktu: 3-3.
‘’Roma olmadı, hedef Almanya‘’
Dün gece ne hayallerle gelmiştik Fatih Terim Stadı’na... Kazanıp, grupta işi son maça bırakmadan çıkmaktı hedefimiz. Ama 90 dakika boyunca talihsizlikler yakamızı bırakmadı. Bir de bunlara kötü futbol ve beklenmeyen savunma hataları eklenince adeta kâbus gördük. Daha maçın başında Gulbrandsen sakatlandı ve yerine Okan Buruk, Aziz Behiç’i soktu. Bu biraz garip bir tercihti. Çünkü kulübede daha yaratıcı isimler vardı ama hoca Behiç’i oyuna aldı.
Stoperler çıktı
Sonrasında Mehmet Topal’ın sebebiyet verdiği penaltı ile çöktük. Basit savunma hatalarıyla gelen gollerle devreyi 3-0 geride kapattık. Stoper mevkisinde devre arası Epureanu, ikinci yarıda Skrtel sakatlanıp çıkınca, Başakşehir genlerine uymayan bir 11’le mücadele etmek zorunda kaldı. Açıkçası Başakşehir ilk maçta 4-0 kaybetmişti ama ilk golü yiyene kadar futbol olarak sahada vardı.
Sezonun en kötüsü...
Dün ise 41 karşılaşmadır evinde yenilmeyen Galatasaray’ı mağlup etmenin morali ve ciddi bir taraftar desteğiyle daha iyi motive olmasını beklediğimiz Başakşehir, belki de sezonun en kötü 90 dakikalarından birini oynadı. Tabii ki bu sonuç dünyanın sonu değil. Umarım bu bir iş kazasıdır ve Okan Buruk’un öğrencileri Almanya’da zoru başarıp, gruptan çıkar. Önemli olan inanacımızı kaybetmemek.
‘’Mensah fark yaratır‘’
Fenerbahçe’de devre arası bir transfer harekâtı olacağı kesin. Muhtemelen birçok isim üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bu isimlerden biri de Kayserispor’un yıldızı Bernard Mensah. Orta alanda Emre, Gustavo ve Ozan Tufan’dan oluşan üçlüye böyle bir takviye gerekli mi? Aslında Fenerbahçe’de en çok tartışılan mevkiler savunma ve kanatlar. Orta sahada ise geniş bir oyuncu havuzu var. Ancak oyuncu tiplerine baktığınızda, birbirine benzer isimler olduğunu görüyorsunuz.
Çok yönlü bir oyuncu
Emre-Gustavo-Ozan üçlüsünü zorlayacak bir futbolcu yok. Bu nedenle Mensah, mantıklı bir transfer hamlesi. Önce Kasımpaşa, sonrasında Kayserispor’da izlediğimiz Ganalı futbolcu, klasik bir 8 numara gibi gözüküyor. Ancak yetenekleri ve özellikleri sayesinde sahanın ortasında hemen her bölgede oynatabilirsiniz. En dikkat çeken yönü ise dikine oynamayı sevmesi ve atletik yapısı. Fenerbahçe’nin orta sahasına baktığınızda, Mensah gibi topu alıp rakip yarı alana katedecek, süratle topu hücum hattına taşıyacak bir isim olmadığınız görüyoruz.
Taraftar etkisi
Açıkçası oyuncuyla ilgili tek soru işareti, her ne kadar iyi performans sergilese de yeteneklerini ve potansiyelini şu ana kadar tam olarak sahaya yansıtmamış olması. Ancak Emre ve Gustavo gibi iki kaliteli ismin yanında, Bernard Mensah’ın da seviye atlaması ve fark yaratması yüksek ihtimal. Ayrıca Fenerbahçe taraftarının önünde oynaması da Ganalı futbolcunun potansiyelini ortaya çıkarmasında önemli bir etken olur
‘’Haber salın 4-1 yana, zirve Sivas'ın‘’
Sivasspor lider girdiği milli ara sonrasında da Süper Lig’e damga vurmaya devam ediyor. Kırmızı- Beyazlılar, İç Anadolu derbisi olarak bilinen karşılaşmada Kayserispor’u 4-1 gibi net bir skorla devirdi. Deplasmanda müthiş oynayarak kazanan Kırmızı-Beyazlılar, puanını 24’e çıkarırken liderlik koltuğundaki yerini korumayı başardı. Yiğidolar’a bu kritik maçta zaferi getiren golleri ise Fernando, Emre Kılınç ve Erdoğan (2) kaydetti. Ev sahibinin teselli sayısı ise Henrique’den geldi. Mücadelenin kırılma anları ise şöyleydi: 24. dakikada Fernando, Kayserispor orta sahasından kaptığı topla ceza alanına girdi, vuruşunda top filelerle buluştu: 0-1. 43’te Poulain’in uzun pasını kontrol eden Henrique, kaleci Samassa’nın yanından skoru eşitledi: 1-1.
Erdoğan girdi, iş değişti
69’da Sivasspor’un kullandığı köşe vuruşunda kafalardan seken topu ceza alanı dışında önünde bulan Emre Kılınç Yiğidolar’ı bir kez daha öne geçirdi: 1-2. 74’te Yatabare’nin pasında topla buluşan Erdoğan Yeşilyurt’un şutu Lung’un üzerinden filelerle buluştu: 1-3. 90+2’de Sivasspor atağında Erdoğan farkı 3’e çıkardı, sonucu belirledi: 1-4. Karşılaşma Demir Grup Sivasspor’un 4-1’lik üstünlüğü ile sona erdi.
‘’Denizli'de Horoz öttü‘’
Denizli’de öyle bir ilk yarı izledik ki inanılmaz. Sanki iki takım da birbirlerine pozisyon vermemek için sözleşmiş. Aslında bu taktiksel anlayış tribünleri de futboldan soğutuyor. Hele ki elinizde yetenekli, adam eksilten bir oyuncuya da sahip değilseniz yandınız.
Çünkü futbolcu hocasının dediğini yapmak İçin büyük bir taktik disipline bağlı kalınca ortaya oynar gibi yapan ama hiçbir şey yapamayan bir futbolcu topluluğu çıkıyor. Dün de ev sahibi olarak Denizlispor bir baskı kuramadı rakibi karşısında. Temkinli futbol, savunma ağırlıklı futbol ister istemez gol pozisyonu doğurmadı. Özellikle Rizespor kaptığı toplarla birşeyler denese de yetersizdi. Kısaca ilk yarı 0-0’lık skoru futbola da yansıttı.
Bu oyun yetmez
İkinci yarı klasik skoru değiştirme çabasıyla biraz daha hareketliydi. Zaten tribünler de maçı bıraktı, yönetimi ‘istifa’ sesleriyle protesto etti. 74’te Halil Umut Meler verdiği penaltıyı VAR’a gittikten sonra iptal etti, doğru karardı. İki teknik adamın oyuncu hamleleri de istenen katkıyı yapmadı. Ankaragücü’den sonra Süper Lig’in en az gol atan takımı Denizlispor aradığı golü bir duran topta buldu.
Oyuna sonradan giren Estupinan altın değerinde bir kafa vuruşuyla takımına altın değerinde 3 puan kazandıran golü atarken Denizlispor rahat nefes aldı. 90’da VAR kontrolü ile gelen penaltı golü ise galibiyeti perçinledi. Rizespor sadece bir puan anlayışından dolayı kaybetti. Oysa gergin olan, evinde baskı altında olan Denizlispor’un bu handikabını değerlendirebilirdi, ama bu oyunla değil tabi ki...
‘’Başakşehir geçen yıldan daha iyi‘’
Bu Başakşehir geçen sezon şampiyonluğu kaçıran takımdan daha iyi bir ekip. Galatasaray sakatlar ordusu ve mecburiyetten farklı bir taktik kadro ile çıkacak. Savunma tandemi Ponck ve Skrtel ile daha da güçlendi. Orta alana Azubuike, Mehmet Topal ve de Berkay Özcan, forma rekabetini artırdı. En önemli artı forvette oldu. Geçen sezon Avcı’nın ikinci yarıdaki Robinho transferiyle santrforsuz hücum hattı planı belki de şampiyonluğu kaçırttı. Şimdi ise daha gerçekçi, içi dolu ve her bölgesi dengeli bir Başakşehir var. 41 maçtır sahasından kaybetmeyen Galatasaray’ın bu unvanını yıkmaya en yakın takım diyebilirim. Her şeye rağmen iki takımın da 3 puana oynayacağı maçın skorunu bana göre kaleciler ve son vuruşcular belirler.
Ön plana kim çıkar?
Gulbrandsen ile Crivelli, Visca’lı hücum hattının değerine değer kattı. Hatırlayın geçen sezon Adebayor, Bajiç ve Demba ile göz kamaştırıcı isimlerle donatılmış ama kulübede oturan ünlüler topluluğu vardı.
Kısa mesaj
Galatasaray her türlü eksiğine rağmen son iki maçta kazandı ve moralli. İkincisi de takımdaki yerli isimler özellikle forvette Adem Büyük faktörü, taraftarın da saha içine etkisiyle Başakşehir’e kart sorunu yaşatabilir.