27 Şubat günü Türkiye Kupası C Grubu'ndaki son maçında Konyaspor ile karşı karşıya gelen Galatasaray'da Teknik Direktör Okan Buruk saha kenarından oyuncularına 0-0 işareti yapıyordu. Galatasaray o gün daha az sarı kart gören takım avantajıyla bir üst tura çıkmıştı. Bugün o takım finalde rakibini 3-0 ile geçerek kupayı kazanan taraf oldu.

1992 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Yugoslavya'da yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle bu ülkenin yerine Danimarka turnuvaya dahil edilmiş, ve plajdan gelen Danimarkalı oyuncular finalde Almanya'yı mağlup ederek şampiyon olmuştu. Futbol böylesi hikayelerle güzel...

OSIMHEN GİBİSİ GELMEYECEK!

Galatasaray'ın bugün attığı üç golün ikisine imza atan Victor Osimhen, Mario Jardel'i geride bırakarak 35 gole ulaştı ve Türkiye'de bir sezonda en çok gol atan yabancı oyuncu ünvanını eline geçirdi. Futbolculuğunun yanı sıra karakter olarak da harika bir insan olan Osimhen gibi bir daha bu topraklara gelmez. Hangi takıma gideceğiyle ilgili her gün papatya falı açılırken böyle bir oyuncuyu ülkemizde izleme şansına sahip olduğumuz için şükretmeliyiz.

GÖZLER ARTIK PAZAR GÜNÜNDE

Galatasaray, sevinç, hüzün, hayal kırıklığı içinde geçen bir sezonu çift kupayla taçlandırabilir. İlk kupasını aldı. Şimdi sırada büyük kupa var. Türkiye Kupası, Pazar gününe illa ki moral açısından etki edecektir. Galatasaray son noktayı koymak için var gücüyle sahada olacaktır.

Galatasaray ilk yarısını çok kötü oynadığı maçta Trabzonspor'u ikinci yarıda bulduğu gollerle 2-0 mağlup etti. 25. şampiyonluk ve beşinci yıldız artık bir adım uzaklıkta! Galatasaray arkasına bakmadan 5. yıldıza yürüyor...

MUSLERA GEÇMİŞİ HATIRLATTI

Galatasaray ilk 15 dakikada pozisyonlar bulsa da ardından tamamen Trabzonspor'a döndü. Fatih Tekke'nin öğrencileri birçok net pozisyon buldu. Bu anlarda Fernando Muslera sahneye çıkarak Galatasaray taraftarlarını yıllar öncesine götürdü. Takımın en kötülerinin başında ise Barış Alper geliyordu. Kafası sahada değil gibiydi.

FATİH TEKKE İYİ ANALİZ ETMİŞ

Fatih Tekke rotasyon yapmış olsa da Trabzonspor'un sahaya Galatasaray'ı çok iyi analiz etmiş bir teknik direktör tarafından çıkarıldığını gösteriyordu. İlk yarıda Galatasaray stoperlerini ve Torreira'yı baskı altına alarak Galatasaray'ın kendi yarı sahasından rahat ve planlı çıkmasını engellediler. İkinci yarıda ise daha çok kendi yarı alanını korumaya çalışınca Galatasaray da rakip kaleye daha cesurca gitmeyi başardı. Galatasaray akan oyunda çözemezse duran toplarda maçı çözme işini ligin en iyi yapan takımı kimliğini bir kez daha gösterdi.

SON SÖZ ALİ SAMİ YEN'DE!

Galatasaray gelecek hafta Pazar günü sahasında Kayserispor'u konuk edecek ve bir puan dahi alması halinde şampiyonluğunu ilan edecek. Muhtemel zaferde Osimhen gibi öne çıkan çok önemli isimler elbette var, ancak bu takımın saç kılından ince bir köprüde yürürken ayakta tutan, dağılmasını engelleyen Okan Buruk gerçekten büyük bir alkışı hak ediyor.

Son dönemde eleştirilerin hedefi haline gelen Galatasaray, lige de etki edeceği çok açık bir şekilde belli olan derbide ezeli rakibini yenerek kupanın dışına itmeyi başardı. Düne kadar istifa etmesi istenilen Okan Buruk da kafasını sahaya verdiği zaman nasıl bir teknik direktör olduğunu gösterdi. Zihnini sahanın dışına yormamalı, gerekirse burada yönetim devreye girmeli.

ÜÇE ÜÇ DOĞRU BASKI

Galatasaray, Fenerbahçe'nin gerideki üç stoperine Osimhen-Barış ve Yunus üçlüsüyle doğru zamanda doğru yerde baskı yaptı. İlk yarıda Barış Alper, Çağlar ile Skriniar da Osimhen ile başa baş kalmak zorunda kaldı ve bu anlarda Galatasaray çok rahat gol pozisyonlarına girdi. Gabriel Sara adeta bir maestro gibi takım savunmasını da bırakmadan öndeki üçlüyü çok iyi organize etti.

FARK YARATAN İSİM GÜNAY OLDU

Galatasaray tarihinin gelmiş, geçmiş en iyi kalecisi olan Fernando Muslera'nın son dönemdeki formsuzluğu bir yana ayaklarının iyi olmaması bir dezavantaj oluşturuyordu. Günay bu anlamda adeta geride bir fazla oyuncu gibi bu açığı çok iyi kapattı. Oyunu genişleten Eren Elmalı ve sağ bekte görev yaptığı sırada Kaan Ayhan ve Frankowski'ye Fenerbahçe'nin öndeki baskısını kıran paslar attı. Çok iyi kurtarışlar da yaptı ve oyunun durduğu her anda takım arkadaşlarıyla yeri geldi yüksek ses tonunda sık sık konuştu.

Son olarak zihinsel anlamda dibe vurmak üzere olan Galatasaray, ezeli rakibini hem de deplasmanda yenerek çok büyük moral ve özgüven kazandı. Samsunspor maçına kadar yeterince ara var. İyi bir dinlenme ve çalışma ile bu maçın moralini de yanına alarak kritik bir deplasman Galatasaray'ı bekliyor.

Avrupa'ya beklenenin öncesinde veda eden, Süper Lig'de de oynadığı oyunla umut vermeyen Galatasaray, sonunda taraftarlarının beklentilerine yanıt verdiği bir performans sergiledi. Antalyaspor kalite olarak Galatasaray'a mukavemet gösterebilecek seviyede bir takım olmasa da oyuncuların isteği gelecek haftalar için umutlandırdı.

OSIMHEN BAMBAŞKA BİR SEVİYE

Süper Lig tarihine damga vuran birçok oyuncu oldu şimdiye kadar, ancak böylesi hiç olmamıştı. Rakip takımları üç stoperle oynamak zorunda bırakan, 90 dakika sıkı markaj altında olmasına rağmen bir an bile geri adım atmayan bir yıldız! Adeta Allah'ın bir lütfu... Osimhen enerjisini ve isteğini takıma da yansıtıyor.

DERBİDE BELLİ OLACAK

Galatasaray bu sezon o çok iyi oyun oynadığı dönemden esintiler sundu. Antalyaspor maçı Galatasaray kalitesindeki bir takım için gerçek bir gösterge olabilecek bir takım değil. Galatasaray'ın taraftarların özlediği seviyeye dönüp dönmediğini deplasmanda oynanan Beşiktaş maçı belirleyecek.

Osimhen'in yanı sıra Barış Alper de kendine gelmiş bir görüntü çizdi. Eren Elmalı, Davinson Sanchez gibi oyuncular da dikkat çeken isimlerdi.

Galatasaray yeniden ayağa kalkmak için üç gün erken gittiği Antalya kampının ardından Alanyaspor karşısına çıktı. Güzel oyunla rahat bir galibiyet beklentisini karşılayan bir oyun yoktu ortada. Özellikle ilk 45 dakika Galatasaray için adeta korku tüneli gibiydi. Okan Buruk artık oynatacağı sistem konusunda bir karar vermeli. Liderlik koltuğunda oturup da teknik direktörünün hala hangi sistemle takımı sahaya süreceği bilinmeyen ikinci bir takım daha yok dünyada!

3'LÜ 4'LÜ SORUNSALI

Dünyada 27. hafta itibariyle kendi liginde lider olan hiçbir takımın gelecek maça üçlü mü yoksa dörtlü savunmayla mı çıkacak diye bir soru işareti yoktur! En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Okan Buruk artık buna bir çözüm bulmalı.

LEMINA ALARM VERDİ

Lemina, Fenerbahçe ve ikinci yarıda oyuna girdiği Rizespor maçlarında sahanın en iyilerinden olmayı başardı. Alanyaspor karşısında ise üçlü stoperde ortada görev aldı. Sıkıntılı pas hataları yaptı. Bu maç bize şunu gösterdi. Lemina daha önde oynamalı.

OSIMHEN BAMBAŞKA BİR ADAM

Normalde Real Madrid, Barcelona, Liverpool gibi takımların birinci santrforu olması gereken Osimhem, Allah'ın bir lütfu gibi sezon başında Galatasaray'ın golcüsü oldu. Ne bulunduğu ülkeyi küçümsedi ne de rakipleri. Ve formasını giydiği takımı o kadar benimsedi ki Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen'in öz torunu gibi... Sadece harika bir oyuncu değil, çok büyük karakter!

Galatasaray kaybetmemesi, Fenerbahçe ise kazanması gereken bir derbi oynadı dün akşam Rams Park'ta yabancı hakem tartışmalarının gölgesinde... İki takım da hücumda efektif olmak yerine savunmada sağlam durmayı tercih etti. Bu maçın berabere bitmesi hangi takımın hayrına oldu? İşte onu sezon sonu öğrenebileceğiz. Gerilimi yüksek ve futbol adına zerre kadar zevk vermeyen bir derbi izledik.

BİYONİK ADAM LEMINA

Devre arasında büyük tartışmalara neden olan orta saha transferi, Mario Lemina'nın takıma katılmasıyla son bulmuştu. Dün gece sahanın en iyisiydi. Sadece fizik gücü değil, duracağı yeri, koşacağı yeri çok iyi biliyor! Hamleleri, pasları akıl dolu. Şimdiden Galatasaray'ın devre arasındaki en iyi transferi olmayı başardı. Birkaç takım arkadaşı dışında ona ayak uyduran kimse de yoktu. Ayrıca Galatasaray, Victor Osimhen'i ceza sahasında daha fazla, daha rahat topla buluşturması gerekir. Yoksa gol yollarında büyük bir kısırlık başlayabilir.

BU MU AVRUPALI HAKEM?

Slavko Vincic son birkaç gün içerisindeki üçüncü maçına çıktığı için olsa gerek, kondisyonunun yetmeyeceğini düşünerek oyundaki her ikili mücadeleyi faul kararıyla kesme gereği hissetti. Maçın golsüz tamamlanmasındaki en büyük etkenlerden biri oldu. Kötü bir hakem performansı vardı.

Galatasaray 4-1 kaybettiği maçın rövanşında bir hayale tutunmak istedi, ancak bunun sadece istek olarak kaldığını gördük. Günay Güvenç sayesinde ilk yarı sadece 1-0 sona erdi. Sonrasında zaten ikinci yarı formalite halini aldı.

FİZİKSEL DÜŞÜŞÜN SEBEBİ

Galatasaray, rakip yarı alanda yüksek tempo ve baskıya dayalı bir oyun oynuyor. Sezonun ilk yarısında kulübenin dar oluşu rotasyon yapılamaması ve hep aynı oyuncular üzerinden devam edilmesine sebep oldu. Bu da artık bir yersen sonra oyuncuları çok yordu. Galatasaray şu ani ligin ilk yarısındaki dar kadronun zorluklarını yaşıyor.

ARTIK SÖZ TAKIMDA

Galatasaray pazartesi günü ligdeki geleceğine yön verecek çok kritik bir maça çıkacak. Artık söz Okan Burak ve oyuncularda… Kazanırsa okyanusu geçecek. Berabere kalırda yarış tüm hızıyla ve stresini artırarak devam edecek. Kaybederse psikolojik olarak büyük bir yıkım yaşanabilir. Böylesi anlarda büyük karakterler ortaya çıkar. Söz Okan Buruk ve öğrencilerinde.

Galatasaray, derbi öncesi kritik ve zor bir deplasmanda üç puanla dönmeyi başardı. Sarı - kırmızılılar üç puanı alsa da rakibine net bir mesaj veremedi. Okan Buruk, AZ Alkmaar maçından sonra "Bir daha bu kadar kötü oynamayacağız" demişti. Doğru söylemiş. Özellikle ilk yarı AZ Alkmaar maçındaki kadar kötü bir oyun yoktu. Ondan daha kötü bir oyun vardı. 

MERTENS'İN PİLİ BİTTİ

Gerçekten Süper Lig'e gelmiş en iyi 10 numaralar arasına gözü kapalı yazılacak bir isim. Sezona da harika başladı, müthiş işler yaptı, ancak Galatasaray'ın bu tempolu oyununda vücut artık gitmiyor. Belçikalının artık daha çok sonradan oyuna girmesine ihtiyacı var Galatasaray'ın.

LEMINA AYAĞA KALDIRDI

Okan Buruk daha önce yaptığı açıklamada Lemina'nın henüz hazır olmadığını söylemişti. Dün geceki maçın kırılma anı Lemina'nın oyuna girmesiydi. Orta sahaya enerji ve tempo kattı. Torreira'nın yükünü azaltırken, Sara'nın rakip kaleye daha yakın oynamasını sağladı. Frankowski de gerçekten orta yapma konusunda uzman bir oyuncu olduğunu gösterdi.

AZ MAÇI ÖNCESİ TAVSİYE

Galatasaray, derbi öncesi AZ Alkmaar ile 4-1'in rövanşında karşı karşıya gelecek. Dünkü oyun ve takımın fiziksel durumu, hem AZ karşısında 4-1'den dönmeye, hem de derbiyi kazanmaya yetmez. Kendimizi kandırmayalım. Hollandalılar karşısında rotasyon şart! Sezon sonu yaklaştıkça fiziksel düşüşler çok olmaya başladı. Ana teması tempo olan bu sistemde bu oyuncular dört gün araya iki büyük tempoyu kaldıramaz. Becerebilirlerse şapka çıkarmak gerekir.

Son sözü şöyle tamamlayalım, çok kötü bir ilk yarının ardından biraz daha hareketli bir ikinci yarı izledik. Galatasaray'ın geçmişte oynadığı oyunları düşününce son dönemdeki düşüşün reçetesini de yine Okan Buruk'un yazmasını beklemekten başka yapacak bir şey yok.