‘’Ali Şansalan hatasızdı‘’
Ali Şansalan bana göre lige en iyi başlangıç yapan bir-iki hakemimizden biri. MHK onu sürekli zor maçlara atayarak, güvenini gösteriyor. Şimdilik Şansalan bu güveni boşa çıkartmadı. İlk hafta Adana Demirspor - Fenerbahçe maçında düdük çalmıştı. Üçüncü hafta Karadeniz derbisindeydi. Giresunspor - Trabzonspor maçında ufak tefek hatalar dışında başarılıydı. Bu hafta da bir diğer zorlu maça, Antalyaspor - Beşiktaş maçına atandı. Maç genelinde çaldığı tutarlı düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı. Oyuncular futbol oynamaya odaklandılar ve hakemle neredeyse hiç ilgilenmediler. Tabi ki bu durum hakem ekibinin işini de kolaylaştırdı. Tartışılacak, kritik pozisyonlar da olmayınca; hakem ekibi son düdük sonrası arkalarında tartışılacak bir karar bırakmadan soyunma odasına döndüler.
‘’MHK risk almadı‘’
Son yıllarda görev yapan tüm MHK başkanları, kendisinden önceki MHK’lerin yapmış olduğu hakem kadrolarıyla görev yapmak zorunda kaldılar. Son 7-8 yılda ilk kez bir MHK başkanı, kendi yaptığı kadro ile lige başladı. Hem de kadroda köklü değişiklikler de yaparak!
Gidişat iyi değil
5. hafta itibarıyla görünüyor ki, Sayın Başkan Tatlı, kadroları oluştururken çok fazla yanılmış. Hangi hakem hangi kadroda, hangi maça hangi kadrodan hakem atanıyor, belli değil. Ligin sonu gelmiş olsa anlarım da henüz ligin başındayız. VAR kadrosuna alınıp, düdüğü elinden alınan Mustafa Öğretmenoğlu, ikinci kez düdük çalacak. 2.Lig yardımcı hakemleri 1.Lig’de görev alıyor. Süper Lig kadrosunun hakemleri, 1.Lig’e atanıyor. Kısaca atamalarda büyük bir kaos yaşanıyor. Bu durumun yakında maç yönetimlerine yansıması da kaçınılmazdır. Bizim gözümüz 4 büyük takımın maçlarında ama genel bir değerlendirme yapacak olursak gidişat hiç iyi değil.
Sorumluluk hakemlerde!
Bu hafta MHK önemli maçlarda tecrübeli isimleri tercih etmiş. Fenerbahçe maçına ligin tecrübelisi Fırat Aydınus atanmış. Galatasaray maçına FIFA hakemi Abdulkadir Bitigen, Beşiktaş maçında da lige iyi bir başlangıç yapan Ali Şansalan görevlendirilmiş. Öte yandan Trabzonspor’un zorlu İstanbul deplasmanında Mete Kalkavan görev yapacak. Bu 4 isim de tecrübe ve kalite olarak bu maçları yönetecek kalibrede isimler. MHK bu maçlar için atama yaparken risk almamış, olur da bir olumsuzluk olursa sorumluluğu üzerinden atmış.
‘’Cofie'ye kırmızı Fener'e penaltı‘’
Maçın hemen başında doğru bir sarı kart gören Cofie’nin,27.dakikada eliyle Berisha’nın yüzüne bir müdahalesi oldu. Cofie adil olmayan şekilde kolunu açıyor ve rakibinin yaklaştığını bilerek kolunu rakibinin yüzüne doğru götürüyor. Burada ikinci sarı kartla atılsaydı daha doğru olurdu. Bence maçın en kritik anları 38, 39 ve 40.dakikada yaşananlardı. 38’de Serdar Aziz diziyle Yatabare’ye sarı kartlık faul yaptı. Hakem oyunu devam ettirince, 39’da bu kez Yatabare kendisi cezayı kestive koluyla Serdar’ın burnuna hamle yaptı. Net sarı kartlık hareketi Özkahya yine atladı.
Gafil avlandı
Serdar tedavi için oyun alanı dışındayken bu kez Fenerbahçe savunması hata yaptı ve penaltı oldu. Oyun kurallarına göre Serdar’ın sakatlığında rakibi sarı kart görse, Serdar oyun alanında tedavi görecek ve dışarı çıkmayacaktı. Bu dakikalarda yaşananlar üst üste gelince Özkahya gafil avlandı ve penaltı pozisyonunda, pozisyona 55metre uzakta kaldı. Topu sola çeken Henrique, Altay’ın geleceği yöne doğru yani sağına giderek bir anlamda penaltıyı aldı. Kırmızı kart beklentileri oldu ama topun yönü kaleye doğru olmadığı için bariz gol şansı dememiz mümkün değil. Penaltı veriliyorsa sarı kart doğru.
11 dakika eklenmeliydi
51.dakikada Fenerbahçe hücumunda kaleye atılan şutta Goutas’ın sol eli topla buluştu. Kaleye atılan şutta sol eliyle vücudunu genişleterek bence topun geçişini önledi. Penaltı verilse daha doğru olurdu. Maçın ikinci yarısındaki duraklamaları tekrar izleyerek hesapladım. Minimum11 dakikalık duraklama varken hakem 7 dakika ekledi.
‘’Nelsson'un eli net penaltı‘’
Bu maçta futbolcular oyuna konsantre oldular ve hakemle ilgilenmediler. Böyle olunca da Ali Palabıyık rahat bir maç çıkarttı. En çok dikkat çeken özelliği ise çok koşması ve pozisyonlara yakınlığıydı. Ancak hakemi eleştirebileceğimiz ve maçın gidişatını etkileyen tek bir pozisyon vardı. 23'te Trabzonspor hücumunda kaleye atılan şut ceza sahasında Nelsson'un eliyle buluştu. Nelsson'un elinin doğal konumda olduğunu söylemek mümkün değil. Topun önüne atlarken eller açılmış ve topun yoluna doğru uzanıyor. Net bir penaltı. Hakem atladı ama VAR da devreye girmedi.
Luyindama'da durum farklı
Bu topun Nelsson'un ayağından sekerek geliyor olması da kararı değiştirmez. Top vücuttan sekse bile doğal konumda olmayan elle/kolla buluştuğunda yine penaltı kararı verilir. 43'te Luyindama'nın eline gelen topta ise penaltıyı düşünemeyiz. Hem top kısa mesafeden sekerek geliyor hem de oyuncunun elleri ile kolları doğal konumda.
‘’Palabıyık iyi bir tercih‘’
Trabzonspor - Galatasaray maçında Ali Palabıyık görev yapacak. İsmi açıklanır açıklanmaz eleştiriler de peşi sıra gelmeye başladı. Her hakemle ilgili muhakkak olumsuz bir hafızamız var. Palabıyık değil de başka bir isim atansa, inanıyorum ki tepkiler benzer olacaktı. Yani MHK kimi atasa beğenmeyen bir kitle mutlaka olacak. Palabıyık, ligimizin en tecrübeli isimlerinden. Bu tarz maçları daha önce çok fazla yönetti. Elbette başarısız maçları da oldu ancak genel performansı ortalama üstü bir hakemimiz. Hataları da olabilecektir ama MHK’nin bu ismi tercih etmesinde ben bir olumsuzluk göremiyorum.
Arda Kardeşler'e dikkat
Fenerbahçe maçına lige başarılı bir giriş yapan ve tecrübesini bildiğimiz Halis Özkahya atanmış. Beşiktaş maçında ise bir diğer FIFA hakemimiz Arda Kardeşler var. Kardeşler ilk hafta yönettiği Hatay - Kasımpaşa maçında lige hazır olmadığının sinyallerini vermişti. Umarım aradan geçen zamanda toparlanma şansı bulmuştur. Çünkü Kardeşler’in büyük takım maçlarında olumlu çok az performansı var.
‘’Baskı hissedecekler!‘’
Cebelitarık - Türkiye maçında Hollandalı hakemlerin görevlendirilmesi gerçekten ilginç bir atama. İlginç olduğu kadar da riskli… Peşinen Hollandalı hakemleri sahtekar ilan etmiyorum. “Hollanda lehine hata yapacaklar!” da demiyorum. Ama kendilerini baskı altında hissedecekleri muhakkak. Örneğin; Türk futbolcunun birinin bir topsuz alan ihlali oldu diyelim. Rakibine vurdu/vurmadı tartışması var. VA R müdahale etse oyuncu atılacak/etmese sahada kalacak. Kritik bir pozisyon olduğunu düşünün. Aşağı tükürse ülkesinde hain olacak, yukarı tükürse ülkesini korumuş, Türkiye’yi karşısına almış olacak! Bir hakemi böyle bir baskıya sokmanın, kararlarını tartışmalı hale getirmenin anlamı yok. Bu konuda daha titiz olunması gerek.
‘’Sahada 9 yabancı yoksa Türk aranmaz!‘’
Aslında yabancı kuralımız çok net: “başlangıcında ve devam eden anında sahada en fazla 8 yabancı futbolcu bulunabilir.” Ya bancı futbolcu sayısı dokuza çıkmadığı sürece, sahada hiç Türk oyuncu olmadan da bir takım maça devam edebilir. Yani Salih ihraç edildikten sonra, Beşiktaş’ın diğer 2 Türk oyuncusu da ihraç olup, Beşiktaş 8 kişi kalsaydı ve takımın tamamı yabancılardan oluşsaydı bile sorun yoktu.
Hakemler, pasaport bilemez
Burada tepki çeken konu, 4. hakemin Beşiktaş teknik heyetini yanlış yönlendirmesi oldu. Öncelikle şunu ifade edelim. Takımların talimatlara aykırı davranarak yabacı kuralını ya da oyuncu değişikliği kuralını ihlal etmeleri takımın kendi sorumluluğundadır. Kulübede bulunan takım yöneticisi, bu gibi idari konuları yönetmekle görevlidir. 4. hakemin bu konuda herhangi bir sorumluluğu yoktur. Kaldı ki, maçın hakemleri oyuncuların hangi pasaporta sahip olduklarını, sahada Türk mü, yabancı statüde mi bulunduğunu bilemez.
'Bilmiyorum' diyebilmeli...
Hatırlayalım; Şenol Hoca bile bir demecinde, "Nazım Sangare’nin Türk mü, yabancı statüsünde mi olduğunu bilmiyordum” demişti. Şunu da ifade etmeliyim ki; Her ne kadar bu durumdan 4 hakem sorumlu olmasa bile kendisinden yardım istenildiği zaman da takımlara doğru bilgiyi aktarmak zorundadır. Takımları yanlış yönlendirmeye hakkı yoktur. En azından bilmediği konuda, “Bilmiyorum” diyebilmelidir.
‘’Salih direkt atılmalıydı‘’
Maç, hakem ekibi açısından oldukça zor geçti. İkili temasların sıklıkla yaşandığı ve kritik pozisyonların olduğu bir maç oldu. 18. dakikada Beşiktaşlılar Vida yerde kalınca penaltı beklediler. Vida öne doğru hareketlenmek isteyince rakibinin ayağına takılarak yerde kalıyor. Bence penaltı verilmemesi daha doğruydu. 45+2’de top, Beşiktaş ceza sahası içinde Wellinton’un eline temas etti. Wellinton rakibi ile mücadele halindeyken, farkında olmadan top eline çarpıyor. Devam kararının doğru olduğu düşünüyorum. 48. dakikada Salih’in Erhan’ın savunmasız bölgesine yapmış olduğu müdahale sınırları zorlayacak seviyedeydi. Bence direk kırmızı kart çıksa daha doğru olurdu. Salih’in rakibine hamlesi yaralayıcıydı. Salih’in ilk sarı kartı da doğruydu.