‘’Kalkavan ile risk alınmamış‘’
Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Burak Elmas gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında: "Kulüpler Birliği 9 hakemin maç yönetmesini istemiyor. Bu hakemlerin bazıları FIFA kokartlı." diyerek, aslında tahmin edilen fakat netleştiremediğimiz gerçeği açıkladı. Bahsi geçen 9 hakem arasında; Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen gibi, değil Türkiye Ligi, Avrupa’da da kalburüstü maçlara çıkan isimler bulunuyor.
‘Mümkün görünmüyor’
Kadroda, 25 Süper Lig Hakemi ve 6 tane müstakil VAR kadrosunda yer alan hakem var. Yani Süper Lig organizasyonunun sürdürülebilmesi için hakem ve VAR olarak kullanılabilecek 31 hakeme sahibiz.
Her hafta 10 hakem, 10 VAR ve belli sayıda 4. hakeme ihtiyaç oluyor. 31 kişilik kadrodan 9 kişiyi çıkarttığınızda, kalan 22 kişiyle Süper Lig organizasyonunu yönetmeniz çok mümkün görünmüyor.
Sakatlığı, hastalığı, yurt dışı maçları, özel mazereti olan hakemleri de düşündüğünüzde; organizasyonun sağlıklı yürüyemeyeceği aleni bir durum.
O yüzdendir ki, aynı hakem aynı hafta içinde birden fazla görev alıyor; o yüzdendir ki fahiş hatalara imza atan hakemler değil sonraki hafta hemen ertesi gün görev alıyor. Bunun başka yolu şu an için görünmüyor.
‘Gerçekçi durmuyor’
Böylesi bir ortamda "Bu hakem bu maça nasıl atanır?" şeklinde bir değerlendirme yapmak da çok gerçekçi bir yaklaşım gibi durmuyor. Merkez Hakem Kurulu maç verebileceği isimleri; performans, tecrübe, kriterlerine bakmadan, elinden geldiği kadar maçlara dağıtmaya çalışmış. Lider’in maçına Aydınus, Galatasaray’ın maçına Çakır, Beşiktaş’ın maçına da Kalkavan gibi en tecrübeli isimler verilerek risk alınmamış. Bence son zamanlardaki performansı tatminkâr olmayan Zorbay Küçük Fenerbahçe maçı için tercih edilirken, önemli bir risk satın alınmış.
‘’Daha fazla oynanmalıydı!‘’
Dün akşam oynanan maç her ne kadar hakem açısından kritik pozisyonlara sahne olmasa da ikili mücadelelerin çoğunlukta olduğu, hakem açısından zor ve çekişmeli bir maç oldu. Kalkavan’ın bazı faul ve sarı kart hataları oldu ancak bu hatalar maçın kaderini etkileyecek hatalar değildi.
Son düdüğü çaldığında Kalkavan açısından akıllarda kalan önemli bir hata yoktu. 59. dakikada Novak topsuz alanda Halil’i çekerek düşürdü. Faul ve sarı kart kararı doğruydu. 88. dakikada Novak bu kez Soner’e faul yaptı ve bu faul de sarı kartı gerektiriyordu.
Mete Kalkavan doğru bir ikinci sarı kartla oyundan ihraç etti. Bu maçta Kalkavan’ı eleştireceğim tek husus maçın sonuna eklediği 4 dakikalık uzatma süresiydi. Daha fazlasını eklemesi gerekirdi.
‘’Galatasaray'ın penaltısını atladı‘’
Dün akşam oynan maçta hakem açısından iki kritik pozisyon vardı. Maçın 34. dakikasında Sadık ceza sahası içinde risk alarak, kayarak topa doğru bir hamle yapıyor ve topa dokunmayı başarıyor. Sadık’ın temasından sonra Galatasaraylı oyuncudan seken top önüne doğru sekiyor. Galatasaraylı oyuncunun topa doğru hamle yapma şansı varken, dikkatsiz şekilde kayan Sadık, rakibinin hamle şansını bitiriyor. Bu pozisyonda ben penaltı verilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. 88. dakikada ise Galatasaray’ın golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Bence de Diagne’nin Sadık’a müdahalesi faulü gerektiriyordu. İtmemiş olsa bile, uzaktan koşarak gelip, sabit şekilde bekleyen Sadık’a çarparak düşmesine sebep olmuştu.
‘’Göçek'i VAR kurtardı‘’
Maçın hakemi Hüseyin Göçek dün gününde değildi ama şansı yanındaydı. Zorda kaldığı anlarda; önce VAR, sonra devre arası, en sonunda da skor imdadına yetişti. Göremediği pozisyonlarda VAR devreye girdi. İlk yarının sonlarına doğru oyun gerginleşmeye başladı, devre arası oyundaki tansiyonu düşürdü. İkinci yarıda Giresunspor skoru yakalayınca da işi hayli kolaylaştı. Maçın 17. dakikasında Serginho’nun kafa vuruşunda top, Rosier’in koluna çarptı. Hakem ‘devam’ deyince, VAR devreye girdi ve doğru bir penaltı kararı verildi. Rosier topa hamle yaparken risk almış ve vücudunu genişletmişti. 35. dakikada Necip’in hareketine sarı kart çıkartan Göçek’in kararını yine VAR düzeltmek zorunda kaldı.
8 yabancı yeterli
Necip; kramponunun vidalarıyla, rakibine yaralayıcı bir müdahalede bulunmuştu. Ayağı dizden gergindi. VAR müdahalesiyle çıkan kırmızı kart doğruydu. Ancak öncesinde Josef faul beklentisinde haklıydı. Giresunsporlu Balde, Josef’i itmişti. Maçta Necip kırmızı kart görünce, Beşiktaş iki Türk oyuncuyla devam etti. İki Türk oyuncuyla oynamak talimata aykırı değil. Talimat, sahada en fazla 8 yabancı bulunması gerektiğini emrediyor. Yerli ile ilgili bir alt sınır yok. Beşiktaş’ın diğer iki yerli oyuncusu da kırmızı kart görse ve Beşiktaş sahada sadece 8 yabancı ile kalsaydı bile sorun yoktu.
Kural hatası tartışması
Beşiktaş’ta Necip kırmızı kart gördükten sonra sahada 2 yerli oyuncu kaldı: Mert Günok ve Umut Meraş. Özellikle sosyal medyada Siyah-Beyazlılar’ın 3 yerli ile devam etmediği için kural hatası yaptığı iddia edilse de, TFF’nin talimatlarına göre sahada maksimum 8 yabancı olması yeterli. Yani, bir takımın 3 yerli oyuncusu dahi kırmızı kart görse, sahada 8 yabancı yer aldığı sürece kurala aykırı bir durum yok.
‘’Atamalarda kusur yok‘’
Deniz Çoban, Süper Lig’de 14. haftanın hakemlerini değerlendirdi:
Bu hafta da Abdulkadir Bitigen, Ali Palabıyık ve Özgür Yankaya gibi yasaklı (!) hakemlere yine maç verilmemiş. Anlaşılanoki, VAR kadrosundaki yasaklı (!) hakemlerin de bu hafta maçları olmayacak. Halis Özkahya da yakın zamanda hakemliği bırakmıştı. Sınırlı sayıda olan hakem kadrosundan bu isimleri çıkarttığınızda, elinizde kalan isimler, kalan maçlara ancak sayı olarak yetişebilir. Performans değerlendirmesi yaparak, birkaç hakemi dinlendirme şansı yok denecek kadar az. Kamuoyunda yarış haline dönen ‘hakem düdüğü astırma’ arzusu ve yarışı son bulmadığı müddetçe, ‘Yaşanan hakem tartışmalarından daha fazlasına hazır olun!’ derim. Her geçen gün elimizde olan hakemleri kaybediyoruz. Sakın aşağıdan yenileri gelir demeyin. Aşağının hali, yukarıdan beter!
Büyüklere doğru isimler
Bu değerlendirmelerden hareketle şunu ifade edebilirim. Lider Trabzonspor’un maçında Cüneyt Çakır, Fenerbahçe’nin maçında Mete Kalkavan, Beşiktaş maçında Hüseyin Göçek tercihleri, ligin tecrübeli isimlerinin büyük maçlara görevlendirildiğini gösteriyor. Keza Galatasaray maçına atanan Atilla Karaoğlan, her ne kadar diğer üç isim kadar tecrübeli olmasa da artık bu maçların gediklisi durumuna gelmiş genç jenerasyonun kalburüstü ismi.
Sadece Göçek riskli
Şu ortamda atamalara kusur bulmak istemiyorum. MHK’nın tecrübeli hakem tercihleri, biri hariç genelde yerli yerinde görünüyor. Ancak bu isimlerin genel hakemlik performansına bakarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: ‘Beşiktaş-Giresunspor maçındaki Hüseyin Göçek ataması çok fazla risk barındırıyor!’
‘’VAR'a rağmen‘’
Trabzonspor-Gaziantep FK maçının iki kritik anı vardı. İlki Dicko-Hugo mücadelesinde, Gaziantepliler’in faul ve kırmızı kart istediği pozisyondu. Dicko avantajı elde etmiş, rakibini arkasında bırakmış gole giderken, Hugo tarafından düşürülüyor. Karar faul ve kırmızı kart olmalıydı.
İkinci kritik an ise Trabzonspor’un üçüncü golünden önce yaşandı. Trabzonspor ceza sahasında yine Hugo, dikkatsiz kayarak Dicko’yu düşürdü. Gol iptal edilerek, Gaziantep FK lehine penaltı kararı verilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Asıl düşündürücü olan ise tüm bu hatalı kararların VAR uygulamasının olduğu bir maçta yaşanmasıydı. MHK açısından sorun ise liderin maçına Mert Güzenge gibi tecrübesiz bir ismin VAR olarak tercih edilmesiydi.
‘’VAR hatalı davrandı‘’
Dk.24 Tisserand’ın Van Aanholt’a yaptığı kontrolsüz harekete çıkan sarı kart doğruydu.
Dk.31 Fenerbahçe’nin golü öncesinde İrfan’ın Kerem’e bir faulü yoktu. Mesut da kendi sahasından çıktığı için ofsayttan da söz edilmez.
Dk.33 Sahada yaşanan gerginlik sonrası, kalelerini terk eden iki kaleciye ve olayları başlatandevam ettiren Marcao ile Mert Hakan’a çıkan sarı kartlar doğruydu. Marcao'ya ikinci sarı
Dk.37 Berisha’nın çevirdiği topta, Berkan’ın doğal pozisyonundaki koluna çarpan toptaki devam kararı doğruydu.
Dk.45+3 Marcao’nun ikili mücadele sırasında Ferdi’nin dizine kramponunun vidalarıyla yaptığı hamlede ikinci sarı kartın gösterilmesini daha doğru bulurum. Hele ki Tisserand’da ilerleyen dakikalarda çıkan sarı kartı gösteren hakemin futbol anlayışında bu da sarı kart olmalıydı.
Dk.45+3 Top henüz oyun alanından çıkmadan topa temas eden Fatih Terim’e gösterilen sarı kart kurala uygundu. Devre Bitiminde Pereira’nın itirazlarına çıkan sarı kart doğruydu. Terim'in kırmızısı doğru
Dk.83 Tisserand’ın Kerem’e faulünde Fenerbahçeli oyuncu ikinci sarı kartla oyundan atıldı. Hali hazırda TFF sitesinde 'duran ayağa basmalarla' ilgili talimata göre bu ikinci sarı kart yanlıştı.
Dk.84 Diagne’nin golünde VAR devreye girdi. Berisha’ya faul yapıldığı gerekçesiyle Galatasaray’ın golü iptal edildi. Bu pozisyon özelinde faul olup olmadığı durumu tamamen göreceli bir durum olur. VAR müdahalesi uluslararası standartlarda kesinlikle yanlıştı. Bu golün verilmesi gerekirdi.
Dk.90+6 Hakemi alkışlayan Fatih Terim’in ikinci sarı karttan oyundan atılması doğruydu.
Neredeyse aynı
Dk.90+10 Fenerbahçe ceza sahası içinde Serdar’ın Berkan’ı ittiği pozisyonda hakem oyunu devam ettirdi. Bu pozisyon Diagne’nin iptal edilen golüyle neredeyse aynıydı. Bu da bir hakem kararıydı. Tartışılır bir pozisyon ama şunu söyleyebilirim. Diagne’nin golü faulse bu da penaltıydı. Her şeyden öte maden VAR Diagne’nin golünde üzerine vazife değilken müdahalede bulundu, o halde benzer olan bu pozisyonda neden karışmadı?
‘’Hatasız yönetti‘’
Dün akşam oynanan maçın hakemi, oyunun kaderini etkileyecek hatalı kararlar vermedi. Kritik dakikalarda verilen kararlar doğruydu. 4.dakikada Aveziem’in eline temas eden topta Beşiktaşlılar’ın, 58.dakikada Welinton-Davidson ikili mücadelesinde de Alanyalılar’ın penaltı beklentileri gereksizdi. 23. dakikada Efecan’ın Larin’e faulü limitleri zorluyordu ama bence de sarı kart yeterliydi, hakem yanılmadı. 38’de Ghezzal’ın Tayfur’a faulünde de sarı kart yeterliydi. Müdahalede şiddet ve gaddarlık yoktu. Maçta en çok tartışılan pozisyon 40.dakikada yaşandı. Alanyaspor’un golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Bu pozisyonda ofsayt çizgisi golü atan Emre Akbaba için değil, Efecan için çizildi.
Bizzat izlemesi gerekir
Efecan’ın sol ayağı, top arkadaşı tarafından oynandığında, kale çizgisine savunma oyuncularından daha yakındı. Sonrasında Efecan rakibi Vida ile top için mücadeleye girdi. Efecan topla oynamamış olsa da rakibinin topla sağlıklı oynamasını etkileyecek bir hamlede bulundu. Yani “rakibe müdahale” etmiş oldu. Ofsayt kararı doğruydu. Pozisyona VAR’ın karar vermeyerek hakemi kenara çağırması da doğruydu. Ortada bir gerçeklik yoktu ve Efecan’ın rakibe müdahale edip etmediğinin yorumu “Subjektif” bir durumdu. Yoruma muhtaç konular VAR’ın konusu olamaz ve bizzat hakemin izleyerek karar vermesi gerekir