Konyaspor-Fenerbahçe karşılaşmasında 90 dakikada tam 6 sarı kart ve 2 kırmızı kart çıktı. Yazarımız Deniz Çoban, mücadeledeki tüm tartışmalı kararları ve hakem Hüseyin Göçek’in performansını şu şekilde yorumladı; “Maçın 16. dakikasında Ömer Ali Şahiner’in kafa vuruşunda top çizgiyi geçti/geçmedi tartışması yaşandı. Bu pozisyonu değişik açılardan izlemek bizi yanıltır. Bu pozisyonlar için tek bir açıdan karar verilmeli. O da gol çizgisi kamerası!

Selim Ay kart görmeliydi

VAR da o açıya bakarak karar verdi. Topun tamamının kale direğinin soluna geçmiş olduğunu göremiyoruz. Bence de pozisyon gol değil ve devam kararı doğru. Burada tartışmamız gereken bir konu var: Her şeye para buluyoruz ama maliyeti 300 bin Euro (Yaklaşık 2.1 milyon TL) civarı olan “Gol Çizgisi Teknolojisi”ni hala statlarımıza neden kurmuyoruz? Maçta sarı kartla oynayan Selim Ay; 32’de Rodrigues’e, 35’te Muriç’e yaptığı faullerde sarı kartla cezalandırılmadı. Üst üste yaptığı bu faullerden özellikle Muriç’e yaptığı ikinci sarı kartı gerektirirdi.

Skubic’in ikinci sarısı hatalı

67. dakikada hakemin Skubic’e gösterdiği ikinci sarı kart hatalıydı. Skubic’in, Deniz’e sarı kartı gerektirecek bir faulü yoktu. 76. dakikada Ömer Ali’nin, Deniz’e yaptığı faule çıkan ikinci sarı kart ise doğruydu. Son dakika Konyaspor ceza sahasında Mevlüt yerde kaldı ve penaltı bekledi. Bence bu pozisyonda da hakemin devam kararı doğruydu.

Abdulkadir Bitigen’in ismi bazılarına sürpriz gelebilir. Salı günü bu sütunlarda, kalburüstü isimlerin hiçbirinin bu maça uygun olmadıklarını sebepleriyle yazmıştım. Dolayısıyla bu tarz maçlar için tecrübesi olmayan ancak bu yıl çok başarılı bir sezon çıkartan Abdulkadir Bitigen’in bu maça atanması hakem camiasını yakından takip edenler için sürpriz olmadı. Her yazımda değindiğim bir konu var. Maçlara uygun hakem bulmak artık zorlaştı. Bu sezon yıpranan çok hakem oldu. Takımlarla sorun yaşayanlar oldu. Performansı vasatı aşamayanlar oldu. MHK olmazlar içinden en oluru bulup atamaya çalışıyor. Böyle bir ortamda şans Bitigen’in kapısını çaldı.

Bu yıl önemli çıkışta

Genç ve derbiler için tecrübesiz bir isim. Bu yıl önemli bir çıkışı var... En azından gördüğünü çalma gayretinde. Maç kontrolünde sıkıntı yaşamazsa, VAR’ın da olumlu desteğiyle sahadan başı dik çıkabilir. Takımların futbola odaklanması, kulübelerin ve seyircilerin oynanan futbolla ilgilenmeleri durumunda Bitigen’in işi kolaylaşır. Aksi bir durumda umarım Bitigen tecrübesizliğinin kurbanı olmaz.

Tek olur Aydınus kalmış

Her zor maç için adı geçen Aydınus, Trabzonspor - Başakşehir maçı için de uygun görülmüş. Normal şartlarda atama prensibine ters bir görevlendirme bu! Aydınus’un ligde en son yönettiği maç Trabzonspor’un maçı. Fakat bu gergin ortamda olmazlar çıkınca, belli ki tek olur Aydınus kalmış. Sayın Zekeriya Alp ve TFF’nin açıklamalarıyla kurumunun desteğini arkasına alan Özkahya’nın bu hafta görevi yok. MHK, Özkahya’yı korumak için bu hafta ona görev vermemeyi tercih etmiş. Diğer yandan Fenerbahçe - Alanyaspor maçından sonra görev alamayan Serkan Tokat, bu hafta 1. Lig maçı ile sahalara dönüyor.

FIFA listesindeki hiçbir isim, normal atama prensiplerine göre bu maç için uygun görünmüyor. Derbide MHK’dan sürpriz bekliyorum ve Abdulkadir Bitigen’i aday görüyorum. Plasesi ise Yaşar Kemal Uğurlu olur.

Zor maçlara, zor maçın altından kalkacak tecrübe ve birikime sahip hakemlerin atanması esastır. Normal şartlarda bu isimler genellikle FIFA kokartlı hakemlerdir. Bu hafta oynanacak derbide ise sanki bu gelenek yıkılacak gibi görünüyor.

FIFA listesindeki hiçbir isim normal atama prensiplerine göre bu maç için uygun görünmüyor. Arda Kardeşler bu hafta Beşiktaş, Mete Kalkavan da Galatasaray maçı yönettiği için derbiyi yönetme şansını kaybettiler. Cüneyt

Çakır’ın şansı yok

Ali Palabıyık da Çarşamba akşamı Trabzonspor’un erteleme maçına çıkacağından, o da derbi şansını kaybetti. Cüneyt Çakır’ın Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi sonrası muhatap olduğu eleştiriler, Hüseyin Göçek’in de Göztepe - Beşiktaş maçındaki kural hatası tartışmaları nedeniyle şansı yok. Halil Umut Meler ise son derbi karnesi kötü olduğu için zorlu maçın hayli uzağında...

Aydınus 500 gündür çıkmıyor

Tüm derbilerin değişmez adayı Aydınus ise, Jailson - Belhanda gerginliğinin olduğu tartışmalı derbiden bu tarafa 500 günü aşkın süredir Türk Telekom’un çimlerine çıkamıyor. Bir çırpıda tecrübeli tüm hakemleri saydım...

Atama prensiplerine sadık kalındığı takdirde bu derbide MHK’dan sürpriz bekliyorum ve Abdulkadir Bitigen’i aday görüyorum. Plasesi ise Yaşar Kemal Uğurlu olur düşüncesindeyim.

Maçın en kritik anı Sivasspor lehine verilen penaltıydı. Fernando topu rakibinden çaldı ve dikkatsiz davranan Seri, gecikmiş bir müdahaleyle rakibini düşürdü. Hakem bu pozisyonu gözünden kaçırdı ama VAR yerinde bir müdahale ile penaltının verilmesini sağladı. Bu pozisyon sırasında Seri’nin sarı kartı vardı. Bu pozisyon sadece dikkatsiz bir müdahaleydi. İkinci sarı kartı gerektirecek bir sertlik yoktu.

Atağı kesti

Maç tam bitmek üzereyken, Saracchi’nin Emre ile bir mücadelesi oldu. Emre Saracchi’ye net bir faul yapıyor. Buna sinirlenen Saracchi, top için mücadele etmezken, Emre’nin göğsüne doğru kramponunun ön vidalarıyla bir müdahalede bulunuyor. Benim şahsi fikrim bu pozisyonda sarı kart yerine kırmızı kart göstermenin daha doğru olduğu yönünde. Bu müdahale acımasız ve yaralayabilecek bir müdahaleydi. 90+4’de Fernando rakibine tehlikeli hareket yaptı diye Kalkavan önemli bir Sivasspor atağını kesti. Pozisyonda tehlikeli hareket yoktu.

Halis Özkahya’yı maç içerisinde zora sokacak çok fazla kritik pozisyon yaşanmadı. Maçta en kritik anda VAR sahneye çıktı ve çok doğru bir müdahaleyle, maçın hakemini önemli bir hatadan döndürdü. Maçın uzatma dakikalarında aynı topa Diarra ve Abdülkadir hamle yaptı. Abdülkadir topa dokundu ama ardından Diarra topla oynadı. Topa son dokunan Diarra iken, Abdülkadir havaya kalkan kramponunun vidalarıyla Diarra’nın ayağına bir darbede bulundu.

Açık faul

Bu pozisyonun devamında Trabzonspor galibiyet golünü buldu. Pozisyonda açık bir faul olduğu için VAR yerinde bir müdahaleyle golü iptal ettirdi. Halis Özkahya zaman zaman kart hataları da yaptı. Maçı sarı kartla götüren Da Costa’nın 68 ve 85. dakikalardaki faullerinin birinde ikinci sarı kartını çıkarsa, daha iyi bir değerlendirme yapmış olurdu.

42. dakikada Tolgay’ın kaleye atılan şutu eliyle kesmesi net penaltıydı. Hakem göremedi ama VAR pozisyonu atlamadı. Kaleye atılan şutlar elle kesilmişse, her zaman sarı kartı gerektirir. Dolayısıyla Tolgay’ın kırmızı kartı da doğruydu. 50. dakikada Fenerbahçe’nin golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Muriç’in kolları rakibinin üzerinde ama rakibini çekmiyor, itmiyor, tutmuyor. Bence gol kararı verilmesi çok daha doğru olurdu. Ozan Tufan atılmalıydı Zorbay Küçük emin adımlarla ilerliyor ve Türkiye’nin sayılı hakemlerinden birisi olacak. Sakin ve kararlı tutumuyla dikkat çekiyor. Ancak dün akşam Ozan Tufan’a tahammül etmesini yadırgadım. Bir hakeme hiçbir oyuncunun bu denli saygısızlık yapma hakkı yoktur. Burada Ozan’nın kırmızı kart görmesi çok daha doğru olurdu.

Arda Kardeşler, son haftalarda şahit olduğumuz “Kurallara göre değil beklentiye göre maç yönetimi” tavrını devam ettiren bir yönetim gösterdi. Her şey bir tarafa.. Penaltıyı verirsiniz/vermezsiniz, kırmızı kartı atlarsınız... Bir maçın sonuna eklediğiniz süreyi hesaplayamamak ne demek? İki seçenek var: Ya hesaplamayı bilmiyorsunuz demektir ya da maç bir an önce bitsin niyetindesinizdir. Başka bir seçenek yok!

Normal düşmüyor...

Maçta en kritik dakika, 38. dakikaydı. Sedat yerde kaldı, hakem aldatmadan sarı kart gösterdi. Pozisyonu dikkatli izlediğimizde görüyoruz ki Karius kayarak gelirken, dizi ile Sedat’ı bozuyor. Bu temastan sonra Sedat normal düşmek yerine, düşüşünü biraz süslemek istiyor. Hakem de bu düşüşe aldanıyor, asıl darbeyi kaçırıyor. Bırakın aldatmayı, pozisyonda penaltı kararı en doğru karar olurdu.

Verilenler doğruydu

Maçta verilen iki penaltı ise doğruydu. Faty’nin müdahalesi de Vida’nın müdahalesi de penaltıyı gerektiriyordu. Aynı zamanda bu oyuncular sarı kart görmeli. Bu ihlali gören bir hakem bu kadar net sarı kartları neden göstermez anlayamadım. Aynı şekilde oyunun hemen başında 1. dakikada Rodriguez’in Vida’ya, 25. dakikada ise Lens’e yaptığı faullerde, faulü çalıp kartını göstermediği gibi... Neticede sahadaki yönetim, bir FIFA hakemi için kabul edilebilir seviyede değildi.

Duracağı yeri bilmeli

Neticede sahadaki yönetim bir FIFA hakemi için kabul edilebilir seviyede değildi. 14. dakikada Burak ile Arda Kardeşler arasında ceza sahasında yaşanan çarpışma bu tezi doğrular nitelikteydi. Hakemin nerede duracağını bilip, bir oyuncunun koşu yolunu bu şekilde kapatmaması gerekir.

25. hafta atamalarında dikkatimi çeken husus şu: Geçen hafta hakem olarak görev yapan 9 hakemin 6’sı bu hafta tekrar düdük çalacak, diğer 3’ü de VAR masasında olacak. Geçen hafta VAR’da olan 9 hakemin 3’ü Süper Lig’de düdük çalarken, diğerleri de yine değişik görevler alacak. Yani geçen haftanın 18 hakemi de tekrar bu hafta görev başında olacak. Normal şartlarda, bunun anlamı MHK penceresinden şudur: “Geçen hafta görev alan tüm hakemlerimiz üstün başarı gösterdiler ve bu hafta da tamamına tekrar görev vererek bu isimleri ödüllendirdik!”

Büyük garabet

Neresinden bakarsanız bakın büyük garabet bu... 9 maçın hiç birinde de mi tek kusur yoktu? Hepsi mi sorunsuzdu? Verilen tüm penaltılar, gösterilen tüm kartlar doğru muydu? Tabii ki hayır! Anlaşılıyor ki son düzlüğe girerken MHK tüm atama kriterlerini rafa kaldırdı. Ödül/ceza yok! Artık MHK’nin tek düşüncesi var: Her maça bir hakem, 1 VAR atayalım. Atanan isimlere takımlardan ses çıkmasın. Tecrübe olarak maça uygun bir isim olsun! Performansı yetersiz de olsa olur, bakarsın bu hafta iyi maç yönetir!

Aydınus nerede!

Onca hata yapan hakem varken; 2 hafta önce Beşiktaş-Trabzonspor maçını yöneten Aydınus’un hala hakem olarak görev almaması dikkatimi çekti. Genelde başarılı maç çıkartan Aydınus, Sörloth-Atiba mücadelesinde faul çalınmadığı gerekçesiyle eleştirilmişti. Geçen hafta 10’a yakın kart hatası yapan hakem bu hafta görev yapacaksa ve Aydınus bekleyecekse; o halde atamaların takımların isyanına ve sesinin gürlüğüne göre şekillendiğini de söyleyebiliriz.