‘’Amsterdam'da maskeli balo‘’
Aslında bütün olay 18 Eylül'de Almanya'nın Frankfurt şehrinde başladı. Galatasaray sahadan 5-1 ezici bir mağlubiyetle ayrılsa da bu aslında ilerleyen haftaları kazanmak adına büyük ve önemli bir uyarı olmuştu. Galatasaray o günden sonra kendine çeki düzen vermeyi başardı. Liverpool, Bodo/Glimt ve ardından Ajax... Galatasaray mücadeleye sakin ve doğru bir oyunla başladı. İlk 30 dakikalık kısımda maçın da hakimiydi. 30. dakikadan sonra ev sahibi takım kendisini Galatasaray kalesinde hissettirse de sarı - kırmızılılar savunmada hata yapmadı.
SARA-BARIŞ DEĞİŞİKLİĞİ!
İlk yarıda sahada tek varlığını hissedemediğimiz isim Gabriel Sara oldu. Ne rakip savunmacılara baskı konusunda ne de orta alanda pas opsiyonu olma konusunda çok etkisizdi. Okan Buruk devre arasında hiç beklemeden oyuna Barış Alper'i alarak rakip savunma üzerine yoğun bir baskı uygulamaya başladı. İlk yarının son 10-15 dakikalık bölümünde geriden rahat çıkan Ajax, Barış ve Osimhen'in doğru baskısıyla çok zorlanmaya başladı.
İLK GOL GARDI İNDİRTTİ
Ajax ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde çok kötü günler yaşıyor. John Heitinga'nın koltuğu sallantıda. Atacakları bir gol onları bambaşka bir yere taşıyabilecekken yiyecekleri bir gol de büyük bir çöküntüye neden olabilirdi. Öyle de oldu. Osimhen'in kafayla attığı gol Ajax'ın gardını kırdı ve motivasyonunu bitirdi. Sonrasında yapılan iki penaltı ve Osimhen'in hat-trick gecesi... Nijeryalı bugün ünlü çizgi film karakteri He-Man gibiydi. Onun en büyük özelliği, bazen zorluklarla karşılaşır ve kaybeder. Ancak onun gerçek gücü, her zaman yeniden ayağa kalkması ve azimle mücadelesine devam etmesidir. Aynı Osimhen'de olduğu gibi. Şimdi tüm odak noktası Kocaelispor maçı olmalı. Sonrasında milli ara ve lige yeniden dönüş
‘’Yedek kulübesi yolu gözüktü‘’
Galatasaray, Beşiktaş maçında ilk yarım saat oyununun kontrolünü almakta zorlanmıştı. Bunu dün gece Trabzonspor karşısında ilk 45 dakikaya çıkardı. Galatasaray'ın hücum oyuncularında (Osimhen hariç) büyük bir düşüş var. Dün akşam rakip kaleye yaklaştıkça adeta yeteneklerini kaybetmiş gibi oldular. Aşırı acelecilik ve rakip ceza sahasındaki pas tercihlerindeki hatalar puan kaybını kaçınılmaz hale getirdi. Barış ve Yunus dün hücumda o kadar çok pas ve pozisyon hatası yaptı ki saymakla bitecek gibi değil.
BARIŞ ALPER'E KULÜBE YOLU GÖZÜKTÜ
Barış Alper Yılmaz dün yine sahanın en kötü isimlerinden biriydi. Transfer konusu kapandığından beri her maç bir önceki maçtan daha kötü oynuyor. Maçın belli bir bölümünden sonra geri dönüşlerde de sorunlar yaşamaya başladı. Sanırım bir süre yedek kulübesinde oturmak ona da iyi gelecektir. Bu haliyle takıma sadece yük oluyor. Ahmed Kutucu da dün adeta 'Benden olmaz' mesajı verdi. Yeteneklerini Eyüpspor'da bırakmış gibi bir hali var.
SAHANIN EN İYİSİ LEMINA
Dün pozisyonunun dışında bir stoper olarak forma giydi. Bu mevkide de mükemmele yakın bir performans gösterdi. Temposu, isteği ve oyun aklı çok üst düzey. Artık Galatasaray'ın olmazsa olmaz isimlerinden biri olduğunu gösterdi.
‘’Galatasaray kazanırken 'ama' dedirtti‘’
Şampiyonlar Ligi'nden Bodo zaferiyle dönen Galatasaray harika bir zeminde, her maç için olması gereken bir başlama saatinde ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri olan Göztepe'yi konuk etti. İlk 11'ler açıklandığında Stanimir Stiolov'un Olaitan'ı yedek bıraktığını gördük. Stoilov bu hamlesiyle hafta içi yüksek tempolu maça çıkmış bir Galatasaray'a karşı planının büyük bir kısmını maçı bitirecek olan 11'inin üzerine yaptığının ipucunu verdi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Galatasaray, 1-1'i getiren gole kadar maça girmekte sorun yaşadı. Göztepe bu dakikaya kadar sahada daha iyi bir performans gösteriyordu. 1-1'den sonra Galatasaray biraz daha oyuna girmeye başladı. Göztepe'nin de 10 kişi kalmasıyla birlikte tüm ipler ev sahibine geçti.
ICARDI DEĞİŞİKLİĞİ ŞAŞIRTTI
Galatasaray'da ikinci yarıyla birlikte son haftaların tartışılan ismi Barış Alper oyundan çıktı ve yerine Mauro Icardi dahil oldu. Icardi biraz daha bağlantı oyuncusu gibiydi. Derine gelip, top isteyip oyunu yönlendiren isim gibi oynadı. Arjantinli golünü de attı, ancak henüz fiziksel olarak hala eski Icardi değil. Okan Buruk'un devre arasında böyle bir değişiklik yapması beni açıkçası çok şaşırttı.
Bir parantez daha: Leroy Sane her ne kadar yenilen golde hatası da olsa artık yavaş yavaş eleştirildiği dönemden sıyrılmış görünüyor. Dün yine, Bodo maçındaki gibi 'Muhteşem asist' diyebileceğimiz iki pozisyonu arkadaşları tarafından heba edildi, ancak bir yerde artık o toplar çizgiden girecek.
MAÇ MI SEÇİYORLAR?
Okan Buruk'un öğrencileri bu maşı kayıpsız geçse de Süper Lig performansı ile Şampiyonlar Ligi performansının arasında bu kadar fark olması şaşırtıcı. Buna çözümü bulacak kişi de Okan Buruk! Çarşamba günü oynanan maçtan sonra Cumartesi maça çıkmak dinlenmiş olmak için gayet yeterli bir süre. Eğer oyuncular maç seçiyorsa, bu sıkıntı büyüden şu an küçükken çözümü bulunmalı.
‘’Galatasaray'ın Spartaküs'ü‘’
Galatasaray dün gece Rams Park'ta öyle bir maça çıktı ki... Kazansa üç puan ve iddiasını sürdürmekten başka bir şey kazanamayacağı, ancak kaybetse çok büyük şeyler kaybedeceği türden bir maçtı. Geçen sezonun yarı finalistini özellikle ilk yarıdaki çok iyi oyunla devirmeyi bildi Galatasaray! Bu galibiyette birçok iyi şey vardı, ancak aksayan yönler de yok değildi.
OSIMHEN BİR RÜYA GİBİ
Osimhen bu takımın sadece golcüsü değil, her şeyi! En önde baskıya gidiş şekli bile takımı ve tribünleri ateşlemeye yetiyor. İki gol attı, bunlardan daha değerli olan ise üçüncü goldeki çabası! Osimhen'i insanların daha iyi anlaması için Spartaküs benzetmesi yapmak yanlış olmaz sanırım. Spartaküs, eski Roma’daki arenada gladyatör olarak öne çıkan ve halkı peşinden sürükleyen bir liderdir. Hem mücadeleci ruhu hem de gücüyle tanınır. Osimhen’in sahada attığı goller ve yaptığı asistler, takımını da peşinden sürüklüyor ve galibiyet için güçlü bir önderlik sergiliyor, tıpkı Spartaküs'ün gösterdiği gibi.
Osimhen'e Lemina, bir gece önce babası kalp krizi geçiren Torreira ve Leroy Sane de eşlik etti. Sane, Başakşehir maçının ardından bu maçta da sahanın en iyilerindendi. Yavaş yavaş ritmini buluyor.
GALATASARAY'IN İKİ BÜYÜK SORUNU
Galatasaray'ın iki büyük sorunu kronikleşmeye doğru gidiyor. Bunlardan biri Mauro Icardi, diğeri ise Barış Alper Yılmaz... Mauro Icardi'nin oyuna girdiği maçların geneli rakip lehine tek kaleye dönüyor. Çünkü ileri gönderilen her top duvara çarpar gibi geri geliyor. Icardi fizik olarak gerçekten bu Galatasaray'ın forveti olmaktan fersah fersah uzakta! Bir an önce kendini toparlaması lazım. Barış Alper'e gelecek olursak; tribünlerin küçük bir kısmından gelen ıslık seslerine katılmasam da 'siyah ekran' paylaşımı yaptığı günden beri iyi oynadığı tek maç Liverpool maçıydı! Galatasaray taraftarlarının bir kısmının ona tepki göstermesini de anlayışla karşılamalı çünkü insanların ondan beklentisi var. Taraftarı bu beklentiye sokan da geçmişte gösterdiği muhteşem performans. Yine yapabilir, yapacak da!
‘’Leroy Sane ateşi yaktı‘’
Galatasaray hem Frankfurt maçı öncesi çıktığı Eyüpspor maçında hem de Liverpool maçı öncesi çıktığı Alanyaspor maçlarında çok kötü performans göstermişti. Yine bir Şampiyonlar Ligi maçı öncesi Başakşehir deplasmanında hem de bazı oyuncularını dinlendiren Galatasaray görece iyi diyebileceğimiz bir oyunla sahadan galibiyetle ayrıldı.
SANE HAYATA DÖNDÜ
Sane’nin nasıl bir oyuncu olduğunu dünyada bilmeyen yok, ancak Galatasaray’a geldiği günden beri performansı vasatın altındaydı. Dün akşam ise bambaşka bir Sane izledik. Bunda İlkay ve Sara’nın doğru zamanda doğru anda Sane’nin savunma arkasına yaptığı boş koşularını değerlendiren isimlerin de payı büyük. Alman yıldız ilk ateşi yaktı.
ICARDI HALA HAZIR DEĞİL
Mauro Icardi, 15 Ağustos’ta oynanan Fatih Karagümrük maçıyla sahalara döndü. Bu maçın üzerinden iki aydan fazla bir süre geçti, ancak Icardi’nin formunda gözle görülür bir ilerleme olmadı. Dün de çok etkisizdi. Galatasaray’ın hem lig hem de Şampiyonlar Ligi’nde çok sert maçlara çıkacağı önümüzdeki süreçte bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor.
‘’Yorgun değil, adaletsizliğe teslim!‘’
Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu ile aktif hakemler sağ olsunlar insanlar sahadaki futbolu konuşamaz oldu. Dün iki devin maçına da yine damga vuran isim Yasin Kol, yardımcıları ve VAR Ali Şansalan oldu. Her maçın önüne bu kadar geçebilmek özel çaba gerektiriyor.
Yasin Kol, rakip kim olursa olsun yönettiği her Galatasaray maçında skandallara imza atıyor. Dün bunlara birkaç tane daha yenisini ekledi. Geçen sezon yönettiği maçlardan sonra hakemlikle ilişkisinin kesilmesi gerekirken, hatta ilk haftada yönettiği Göztepe-Fenerbahçe maçından sonra TFF ve MHK'nin hakkında bir aksiyon alması gerekirken kendisi bir anda derbi hakemi oldu. Bu da şunu düşündürüyor. Demek ki TFF ve MHK ondan böyle maç yönetmesini istiyor. Önce avantaja bırakıp, Galatasaray pozisyona girince oyunu durdurması ise buz dağının sadece görünen kısmı!
GALATASARAY YORGUN DEĞİLDİ
Galatasaray, Liverpool ile müthiş bir 90 dakika oynadı. Hem mental olarak hem fiziksel olarak yıpratan bir maçtı. Ancak üzerinden dört gün geçti. Galatasaray seviyesindeki bir takım da dört günde kendisini toparlar. Galatasaray dün yorgunluğun değil, oyuncuların ve tribünlerin biraz zafer sarhoşu oluşunun bir de doğru kurguyla sahada olmamanın cezasını yaşadı. Dün adeta tabiri caizse takımın üstünde ilk 45 dakika bitene kadar bir ölü toprağı vardı.
HEYKELİ DİKİLMELİ
Lucas Torreira'ya ayrı bir parantez açmak lazım. Gerçekten biyonik adam. Yorulmuyor, durmuyor ve kabullenmiyor. Bir gün Galatasaray formasına veda ettiğinde kesinlikle heykeli dikilmeli.
Son söz de Barış Alper ile ilgili olsun. Transfer konusu kapandığından beri her maç daha kötü oynuyordu. Liverpool maçında çok iyiydi. Artık eski haline döndü diye düşünürken dün yine çok kötü bir performans gösterdi. Çok fazla kendisine oynayan bir oyuncu oldu. Durumunun farkına varmalı.
‘’Haddini bilmedi, bildirdi‘’
Galatasaray dün Liverpool karşısında sadece futbol oynamadı. Sahada kavga etti, gerçek anlamda savaştı! Kolay değil, tarihin en iyi Liverpool kadrolarından biri, son Premier Lig şampiyonu, sezonun Şampiyonlar Ligi favorilerinden!
FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ
Galatasaray kendi tarihinde hiçbir zaman savunma yapan ve dahası savunma yapmayı becerebilen bir takım olmadı. Galatasaray'ın genetik kodlarında hiçbir zaman savunma olmadı. Rakip kim olursa olsun hücum etmek oldu. 'Haddimizi bilerek oynayalım' klişesi vardı. Galatasaray dün gece haddini bilmedi, haddini bildirdi!
Rakibe baskı yapabileceğin en uç noktaya kadar çıktı üstünde sarı - kırmızılı parçalı forma olan 11 oyuncu!
JAKOBS-SINGO!
Sahada kaleci Uğurcan Çakır'dan ileri uçtaki Osimhen'e kadar bütün takım üstündeki formanın ve ay-yıldızın hakkını vererek oynadı. Ama bu iki isme özel bir parantez açmak lazım. Jakobs, 60 dakika boyunca Frimpong'a uzatmalarla beraber yaklaşık 40 dakika da Salah'a adım attırmadı. O kadar yakın savunma yaptı ki neredeyse rakip oyuncunun formasının içine girecekti.
Singo... Önce Gakpo'yu sonra Isak'ı durdurmayı başardı. Bunları yaparken de zaman zaman rakibin hızlı hücumlarına önde yakalanan Davinson'un yerini kapattı. Galatasaray dün gece tribünlerdeki muhteşem taraftarlarıyla tarihi bir zafere imza attı. Şimdi bu maçı unutup Beşiktaş maçına mental ve fiziksel olarak hazırlanmak ve o maçı da kazanmak gerekiyor ki Liverpool galibiyeti taçlandırılsın.
‘’Bedeli ağır olan hatalar‘’
Kolombiya Milli Takımı sahasında Venezuela'yı 6-3 mağlup ederken Teknik Direktör Nestor Lorenzo, Yerry Mina'yı ilk 11'de oynatmak için Davinson Sanchez'i sol stoper olarak oynatmıştı. Kolombiya maçı kazansa da yenilen üç golün ikisinde Davinson Sanchez'in hatası vardı. Bu maçtan 9 gün sonra aynı hataya Okan Buruk da düştü. Bu kararla Davinson gibi, 'Takımın aldığı nefes' denilebilecek bir oyuncuyu da etkisizleştirdi.
LEROY SANE TAKIMIN EN KÖTÜSÜ
Büyük bir yıldız olduğundan kimsenin şüphesi yok, ancak takım için el freni olmaya başladı. Sürekli kendine oynayan bir tarzı var. Aldığı her toptan sonra 2-3 rakip oyuncunun arasına girip, çıkmaya çalışıyor. Bunların da neredeyse tamamında topu kaybediyor. Bu sefer ön alana yerleşmiş olan takım geri koşturmak zorunda kalıyor ve takım da yıpranıyor. Geldiği günden oynadığı en iyi maç sonradan oyuna girdiği Strasbourg maçı!
GOLDEN SONRA ELİ AYAĞINA DOLAŞTI
Galatasaray ilk yarım saatini rakibinden daha iyi oynamış ve 1-0 önde girmiş olduğu maçta ne zaman ki kalesinde gol gördü. Her şey 180 derece döndü. Takıma bir panik havası hakim oldu. Okan Buruk, Davinson'un sol stoper oynatılmasının ardından ikinci büyük hatayı ise Lemina'yı oyundan alıp merkezi Frankfurt'a teslim etmekle yaptı. 2-1, 3-1 gibi skorları orta sahayı boşaltarak toparlayamazsınız. Daha bir gece önce Atletico Madrid, Liverpool karşısında 2-0 geriye düşmesine rağmen oyunu hep tuttu ve bir yerden sonra maça ortak oldu.
Bir sezona yayılacak sayıda yapılacak olan bireysel hataları tek maça sığdıran Galatasaray için Liverpool maçı hayati bir önem taşıyor. Liverpool'a yenilmek büyük bir sürpriz olmaz ama bu kadroyla ilk iki maçtan puansız çıkmak mental açıdan yıpratıcı olur.









































