‘’Transfer başarısı‘’
Evet, camia şampiyonluk için 9 yıldır bekliyor. Bu sezon o sezon mu? Ben Fenerbahçe’nin bu yıl şampiyonluk yarışında çok iddialı olduğunu ve işi sonuna kadar kovalayacağını iddia edebilirim. Neden mi? Öncelikle şunu belirteyim ki, yıllar sonra ilk defa Fenerbahçe doğru ve kaliteli transferler yaptı. Geçen sene Jesus’un aldırdıklarına bir bakın. Çoğu çöp oldu. Ya bu sezon gelenler...
Aceleci değiller
Dzeko, Tadic, Kent, Fred, Szymanski ve kaleci Livakovic bir takımın belkemiği oyuncuları. Bunun yanı sıra İsmail Kartal’ın gözü kapalı sahaya süreceği yerli oyuncular var. Bu yüzden 8+3 kuralı, sakatlıklar ve cezalılar olmazsa sıkıntı yaratmaz. Süper Lig’de ve Avrupa’da yoluna tam gaz devam eden Fenerbahçe’de şimdi gündem 6 numara transferi. Bugüne kadar transferde doğru adımlar atan teknik heyet ve yönetimin aceleci olmadığını düşünüyorum. İsmail Kartal’ın elindeki kadro hem lige yeter hem de Konferans Ligi grup maçlarına.
Yüksek, sıkıntıya sokabilir
6 numara transferi devre arasına kalabilir. İsmail Kartal’ı sıkıntıya sokacak futbolcu ise bu mevkide oynayan İsmail Yüksek. 8+3 kuralı yüzünden takımın bankosu haline gelen İsmail Yüksek, hırslı, mücadeleci ama topa girmesini hâlâ öğrenememiş. Her topa girişinde kart görecek diye kulübenin yüreği ağzına geliyor. Bakalım İsmail hoca, genç oyuncusuna bu konuda nasıl dersler verecek? Özetlersek doğru ve kaliteli tranferler ile Fenerbahçe doğru yolu kolay bulacak.
‘’Hep Dzeko'yu beklemeyeceksin‘’
Ankaragücü karşısına çıkan Fenerbahçe 11’ini ideal olarak yorumlamak mümkün. Çift stoper, Becau-Djiku, kenar bekler Osayi-Oosterwolde oynarken orta alan FredSzymanski ve İsmail’e teslim idi. İsmail Kartal ön sağa İrfan Can’ı atmıştı. Maç başladı, Fenerbahçe önde baskıyla bir an önce sonuca gitmek istiyordu. İlk 15 dakika sonrasında ev sahibinin oyuna ortak olduğunu gördük. Kendi alanında beklemeyen, rakibine geniş alanlar bırakmayan, Ankaragücü ani çıkışlar ile de golü kovaladı. Ancak final vuruşlarında ya şansızlık yaşadı, ya da beceriksizlik. Devre biterken, Tadic’in soldan getirip kale önüne yolladığı topta Dzeko zoru! başarınca devre golsüz bitti. İsmail Kartal sahadaki 11’i doğru bulduğu için devre arası hamle yapmadı. İkinci yarıya Fenerbahçe yine önde baskıyla başladı. Bu yarının hemen başında Dzeko’nun kale önünden vuruşunu kaleci Gıklewicz’in çıkartışı ev sahibi adına şanstı. Fenerbahçe’nin baskısı artınca golde geldi, golleri kaçıran Dzeko bu defa asist yaptı, Osayi golü attı.
Rahatlatacak golü bulamadı
Öne geçen Fenerbahçe kendini rahatlatacak ikinci golü atamayınca, son bölümleri sıkıntılı geçirdi. Hele sarı kartı olan İsmail Yüksek’in acemice gördüğü ikinci sarı kart ve oyundan atılışı takımını sahada zora soktu. Sonuçta tecrübeli Fenerbahçe, kale önü cömerti rakibini zorda olsa yenip çok önemli bir 3 puan aldı. Ankaragücü maçı gösterdi ki, Fenerbahçe kazanmak için hep Dzeko’yu ve onun gollerini beklemeyecek..
‘’Önde baskı, hızlı sonuç‘’
Avrupa’da ve Süper Lig’de yoluna tam gaz devam eden Fenerbahçe’nin, Ankara’da fren yapacağını düşünmüyorum. Yerli oyuncu kalitesinin yüksek oluşu, teknik direktör İsmail Kartal’ın en büyük avantajı. Fenerbahçe’de gözü kapalı 3 yerli oyuncuyu ilk 11’e yazmak çok kolay. Ferdi olmazsa, İsmail Yüksek, Cengiz Ünder, İrfan Can ilk akla gelenler oluyor. Geniş ve kaliteli kadro hocanın elini rahatlatıyor. Her takım gibi Ankaragücü de rakibine karşı kapanarak oynayacak. Tolunay Kafkas hocanın bu maça fazla mesai harcayacağı kesin.
Oyuncu sayısı fazla
Bu sezon Fenerbahçe, kapalı defansları açmakta zorlanmıyor. Çünkü elinde maçın gidişatını değiştirecek, sonuca katkı yapacak oyuncu sayısı bir hayli fazla. Rakip kime tedbir alacağını şaşırıyor. Fenerbahçe maçta yine önde baskı yapacak, rakibini hata yapmaya zorlayacak ve bir an önce sonuç almaya çalışacak. Zaten Fenerbahçe öne geçti mi, işin sonunu da kolay getiriyor.
90 dakikayı bekleyelim
Maçta öne çıkan isimlerde tartışmasız Tadic, Dzeko, Szymanski, Fred ve İrfan Can Kahveci (Oynarsa) olurlar. Ancak saha zemini futbolcuları olumsuz yönde etkileyebilir. Fenerbahçe’nin maçta bir adım daha önde olduğunu belirtip, 90 dakikayı bekleyelim. Maç öncesi merak edileni ise kaleci Livakovic. Bakalım Hırvat kaleci, Ankara’da siftah yapacak mı?
‘’Ustalar topluluğu‘’
Fenerbahçe ilk maçtaki 5-1’lik avantajı ile sahaya çıkarken, karşında sert oynayan agresif ve kazanmaya şartlanmış bir Twente buldu. Ev sahibi turu geçmese bile Fenerbahçe’yi devirmek istiyordu. İsmail Kartal, stoperlere Serdar Aziz ve Becao’yu yerleştirmiş, İrfan Can’ı kulübeye çekmiş, Cengiz Ünder’i sahaya sürmüştü. Mert Hakan ise formayı yine kapmıştı. (Sarı karta abone) Skor avantajından Fenerbahçe oyunu daha çok kendi alanında kabul edip, ani ataklar kovaladı. İlk 45 dakikada ev sahibi daha çok pozisyon bulan taraftı. Fenerbahçe, Tadic ile girdiği pozisyon dışında rakip kale önünde pek gözükmedi. Agresif ve sert oynayan Twente, ilk yarıda golü bulamadı ama, Sarı-Lacivertli oyuncuların sinir sistemini bozdu. 45 dakikada Fenerbahçe’nin gördüğü 5 sarı kart(Oosterwolde, Mert Hakan, Serdar Aziz, Becao, İsmail) kabul edilebilir değildi. Bereket yanımızda 5-1’lik bir skor avantajı vardı. İkinci yarıda İsmail Kartal’ın ilk hamlesi Cengiz Ünder ile King’in( maçın kader oyuncusu oldu) değişikliği oldu. Sahadaki görüntü ilk 45 dakika olduğu gibi geçti. Ev sahibi bastırdı, Fenerbahçe savunmada kaldı.
Yüzleri güldürecekler
Sahadaki görüntü, Kartal’ın ikinci hamlesi ile değişti. Mert Hakan ve Tadic’i dışarı alıp İrfan Can Kahveci ve Szymanski sahaya sürdü. Rakip baskılı oynarken King’in topu orta alandan alıp ceza sahasına kadar götürüp, penaltı kazandırışı alkışlanır cinstendi. Usta Dzeko’nun vuruşuyla Fenerbahçe öne geçti. Aslında bu tur Kadıköy’de geçilmişti. Twente karşısıdaki futbola pek kafayı takmamak lazım, ne de olsa 5-1’in rehaveti vardı. Gruplara kalan Fenerbahçe’yi kutlayıp yeni yolculuğunda başarılar dileyelim. Ustalar topluluğu bu takım Avrupa’da da yüzümüzü güldürmeye devam edecektir.
‘’Fenerbahçe resitali‘’
İsmail Kartal’ın sahaya sürdüğü 11’de sürprizler vardı. Mert Müldür sağ bek, Oosterwolde sol stoper, Batshuayi santrfor oynarken Dzeko ve Cengiz Ünder kulübede idi. Twente yabana atılacak bir takım değildi. Nitekim maç başladığında bunu hemen gördük. Çok koşuyorlar, çabuk oynuyorlar, hücuma kalabalık çıkıyorlardı. İlk 20 dakika dolarken Ugalde ile golü de bulunca, işler daha da zorlaşıyordu. Bu golden 3 dakika sonra Vlap’ın kale önünden vuruşunu İrfan Can Eğribayat’ın çıkarması maçın kırılma anı oluyordu. Fenerbahçe iyi oynadığı maçta, golü bulmakta zorlanıyordu.
Kartal’dan hamleler
Oosterwolde’nin şık kafa vuruşuyla gelen gol herkesi rahatlatıyordu. Artık sahanın tek hakimi Fenerbahçe oluyordu. Fred, Szymanski müthiş pres yapıyor, İsmail Yüksek onlara ayak uyduruyordu. Mert, Kent sağdan; Ferdi (bir de kötü oyna be çocuk!) Tadiç soldan bindirmeler yapıyor ama gol gecikiyordu. Devre biterken Regeer VAR onaylı kırmızı görünce avantaj bize geçiyordu. İsmail Kartal ikinci yarıya hamleler yaparak başladı. Mert ve Kent’i dışarı alıp, Osayi ve İrfan Can’ı sahaya sürdü.
Tedbir almak imkansız
İkinci 45 dakika Fenerbahçe resitali şeklinde geçti. Sarı-Lacivertli takımda bu yıl o kadar çok futbol sihirbazı var ki birini durdursan, diğerini durduramıyorsun. Yenilerden Fred, Szymanski, Tadic, Dzeko; eskilerden başta Ferdi, İrfan Can (mükemmel goller attı) Osayi oyunu öyle çabuk ve dikine oynuyorlar ki, rakibin tedbir alması imkansız. Twente karşısında seyrettiğimiz bu oyuncular bu yıla büyük renk katacaklar. Fenerbahçe resitali, tahmin ediyorum ki, bu sezon Avrupa sahnesinde de fazlaca boy gösterip devam edecek.
‘’Favori kazandı‘’
Demek ki, (8+3) kuralı İsmail Kartal’ın pek umurunda değil. Samsunspor maçına 6 yerli oyuncu ile çıkınca böyle düşündük. Her şeyi bırak Mert Hakan var, Szymanski kulübede(Yorgun mu! son 5 dakika oyuna giriyor ve golünü atıyor). İlk 45 dakika beklediğimiz gibi geçti. Ev sahibi 5-4-1 düzeninde kapandı, ani çıkışlar kovaladı, yakaladı ama final paslarını beceremeyince sonuç alamadılar. Fred (İyi işler yapar) ve Cengiz Ünder’in (Dzeko’ya golün asistini yaptı). İlk 11 başladığı maçta Fenerbahçe topa sahip olmasına rağmen fazlaca pozisyon üretemedi. Golü daha çok kenar ortalarda arayan SarıLaciverli ekipte Dzeko’nun kale önü çabaları yeterli olamadı. İsmail Kartal devre arası hamle yapmadı. İkinci 45 dakikada da sahadaki görüntü değişmedi. Fenerbahçe’nin oyunu dikine oynayan ayakları (Ferdi, Cengiz, Fred, Tadic) daha fazla sahne almaya başladılar. Rakibinin önde baskısına Samsunspor daha fazla dayanamadı. Cengiz Ünder’in ceza sahası içine gönderdiği topu Dzeko kafa ile ağlara yollayınca, geciken gol gelmiş oluyordu.
İptali anlayan var mı?
Ev sahibi defansı düşünmekten, ofansif oyuna konsantre olmayı, yenik duruma düştükten sonra bile beceremedi. Son 5 dakika kala oyuna giren ve golünü atan Szymanski ise bu takımın bankosudur. Maçtan önce “Favori Fenerbahçe“ demiştik yanılmadık, favori kazandı. Maçın üzgünü ise şüphesiz ilk maçına çıkan Fred oldu. Brezilyalı oyuncu süper bir gol attı, sevinci kursağında kaldı. VAR inceledi, inceledi, golü iptal etti. İptali anlayan var mı?
‘’Favori Fener‘’
Yaptığı süper transferlerle taraftarını bu defa sezon başı fazlasıyla heyecanlandıran ve ümitlendiren Fenerbahçe, ligin yenisi ve kapalı kutusu Samsunspor karşısında. Samsunspor’u geçen hafta Sivas deplasmanında izledim. Çok adamla kapanan, az adamla hücuma kalkan bir ekip. Fenerbahçe karşısında da aynı planı uygulamaya çalışacaklar. Geçen sezon kapalı defansları açmakta zorlanan Fenerbahçe’nin bu sezon kadrosu çilingirlerle (Tadic, Kent, Szymanski, İrfan Can, Cengiz Ünder ve Dzeko) dolu.
Dzeko, Tadic, Szymanski
Samsunspor karşısında önde baskı yapması muhtemel Sarı- Lacivertliler, rakibi hataya zorlayıp, bir an önce sonuca gitmeye çalışacak. İsmail Kartal’ın sahaya süreceği 11’in 3 yerlisi İrfan Can Eğribayat, İsmail ve Ferdi olur. Takıma geç katılan Cengiz Ünder, oyuna daha sonra girebilir. Ama bakarsınız hoca onu da ilk 11 yazar. Maçın öne çıkacak isimleri ise Dzeko, Tadic ve Szymanski olurlar.
‘Dur’ demek kolay değil
Ben Fenerbahçe’yi maçın favorisi olarak görüyorum. Ev sahibinin kaliteli ve önemli silahlarla donatılmış rakibine karşı nasıl direnç göstereceğini merak etmiyor değilim. Ama dediğim gibi, Fenerbahçe’ye ‘dur’ demek kolay olmayacak. Sürpriz olmaz mı, diyenlere de ‘futbol bu’ deyip maçı bekleyelim..
‘’Bu nasıl sevgi!‘’
İlk maçtaki avantajlı skor, rövanş oyununda İsmai Kartal’ı rotasyona yönlendirmişti. Kalede İrfan Can, defansta Samet, Peres, Oosterwolde, forvette de Batshuayi ilk 11’de kendilerine yer bulmuştu. Maribor kalite ve kapasite olarak Fenerbahçe ile baş edecek bir takım değildi. Oyunun ilk bölümü tamamen Fenerbahçe’nin kontrolünde gitti. İrfan Can’ın (Takımın iyilerinden) takımını öne geçiren golünde, Batshuayi’nin orta asisti akıl doluydu. Fenerbahçe öne geçtikten sonra, kendini fazla sıkmadı. İlk 30 dakika sonrası Peres’in gereksiz yere yaptığı penaltıyı İrfan Can (Sanırım kale artık onun) kurtarınca, rakibin keyfi kaçtı morali bozuldu. İkinci yarıya İsmail Kartal, sarı kartlı Samet’i dışarı alıp Djiku’yu sahaya sürdü. Sahada oyun Fenerbahçe’nin kontrolünde giderken sahneye kale arkası seyircisi çıktı, maçın içine etti. Oyun durdu, futbolcular maçtan soğudu, keyifler kaçtı.
Sevinç kursakta kaldı
Olayların faturası Fenerbahçe tribünlerine çıkınca seyirci dışarı çıkartıldı. Takımın galip, iyi oynuyor, tur geliyor, bu taşkınlık niye? Bu nasıl Fenerbahçe sevgisi? Yazıktır, ayıptır, günahtır. Sahada akıtılan tere yazık oluyor. Maçın kalan bölümünde Mert Müldür, Umut Nayır, King ,Bartuğ oyuna girdiler gollerin devamı ve fark geldi ama, sevinç kursağımızda kaldı.