En ufak bir hatanın günlerce gündemi meşgul edeceği aşikâr! MHK için en konforlu atama, Cüneyt Çakır olurdu. MHK da bu konfor alanını tercih etti. Risk almadı, bence de doğru olanı yaptı. Çakır böyle maçları çok yönetti, inşallah şansı yanında olur.

Derbiye Cüneyt Çakır atandı. Sürpriz bir atama değil. Salı günü derbinin hakeminin Çakır olacağını köşemde yazmıştım.

Bu derbinin sahada oynanan bir derbiden daha fazlası olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Son günlere damga vuran transfer rekabeti, iki kulüp arasında yaşanan demeç düellosu, bu hafta itibarıyla oluşan puan tablosu… Seyircisiz olsa bile hakem üzerindeki baskının çok yüksek olacağı bir maç oynanacak. En ufak bir hatanın günlerce gündemi meşgul edeceği aşikâr!

Macera akıllıca olmazdı

MHK’nın şapkadan tavşan çıkarttığı Fenerbahçe - Beşiktaş derbisindeki Tugay Kaan Numanoğlu ataması sonrası, yeni bir maceraya soyunması akıllıca olmazdı. MHK için en konforlu atama, Çakır ataması olurdu. MHK de bu konfor alanını tercih etti. Risk almadı. Bence de doğru olanı yaptı.

Böyle bir maça Çakır’ın atanmasına ne söylenebilir, Çakır’la ilgili derbi öncesi daha kaç değerlendirme yazısı yazılabilir ki? Kendisi Dünya’nın sayılı hakemlerinden birisi ve bu tür maçları daha önce birçok kez yönetti. İnşallah şansı yanında olur.

Kalkavan tercihi ilginç

Haftanın diğer atamalarıyla ilgili ilginç tespitler yapılabilir. Beşiktaş’ın maçına son maçında VAR yardımıyla doğruları bulabilen ve hafif bir sakatlığı da olan Halis Özkahya’nın atandığını görüyoruz.

Malatyaspor-Trabzonspor maçına atanan Erkan Özdamar’ın, son görev aldığı maçlardaki performansına bakarak, zorlanabileceği bir maç olduğu fikrindeyim. Volkan Bayarslan hakem kararlarının çokça tartışıldığı Denizlispor - Rizespor maçı sonrası ilk kez düdük çalacak.

Benim açımdan en ilginç atama ise Mete Kalkavan’ın Alanyaspor - Rizespor maçına verilmesi. Kalkavan hakemlik kariyerinde ilk kez Rizespor maçı yönetecek. Şunu da belirtmeliyim, Kalkavan şu an ligin en formda hakemi durumunda…

Dün akşam oynanan maçta hakemleri zora sokacak, kritik kararlar vermek zorunda kalacakları çok fazla pozisyon yaşanmadı. Tugay Kaan Numanoğlu bazı faul ve kart hataları dışında bence maçın sonucuna etki edecek hatalı karar vermeden maçı tamamladı.

41.dakikada Mustafa Yumlu ile Ekuban’ın ceza sahası mücadelesinde hakem devam kararı vermişti. VAR devreye girerek hakemi kenara çağırdı. Buna rağmen hakem kararının arkasında durdu ve devam kararında ısrarcı oldu. Bence de hakem haklıydı. Yumlu rakibi için tehlike arz edecek bir hamlede bulunmuyor. Ayağını topa uzatıyor ve bunda da başarılı oluyor, topa vuruyor. Sonrasında Ekuban’ın savurduğu ayağı, Yumlu’nun ayağıyla buluşuyor.

90+2. dakikada Diskerud-Baker mücadelesinde Denizlisporlular penaltı beklediler. Hakemin devam kararı doğruydu.

Veysel’in eli Larin’in yüzüne gelmiyor. Belki, Larin’in çenesinin altına küçük bir teması var. Formasından tutmuş ama rakibini çekmiyor, itmiyor. Kimsenin kabul etmeyeceği bir kırmızı kartla Antalya eksik kaldı.

Alper Ulusoy, büyük maçlarında sıklıkla kabul edilmeyen kararlar veriyor. Anadolu maçlarındaki başarılı yönetimleri onu büyük maçlara taşıyor ama bu karşılaşmalarda kimsenin beklemediği kararlara imza atıyor. Antalyaspor-Beşiktaş maçı da onlardan biriydi. Veysel’in eli Larin’in yüzüne gelmiyor. Belki, Larin’in çenesinin altına, Veysel’in sadece küçük bir teması var.

Faul bile olsa...

Formasından tutmuş ama rakibini çekmiyor, itmiyor, dengesini bozmuyor. Top zaten Veysel’in kontrolünde. Neresinden bakarsanız bakın hatalı bir karar. ‘Faul var!’ deseniz bile sarı kart asla olmaz. Dolayısıyla kimsenin kabul etmeyeceği bir kırmızı kartla Antalyaspor eksik kaldı.

O işareti anlamadım

Hakemin faul düdüğü çaldığında, faulü Antalyaspor’un lehine verdiğini gösteren işaretini ise anlayamadım. Ayrıca maç boyunca o kadar net sarı kartlık ihlaller vardı ki o pozisyonlarda faul dahi çalmadı. 29’da Veysel’in N’Sakala’ya faulünde sarı kart yeterliydi. Veysel’in ayakları yerdeydi ve kramponları rakibe dönük değildi.

Kritik pozisyonların yaşandığı bir maç izledik. Suat Arslanboğa’nın kararlarda doğruları olduğu kadar hataları da vardı. 9’da Popov’un ceza sahası içinde Valencia ile ikili mücadelesi var. Aynı şekilde 18’de Fenerbahçe ceza sahasında Caner ile Diouf ikili mücadelesi var. Karşılıklı iki takımın da penaltı beklediği iki pozisyon. Tamamen hakem takdiri olan pozisyonlar. Hakem kararlarını kabul ediyorum ama Valevcia pozisyonunda penaltı verilse daha doğru olacağı fikrindeyim.

Golden önce faul

76’da Caner, Popov ile girdiği kafa topu mücadelesinde, sol koluyla Popov’a yüklenince, Popov altta kalıyor ve topa yükselemiyor. Bu pozisyonda Hatayspor’un net bir penaltısının verilmediğini düşünüyorum. 83’te Serdar Aziz’in, Kamara’ya tam ceza sahasına girecekken yaptığı faulde sarı kart da çıkmalıydı. Çıksaydı, Serdar derbide oynayamayacaktı. 88’de Fenerbahçe’nin ikinci golü öncesi Serdar’ın Boupendza’nın topuğuna net bir hamlesi var. Pozisyonda faul kararı verilmesi doğru olurdu.

Maçın 21. dakikasında Marcao kafa topu mücadelesinde elini fazla açınca, Epureanu’nun kafasına geldi. Hakemlerden bu tarz hamleleri cezalandırmaları isteniyor. Dolayısıyla hakemler penaltı kararı verirken kendilerine verilen talimatı uyguladılar ve yanılmadılar. 76.dakikada Donk/ Demba Ba mücadelesinde hakem tercihini devamdan yana kullandı. Bence Donk haksız bir hamle de bulunuyor ve rakibini itiyor. Penaltı daha doğru bir karar olurdu.

Son dakikalarda Galatasaray lehine verilen penaltı ise bence hatalıydı. Muhammed Emin'in Onyekuru’nun yere basan ayağına çok küçük bir teması var. Onyekuru bu teması kullanarak kendisini kolay yere bırakıyor.

Son 4 haftada, MHK’nın atama prensibini bir düzene oturttuğunu ve hakem performanslarının da iyiye gittiğini düşünüyorum. Dünkü atamalara bakılırsa Cumartesi oynanacak derbinin hakemi de belli. Favori Cüneyt Çakır, plase ise Halil Umut Meler.

Hafta arası/hafta sonu, ilerleyen bir fikstürümüz var. Cezalılar, sakatlar derken bir de Kovid belasına yakalanan hakemler oluyor ki son dakika hakem değiştirmek gerekebiliyor. Bu sıkışık takvimde, ufak tefek hataları göz ardı edersek; özellikle son dört haftada, MHK’nın atama prensibini bir düzene oturttuğunu ve hakemlerin performanslarında da iyiye gidiş olduğunu söyleyebilirim.

Lidere Arslanboğa

MHK, sene başında hesapsız/plansız şekilde, genç ve yeni yüzleri sahaya sürme politikasını rafa kaldırdı. Daha dengeli atamalar yapıyor. Bu dengeli atamaların izlerini bu hafta da görebiliyoruz. Özellikle üç büyük takım maçlarına son maçlarının altından başarıyla kalkan, tecrübeli isimleri vermişler. Suat Arslanboğa liderin maçında düdük çalacak. Hayli zor maç. Galatasaray maçını sorunsuz geçen Arslanboğa, yükselen performansıyla bu tür zor bir maçı hak etmişti.

Vasatı aşamıyorlar

Zirvenin diğer iki ortağı; Galatasaray’ın maçında Arda Kardeşler, Beşiktaş’ın maçında ise Alper Ulusoy var. Bu iki ismin sezon performansı vasatı aşamıyor olsa da son yönettikleri maçlarını kusursuz tamamlamışlardı. Sıkışık takvimde, zirve maçlarına uygun, tecrübeli ve zinde hakem bulma konusunda MHK’nın zorlandığı aşikar... Dolayısıyla günün şartlarını da göz önüne aldığımızda olabilecek en doğru isimlere karar verilmiş gibi görünüyor.

VAR atamalarına göre

Bu haftanın atamalara bakarak, hafta sonu Kadıköy’de oynanacak derbi maçının hakemi ile ilgili de fikir sahibi olabiliyoruz. Gerçi haftanın VAR görevlendirmelerini gördükten sonra daha net bir fikre sahip olabiliriz ancak şimdilik görünen Cüneyt Çakır’ın bu maç için favori olduğu... Geçtiğimiz hafta Beşiktaş-Trabzonspor maçını kusursuz atlatan Halil Umut Meler “Ben de varım!” mesajını MHK’ye gönderdi. MHK’nın eli güçlendi. Öyleyse: “Derbi için favori Çakır, plase Meler!” diyebiliriz.

Halil Umut Meler tek kritik kararını 77. dakikada verdi, onda da yanılmadı. Dorukhan’ın rakibine yapmış olduğu yaralayıcı hamleyi iyi yakaladı ve kırmızı kartını doğru şekilde çıkarttı. Genel yönetimindeki başarısına gölge düşürecek herhangi bir hata yapmadı.

Dün akşam oynanan karşılaşma sırasında hakemler beklenenden daha rahat bir maçla karşılaştılar. Oyuncular iyi niyetliydi ve futbol oynama düşüncesindeydiler. Hakeme ve rakibe saygılı davrandılar. Böylesine rahat geçen ve çok fazla kritik pozisyonun yaşanmadığı maçta hakemler 90 dakika boyunca dikkatliydiler ve konsantrasyonlarını kaybetmediler. Halil Umut Meler tek kritik kararını 77. dakikada verdi, onda da yanılmadı. Dorukhan’ın rakibine yapmış olduğu yaralayıcı hamleyi iyi yakaladı ve kırmızı kartını doğru şekilde çıkarttı.

Penaltı yok

37’de Rosier’e çıkarttığı sarı kart doğruydu, kırmızı gösterilecek bir pozisyon değildi. 39’da Trabzonspor, N’Sakala-Ekuban mücadelesinde penaltı bekledi. Pozisyonda N’Sakala’nın rakibine penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Devam kararı doğruydu. Sonrasında Ekuban’a itirazdan çıkan sarı kart da doğruydu.

Sona doğru cimrileşti

Trabzonsporlu Serkan’ın 59, 80 ve 87’deki arka arkaya yaptığı ihlallerde Serkan’a bir sarı kart gerekirdi. Son dakikalarda yaşanan gerginlikte hakem sarı kartlarında biraz cimri davrandı diyebiliriz. Bu iki husus hakemin maçtaki göz ardı edilebilecek ender eksiklikleriydi. Genel yönetimindeki başarısına gölge düşürecek konular değildi.

43’te Valencia-Melnjak mücadelesinde, Melnjak’a sarı kart çıktı. Bence hareket yaralayıcı bir hareketti. Kırmızı daha doğru olurdu. 45’te Fenerbahçe’nin serbest vuruştan kazandığı gol öncesinde verilen faul kararı hatalıydı.

55'te Serdar Aziz'in, rakibine arkadan yaptığı harekette sarı kart doğruydu. 66’da Rizespor’un golü Altay’a faul yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi. Hakemin kararı doğruydu. Çünkü kaleci zemin ile elinin arasında topu sıkıştırdığında, topu kontrol etmiş sayılır ve o topa dokunursanız faul olur. Gökhan'a kırmızı...

86’da Fabricio’ya çıkan ikinci sarı kart doğruydu. 90. dakikada Fenerbahçe hücumunda ofsayt bayrağı kalktı. Ancak burada Rizeli kaleci Gökhan, rakibine yaralayıcı bir hamlede bulunuyor. Her ne kadar pozisyonda ofsayt olsa da bu yaralayıcı hareket mutlaka kırmızı kartla cezalandırılmalıydı.