‘’Kurtarıcı Mert Hakan!‘’
Yorgun Fenerbahçe’yi zor bir 90 dakikanın bekleyeceğini tahmin ediyorduk. Samsunspor’un bulunduğu yere tesadüfen gelmediği de biliniyordu. Karadeniz ekibi çok adamla savunma yapacak ve ani atak kovalayacaktı. İlk 45 dakika bittiğinde top genelde Sarı-Lacivertli ekipte kalmıştı ama net gol pozisyonu yoktu. Bunun en büyük sebebi de Fenerbahçe’nin bir türlü tempo yapamayışıydı. Sahada Dzeko, Talisca ve Tadiç olunca oyunu hızlandırmak kolay olmuyordu. Oğuz Aydın’ın sağ kanattan getirdiği toplar dışında etkili atak yoktu. Fred ve Kostiç’in yorgun oluşu, takımın futbolunu olumsuz yönde etkiledi. Rangers maçının en göze çarpan 2 oyuncusunun (Szymanski ve Yusuf Akçiçek) Mourinho kararıyla maça kulübede başlayışı tartışılırdı. Saha içi hamleleri Mourinho’dan gecikmeli geldi. Son 30 dakikada Szymanski, En Nesyri ve Osayi’yi, daha sonra da İrfan Can’ı sahaya attı. Her zaman olduğu gibi oyun “çorbaya” döndü. Kim, nerede oynuyor, belli değildi.
Doldur-boşalt
Maç doldur-boşalt ile geçti. Samsunspor’un 25 dakika 10 kişi kalışını bile Fenerbahçe değerlendiremedi. Son bölümde kurtarıcı (!) olarak Mert Hakan oyuna girdi. Vah ki vah. Bu arkadaşın torpili kim merak ediyorum. Uzatmalarda sahneye Okan Kocuk çıktı ve Fenerbahçe’nin ümitlerini söndürdü
‘’Yorgun ama favori‘’
Rangers’a penaltılarla elenmesine rağmen oynadığı futbol ile büyük beğeni kazanan Fenerbahçe’yi evinde zorlu bir rakip bekliyor.
Samsunspor, Süper Lig’in flaş takımlarından ve gözünü Avrupa’ya dikti. Evinde olduğu kadar dış saha maçlarında da iyi sonuçlar alan Karadeniz ekibi karşısında Fenerbahçe’nin işi kolay değil. Ancak Mourinho’nun elinde çok geniş ve çok kaliteli bir kadro var. Portekizli hoca rakiplerini çok iyi analiz ediyor, planlarını ona göre yapıyor. Hocanın yorgun oyuncularını dinlendireceğini düşünüyorum.
Tek dezavantajı var
3’lü defansta bu defa Djiku, Skriniar ve Yusuf Akçiçek olur. Yorgun olmalarına rağmen Amrabat, Kostic, Fred ve Szymanski’den vazgeçilmez. Oğuz Aydın yeniden formayı kapar, forvette ise Talisca ve Dzeko şans bulabilir. Kanarya’nın tek dezavantajı yorgunluk. Her şeye rağmen Fenerbahçe’nin yorgun ama favori olduğunu düşünüyorum. Bakalım Samsunspor bizi yanıltacak mı?
‘’Çeyrek finali ucuz kaybettik‘’
Sahada Mourinho’nun sürpriz 11’i vardı. Tadiç, Dzeko ve Djiku kulübede, Mert Müldür, Talisca, Osayi ve Fred (Fark yaratıyor) sahadaydılar. Kısacası Portekizli hoca dirençli bir takım yapmıştı. İlk maçta yakaladığı skor avantajından Rangers defansif bir futbol oynuyor, ani atak kovalıyordu. Oyunu önde kuran Fenerbahçe ise baskılı futbolu ile rakibin etkili ayaklarına (Dessers, Cerny, Diomande) topu kullanmalarına izin vermiyordu. Fenerbahçe devre biterken sahanın en iyilerinden Kostiç’in soldan ortaladığı topa gelişine vuran Szymanski’nin müthiş golüyle öne geçiyor ve inanılmaz moral motivasyon yakalıyordu.
Tek söz sahibiyken...
Moralli Fenerbahçe ikinci yarının tek hakimi oluyordu. Ev sahibi baskıdan nefes alamıyor, pozisyon bile bulamıyordu. Fenerbahçe inanılmaz oynuyor; Kostiç, Yusuf Akçiçek, Amrabat ve Fred yıldızlaşıyordu. Beklediğimiz gol yine Szymanski’den geliyordu. Tadiç ve Dzeko hamleleriyle artık sahada tek söz sahibi Fenerbahçe oluyordu.
Gel de yanma!
Son bölümde kale önü cömertliği maçı uzatmalara taşıdı. Fenerbahçe’nin cömertliği devam edince iş penaltılara kaldı. Mourinho penaltıları fazla düşünmediğinden Talisca ve Szymanski’yi dışarı almıştı. Usta denilen Tadiç, Fred ve Mert Hakan penaltı kaçırınca, hakettiğiz çeyrek finali çok ucuz kaybettik. Gel de yanma...
‘’Kalitelerini göstermeliler‘’
Kadıköy’deki avantajını kullanamayan Fenerbahçe zoru başarmak için sahaya çıkıyor. Rangers’ın evinde oynadığı son 3 maçı kaybetmiş olması, elbette ki Mourinho’yu iştahlandırıyor.
İlk maçta gördüğümüz gibi rakip ayağa iyi pas yapan ve hızlı hücuma çıkan bir takım. Fenerbahçe öncelikle iyi savunma yapmaya mecbur. Çünkü erken yenilecek bir gol, tur şansını mucizelere bıraktırır. Ayaklarına çok hakim ve çabuk adam eksiltebilen Dessers, Cerny ve Diomande’ye özel tedbir almak gerekiyor. Bilhassa oyunu çok yönlü oynayan Cerny’ye dikkat şart.
Zor ama imkansız değil
İlk maçta önemli kurtarışlara imza atan kaleci Butland da çok formda. Mourinho bu tür rövanşları şüphesiz çok yaşadı. Sarı-Lacivertli oyuncuları mutlaka çok iyi motive edecek. Avrupa arenasında önemli maçlara çıkmış oyuncular (Talisca, Tadic, Fred, Dzeko, En Nesyri, Skriniar, Amrabat) ile sahne alacak Fenerbahçe’nin ümidi ve tur şansı her şeye rağmen devam ediyor. Fenerbahçe’nin kaliteli ayakları gerçek performanslarını göstermek zorundalar. Bunu yapacak kalite ve kapasiteleri var. Rövanşta turu geçmek ‘Zor dostum zor’ ama imkansız da değil.
‘’Mourinho’yu bekleyen final‘’
CV’si tartışılmayacak olan Mourinho’yu sezon sonunda nasıl bir son bekliyor? Bu soruya bugünden kimse net cevaplar veremez. Göreve geldikten sonra Fenerbahçe’nin beklenenin aksine sıkıntılı günler geçirmesi, Galatasaray’ın gerisinde kalışı Mourinho’ya sıkıntılar yaşatıyor. Lider ile 8 puanlık farkın 4’e inişi her Fenerbahçeli’yi şampiyonluk için ümitlendiriyor. Ligin yanı sıra camia ve taraftarlar, Avrupa Ligi’nde de Mourinho ile büyük hedefler kovalanacağının hayallerini kuruyorlardı. Ancak Rangers maçının Kadıköy’de beklenmeyen skorla kaybedilişi hayal kırıklığı yarattı. 3 kulvarda yarışan Fenerbahçe’nin en büyük güvencesi ve ümidi Mourinho. Sarı Lacivertli taraftarlar Portekizli hocanın takımlarına da önemli kupalar kazandıracağını bekliyorlar.
Unutulmaz olabilir...
Bu kupalara ulaşmak kolay mı? İstanbul’da 3-1 kaybedilen Rangers maçının rövanşı çok zor. Fenerbahçe bu maçı döndüremez ise Avrupa defterini kapatacak. Sonra Galatasaray ile kupa ve lig kapışmaları başlayacak. Ezeli rakibi 2 kulvarda geçerlerse Mourinho krallığını ilan edecek ve Fenerbahçe tarihinin unutulmazları arasına girecek. Sezon sonunda zirvede yine Galatasaray olursa, o zaman Mourinho’nun ne havası kalır ne de 'Special One’lığı. Bakalım Mourinho’yu nasıl bir final bekliyor?
‘’Masallar ve gerçekler‘’
Çok bilmiş, yemiş yutmuş! yorumcularımız maçtan önce Glasgow Rangers’a “çantada keklik” diyorlardı. Karşısınızda kim ne derse desin ada futbolunun esintilerini taşıyan bu platformda önemli işlere imza atmış bir takım vardı. Buraya kadar alkışlanarak gelen Fenerbahçe bu önemli 90 dakikaya son haftaların en formda oyuncusu Fred’siz yakalanmıştı. Takımın önemli parçalarından Oğuz Aydın da yoktu. Maç başladı, oyuna ısınamadan rakip hemen golü buldu. Orta alandan çabuk çıkan rakip takımı kolay karşılayamıyor, kanatları kullanamıyor, golü daha çok duran toplardan arıyorduk. Aslında oyun “nerdesin Fred, nerdesin Oğuz” diyordu. Amrabat hücuma katkı yapamıyor, Szymanski ve Tadic sadece orta yapmaya çalışıyorlardı. Bir korner sonucu gelen Djiku golü hepimizi ümitlendirirken, rakip yine bir ani atağında Cerny (sahanının en iyisi) ile yine öne geçiyordu. Maçı döndürmek için Mourinho riskli hamleler yapmaya başladı.
Güzel bir ders...
Önce Yusuf’u dışarı alıp Talisca’yı (sadece şut attı) sonra da Szymanski’nin yerine Maximin’i aldı. Fenerbahçe’nin oyunu doldur boşalta dönerken rakip 3 gol attı, 2’si milim ofsayta takıldı. Rakip her atağında gol pozisyonu bulurken Fenerbahçe’nin futbolu çorbaya dönmüştü. Çabuk oynayan ani atağa kalkan takımlara karşı 3’lü defansın ne hallere düştüğünü gördük. Ne Skriniar ne diğer stoperler bir iş yapamadı. Rangers oynadığı futbol ile bizim futbol ulemalarına güzel bir ders verdi. Demek ki neymiş oynanmadan hiç bir maç kazanılmazmış. Hocan Mourinho da olsa, sahada Talisca da olsa bu değişmez. Fenerbahçe cephesi bu geceden itibaren Galatasaray kupa maçı muhabbetine başlayabilir. Çünkü bazıları gerçeklere değil, masallara inanır.
‘’Durdurmak çok zor‘’
Livakoviç, Djiku, Yusuf, İrfan Can Kahveci, Mert Hakan, Talisca, Amrabat, Maximin, Cenk Tosun. Bunlar dün sahada değil, kulübede olanlar. Burak Kapacak ile Osayi’yi de sayarsak kenarda bir başka Fenerbahçe var. Kulübede bunlar varsa, sahadakileri hesap edin. Böylesine geniş kadrosu ve yıldızları olan bir takımla baş etmek mümkün değil. Maç başladı, rakip ne olduğunu anlayamadan 30 dakikada kalesinde 3 gol gördü. Sarı-Lacivertli takımda çok silah (Tadic, Dzeko, Szymanski, Fred, En Nesyri) var. Dzeko adeta ikinci baharını yaşıyor. Kostiç ve Oğuz Aydın iki kanadı ofansta ve defansta mükemmel kullanıyorlar. Takım oyunu istediği zaman hızlandırıyor, önde baskıyla rakibe pozisyon bile vermiyor. Szymanski ve Fred enerji küpü. Maçın ilk bölümünde, İrfan Can Eğribayat tek kurtarış yapmadı.
Hiç sürpriz olmaz
Maç 3-0 olmuş, Emre Belezoğlu kenarda çırpınıyor. Hocam sen önce bu amatör görünümlü takımına bir çeki düzen ver, yoksa gidişat iyi değil. Devre 3 farkla bitmesine rağmen Fenerbahçe’nin hamleleri son 20 dakikada yapıldı. Önce Talisca sonra da Amrabat ile Cenk Tosun oyuna girdi. İkinci yarıda pozisyonlar bulan Fenerbahçe kale önünde cömert olunca, fark artmadı. Konuk takımın bırakın gol atmayı, pozisyon bulma becerisi bile yoktu. Antalyaspor galibiyeti ile puan farkı 4’e indi. Liderin futbolu, “SOS” veriyor. Fenerbahçe’nin futbol görüntüsü ise alkışı hak ediyor. Bu takımı durdurmak zor. Fikstür avantajını da hesaba katarsak, Fenerbahçe’nin rakibini yakalayıp geçmesi hiç sürpriz olmaz.
‘’Sürprize yer yok‘’
Fenerbahçe’nin sıfır hatayla oynaması gereken maçlar başlıyor. Lider Galatasaray’ın 6 puan gerisinde olmasına rağmen küçümsenmeyecek fikstür avantajı Sarı-Lacivertli takımı ümitlendiriyor.
Antalyaspor’un başında güçlü rakibini çok iyi tanıyan bir teknik adam var. Ancak Emre Belözoğlu’nun saha içi planları Fenerbahçe’yi durdurmaya yeter mi? Moral ve motivasyonu üst düzeyde olan Fenerbahçe’ye Kadıköy’de kafa tutmak, durdurmak zor. Mourinho’nun tribünde olacağı maç yine “Kapalı gişe” oynanacak. 6 puanlık farka rağmen camia, Mourinho ile takımına güveniyor. Kaldı ki, liderin düşüşe geçen ve sonuç alamayan futbolu ümitleri daha da arttırıyor.
Yeni bir maraton başlıyor
Gelelim sahadaki ilk 11’e... Mourinho, kupa oyunundaki 11’i bozar. Bankolarından vazgeçmez. Skriniar, Çağlar, Yusuf, Fred, Kostic, Oğuz ve Szymanski sahada olurlar. Tadic, Talisca, Dzeko, En Nesyri dörtlüsünden bakalım kaçı sahada olacak? En Nesyri mutlaka oynar. Yanında Dzeko mu olur, yoksa Talisca mı? Tadiç ve İrfan Can hamle oyuncusu olabilir. Bu arada Sofyan Amrabat’ı da unutmamak lazım. Görüldüğü gibi böylesine geniş, iş bitirici ayaklara sahip bir kadro hangi teknik adamın elinde var. Onun için her Fenerbahçeli şampiyonluk ve kupalar istiyor. Antalyaspor maçı ile yeni bir maraton başlıyor. Maratonun ilk maçında da sürprize yer yok diyelim ve 90 dakikayı bekleyelim.