Bazı özel oyuncular vardır; takımın, hatta ligin kaderini tek başlarına değiştirebilirler. Shabazz Napier de o oyunculardan biri. Lige havlu atmış Milano'ya geldikten sonra İtalyan ekibine arka arkaya 6 maç kazandırdı. Geçen hafta Real Madrid deplasmanında son anda kaybettiler, dün de Fenerbahçe Beko'ya İstanbul'da ilk 4 hedefi doğrultusunda ağır bir darbe vurdular.

Ciddi bir NBA kariyeri olan Napier, dün öyle kritik anlarda süre biterken öyle zor şutları soktu ki, geri dönme planları yapan Fenerbahçe'nin her seferinde hevesi kursağında kaldı. 5'i üçlükten olmak üzere 26 sayı attı Napier. Cabarrot bütün maçı istikrarlı oynadı, Napier'in üstünde yoğunlaşan savunma sonrası ise riske edilen Billy Baron arka arkaya 6 sayıyla maça noktayı koydu. Fenerbahçe Beko'nun inişliçıkışlı grafiği devam ediyor. Dün takım olarak günlerinde değillerdi. Calathes-Nigel Hayes ikilisinden verim almadıkları hiçbir maçı da kazanamadılar. Dün bu ikili 0 sayı attı. Wilbekin 7 üçlüğün 6'sını kaçırdı. Son bölümde Edwards ve Guduriç'in can havliyle buldukları basketlerle yine de oyuna tutunmayı bir şekilde başardı Fenerbahçe Beko.

İki galibiyet...

Motley bütün maçı harika oynadı. Ama bu seviyelerde, düzen dışı basketlerle, sadece bir kaç oyuncunun eline bakarak maç kazanılmıyor. Galibiyet halinde ilk dört, yani Play-Off'ta saha avantajı için önemli bir adım atılacaktı. Olmadı... Yakın geçmişe baktığımızda da Final-Four'a kalmak, hatta şampiyon olmak için illa ki saha avanajına sahip olmak gerekmiyor. Fenerbahçe iki galibiyet daha aldığı zaman Play-Off'u garantileyecek. Gerisine sonra bakacağız...

Anadolu Efes'in mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Erteleme maçında Real Madrid'i yenip umutlanan son iki yılın şampiyonu, kazanması halinde puanlarını eşitleyeceği Partizan'a Sinan Erdem'e yenildi, Play-Off yolunda ağır bir yara aldı.

Maça çok iyi başlayan, son haftaların formda ismi Bryant'ın sayıları ile çift haneli farklara ulaşan Efes, daha sonra savunmada guardını düşürdü. İlk çeyrek sadece 11 sayıya izin veren Lacivert- Beyazlılar, daha sonra sırasıyla 28, 24 ve 34 sayı yedi.

4-5 maçını 'Durması' nedeniyle kaybetti

Bu savunma performansı ile de bu seviyelerde maç kazanmak imkansız. Beaubois ve Ziziç yoktu, yorgunluk da etkiliydi belki ama özellikle 4. periyotta 14-0'lık serinin izahı yok. Efes bu yıl önde götürdüğü en az 4-5 maçı dördüncü çeyreklerde 'durması' nedeni ile kaybetti. Neredeyse son çeyreğe 17 sayı önde girdikleri Real Madrid maçını bile veriyorlardı.

4 galibiyet Play-Off'a yeterli olabilir

Anadolu Efes'in 5 maçı kaldı. 4 galibiyet bile hala Play-Off için yeterli olabilir. Eğer İstanbul'da direkt rakipleri Maccabi ve Partizan'ı yenselerdi, şu an çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Ama halen şansları devam ediyor. Enseyi karartmadan önlerine bakmaları gerek...

Son iki yılın şampiyonu Anadolu Efes için, Play-Off umutlarını canlı tutmak için mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Sakatlık sorunları, üst üste gelen farklı Partizan ve Maccabi yenilgileri moralleri de bozmuştu. Rakip ise ligin en geniş ve güçlü kadrolarından biri Real Madrid'di. Yürekleri ağıza geldi, Efes 4. periyod sendromunu yine yaşadı ama bu kez Larkin'in kararlılığı kritik zaferi getirdi... Maça kötü savunma yaparak başlayan Efes ilk çeyreği 24-18 önde kapadı. Takip eden iki periyotta rakip kısalara müthiş baskı yapıp Real'i ritmden çıkaran Efes, önce dengeyi kurdu, ardından 35-21'lik 3. çeyrek performansı ile skoru 77- 60'a getip herkesi maçı kazandığına inandırdı. Miçiç ve Larkin tam randımanlı oynamıyor. Beaubois de sakat. Miçiç-Larkin ikilisinin potaya gidebilmeleri, rakip savunmayı delmeleri ve dengelerini bozmaları. Ama her ikisi de yüzde yüz sağlıklı olmayınca bu işi yapamıyorlar, genellikle dış şut deniyorlar. Nitekim 2 ve 3. periyotlarda Bryant ve Singleton da üçlük yardımı yapınca işler yolunda gidiyor gibi gözüktü. Bu arada Bryant'ın tam bir görev adamı olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekiyor.Ne lazımsa onu yapıyor Bryant.

Larkin sorumluluk aldı

İşler yolundayken rol adamı oluyor, sıkıntı varsa taşın altına elini koyuyor.Dün de öyle yaptı. Fark bu sayede 17 sayıya çıktı. Ama sadece şut atarak bir yere kadar gelinebiliyor. 4. periyotta şutlar girmeyince Real Madrid yakaladığı 24-6'lık inanılmaz seri ile bitime 1.5 dakika kala 84-83 öne geçti. Neyse ki, bu anlarda sorumluluk alan Larkin önce üçlük attı, ardından Pleiss'a harika bir asist yapıp takımını tekrar öne geçirdi, Efes de hayata tutunmayı başardı...

Fenerbahçe Beko için harika bir maç yaşandı Ataşehir’de. Şampiyonluğun en güçlü adayı, ilk 4 yolunda da direkt rakibi olan Barcelona’yı ağırlayan Kanarya, son 3 periyot yaptığı harika savunma ile çok hayati bir galibiyete imza attı. 3 periyot boyunca gösterilen mücadele, savunmada akıtılan ter, hücumda ise satranç maçı gibi işlenen zeka dolu hamleler bu zaferi getirdi. Barcelona, kağıt üstünde müthiş bir potansiyele sahip olmasına rağmen bunu ‘Kontrol delisi!’ coach Jasikevicius nedeniyle parkeye yansıtamıyor. Salı günü Atina’da sadece 70 sayıda kalıp mağlup olmuşlardı. Dün ise maça hücumda hiç alışık olmadıkları şekilde rahat başladılar. İtoudis rakibe göre strateji belirleyip bizim alışık olmadığımız bir beşle oyuna başladı. Jekiri-Motley ikilisi beraber sahada, Guduric oyunda, Wilbekın ise kenardaydı. Nitekim bünye de bu alışık olmadıkları beşe olumsuz reaksiyon gösterdi. Hücum fakiri Barcelona elini kolunu sallayarak basket bulurken, ilk periyotta 30 sayı üretti. Fark bir ara 17 sayıya çıktı.

Eski düzene geçince...

Kanarya, ne zaman eski düzene döndü, oyunun rengi de tamamen değişti. Fenerbahçe Beko savunması, ilk 10 dakika 30 sayı yedikten sonra takip eden 30 dakikada potasında sadece 43 sayı gördü. İnanılmaz bir savunma gayreti vardı. Hücumda da Wilbekın ilk ateşi yaktı. İkinci yarıda Calathes hem attı hem attırdı. Pota altında Motley devreye sokuldu. Booker savunmada Mirotiç’le uğraşırken hücumda 13 sayı üretti. Guduric ve Hayes-Davis’in kritik dokunuşları, yüksek isabet yüzdesi ile çift haneli farklara ulaşması belirleyici oldu. Basketbolun doğrularını oyununun her iki yanında da harika yapan Kanarya, fazlasıyla hak ettiği galibiyete ulaşırken, ikili averajı da eline geçirip önüne umutla bakmaya devam etti.

Bologna karşısında geçen hafta 20 üçlük isabeti bularak kulüp rekoru kırarak farklı kazanan Fenerbahçe Beko, Tel Aviv'de bu kez potaları dövdü, kullandığı 34 üçlüğün 27'sini, 18 serbest atışın 9'unu kaçırdı, buna rağmen son anda kaybetti...Dış atışların yanı sıra maçaHayes ve Pierre'in enfes performansı ile iyi başlayıp, 12 sayı öne geçtiği anlarda da çok basit turnikeleri ve yakın atışları da kaçırdı Fenerbahçeli basketbolcular. O kolay atışları ve boş üçlükleri soksalar belki Bologna maçına benzer bir maç izleyecektik. Ama olmadı.

Dorsey'den büyük hata

Her şeye rağmen iyi savunma yaparak, mücadele ederek oyunun içinde kaldı Fenerbahçe Beko.. Maccabi evinde oynadığı 12 maçın 10'unu kazanarak gelmişti dün geceye. Ligin en zor deplasmanlarından biriydi belli ki. Ama Wilbekın 1/8, Pierre 1/7, Guduriç de 2/7 ile üçlük attı. Edwards ve yeni umut Dorsey de gününde değildi. Rakip alan savunması yaparken, biz de boş atışları kaçırırken İtoudis'in Melih'e dönüp bakmaması inanılır gibi değildi. Tam onun maçıydı belki de.. Böyle kritik bir mücadelede ilk kez kadroya giren Dorsey ve bütün sezon sakat olan Bjelica'yı rahatça sahaya atma güvenini gösteren İtoudis'in Melih'i düşünmemesine anlam veremiyorum. KezaDorsey o kadar konsantrasyondan uzak ki,Hayes'in atması gereken serbest atışları kendisi kullanmayı deneyince Fenerbahçe Beko muhtemel 2 sayıdan oldu. Böyle başa baş giden bir maçta yapılan bu hata kabul edilir gibi değil... Bir anlık gaflet pahalıya mal oldu. Kazanılması halinde ilk 4 için büyük avantaj sağlanacaktı. Maccabi de hedeften uzaklaşacaktı. Olmadı.Daha yol uzun. Fenerbahçe Beko bir şekilde Play-Off'a kalacaktır ama eldeki maçın verilmesi can sıkıcı oluyor...

Sezona harika başlayan, ardından düşüşe geçen Fenerbahçe Beko, ara sonrası üstüne koyarak devam ediyor. Zorlu Belgrad deplasmanında kritik bir galibiyet alan Kanarya, dün de zor gibi görünen bir rakibi çok rahat mağlup etti. Galibiyetten ziyade Fenerbahçe Beko'nun sezon başındaki gibi savunma konsantrasyonu ve agresifliğinin ön plana çıkması sevindiriciydi. Bu savunmanın üzerine 27 asist ve 20 üçlük üzerinden 104 sayı gelince ortaya harika bir performans çıktı. O üçlükler her zaman girmeyebilir belki ama o savunma baskısı her zaman yapılabilir... Bologna 12-6 öne geçtikten sonra, Euroleague'in en görkemli serilerinden birini yakaladı Fenerbahçe.. 7 dakika içinde 27-2'lik seri yakalayan Sarı-Lacivertliler, 33-14 öne geçti bir daha da geriye bakmadı... Fark bir ara 39 sayıya kadar çıktı. Son periyodu biraz daha ciddi oynasalar tarihi bir fark da gelebilirdi.

Kolay iş değil

40 üçlüğün 20'sinde isabet bulan Fenerbahçeli basketbolcular, bu alandaki kulüp rekorunu da kırmayı başardı. Fenerbahçe Beko, bugünden sonra kazanırken Bjelica ve yeni transfer Dorsey'i sistemin içine atmanın yollarını arayacak. Yoğun fikstür içinde kolay iş değil bunlar. İkisi de çok değerli oyuncular. Ama oturmuş bir sistem ve belirlenmiş roller var. İtoudis'i yoğun günler bekliyor...

Fenerbahçe Beko için hataya yer olmayan bir maçtı. Sezona harika başlayan, ardından neredeyse dibe vuran Kanarya Play-Off yolunda kritik bir galibiyet aldı. Asvel ve Olymipakos karşısında felaket hücum eden, savunmayı bir türlü oturtamayan Sarı-Lacivertliler, dün de Alba karşısında iyi savunma yapmamasına rağmen kendisinden daha yumuşak bir takım bulunca rahat bir galibiyet elde etti.

Maçı kopardı
Maça 29-19 başladıktan sonra rotasyon sonrası ritm kaybeden Fenerbahçe Beko, rakibine yakalandı ama hücumda Motley, Guduriç, Hayes ve Edwards ile potayı çok kolay buldu. Devre sonunda yapılan hamle ile skor 57-47 oldu.
Nitekim 3. periyotta rakibi 14 sayıda tutmayı başaran Sarı-Lacivertliler atmaya devam edince maçı da kopardı.
Fark 20'li sayıların üzerine çıktı. Son haftaların formsuz ismi Calathes dahil 5 oyuncu ile çift haneli sayılara ulaşan Sarı-Lacivertliler, 38 sayı ribaunt alıp, 17 asist yaptığı maçı da farklı kazandı.

Itouidis çözüm bulmalı
Fenerbahçe'nin performansı sanki Nigel Hayes'le doğru orantılı ilerliyor. Neredeyse Hayes'in kötü oynadığı hiç bir maçı kazanamadı Fenerbahçe. ABD'li forvet dün 24 sayı ve 11 ribauntla oynadı. O böyle atınca alan açılıyo ve diğerleri de rahatlıyor. Ama İtoudis'in bu soruna bir çözüm bulması da gerekli. Hayes'a bağımlı yaşamak uçurumun kenarında yürümek gibi bir şey sonuçta...

FenerbahçeBeko'da işleriyi gitmiyor. Geçen haftaAsvel'e farklı yenilen Fenerbahçe, dün de Sloukas'tan yoksun oynayan Olympiakos'a93-73 yenildi, 22. haftada9. mağlubiyetini aldı. Oyuna çok kötü hücum ederek ve top kayıplarıyla başlayan Sarı-Lacivertiler,rakibin üçlükerine engel olamadı. 12 üçlüğün9'unda isabet bulanAtina etibi bir anda46-16öne geçti ve maç orada bitti. Sezona ilk9 maçın8'ini kazanarak başlayan Kanarya, artık bambaşka bir seviyede. Bunda sakatlıklarla bozulan ritmin yanı sıra İtoudis'in takımla çok fazla oynamasının da rolü büyük. İşler güzel giderkenCalathes veHayes çok formdaydı ve beklenin üzerinde katkı veriyorlardı. Onlar standartların da altına düşünceYunan coach icatlar çıkarmaya başladı.

Ne zaman Guduriç oyun kurucu oynamaya başladı, takımdaki tüm taşlar da yerinden oynadı. Sırp skorer, forvetteyken de oyunu yönlendirebilin birisimdi.Ama topu getirmeye başlayınca hem kendi verimi hem de takımın ritmi dibe vurdu. Bakmayın dün bir sürü sayı attığına... Takımda Wilbekın ve Edwards varsa onlar oyun kurucu oynar. Guduriç gerçek pozisyonda oynar ve daha verimli olur.Umarım İtoudis bu hatadan bir an önce geri döner.

Tahrik edercesine...

Fark erken açılınca sinirler de bozuldu.Ama Wilbekın ve İtoudis'i çalınan ucuz teknik fauller ve ABD'lin oyun dışı kalması kabul edilemez.Hele ortam gerginken 2. yarıya biraz geciken Fenerbahçe benchine 'hakem molası' verilmesi inanılır gibi değildi.Hakemlerresmen ortamı, takımı ve taraftarı tahrik edercesine davrandılar. Fenerbahçe'nin bir molası gasp edildi. Bir ara fark 13'e inmişti.Velev ki oyun kafa kafaya geldi, bu hayatımda ilk kez gördüğüm 'hakem tarafından verilen mola' kararı onların canını fazlasıyla sıkardı...