Arama

Popüler aramalar

‘’Pankartların söylediği‘’

Tabii ki Yunanlı’nın en büyük yardımcısı kendi arkadaşları değil, ona eskortluk yapan Escude, Ersan, Gökhan ve de penaltı kurtarmasına rağmen McGregor kalede olmasa da farketmezdi.. Kaleciye bir şey demiyorum. O şekil A’da olduğu gibi!.. Cenk kulübede, o sahada. Fernandes; varlığı kadar, yokluğu da olay.. Dün öğlen kılı dönmüş tribünde bizim önümüzde bol bol resim verdi. O resim verince sahada da pas verecek kimse yoktu. Aslında vardı: Oğuzhan. Onun için hep iyi şeyler yazmak istiyorum. Ama maalesef topla bir vedalaşıp, basit olanı yapsa. Basit olanı görünce pas verse, daha doğrusu güzeli değil, en güzeli olacak. Bilmeli ki, iyi futbolcu top ile arkadaşı için en çabuk vedalaşandır. Bu konuda diğer takım arkadaşları için de aynı duygu ve düşünceleri taşıyorum. Holosko sezon başı feda etmişti. Keşke yapmasaydı. Mirasını yiyor. Bilmiyor ki, bu gidişle kendini de yiyecek. 25’inci dakikada sakatlık yok, forvet elemanı kemendi yiyor. Suçu kulübede değil, kendinde aramalı neden acaba diye.
Son olarak bir pankarttan daha bahsedeceğim. ‘Azrail akıllı ol, bırak Seba’nın peşini’ diye. Çok doğru demişler. Allah uzun ömürler versin. Seba gönüllerden gitmeyecek, ama bu sonuçlar çok kişinin Azrail’i olacak ve peşini bırakmayacak, biz de bırakmayacağız. Bu skor ayıp değil rezalet, lige tam ‘Veda’ oldu.

21 Nisan 2013, Pazar 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Oğuzhan sonrası‘’

Ancak şimdi ne hikmetse bu unutuldu, Samet tartışılmaya başlandı. Fenerbahçe müsabakasından sonra camia şampiyonluk havasına girmiş, maçlar oynanmadan, hocanın dışında herkes rüzgara kapılmıştı. Bu kadroyla gelinen nokta, kupaya veda, İnönü’ye veda, dün gece de acaba lige de mi veda idi. İşte böyle bir maçtı dün akşamki Antalya müsabakası. Sakatlıklardan çok çekmişti Samet hoca. Ama dün Toraman, Almeida, Niang, Sivok. Gerisini boşver yazmayalım, ‘Feda’ oyuncularda da vardı dün gece. Asıl üzüntüm ‘VEDA’ etmişti seyirci.

Böyle olmamalıydı. Mehmet Özdilek, Beşiktaş’ı ezberine almış, oyuncularına aktarmış ‘özel’ bir hoca. Aslında hem Samet Aybaba, hem de Özdilek oyunun ilk yarısında risk almadan oynadılar. Oyunda yok, hücumda yok, pozisyonda yok. Gol ayakların, Olcay, Holosko, Mustafa Pektemek, ceza sahasına girmeye korkarsa tabii ki golü de unutacaksın. Veli, Olcay, Holosko ve Pektemek topla kavga ediyorlar. Pas hataları oyunun da maçın da kalitesini düşürüyordu. Bunu bizim gördüğümüz gibi Samet hoca da gördü ve Oğuzhan’ı sahaya sürdü. Bu değişiklik geç bile kalmıştı. Ama Oğuzhan’ın olmaması Samet hocanın suçu değil, Oğuzhan’ın suçuydu.

Herhalde konuşulanlardan ders almış 46’ncı dakikadan itibaren Oğuzhan’ın girmesiyle, Fernandes’in pas alışverişi üst düzeyde, Holosko, Olcay, Mustafa Pektemek ceza sahası içinde ilk yarı yokları oynarken ikinci yarı pozisyon üstüne pozisyon buluyorlar ve kenarda kaçak oynayan Olcay, Oğuzhan’la güzel bir pas alışverişi yaparak huzursuz gecede nefes aldırdı takıma. Çünkü bu lig trafiğinde Beşiktaş’ın artık puan kaybına tahammülü yoktu.

16 Nisan 2013, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Refakatçiler‘’

Olan bir şey var o da Escude ile beraber rakiplere iyi “refakatçilik” yapıyorlar. Beklerdim Samet Hoca’nın, Emre Özkan’a yaptığı gibi ilk yarım saatte Gökhan Süzen’e kement atıp kulübeye çekmesini. Dedik ya kafaları karıştırmış bir maliyete sahip olan Gökhan Süzen’e ne kadar daha sabredilecek. A2’deki Doğukan ve Ümit Karayel’e Samet Hocam neden bakmaz.
Beşikteş’ın en sıkıntılı yeri defansı ve kalesi. Belki lig tarihinde bu sezonki kadar defansla oynanmadı. Hani hep diyorlar ya sakatlıklar. Artık kabak tadı verdi. Forvette de aynı senaryo. Almedia, Niang sakat. O halde Holosko ya da Lucescu’nun kazığı Dentinho oynamalıydı. Mustafe Pektemek dün geceki şartlarda sahada olmamalıydı. Sade bu değil, Necip varken Mehmet Akgün olmaz. Daha doğrusu Samet Hoca dün akşam macera aradı. Koca Beşiktaş takımı 90 dakika kaleye 3 şut atmadı. Rakipten bin bir güçlükle top kapıyorsun, çabuk çıkman gerekir ama sen topun sibobunu arıyorsun. Bu kadar pas hatası olmaz be kardeşim. Dün geceki müsabakının ana fikri de buydu zaten. Böyle kritik bir maçta rakiplerin maçta kazanmış gol lazım. Belli ki Bursa’dan korktun hemde hatırı sayılıu korktun. Kustafa Pekhemek bir o yana bir bu yana ilkokul oyunları gibi ortada sıçan oldu. Evet Samet Hocam dün akşam gösterdi. Feda sezonunda kimse seni feda etmek istemiyor. Şu son 5 hafta en azından sen önümüzdeki sezon düşündüklerini iskeletini kur, nasılsa kimsenin tek kelime ettiği yok. Bu da senin için bir fırsattır.

09 Nisan 2013, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Doktor oynayınca‘’

Feleğin her darbesini yemiş, dün akşamdan sonra küme düşmesi kesinleşmiş Mersin’le oynuyor Beşiktaş. Hele bir ilk 20 dakika var ki; 1 Nisan şakası gibi. Allah’tan doktor Fernandes biraz oynadı. Bazı oyuncuların varlığında değil de yokluğunda değeri biliniyor... Sivok dün çok arandı. Ersan Gülüm-Nobre, Murat Ceylan-Fernandes eşleşmesi oyun içinde enteresan görüntüler verdi. Murat Ceylan da, Ersan Gülüm de müsabakanın en kötü bireyi Abdullah Yılmaz tarafından sahada tutuldular. İkisi de kesin kırmızı kart görmeliydi. Sarı kartlar ve düdük sesleri oyunun tadını kaçırdı. Helal olsun Toraman’a ‘Kılı dönünce’ evde istirahatte olanlar utanır herhalde. Aylardır sakat sakat oynuyor, bu sezon asıl ‘Feda’yı Toraman yapıyor. Esame listesini alınca Hasan Türk, Erkan Kaş, Mami ve Sinan, Mersin’de kadroda yok, ancak en azından Fethiye’deki kampta olmasını isterdim. Bunun için de Samet Aybaba’yı kesinlikle sorumlu tutmuyorum. Onların düşünmesi lazım. Oğuzhan gibi ‘biz neden yokuz’ diye... Cevabı çok basit; formayı Samet Hoca vermez, siz alacaksınız. Çünkü Samet Hoca size çok sabretti.

Beşiktaş’ta gençliğini geçiren Samet Hoca, herhalde bu sezonki kadar daha doğrusu takımın sol tarafından çektiği sıkıntıyı hiç çekmemiştir. Gökhan Süzen’e tek bir sözüm var; lükse kaçmasın, basit oynasın. Bu takımın topçususun bir şeyleri ispatlamana gerek yok.

02 Nisan 2013, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sorun aynı‘’

Seyirci ıslıklıyor Cenk’i; Cenk ne yapsın. Kasımpaşa’da ligin Galatasaray ile beraber en az gol yiyen takımı 28 golle. Demek ki Şota’da ‘saldırma bakanlığı yerine savunma bakanlığını ön plana almış’. Sen, böyle bir takımı doldur boşaltla açmaya çalışıyorsun. Aslında Samet hoca da oyunu kenarlara taşımak istedi, istemedi değil doğrusu; Holosko ayakta duramıyor, Olcay ise gol atmasına rağmen ‘zıp-zıp’ oynuyor. Samet hoca, defansa ne kadar fal bakarsa baksın olmuyor. Her iki bekin arkasına atılan her top kalende tehlike oluşturuyor. Her ne kadar 3 gol yemişse de bana göre Cenk, Fernandas ve Toraman’la beraber ayakta kalan isimlerdendi.

Müsabakadan önce esame listeleri elimize geldiğinde, Samet hoca kadar kulübenin zenginliği Beşktaşlı’yı mutlu ediyordu. Bu satırlarda daha çok, olmayanların ismini yazardık ama dün kulübede Almeida, Veli, Necip, Escude, Mehmet vs. olanları yazdık. Bunların varlığı sahadaki oyuncuları kamçılar dedik. Ama görünen o ki, Trabzon maçındaki rehavet aynen devam ediyor. Kulübenin verimliliği bile, sahaya yansımadı. Aslında Kasımpaşa’dan da bahsetmek lazım. Şota, öyle bir takım yaratmış ki disiplin ön planda doğrusu. Beşiktaş, yıllardır defansına çare ararken, Kasımpaşa yerli mallarıyla, Yalçın’ın liderliğinde defansta harikalar yaratıyor. Kasımpaşa defansının bu organize ve istikrarına rağmen; Beşiktaş defansı ise yol geçen hanı üstelik dörtte bir fiyatına. Beşiktaş İnönü’de ‘veda’ yolunda ‘feda’ sezonunda hatırı sayılır saç baş yoldurtacak puanlar kaybetti. Saha dışında ‘Feda’ isteniyor yahut onlar yapması gerekeni yapıyor. Gelelim hakeme. Cüneyt Çakır; bana göre çok iyi bir maç yönetti. ‘Feda’ sezonunda skorun dışında takımın yine üzülmememsi için Toraman’ı feda etmeyip sahada tuttu.

17 Mart 2013, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Neyi tartışıyoruz?‘’

Bakın dünya sıralamasında Süper Lig’imiz, Katar’dan sonra en yaşlı üçüncü lig. Bu bir ayıp. Ama asıl ayıbını şimdi sıralıyorum.

1: Türkiye Ligi’mizde, oynayan takımlardaki yabancı sayısı, yüzde 55.
2: Yüzde 25 yurt dışı kökenli Türk vatandaşlarımız, Hollanda’dan Almanya’dan, Avusturya’dan.
3: Nüfus kağıdında T.C. yazan oyuncu sayısı, yüzde 20. Şimdi geliyorum Trabzon-Beşiktaş maçına.

Beşiktaş’ta nufüs kağıdında T.C. yazan ve devamlı oynayan 2 tane oyuncu var. İbrahim Toraman ve Necip Uysal. Yabancıların sayısı belli. Burada yazmakla bitmez.

Olcay, Oğuzhan, Ersan Gülüm, Mehmet Akgün, Veli... Trabzon için de aynı şey geçerli. Yabancı sayısı belli, Kaleci Onur ve Tolga’nın dışında, hadi gel milli takımda oyna diyebileceğimiz oyuncu var mı? Onun için Avcı’ya kızmayın. Türk futbolundaki sistem bu. Bu sistemi bilhassa yabancı sayısı konusunda mutlaka değiştirmek gerekir. Yoksa hep böyle konuşuruz. Ondan sonra Milli Takım’ın başarısını tartışıyoruz. Niye tartışıyoruz.

METE KALKAVAN’A YAZIK EDİYORUZ. 1 haftadır yazılı, görsel medyamız, Mete Kalkavan’la yatıp kalkıyor. Bu konuda en duyarlı gazete Fanatik ve Fuat Akdağ’ın NTV Spor’u. 1 numaralı sorumlu olarak ben Yemen Ekşioğlu, amatör futbolun başındaki kişi, 1 haftadır yapılan yorumlardan dolayı herkesi kınıyorum. Mete Kalkavan amatör maça verilmiş. Bunun neresinde yanlış var? Sadece Mete Kalkavan değil, bu sene 28 müsabakada Süper Lig hakemlerinden Cüneyt Çakır bile U14 maçı yönetti. Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek, Mete Kalkavan, Deniz Ateş Bitnel ve bunun gibi üst klasman FIFA yardımcı hakemleri dahil olmak üzere, bütün ulusal hakemler, eğer profesyonel ligde maçı yoksa amatör maçlara çıkarlar. Kaldı ki Mete Kalkavan’ın yönettiği müsabakada, hakemlik ve iki takımla ilgili hiçbir problem yok. Bunlar üçüncü takımın çıkardığı olaylardan ibaret. Bunları yapanlar belirlenmiş, gerekirse ligden ihraç edilecekler. Yukarıda belirttiğim gibi, bu kadar çelişkili taraftar ve medyanın olduğu bir ortamda neyi tartışıyoruz? Ama rica ettiğim tek bir şey var, herkesle uğraşıyorsunuz. Lütfen hakem camiasını ve amatör kümemi rahat bırakın. Size başka yerlerde sermaye çok.

11 Mart 2013, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Viz Viz ari!‘’

Üstelik yaralarını da sarmıştı. Biz bu düşüncedeyken daha maç başlamadan kaleci McGregor sakatlandı. Yerini Cenk’e bıraktı. Sonra Ersan Gülüm-Escude değişikliği, 35. dakikada da Emre-Gökhan değişikliği, kısacası 46. dakikada istemeden bu değişiklikler, Samet hocanın planlarını karıştırmıştı. Son haftanın başarılı isimleri sahadaydı. Olcay, Holosko, Fernandes. Niang da dün çok başarılıydı. Oğuzhan’dan çok ümitliydim. Biraz topun sibobunu aramasa, belki Beşiktaş çok daha önce skoru lehine çevirebilirdi. Tolunay hoca puan istiyor. Seyirciye dönüp, ateşle barutu birleştirmek istiyor. Ama seyircinin derdi puan değil, daha çok Sadri Şener. Galatasaray’ın mağlubiyetinden sonra, Beşiktaş’ın bu sıkıntılı takımdan çok rahat bir değil 3 puanı alabilirdi. Dün kimin yerinde olmak isterdin diye sorarsınız, ben sadece Fırat Aydınıs’un yerinde olmak istemezdim derim. Ne İsa’ya ne de Musa’ya yarandı. Bizim açımızdan en iyi şey, Trabzon’dan Nihat ustanın kalkan balıklarıydı. Bu başlık her iki takım için de geçerli.

10 Mart 2013, Pazar 19:00
YAZININ DEVAMI

‘’Mutlu veda...‘’

Ne derbiler, ne milli maçlar, ne sevinçler, ne de hüzünler yaşanmıştı. Neler yaşandı neler... Hele dün geceki Fenerbahçe’ye karşı alınan 3-2’lik galibiyet Beşiktaşlı için bambaşkaydı. Stada veda ederken, hoş geldin Mete Kalkavan diyorum. Müsabakadan önce bu genç kardeşimiz için çok şeyler yazıldı. Ama aslanlar gibi çiçeği burnunda bu FİFA hakemimiz dün İstanbul ve Türk hakemliği adına göğsünü gere gere ‘ben de artık varım’ dedi. ‘Yeter ki bizlere güvenin...’ Samet Aybaba’nın karın ağrısı var. O da sol tarafta. Hem önde hem arkada. Bu da defansif yönde. Gökhan Süzen oyundan çıkarken isyan etti ama Emre Özkan’ın yapmış olduğu kademelerdeki müdahaleleri ve hücumdaki organizasyonlarını yapamamıştı. Oyundan çıktığı ana kadar Gökhan Gönül ve Kuyt, o bölgeyi otoban yapmıştı. Fernandes geldi geleli sadece benim değil bütün Beşiktaşlılar’ın ortak bir fikri vardı: ‘Derbilerde oyna be kardeşim’ diye. Aklımızda kalan hiçbir derbisi yoktu. Ama dünkü oyunuyla aklımızdan çıkmayacak. Toraman’ın vazifesi belli, o sakat sakat oynuyor. Ama Veli, Fernandes’e yardımcı olamadı. İyi niyetinden şüphemiz yok. Ama Oğuzhan-Veli değişikliğinden sonra Beşiktaş’ın pas trafiğinde ve oyuna ağırlığını koyması yönünde önemli bir üstünlük vardı. Nitekim bu da golleri getirdi. Madem hep anılarla başladık, anılarla bitirelim. Arayıp da bulamadı Beşiktaş 75 milyon Türk’ün içinde Recep gibi bir sağbek, Kadir-İbrahim Üzülmez gibi bir solbek. Ama dün sahada ben şunu gördüm, Emre Özkan’la paraları verdiğimiz Gökhan Süzen arasında ne fark var? Bir fark formayı alamıyorsa, o da Beşiktaş’ın çocuğu olduğundan mı?

04 Mart 2013, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI