‘’İlk golde faul var‘’
Trabzonspor’un ilk golü öncesi Atiba’ya faul yapılıp yapılmadığı ve VAR’ın sessiz kalması kamu oyunu meşgul edecektir. Her ne kadar Sörloth topa müdahale etse de topa hamle yaparken Atiba’ya sırtından yükleniyor. Faul verilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Ayrıca buna benzer pozisyonlarda faul düdüğü çoğunlukla çalındı. Tartışılacak konu VAR neden devreye girmedi? VAR pozisyonu kontrol ederken hakemle diyaloğa girer. Hakem “Trabzonsporlu oyuncu topa müdahale etti, üsten rakibine bir müdahalesini görmedim!” dediyse, VAR bu pozisyona müdahale edip, hakemin görmediği pozisyonu izletirdi. Sorumluluk VAR’da diyebiliriz.
Hakem: “Trabzonsporlu oyuncu topa müdahale etti ve üsten yapılan müdahaleyi de gördüm ama benim değerlendirmeme göre bu yüklenme faul için yeterli değildi!” demişse, sorumluluk VAR’dan çıkar. Çünkü VAR, hakemin görüp değerlendirdiği bir pozisyona karışamaz. Karışabilmesi için tartışmaya mahal vermeyecek şekilde siyahla beyaz gibi çok berrak ve açık bir müdahale olması gerekir.
‘’Doğru tercihler‘’
“Derbi için iki alternatif var. Biri Çakır, diğeri Meler” diye iki gün önce yazmıştım. “MHK risk almak istemezse maç Çakır’a, MHK riski göze alır ve bu zorlu maçın altından kalkabileceğini düşünürse maç Meler’e gider” diye de eklemiştim. Atmosferi yüksek bu maça aday olacak performans ve tecrübe seviyesine sahip çok az hakemimiz var. Bunlardan bazıları da takımların kara listelerinde. Maça Palabıyık atansa; yakın zamandaki Trabzonspor maçından; Özkahya atansa ilk yarıdaki kural hatası tartışmalarının olduğu Alanyaspor maçından; Kalkavan atansa-üst üste olmaz ama- Ankaragücü maçından dolayı Fenerbahçeliler itiraz sesi yükseltecekti.
MHK’yi eleştiremeyiz
Jailson-Belhanda kavgasının olduğu derbiyi yöneten Aydınus atansa, bu kez Galatasaraylılar isyan edecekti. Göçek performans düşüklüğü, Kardeşler de tecrübesizliği sebebiyle bu derbinin yükünü kaldırabilecek durumda değiller. Dolayısıyla geriye Çakır ve Meler kalıyor. Bu perspektif bize, MHK’nin elindeki kadro nispetinde, en doğru iki tercihten birini kullandıklarını gösteriyor ki, bu anlamda atamayı eleştiremeyiz.
Tek handikabı var
Meler, kısa zamanda büyük adımlar atarak, hem tecrübe hem de kariyer olarak epeyce mesafe kaydetti ancak böyle bir derbi atmosferi yaşamadı. En büyük handikabı bu... Pozisyon ve skor şansı yanında olursa, oyunculara kendini kabul ettirebilirse, maçın kontrolünü eline alabilirse; başarılı olabilir. Aksi bir durumda ilk çaldığı düdükten itibaren, yükselen atmosferde tecrübesizliğinin kurbanı olabilir. Çok dikkatli olması gerekir.
Beklenen oldu: Aydınus
Beşiktaş-Trabzonspor maçına yine tahmin ettiğim gibi Fırat Aydınus atandı. Türkiye’de oynanan her zor maça, eğer takımlarla yakın zamanda bir problem yaşamamışsa Aydınus zaten aday oluyor. Daha önce sayısız bu zorluk seviyesinde maçlar yönetti ve altından başarıyla kalktı. Gününde olan bir Aydınus için bu maç tam dişine göre.
‘’Ya Halil Umut Meler ya Cüneyt Çakır‘’
Neresinden bakarsanız bakın 34 haftanın en zor ve en kritik maçı bu maç olacak. Benim diyen hakemin altından kalkabileceği bir maç değil bu... FIFA hakemlerinden Hüseyin Göçek’in durumu ortada. Mete Kalkavan bu hafta Fenerbahçe maçındaydı. Ali Palabıyık, Trabzonspor-Fenerbahçe maçı sebebiyle bu maça atanamaz. Halis Özkahya ise ilk yarıdaki kural hatası itirazlarına sebep olan Alanyaspor maçının hakemiydi. Yeni FIFA, Arda- Erce Kardeşler bu maça aday olacak form düzeyinde değil. Aydınus ise bir önceki problemli derbisinden dolayı bu maçın adayları arasına giremez. Bir çırpıda kalburüstü hakemlerimizi saydım ve geriye iki alternatif kaldı. Cüneyt Çakır veya Halil Umut Meler... Bizzat Zekeriya Başkan’ın ağzından duymuştuk. Aslında Fenerbahçe-Beşiktaş derbisine Meler atanacakmış ama son anda risk almamışlar ve Çakır’a dönmüşler. O maçta risk alamayan MHK, daha zor geçmeye aday olan bu maçta o riski alabilir mi? Asıl soru bu!
Tecrübe gündeme gelecek...
Sizin bu satırları okuduğunuz Salı günü sabah saatlerinde, MHK atama toplantısında bu atamayı tartışıyor olacak. Riski göze alır, bu zorlu maçın altından Meler’in kalkabileceğini öngörürlerse; Çarşamba öğle saatlerinde Meler ismini basın bülteninde görürüz. MHK yine risk almak istemezse, sığınacağı tek liman Çakır kalıyor. Trabzonspor-Sivasspor maçından kazasız sıyrılan, hafta arası Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi temsil edecek olan Çakır; bu şartlar altında maça daha yakın duruyor. Çakır’ın Kadıköy’e gitmesi durumunda Meler, Beşiktaş-Trabzon maçına aday olabilir. Yine tecrübe gündeme gelecek olursa Beşiktaş- Trabzonspor maçına Fırat Aydınus daha kuvvetli aday olur.
‘’Penaltıyı atladı‘’
Dün oynanan maç Cüneyt Çakır için şampiyonluğu ilgilendiren bir maç olmasının dışında, 5 yıl aradan sonra Trabzon’da yönettiği ilk sınavdı. Her yönüyle zor geçmeye aday maçta yaşanacak ciddi bir hakem hatası ülke gündemine bile oturabilirdi.
Böylesi önemli bir maça hakem ekibi dikkatli ve hazır başladı. Erken gelen goller de maçı rahatlattı.
Maçtaki hakem için tek olumsuzluk 75. dakikada yaşandı. Trabzonspor ceza sahası içinde Abdülkadir, Fatih’in topuğuna bastı. Burada karar penaltı ve sarı kart olmalıydı. Riva’da VAR masasında bulunan Yaşar Kemal Uğurlu da pozisyona sessiz kaldı.
‘’Kırmızı da çıkmalıydı‘’
Maçın hakemi Alper Ulusoy’un kart standardı çok düşüktü. Özellikle oyuna karşı saygısının olmadığını gösteren oyunculara hoşgörüyle yaklaşması, çağdaş hakemliğe ters düştü. Gökhan Töre’nin davranışlarına fazla tahammül gösterdi. 43’te Robin Yalçın, Emre Akbaba’yı düşürünce hakem penaltı düdüğü çaldı. Değişen bariz gol şansı kuralına göre, ‘savunan oyuncunun topla oynama mesafesindeyken, topa yaptığı hamle rakibe dönüşürse’ kırmızı yerine sarı çıkıyor. Fakat bu pozisyonda Robin Yalçın topla oynama niyetiyle değil, tamamen rakibi durdurma niyetiyle faul yapıyor. Dolayısıyla sarı yerine kırmızı kart en doğru karardı. 37’de Adem Büyük’ün golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. VAR’dan ofsayt çizgisi çekilerek karar doğrulandı(!) Adem’e gelen top savunmanın ayağından gelmişti.
Seri’nin eli penaltıydı...
Burada ofsayttan söz edilemez. Ancak Adem topu koluyla düzeltmişti, bu anlamda gol iptali, Adem’in sarı kart görmesi gerekirdi. 39’da Gökhan Töre’nin faulü sınırdaydı, hakemin 2. sarı kartı göstermemesini kabul edebilirim. 45+2’de ise ceza sahasında Seri topu eliyle oynadı. Bu net penaltıydı. VAR’dan da uyarı gelmedi. Seri uzak mesafeden gelen ortada; elini toptan kaçırmak yerine, koluyla topu oynadı. VAR, devre bitmiş olsa da protokole göre hakemi uyarabilirdi.
‘’İlk golde el var!‘’
Ankaragücü’nün ilk golü öncesi görüntülerde top Sedat Ağçay’ın koluna temas etmiş görünüyor. Elimizdeki açılarla buna şüphe yok! Bu elle temasta VAR müdahalesi gerekir. Bu sene değişen elle oynama kuralına göre de topun ele temas etmesi ihlal için yeterli. Golün iptali gerekirdi. Şunu da belirtmek isterim: Ekrana yansımayan ama VAR odasında temas olmadığını gösteren bir açı varsa, o açının da kamuoyu ile paylaşılması lazım.
Devam kararı doğruydu
20. dakikada Tolga ceza sahasında yerde kalınca, Fenerbahçeliler penaltı beklediler ancak pozisyonda Tolga kendini çok kolay yere bırakmıştı ve hakemin devam kararı doğruydu. 83’te Muriç’le bir penaltı beklentisi daha vardı, burada da hakemin devam kararı yerindeydi. Mete Kalkavan’nın çıkardığı sarı kartlar yerindeydi ancak göstermediği sarı kartları çok fazlaydı. Serdar Aziz haftalardır sarı kart görmekten’ ‘muaf’ oynuyordu, bu hafta da ‘sarı kart muafiyeti’ devam etti. 64, 71 ve 73’te görmesi gereken sarı kartları görmedi. 43’te Dirar ve 82’de Jailson da sarı kart görmeleri gerekirken, Kalkavan hoşgörülü davrandı ve kartlarını çıkartmadı!
‘’Başarılı maç çıkarttı‘’
Abdülkadir Bitigen kariyerinin en kritik maçlarından birinde düdük çaldı ve bence eşik atladı. Sabri Çelik MHK’si ile şans bulmaya başlayan ve Zekeriya Alp MHK’siyle zor maçlarda görev alan Bitigen; kalan haftalar için MHK’ye olumlu sinyaller verdi. Her türlü zor maça aday olduğunu gösterdi. Böylesi önemli bir maçta sırıtmadı, çok koştu, iyi yer aldı ve sahada oyunculara kendini kabul ettirdi. Maç sürekli kontrolündeydi. Sarı kartlarını yerinde kullandı. Bitigen’i eleştireceğim tek pozisyon 24. dakikada ya∫andı. Karius’un Demba Ba ile mücadelesinde topu elinden kaçırdığı pozisyonda faul düdüğü hemen çaldı. Pozisyonun faul olup olmamasından öte, hakemin en büyük yanlışı pozisyon tamamlamadan düdüğü çalmasıydı.
Gol kararı verilse...
Düdük erken çalınca VAR devre dışı kaldı. Bu seviye başarılı bir maç çıkartan Bitigen bu basit yanlışa düşmemeliydi. Pozisyonla ilgili fikrimi sorarsanız, ben Demba Ba’nın Karius’a faulü gerektiren bir hamlesi olmadığı fikrindeyim. Değişik yorumlar olabilir, saygı duyarım ama benim şahsi fikrim gol kararı verilse daha doğru olurdu.
‘’Açıklayın!‘’
Maçta kural hatası olmadığı kararı alındı ancak hangi kurala, talimata göre hareket edildiği belirtilmedi. Karar, TFF Yönetimi’nin 15 üyesinin oy birliğiyle mi yoksa oy çokluğuyla mı alındı onu bile öğrenemedik. Beşiktaş, IFAB’tan gelen tavsiye kararını sordu. Ancak IFAB bu konularla ilgili görüş belirtmez...
TFF ‘Kural hatası yoktur!’ dedi fakat ayrıntıya girmedi. Kararı alırken hangi kural, talimat, görüşe riayet ettiklerini duyurmadı. İşin ilginç tarafı, TFF yönetiminin 15 üyesinin oylamasıyla oluşan karar, oy birliğiyle mi alındı yoksa oy çokluğuyla mı alındı, onu bile öğrenemedik.
MHK’nin görüşü belliydi
MHK’nin görüşünü daha önceden öğrenmiştik. İtiraza konu maçların hakemlerini ertesi hafta maça atayarak, ‘Kural hatası yok!’ fikrinde olduğunu bir anlamda açıklamıştı. Belli ki TFF’ye de görüşünü bu doğrultuda iletti. Kararın alınmasında IFAB tavsiyesi olduğuyla ilgili iddialara katılmıyorum. Çünkü IFAB’ın en yetkili ağızlarından Lukas Brud, Türkiye’de bir gazeteye verdiği röportajda, federasyonla görüş alışverişinde bulunduklarını ama yazılı ya da başka bir şekilde görüş belirtmediklerini söyledi. Dahası, kural hatası ve maç tekrarı konularının ülke federasyonlarının kendi içişleri olduğunu kesin bir dille belirtti.
Hatalar farklı
Gaziantep’in itirazının reddi, benim de aynı fikirde olduğum bir konu. Çünkü kural hatasından bahsedebilmek için oyunun durduruluş amacına uygun şekilde başlamaması ya da uygulamada hata olması gerekiyor. Burada oyun erken içeri giren oyuncu için durduruluyor ve hakemin o kararına uygun şekilde başlıyor. Fakat Beşiktaş maçında ciddi bir hata yapılarak hakem atışı yanlış yerden, yanlış takım için yapılıyor. TFF, “Kural hatası vardır ama maçın gidişatını etkileyen bir hata değildir, tekrar gerekmez” deseydi, bence daha çok kabul gören bir karar olurdu.