Halil Umut Meler ufak tefek kart ve faul hatalarıyla maçı 73. dakikaya kadar getirmişti. 73. dakikada olanları görünce gözlerime inanamadım. Önce Belhanda ile Oosterwolde birbirlerini itip çekmeye başladılar. Ardından bu iki oyuncunun yanına koşarak gelen N’Diaye ve Rodrigues, Fenerbahçeli Oosterwolde’yi kucaklayıp yere yatırdılar. Bu davranışlar futbol oyununa ait davranışlar değildi. N’Diaye ve Rodrigues’in yaptıkları sokak kavgasında yapılacak hareketlerdi. Ve bu iki oyuncu kırmızı kart görecekleri yerde sarı kart dahi görmediler. En azından bu iki oyuncudan birine bile kırmızı kart çıkmış olsa kabul ederdim ama bu iki oyuncunun futbol dışı hareketlerinin görmezden gelinmesi, Türk hakemliğinin geldiği noktayı göstermesi açısından ibret vericiydi!

Bugünümüzü de ararız!

Maçın uzatma dakikalarında sarı kartı olan Belhanda, Crespo’nun kafasına, kafa topu mücadelesinde kolunu hazırlayarak, planlı ve kontrolsüz şekilde vuruyor. Burada Belhanda net ikinci sarıyı hak etmişken, hakem faul dahi çalmıyor. Galatasaray maçında Barış Alper, Beşiktaş maçında Opoku, bu maçta N’Diaye ve Rodrigues’in kırmızı kart görmeleri gerekirken sahada kalmaları, oturup üzerinde ciddi ciddi kafa yorulması gereken konular. Bu konulara çözüm üretilemezse, ligin sonuna kadar yaşanacak tartışmalar bugünümüzü de aratır.

1- Golü atan Harry Kane ofsaytta değil. Mazraoui ise arka bölgede şeklen ofsayt pozisyonunda. Mazraoui, savunma pozisyonunda olan Sanchez’i bloklayarak, pozisyon almasını etkileyen bir hareket yapıyor. Top kaleye girdikten sonra yardımcı hakem, ofsayt bayrağını kaldırarak golü iptal ediyor. Fakat biz yardımcı hakemin bu bayrağı kime, ne için kaldırdığını bilmiyoruz.

Çizgiyi görmemiz gerekirdi

A- Yardımcı hakem bu bayrağı Harry Kane için kaldırmış olabilir. Bu durumda VAR’ın gol kararı vermesi doğru fakat ekranda Kane için çizilmiş bir ofsayt çizgisi görmeliydik. B- Yardımcı hakem bu bayrağı Mazraoui için kaldırmış olabilir. Bu durumda hakem pozisyonu izledikten sonra yardımcının ofsayt kararını değiştirmeliydi. Çünkü bu yoruma muhtaç bir durumdu ve hakemin kenara gelip bu yorumu kendisi yapması gerekirdi. Her iki seçenekten fazlası oldu ve hakem iki kez VOR incelemesi (Hakemi kenara davet etmeden Video Operasyon odasında VAR tarafından yapılan inceleme) ardından golü verdi. Bu senaryoda ne olduğunu anlamak da çok mümkün olmadı.

Upamecano’da açı yanılttı

2- Torreira’nın golünden önce Icardi’nin ofsaytta göründüğü çizgi de tartışma yarattı. Çizginin Min-jae yerine Upamecano’dan çekilmesi gerektiği söylendi. Yarı Otomatik Ofsayt teknolojisinde hangi oyuncunun kale çizgisine daha yakın olduğunun tespiti manuel değil sistem tarafından otomatik yapılıyor. Dolayısıyla Upamecano’nun kale çizgisine daha yakın görünüyor olması açı dolayısıyla oluşan bir göz yanılması.

Haftayı hakem tartışmalarıyla geçirdik. Saha içini değil daha çok saha dışını konuştuk. Gergin bir ortam var ve bu ortamın hakemlerin kararlarındaki standardı etkilemesi muhtemel. İşler her hafta zorlaşıyor ve yapılan hakem hatalarına tahammül de giderek azalıyor.

VAR tayinlerine biraz fazla özen ve VAR’da görev alan kadronun genişletilmesi ayrıca hakem tayinlerinde önemli maçlara genç ve ismi yıpranmamış isimlerin cesaretle görevlendirilmeye başlanması tartışmaların dozunu düşürür kanaatindeyim.
Bu hafta oynanan 10 maçın yedisinde aslında akılda kalan bir problem yoktu. Bu 7 maçın hakemleri kamuoyunda konuşulmadılar ve tartışılmadılar. Bana göre de oldukça başarılıydılar. Fenerbahçe Trabzonspor, Antalyaspor Beşiktaş ve Konyaspor Fatih Karagümrük maçlarının hakemleri ve VAR hakemleri ise yine hakem gündeminin baş aktörü oldular. Haftada 10 maçın onunun da başarılı ve sorunsuz geçmesi muhtemel değil. Elbette hatalar olacak. Ama bazen öyle hatalar oluyor ki, tek bir hata bile bütün doğru karaların “sıfır” la çarpılmasına neden oluyor.

Haftanın Hakemi: Arda Kardeşler
Haftanın Hayal Kırıklığı: Yaşar Kemal Uğurlu

Fenerbahçe-Trabzonspor / Zorbay Küçük

Zorbay Küçük açısından çok zor bir maç oldu. Maç boyunca kritik kararlar vermek zorunda kaldı. Disiplin ve faul konusunda standardı vasatın altındaydı. Maçın 41’de Onuachu’nun golünün faul gerekçesiyle iptali bence doğruydu.
45+2’de Baniya’nın sağ ayağıyla topla oynadıktan sonra özellikle sol ayağıyla Fenerbahçeli Szymanski’yi süpürerek düşürmesi açık bir penaltıydı. 58’de Mehmet Can’ın Tadiç’e müdahalesi açık penaltıydı. Mücadele sırasında Tadiç Mehmet’i formasından tutuyordu. Burada kural formadan tutmayı ihlal kabul etmiyor. Formadan rakibi çekmek ve bundan rakibin etkilenmesi gerekiyor. Hakem kararına saygı duyulması gerekir diye düşünüyorum.

İsmail’in ilk sarı kartında şüphe yoktu ancak 78’deki ikinci sarı kartı bana göre hatalıydı. İsmail kolunu açıyor ama rakibin yüzüne kontrolsüz bir müdahalesi yok. 86’da Crespo’ya Mehmet’in müdahalesi yine penaltıydı. Hakem yanılmadı. Penaltının tekrar edilmesi de doğruydu.

90+3’de Samuel’in penaltı almak için kendisini abartılı şekilde yere atmasında kesinlikle ikinci sarı kartını çıkartması gerekirdi. 90+5’de Trabzonspor’un golü VAR müdahalesi ile iptal edildi. Bana göre faul kararı doğruydu.

Galatasaray-Kasımpaşa / Arda Kardeşler

Çok zor ve stresli bir maçta görev yaptı. Birkaç sarı kart hatası dışında başarılı bir maç çıkarttığı kanaatindeyim. Zor anlarda paniğe kapılmadı. Sakin kalmayı bildi. Cılız penaltı beklentilerinde devam kararları doğruydu. Galatasaray’ın ilk golü öncesi Zaha’nın rakibine faulü gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Galatasaray’ın ikinci golü öncesi Kasımpaşalılar penaltı bekliyordu. Bence Nelson’un penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu.

Antalyaspor-Beşiktaş / Yaşar Kemal Uğurlu

Bu sezon ilk kez büyük takım maçında sahne alan FIFA kokartlı hakemimiz Yaşar Kemal Uğurlu, başarısız bir maç yönetti ve dağınık bir görüntü sergiledi. Kartları atladı, faulleri değerlendiremedi. Kritik dakikalarda yanlışlara imza attı. Bir maçta bu kadar kart hatası yapıldığına ilk defa şahit oldum.

Yayıncı Kuruluş’da yaptığımız Trio programında 13 kartlık pozisyonu konuştuk ve 10’unda hatalı olduğu fikrine vardım. 34.dakika Salih yerde kalınca Beşiktaşlılar penaltı beklediler. Hakem oyunu devam ettirdi. Bence bu çok açık bir penaltıydı. Antalyalı savunmacının hedefinde top da yoktu topla oynama gayreti de yoktu. Tek hedefi Salih’i bozmaktı.

39.dakikada Necip Jeheskel’i açık bir faulle durdurdu. Hakem ise devam kararı verdi. Burada faulle birlikte bence Necip bariz gol şansını önlemekten kırmızı kart görmesi gerekirdi. 46.dakikada Antalyaspor golünden önce elle oynama tartışmaları oldu ve VAR uzun süre bu pozisyonu kontrol etti. Burada bir elle oynamadan söz edemeyiz. Çünkü “Bir oyuncunun kendisinin bilerek oynadığı top, doğal olmayan konumdaki kendi eline gelirse bu ihlal olarak değerlendirilemez!” Dolayısıyla burada elle oynamadan söz edemeyiz.

İstanbulspor-Pendikspor / Murat Erdoğan

Şansını da yanına alan Murat Erdoğan sorunsuz maçlar yönetiyor. Bu sezon çıktığı altıncı maçından da arkasında sorun bırakmadan ayrıldı.

Samsunspor-Hatayspor / Halil Umut Meler

Tecrübesininde yardımıyla rahat bir maç çıkardı. Faul ve kart standardı vasatın çok üstündeydi. Çaldığı penaltı düdüğünde yanılmadı.

Sivasspor-Adana Demirspor / Burak Pakkan

Burak Pakkan çok fazla sorun yaşamadan ve kritik karar vermek zorunda kalmadan maçı tamamladı. Ancak faul standardının çok düşük olduğunu söylemeliyim. O kadar basit temaslara düdük çalıyor ki, göz önünde bir maçta büyük sıkıntı yaşayabilir.

Konyaspor-Fatih Karagümrük / Mert Güzenge

Maçın uzatma dakikalarına gelene kadar harika bir maç çıkartan Güzenge, uzatma dakikalarında sınıfta kaldı. 40.dakikada Adil’in, 48.dakikada Ahmet Oğuz’un penaltı beklediği pozisyonlarda devam kararları doğruydu.

94.dakikada Cikalleshi yerde kaldı hakem Güzenge pozisyonu devam ettirdi. VAR Serkan Tokat ise pozisyona müdahale ederek, Güzenge'yi kenara çağırdı. Pozisyonu tekrar izleyen Güzenge ise kararını değiştirerek penaltı verdi. Pozisyonda Biraschi’nin hareketlerini kısıtlayacak şekilde açık bir çekme görünmüyor. Hakem penaltı düdüğü çalsa çok itiraz etmezdim ama VAR müdahalesi gereken bir pozisyon asla değildi. Bu pozisyonun hemen ardından Karagümrük atağında Serdar Dursun yerde kaldı ve penaltı bekledi. Güzenge oralı olmazken, VAR’dan da uyarı gelmedi. Pozisyonun net penaltı olduğu fikrindeyim.

Başakşehir-Ankaragücü / Çağdaş Altay

Çağdaş Altay için maç genelinde rahat bir maç oldu. Faul ve kart kararlarında doğruluk oranı yüksekti. Tek bir hatası vardı o da önemliydi. Duarte’nin Cephas’a ceza sahası içerisinde yaptığı “gecikmiş müdahale” penaltıyı gerektiriyordu. Hakemin burada Ankaragücü lehine penaltı kararı vermesi gerekirdi.

Kayserispor-Alanyaspor / Tugay Kaan Numanoğlu

Tugay Kaan Numanoğlu maçın sonucuna etki edecek bir yönetim göstermedi. 4.dakikada Karimi’nin golünde elle oynamayı kaçırdı. Neyse ki VAR müdahalesiyle doğru olarak golü iptal etti. Kayserispor’un golü öncesi faul itirazları yersizdi, hakemin devam ve gol kararı sorunsuzdu.

Gaziantep-FK Rizespor / Ali Şansalan

Ali Şansalan’ın başarılı bir maç yönettiği kanaatindeyim. Hoşa gitmeyen kararlar vermekten çekinmedi. Konsantrasyonunu maç boyunca korudu. 16.dakikada Gaziantep FK lehine verdiği penaltıda haklıydı. Profesyonel bir oyuncunun bu hataya düşmemesi gerekirdi. 57.dakikada Sumudica doğru bir sarı kartla tribüne gönderildi. Hakem kararına itiraz için teknik alanı terk etmek kırmızı kartı gerektirir.

Bu sezon ilk kez büyük takım maçında sahne alan FIFA kokartlı hakemimiz Yaşar Kemal Uğurlu, başarısız bir maç yönetti ve dağınık bir görüntü sergiledi. Kartları atladı, faulleri değerlendiremedi. Kritik dakikalarda yanlışlara imza attı.

Bahtiyar’ın 4, 6 ve 12. dakikalarda yaptığı 3 sarı kartlık ihlale kart çıkmadı. Üçüncü ihlalinde uyarı yapmakla yetindi.

34. dakika Salih yerde kalınca Beşiktaşlılar penaltı beklediler. Hakem oyunu devam ettirdi. Bence bu çok açık bir penaltıydı. Antalyalı savunmacının hedefinde top da yoktu topla oynama gayreti de yoktu. Tek hedefi Salih’i bozmaktı.

39. dakikada Necip, Jeheskel’i açık bir faulle durdurdu. Hakem ise devam kararı verdi. Burada faulle birlikte bence Necip bariz gol şansını önlemekten kırmızı kart görmesi gerekirdi.

Elle oynama yok...

Mücadelede 46. dakikada Antalyaspor golünden önce elle oynama tartışmaları oldu ve VAR, uzun süre bu pozisyonu kontrol etti. Burada bir elle oynamadan söz edemeyiz. Çünkü, “Bir oyuncunun kendisinin bilerek oynadığı top, doğal olmayan konumdaki kendi eline gelirse bu ihlal olarak değerlendirilemez!” Dolayısıyla burada elle oynamadan söz edemeyiz.

Zorbay Küçük açısından çok zor bir maç oldu. Maç boyunca kritik kararlar vermek zorunda kaldı. Disiplin ve faul konusunda standardı vasatın altındaydı.

41. dakikada Onuachu’nun golünün faul gerekçesiyle iptali bence doğruydu. Karşılıklı bir mücadele yokken Onuachu rakibini formasından tutarak öne doğru çekiyor ve dengesini kaybedene kadar bekliyor.

45+2’de Baniya’nın Szymanski’ye yaptığı hareket bence penaltıydı. Sağ ayağıyla topla oynadıktan sonra rakibinin ayağına basması kaçınılmaz bir temastı, ihlal yoktu ancak sol ayağıyla Fenerbahçeli oyuncuyu süpürerek düşürmesi açık bir penaltıydı.

58’de Mehmet Can’ın Tadiç’e müdahalesi açık penaltıydı. Mücadele sırasında Tadiç Mehmet’i formasından tutuyordu. Burada kural formadan tutmayı ihlal kabul etmiyor. Formadan rakibi çekmek ve bundan rakibin etkilenmesi gerekiyor. Hakem kararına saygı duyulması gerekir diye düşünüyorum.

Penaltı tekrarı doğru

İsmail’in ilk sarı kartında şüphe yoktu ancak 78’deki ikinci sarı kartı bana göre hatalıydı. İsmail kolunu açıyor ama rakibin yüzüne kontrolsüz bir müdahalesi yok. Fakat İsmail’in ilk sarı kartı görmeden önce de kart görmesi gereken bir pozisyon daha vardı.

86’da Crespo’ya Mehmet’in müdahalesi yine penaltıydı. Hakem yanılmadı. Penaltının tekrar edilmesi de doğruydu.

90+3’de Samuel’in penaltı almak için kendisini abartılı şekilde yere atmasında kesinlikle ikinci sarı kartını çıkartması gerekirdi.

90+5’de Trabzonspor’un golü VAR müdahalesi ile iptal edildi. Bana göre faul kararı doğruydu.

Zorbay Küçük’ün İrfan Can’a kırmızı kart gösterdiği Fenerbahçe-Trabzonspor maçı, halen hafızalarda... Bu maça da Zorbay Küçük’ü atamanın, hakemi daha sahaya çıkmadan tartışılır hale getireceği çok açıktı. Öyle de oldu. İsmi açıklandığı andan itibaren sosyal medyanın gündemine Zorbay Küçük oturdu. Diğer yandan, son yönettiği AntalyasporGalatasaray maçında da başarısızdı. Muslera’ya yapılan, ‘Kırmızı olur mu?’ diye tartışılan faule kart dahi göstermemiş, haklı olarak sinirlenen Muslera’ya sarı kart vermişti. Siniri artan Muslera, kendisini alkışlamış, bunu da görmemezlikten gelmişti. Penaltı beklentilerinde verdiği kararlar da kamuoyunda kabul görmemişti. Kısaca, Küçük’ün son maçında tatmin edici bir performansı yoktu. Performansı düşük olan hakemin, bu kadar önemli bir maça atanması da başka bir riski barındırıyor.

Normalde makul değil

‘Hakem kadrosu çok dar, yeterli sayıda tecrübeli ve yetenekli hakem yok!’ diye sezon başından beri yazıyorum. Hatta sezon sonuna doğru MHK’nin hakem atamakta zorlanacağını da iddia ediyorum. Fenerbahçe-Trabzonspor maçına Zorbay Küçük ataması da bu iddiamın ne kadar gerçekçi olduğunun göstergesi. Normal şartlarda bu maça Küçük’ü atamak makul görünmüyor. Ama öte yandan da bu karşılaşmaya atanabilecek diğer tecrübeli isimlere bakınca makul birini bulmakta zorlanıyorum. Dolayısıyla bu atama için, ‘MHK, olmazlar içinden, en olurunu bulmaya çalışmış, o da bu kadar olmuş!’ diyebilirim

Maçın hakemi Mete Kalkavan açısından kritik çok fazla pozisyonun yaşanmadığı bir maç oldu. Oyuncular hakemlere ve birbirlerine saygılıydılar. Hakemin işini zorlaştıracak tavırlardan uzaktılar. Maçta cılız penaltı beklentileri oldu. Mete Kalkavan’ın devam kararları doğruydu. Faul standardı yüksekti ama bazı kart hataları oldu.

Amir’in 80. dakikada gördüğü ilk sarı kart doğruydu ancak ikinci sarı kartı yanlıştı. Amir hatalı bir şekilde oyundan atıldı.

Gaziantepli Furkan, 55. dakikada gördüğü sarı kartta topla oynadığı için hakeme tepki gösterdi. Ancak topla oynasa bile Gedson ’un ayağını kontrolsüz şekilde sıkıştırıyor. Sarı kartın doğru olduğu fikrindeyim. 90+2’de gördüğü ikinci sarı kart da doğruydu.

Maçın hakemi Abdulkadir Bitigen maç boyunca, enerjik, istekli ve motiveydi. Maçın gidişatı da işini kolaylaştırdı. Bitigen ve ekibi için rahat bir maç oldu. Faul standardı yüksekti. Birkaç sarı kart hatasından bahsedecek olsam da sonuca tesir edecek hatalar değildi. Maçın uzatma dakikalarındaki vermediği penaltı ise tartışılmayacak şekilde açıktı.

Fenerbahçe’nin ikinci golünden önceki korner vuruşunda sorun yoktu. Top hareketli değildi ve kurala uygun oyuna girdi. Devamında İrfan’ın şutunda top Pendikli oyuncunun açık olan kolundan sekerek kaleye giriyor. Pozisyonda ofsayt yok. Eğer ofsaytta bir oyuncu olsaydı bile bu pozisyonda bu kez Fenerbahçe lehine penaltı verilecekti.

Maçın uzatma anlarında Lusamba, Ferdi’yi açık şekilde itti. Bu net bir penaltıydı ama Bitigen pozisyonda hatalı bir devam kararı verdi.