Galatasaray ara dönüşü sahasında ligin dikkat çeken ekiplerinden Göztepe'yi konuk etti. Sarı - kırmızılılar 10. dakikada Osimhen'in penaltıdan attığı golden sonra resmen kontak kapattı. Galatasaray golü erken bulduğu her maçta bunu yapmaya başladı ve bu sorun giderek büyüyor. Trabzonspor maçında da aynısı yaşanmıştı. Okan Buruk oyuncularına öne geçtikleri zaman maçın bitmediğini öğretmeli!

ÜRETKENLİK YOKTU

Galatasaray topu rakip yarı alana sık sık götürmeyi başarsa da net pozisyona girmekte zorlandı. Göztepe kalecisi Mateusz Lis'in kalesi iki gol ve bir de ofsayt nedeniyle iptal edilen pozisyon dışında çok sorun yaşamadı. Galatasaray özellikle final paslarında çok etkisiz kaldı.

SARA'NIN İKİ BEYNİ OLMALI

Galatasaray'da maça damga vuran bir numaralı isim Gabriel Sara oldu. Saha içindeki sakinliği ve sahanın her yerine olan hakimiyetiyle takımın adeta lideri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bir vücut çalımı ya da topa yaptığı küçük bir dokunuşla rakibin baskısını kırabiliyor. Dün akşam yine hem hücumda hem savunmada hatasıza yakın oynadı. Galatasaray'da en dikkat çeken isimse kötü performansıyla Davinson oldu. Hem yenilen golde hem de maç içerisinde birçok kez pozisyon hatası yaptı. Öte yandan Abdülkerim, Jakobs'un da takıma dönmesiyle birlikte gerçek kimliğine kavuştu. Dün çok iyi bir performans sergiledi.

Fenerbahçe'nin iki puan kaybettiği haftada, kritik Kayserispor deplasmanına çıkan Galatasaray, ilk yarıda her ne kadar zorlansa da ikinci yarıda kendine gelerek sahadan 5-1 galibiyetle ayrılmayı bildi.

İLK YARIDA ZORLANDI

Galatasaray maça penaltı sayesinde 1-0 önde başlamış gibi olsa da Kayserispor oyunda dengeyi çok çabuk sağladı. Kalabalık bir şekilde orta alanda Sara ve Torreira'ya baskı uygulayan Kayserispor ilk yarıda Barış Alper, Yunus ve Mertens'in orta alanı desteklememesini iyi değerlendirdi. 1-0 geriye düşseler de 1-1'i yakaladılar dahası da 2-1 öne geçebilecek pozisyonları da buldular. İkinci yarıda Okan Buruk bu durumu fark etmiş olacak ki, orta saha ile hücum oyuncuları arasındaki mesafe ikinci yarıda daha kısaydı.

YUNUS AKGÜN PİK YAPTI

Galatasaray'da bu sezon mücevher gibi parlayan bir isim var: Yunus Akgün. Yaşının çok üstünde bir olgunlukla oynuyor. Takım sahada yokları oynarken arkadaşlarını ayağa kaldırıyor. Artık uzak mesafeden köşeye yaptığı muhteşem vuruşları normal hale getirdi. Her an skora etki edebilecek bir oyuncu oldu. Maçtan önce Valencia'nın bu maçta genç oyuncuyu izleyeceği haberleri vardı. İzledilerse Mamardashvili'nin Liverpool'a satışından elde ettikleri 30 milyon Euro'yu hazır etsinler.

OSIMHEN HEP İSTİYOR

Galatasaray'ın kusursuz golcüsü gollerine Kayseri'de de devam etti. Skor, rakip kim olursa olsun muhteşem bir motivasyon ve istekle oynuyor. Böyle bir yıldızın sahada her şeyini ortaya koyması takım arkadaşlarını da olumlu yönde etkiliyor. Öte yandan her ne kadar iki gole imza atsa da Barış Alper'in iyi bir performans sergilediğini söyleyemeyiz. Bazı anlarda basit oynamanın da olağan bir durum olduğunu anlaması lazım. Sonuç itibarıyla Galatasaray üç puanı cebine koyarak, farkı da sekize çıkararak tatile çıktı.

Galatasaray, kağıt üzerinde Trabzonspor'un durumu nedeniyle kolay gözüken maçı son nefeste kazanmayı başardı. Bu tür büyük maçlar, düşüşteki takımlar için genellikle sürprizlere daha açık olur. Aynı Fenerbahçe'nin deplasmanda Beşiktaş'a kaybettiği derbi gibi... Öte yandan iki takıma da böyle muhteşem bir derbi seyrettirdiği için teşekkür etmek gerek.

ARTIK ÇÖZÜM ŞART

Galatasaray, Süper Lig'de sahasında oynadığı son üç maçta kalesinde toplamda yedi gol gördü. Yani maç başına 2.33 gol! Bu oran şampiyonluğa oynayan bir takım için skandal denilebilecek bir durum. Yediğinden fazlasını attığın sürece sorun yok, ancak Kasımpaşa ve Eyüpspor maçı şansın her zaman yaver gitmeyeceğinin adeta bir örneği. Okan Buruk buna acilen bir çözüm bulmalı. Abdülkerim, eski performansının çok gerisinde. Nelsson ise kafasında Galatasaray'ı bitirmiş durumda. Devre arasında bu bölgeye iyi bir transfer şart. Galatasaray'ın savunması artık kırmızı alarm veriyor.

SKORU ORTA SAHALAR BELİRLEDİ

Trabzonspor dört dakika içinde skoru 3-2'ye getirdikten sonra iki takım da ilk anlarda orta alanı çok kolay geçmeye başladı. Bu esnada ise orta alanda oyunun kontrolünü eline alan isim Gabriel Sara oldu ve takımı gerçekten çok iyi yönlendirmeyi başardı. Bir parantez de Dries Mertens'e çıkarmak lazım. Daha 20 yaşında gibi... Vazgeçmiyor, pes etmiyor! Genç oyuncuların kendisine örnek alması gereken bir karakter!

Galatasaray yedi eksikle gittiği Malmö deplasmanında 1-0 geriden gelerek 2-1 öne geçmesine rağmen bir puanla yetinmek zorunda kaldı. Maç içerisinde Davinson Sanchez'in sakatlanıp çıkmasıyla eksik sayısı sekiz oldu. Bu kadar handikapa karşı Galatasaray zaman zaman iyi oynadı ve skoru almayı da başardı. Son anlara doğru gereğinden fazla geriye yaslanınca da gol yeme hastalığı yine kendini gösterdi ve maç 2-2 sona erdi.

İKİNCİ ZİYECH: NELSSON

Galatasaray'da sadece bedenen kadroda yer alan Hakim Ziyech'e Victor Nelsson da eklendi. Kalitesini, neler yapabildiğini bilmesek anlayışla karşılayabiliriz, ancak Danimarkalı'nın kafası artık Galatasaray'da değil. Oyuna girmeden önce ekrana bir görüntü geldi. Okan Buruk elinde taktik tahtasıyla Nelsson'u beklerken iki kez üst üste 'Üstünü çıkar' diyor. Oyuncu hiç oralı bile olmuyor ki oyuna girdikten sonra da takımın savunma gücüne en ufak katkısı olmadı. Eğer bir takımla anlaştıysa devre arasında hemen vedalaşılmalı. 

DEĞİŞİKLİK HATASI GOLÜ GETİRDİ

Malmö 65. dakikada aynı zamanda bir futsal oyuncusu olan Taha Ali'yi aldı ve Galatasaray'ın sağ kanadına gönderdi. Malmö sık sık Taha Ali üzerinden bu kanattan dalga dalga gelirken Okan Buruk, maçın kahramanlarından Jelert'i oyundan çıkarıp Ziyech'i oyuna aldı. Jelert neden çıktı demiyorum. Maçtan sonra hafif bir ağrı hissettiğini açıkladı Okan Buruk, ancak oyuna girmesi gereken kesinlikle Ziyech olmamalıydı. Son olarak; bu kadar eksikle gidilen, çok soğuk bir akşamda, sert bir takıma karşı alınan bir puana kötü diyemeyiz.

Galatasaray zirvede puan farkını tekrar artırma şansını tepmedi. Okan Buruk'un öğrencileri 75 dakikasını 10 kişi oynadığı mücadelede Sivasspor'u 3-2 mağlup ederek farkı altı puana çıkarmayı başardı. Aslında Galatasaray maça çok da iyi başladı. Kırmızı karta kadar da golün geleceğini belli eden bir takım vardı sahada. Ancak 15 dakikadan sonra işler sarpa sardı. Sahada yıldız isimler sorumluluk alınca 10 kişiyle de olsa galibiyet geldi.

Osimhen bazen bitiricilik anlamında sorunlar yaşayabiliyor, ancak öyle bir atletizme sahip ki rakip savunmacıları bir an bile rahat bırakmıyor. Aldığı penaltı ve hırsıyla takımı adeta ayakta tutanlardan biri oldu. Osimhen'e takımın hücum hattı da ayak uydurunca Galatasaray her şeye rağmen kazanmayı başardı. Torreira ve Sara adeta iki kişilik oynadı.

TEK SORUMLU TURGUT DOMAN DEĞİL!

Dün Sivas'ta hızla dibe doğru inen Türk hakemliği tam anlamıyla dibe vurdu. Bunda sadece sahadaki Turgut Doman değil, yardımcıları Ceyhun Sesigüzel, Furkan Ürün ve VAR Alper Çetin ile atamaları gerçekleştiren MHK'nin de çok büyük payı var. Turgut Doman'a düdük astırmak işin sadece üstünü şimdilik örtmekten başka bir şey olmayacaktır. Bir hakem bir maçta iki takımın da aleyhine bir-iki hata yapabilir ya da bir takımın aleyhine bir hata yapabilir, ancak dün bambaşka bir görüntü vardı sahada. Dün bu maçta görev alan hakemlerin verdiği kararların %90'ı hatalıydı. Yardımcılar da buna dahil. Gözlerinin önünde iki dirsek, bir tokat atıldı ama hiç oralı olmadılar. Bu korkunç bir durum. Sallai'ye atılan tokat net kırmızı kart olmalıydı, ne Turgut Doman gördü, ne VAR çağırdı. Burada bir parantez de yayıncı kuruluşa açmak lazım. Orta alanda Mertens'e yapılan bir hamle var. Pozisyon amasız, fakatsız kırmızı kart! Müdahale hakemin iki metre önünde oldu. Bırakın kart vermeyi faul bile çalmadı. Bakın daha vahimi orta sahadaki hareketin tekrarını, ancak kale arkasından izleyebildik. Aynı şekilde Galatasaray'ın kırmızı kart gördüğü pozisyonda Rey Manaj'ın topu eliyle mi yoksa göğsüyle mi aldı tartışmaları yaşandı. Onun da tekrarını asla sağlık bir şekilde izleyemedik. Siz neyi kimden saklıyorsunuz?

BU RESMEN GADDARLIK

Maçın son dakikaları Galatasaray, korner direğinin dibinde vakit geçirmek isterken Rey Manaj gelip bilerek ve isteyerek Barış Alper Yılmaz'a öyle bir müdahalede bulundu ki, daha önce futbolla hiçbir ilişkisi olmayan bir insan bile bu pozisyona 'Net kırmızı kart' derdi. Hakem Turgut Doman pozisyonu izlemesine rağmen kırmızı kart vermedi. Akıl alır gibi değil. Manaj'ın ise maçtan sonra özür paylaşımını gördüm. Bu hareket öyle özür dilemeyle falan geçiştirilecek bir şey değil. Her şeyi bir kenara bırakın. Bu hareket, ancak kötü bir insanın yapacağı bir harekettir! Bu işten ekmeğini kazanan meslektaşına bu hareketi yapan bir oyuncu sezonda 50 tane gol atsa ne fark eder?

Galatasaray'ın istatistik verilerini darmadağın ettiği, ancak sonucu almakta zorlandığı bir 48 dakika izledik. 48 dakika izledik, çünkü topun oyunda kalma süresi bu. Eyüpsporlu oyuncular oynamaktan çok zaman geçirmeyi tercih ettiler. İnsan 48 dakikanın ardından nerde bu maçın diğer yarısı diye sormadan edemiyor. Galatasaray'ın da rakip kaleye 28 şut attığını göz önüne alırsak, sarı-kırmızılılar her 1.7 dakikada bir şut atmış demek oluyor. Bazen olmayınca olmuyor.

Bir parantez de Kerem Demirbay'a Hakim Ziyech'in artık Galatasaray'da oynayacak kapasitede olmadığını ve artık bir an önce yolların ayrılması gerektiğini söylemiştim. Kerem Demirbay da ikinci Ziyech olma yolunda emin adımlarla gidiyor.

ALGILAR BOŞA ÇIKTI

Hafta başından beri, Eyüpspor Başkanı Murat Özkaya'nın Galatasaray taraftarı olması, Teknik Direktör Arda Turan'ın Galatasaray efsanesi olması nedeniyle söylenmeyen kirli şey kalmadı. Bu algıları yapanlar bu maçtan sonra utanmış mıdır? Sanmam!

DEMEK Kİ ÇAKIR'IN BÖYLE MAÇ YÖNETMESİNİ İSTİYORLAR

Oğuzhan Çakır, daha Trabzonspor-Fenerbahçe maçında skandal kararlara imza atmışken, ödül gibi bu maça atanması insanlara farklı şeyler düşündürüyor. Demek ki Oğuzhan Çakır'ın Trabzonspor-Fenerbahçe maçında verdiği kararlardan MHK ve TFF gayet memnun. Yalnız Çakır'ın unuttuğu bir şey var. Bugün kendisinden böyle maç yönetmesini isteyenler değiştiği zaman kaybeden kendisi olacak.

Galatasaray, kazanma olasılığının yüksek olduğu bir maçta bir puanla yetinmek zorunda kaldı. Bunda sahadaki bazı oyuncuların vasatın altında kalmasının büyük payı vardı. Victor Nelsson'daki düşüş tüm hızıyla devam ediyor. Danimarkalı'ya birkaç isim daha eşlik edince beraberlik kaçınılmaz bir hal aldı.

ÜÇLÜ SAVUNMANIN ZAAFINI KULLANDILAR

Sahaya üçlü savunma ile çıkan Galatasaray'da bir kanatta Yunus Akgün, bir tarafta ise Barış Alper görev aldı. Barış Alper fizik gücüyle savunma anlamında çok fazla zaaf göstermese de Yunus Akgün için aynısını söylemek mümkün değil. Özellikle ilk yarıda Yunus-Abdülkerim tarafını AZ Alkmaar çok fazla zorladı. Bu sistemde oynayınca Yunus ve Barış'ın hücumdaki etkinliği de azalıyor. Ismail Jakobs'un sakatlığı Okan Buruk'u buna mecbur bıraktı. Devre arasında bu bölgelere gereken hamleler yapılmalı.

METEHAN ARTIK BİR ADIM ÖNDE

Okan Buruk devre arasında hiç macera aramadan Nelsson'un yerine genç Metehan'ı oyuna aldı. Metehan bugün görevini eksiksiz yerine getirdi. Galatasaray'da Davinson Sanchez ve Abdülkerim'den sonraki stoper artık Metehan olmalı. Hem cesareti hem de topun olduğu bölgedeki anlık reaksiyonları Türk futbolunun kaliteli bir oyuncu kazanacağına işaret ediyor. Galatasaray, Hollanda'da belki iki puan kaybetti, ama bir oyuncu kazandı!

BERBAT PLANLAMA

Galatasaray şimdi iki gün sonra yeniden Süper Lig'e dönmek zorunda. Eyüpspor maçı için yapılan bir gün erteleme talebi Türkiye Futbol Federasyonu tarafından reddedildi. Hem temsilcilerimizden Avrupa'da başarı bekleyip hem de bu planlama anlaşılır gibi değil. Yayıncı kuruluş daha fazla izlenecek diye oyuncu sağlığını hiçe saymaksa daha vahim bir durum. Beşiktaş ve Fenerbahçe Pazartesi günü oynayabiliyorsa pek tabi Galatasaray da Pazartesi oynayabilirdi.

Galatasaray kağıt üzerinde kolay gözüken bir maçı kendi kendisine zorlaştırmayı başardı. Aynı Tottenham maçı gibi kolaylıkla 5 ya da üstü gol atabilecek olan Galatasaray maçı sadece 1-0 kazandı. Yalnız bu sefer atamayana atamadılar, direkten döndü!

Rakip ceza sahasında 41 kez topla buluşan, rakip kaleye yedisi isabetli 23 şut atan bir takım farkı arttıramadığı sürece 90+1. dakikada Bodrum FK'nin direkten dönen topunda olduğu kadar şanslı olmayıp puan kaybı yaşayabilir. Neyse ki son yılların direkten dönen top rekortmeni takımı Galatasaray bu kez şanslıydı ve Süper Lig tarihinde ilk 12 maçta 11 galibiyete ulaşan ilk takım olmayı başardı.

ARTIK OYNAMAMALI

Haftalar öncesinde de Hakim Ziyech'in oynatılmaması konusunda uyarılarda bulunmuştum. Dün akşamki lakayıtlığı ve ciddiyetsizliğiyle bunu bir kez daha kanıtladı. Bodrumspor 10 kişi kalınca Okan Buruk sanırım daha fazla 11'e 10 oynamak istemedi ki oyuna Hakim Ziyech'i alarak maçın 10'a 10 oynanmasına sebep oldu.

OLİMPİYAT STADI TADINDA BODRUM!

Bodrum FK'nın her şeyden önce stadyumuna bir çare bulması gerekiyor. Rüzgar oyuna aşırı etki ediyor. İkinci yarıda Bodrum FK bununla da mücadele etmek zorunda kaldı. 3-4 kez uzun topla hızlı çıkmak isterken top rüzgarın etkisiyle orta alana ancak gitti.