Anadolu Efes'in istikrarsız görüntüsü devam ediyor. Salı günü Real Madrid karşısında müthiş bir performans ortaya koyan, iyi savunma yapmamasına rağmen farklı geriden gelip 93 sayı üreterek galibiyete ulaşan Lacivert-Beyazlılar, aslında benzer bir başlangıcı da Milano önünde yaptı. İyi savunma yapıp, hücumda Micic-Moerman ikilisi ile skor bulan temsilcimiz daha ilk periyotta 30 sayıya ulaştı. Tribünler coşmuş, Larkin'in de devreye girmesiyle hücumlar iyice zenginleşmişti. Farkı giderek açan Anadolu Efes, devre sonunda 15 sayılık farkı yakaladı: 51-36. Rahat bir galibiyet geliyor diye düşünürken, Milano'nun ikinci yarıdaki savunma stratejisi Efes'in bütün hücum düzenini alt üst etti.

3. çeyrekte çözüldü

İtalyan ekibi ligin en iyi savunma yapan takımlarından biri. Tempoyu düşüren ve maçı yarı saha basketboluna bırakan Messina'nın takımı bu planda başarılı oldu. Oyun sıkışıp işler birebire kalınca Efes kısaları zorlama atışlara kaldı. İlk yarıda giren üçlükler girmemeye başladı. İlk yarı 51 sayı atan Efes, bu periyotta 10 sayıda kalınca Milano, Melli, Shields ve Rodriguez'le skor bulup 15 sayılık farkı kapadı son bölüme 62-61 önde girdi.

Dördüncü çeyrekte de değişen bir şey olmadı. Skor kısırlığı devam ederken, Micic'in birebirleri dışında yine doğru dürüst birşey üretemeyen Efes, 77-70 geri düştü. Taktik fauller ile fark kapatılmaya çalışıldıysa da çabalar sonuç vermedi, Efes salondan 83-77 mağlup ayrılıp ilk 4 yolunda ciddi bir yara aldı.

Anadolu Efes için istediği gibi geçen bir maç olmadı ama sonu güzel oldu. Sıralama ve Play-Off öncesi rakibe mesaj vermek açısından çok kritik bir maçtı. Geçen yıl da Play-Off'ta Real Madrid'i eleyip Final-Four'a kalan ve şampiyon olan Efes için Real maçları satranç mücadelesi gibi geçiyor. Pablo Laso, Efes'in kısalarını oyunun içine sokmamak için geçen bir yıldır sürekli bir şeyler deniyor. Efes ise çıkıp kendi oyununu sergilemeye çalışıyor. Dün de Real Madrid, her pozisyonda adam değişip Efes'in kısalarına karşı Tavarez gibi uzunlarla eşleşmeyi tercih etti. Oyunu birebire bırakmaya çalıştılar. Bunda da 30-35 dakika başarılı oldular aslında.

Sıra dışı

Karşısında kendinden uzunu bulan Larkin ya da Miçiç, ya rahat bir şut atmayı denedi, ya da rakibini geçip potaya gitmeye çalıştı. Çoğu pozisyonda kazanan Real'in uzunları oldu. İspanyol ekibi hücumda da bu yıl neredeyse hiç oynamayan Adam Hanga ve sonradan gelen Deck'in sıra dışı performansları ile skoru hep önde götürdü. İlk çeyrek 21, ikinci çeyrek 30, üçüncü çeyrekte ise tam 28 sayı buldu Real Madrid. Efes deplasmanında son periyoda 79-72 önde girmek, neredeyse galibiyeti cebe atmak anlamı taşıyordu. Ama karşılarında mütiş karakterlere sahip oyunculardan kurulu bir Efes vardı.

Enerji ve savunma

Tribünlerden aldıkları enerji ile savunma yapmaya karar veren ve 4. periyotta Raal'i 11 sayıda tutmayı başaran Lacivert-Beyazlılar, Miçiç önderliğinde, Larkin ve Moerman'ın 'yardımcı başrol' Oscarlarına aday performansları farklı geriden gelip 38. dakikada Byrant'ın üçlüğü ile maç içinde ilk kez öne geçti: 91-90. Son hücumu da çok iyi savunan Efes, yeni puan durumunda 14. galibiyetini almayı başardı.

3 Rus takımı CSKA Moskova, Zenit ve Unics Kazan'ın ihraç edilmesi sonrası ya, 'Rus kulüplerinin oynadığı tüm maçlar yok sayılacaktı' ya da 'Oynanmış kabul edilip, takımların aldıkları galibiyet yüzdesine bakılacaktı'... Kurallar gereği 13 kurucu kulüp oylamaya katıldı. 7'ye karşı 6 oyla yok sayılması yönünde karar alındı. Benim fikrim, oynanan maçların sayılması ve galibiyet yüzdesine bakılması yönündeydi. Ama Rus takımlarına karşı çok kaybeden takımlar buna karşı çıktı.

Üçüncü sıraya yükselebilir

Yeni puan durumunda Baskonia 5, Bayern Münih ve Kızılyıldız 4, Alba Berlin 3, Anadolu Efes ise 2 sıra birden yükseldi. Efes'in diğer tüm takımlardan 2 fazla maçı var. Bunları kazandığı taktirde 4. sıra ile galibiyet farkı sadece 1'e inecek. Olympiakos'tan bir galibiyet fazla bile alsa ilk dördü, yani saha avantajını elde edecek. Hatta Milano'yu İstanbul'da farklı yenebilirlerse 3. sıraya bile yükselme ihtimalleri var. Gelelim Fenerbahçe Beko'ya... Son üç maçını kaybederek önemli avantaj kaybettiler. Ama önlerinde daha 9 maç vardı ve bunların 3'ü ilk maçta yendikleri Rus takımlarına karşıydı.

Monaco'dan 3 maç eksiği bulunan Fenerbahçe eksik karşılaşmalarını kazanması halinde zaten Play-Off'un içinde olacaktı. 7. hatta 6. sıraya bile yükselme ihtimalleri vardı. Ama şimdi yine 10. sıradalar. Sarı-Lacivertliler'in tüm bunlara karşı halen Play-Off şansı devam ediyor... Deplasmanda Maccabi'yi yendikleri takdirde, Barcelona dışındaki tüm maçları kazanma şansları var.

İki yıl önce pandeminin vurduğu Euroleague'i bu yıl da Rusya-Ukrayna savaşı etkilemeye başladı. Belirsizlikler sürerken, Euroleague yönetimi Final-Four'u da Berlin'den Belgrad'a taşıma kararı aldı. Tarih de Belgrad'da o sırada başka bir etkinlik olduğu için 6 gün geriye çekildi. Final-Four'un ilk gün maçları 19 Mayıs Perşembe günü, final ise 21 Mayıs Cumartesi günü oynanacak.

Final-Four'un Berlin'den alınma nedeni, Almanya'nın çok sıkı uyguladığı Kovid 19 kuralları... Gerek çalışacak personeller, gerek kulüpler, gerekse kente gelmesi beklenen taraftarlar için kolay bir süreç olmayacaktı. Nitekim geçen yıl da Köln'e ben dahil, bir çok medya mensubu, sporcu yakınları, bazı yöneticiler gidememişti.

Euroleague benzer sorunları bu yıl yaşamak istemediği için Kovid 19 uygulamalarının daha gevşek olduğu Sırbistan'ı tercih etti.

Rusya belirsizliği sürüyor

Bir de Rus takımlarının ihraç olup olmama durumu var. Euroleague kısa sürede bir barış anlaşması sağlanmazsa üç Rus takımı Zenit, Unics Kazan ve CSKA Moskova'yı ligde ihraç edeceğini açıkladı. Şu anda Rus takımlarının tüm maçları erteleniyor. Ama görünen o ki, savaş kısa vadede bitecek gibi durmuyor. Nitekim bu fikstür sıkışıklığında Final-Four tarihini erkene çekmeleri de Rus ekiplerinin ligden ihraç edileceğinin bir göstergesi gibi. Zaten bir çok oyuncu CSKA'dan ayrıldığını açıkladı. Zenit ve Kazan da benzer sorunlar yaşıyor. Muhtemelen bu yıl lig 15 takımla, 28 hafta sonunda bitecek.

10. sıraya iniyor

Daha önce de belirtmiştim. Rus takımları çıkarıldığı zaman en büyük zararı gören takım Fenerbahçe Beko olacak. Mevcut puan durumunda 12 galibiyetle 11. sırada olan Fenerbahçe Beko'nun 5. sıradan 8. sıraya kadar olan takımlarla arasında sadece 2 galibiyet fark bulunuyor. Deplasmanda yendiği CSKA ve Zenit'i de İstanbul'da ağırlayacak olan Fenerbahçe'nin fikstür avantajı bulunuyordu. Ama ilk yarıda Rus takımlarına karşı aldığı 3 galibiyet ve alacağı olası galibiyetler de güme gitti. Rus takımları çıkarıldığında Sarı-Lacivertliler 9 galibiyet ile 10. sıraya iniyor. Önündeki 3 Rus takımı elendi belki ama aşağıdan Bayern, Maccabi hatta Kızılyıldız bile Fenerbahçe'nin önüne geçti. Tel Aviv'de oynanacak olan erteleme maçı hayati önem taşıyor Fenerbahçe için. Kazanırsa Play-Off umudu artacak, aksi takdirde işi çok zora girecek. Rus takımları ile oynadığı maçları tamamlayan Anadolu Efes ise şu an için 5. sırada bulunuyor. İlk 4 için yarıştığı Bayern, Olympiakos ve Milano'dan ise 2 fazla maç yapacak. Lacivert-Beyazlılar, fikstürü hatasız tamamlarsa normal sezon sonunda ilk 4 içinde yer alıp saha avantajını bile elde edebilir...

Anadolu Efes, Türkiye Kupası finalinden sonra Euroleague'de Fenerbahçe Beko'yu yenip çıkışını sürdürdü. Son dönemde oldukça forma bir görüntü çizen Lacivert-Beyazlılar, Henry, Vesely ve Ahmet'ten yoksun oynayan rakibi karşısında maça da çok iyi başladı. Miçiç önderliğinde çok rahat hücum eden ve pozisyon bulan Anadolu Efes, Bryant'ın da üçlükleri ile ilk periyodu 23-15 önde tamamladı. Larkin, asistleri ile skora katkı verirken, Fenerbahçe Beko iyi savunma yapamayınca hücumda da üretken olamadı. Devre 41-25 bittikten sonra Miçiç'in üçlükleri ile fark 2. yarının başında 22 sayıya kadar çıktı: 49-27.

Galibiyet serisi...

Fenerbahçe açısından farkın buraya kadar gelmesinin en büyük nedeni, De Colo'nun olduğu anlarda savunmanın çok yumuşak olmasıydı. Ne zaman ki De Colo kenara geldi, Şehmuz oyun kurucu pozisyonuna geçti, son dönemdeki Fenerbahçe ortaya çıkmaya başladı. Sarı-Lacivertliler'in o galibiyet serisindeki başarının nedeni savunma kaynaklı sayılar bulmasıydı. Nitekim savunma yapılmaya başlanına, geçiş hücumlarından sayılar gelmeye başladı, fark yavaş yavaş kapandı. Polonora yüksek yüzdeyle üçlük atarken, Şehmut ve Guduriç de potaya gidip skor üretti, son dakikada fark 22 sayıdan 1'e indi: 72-71.

Mucize üçlük

Efes, ikinci yarıda takım halinde üçlüklerde potayı döverken tek isabet bulan oyuncu Beaubois, kritik anda bir kez daha sahneye çıktı. Onun üçlüğü, Fenerbahçe'nin umudunu kırarken, Larkin'in süre biterken yerden kaldırıp attığı mucize üçlük, öldürücü darbeyi vurdu. Efes'in önü açık. Play-Off'un yanı sıra ciddi ciddi ilk 4 iddiası var. Fenerbahçe Beko kazansaydı onlar da büyük avantaj elde edecekti. Şimdi erteleme maçında Maccabi deplasmanından mutlaka galibiyet çıkarmak durumundalar...

Euroleague'de önceki sezonun pandemi nedeniyle iptal edilmesinin ardından bu yıl da Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası lig bambaşka bir hâl aldı. ECA yönetimi 3 Rus takımı CSKA Moskova, Zenit ve Unics Kazan'ın lige katılımını askıya aldı. Bu takımlarla oynanmış, oynanacak tüm maçları yok sayma kararı da kapıda bekliyor. Eğer böyle bir şey resmi olarak gerçekleşirse; sıralamalar alt üst olurken, bazı takımlar büyük avantaj yakalar. Bu durumdan en kârlı çıkan takım hiç kuşkusuz Bayern Münih olur. Normalde 11. sırada yer alan ve Play-Off şansı az olan Alman ekibi birden 5. sıraya yükselecek. Rus takımlarına karşı hiç kazanamadığı için bir galibiyeti bile silinmeyecek.

Maccabi ve Baskonia 5 sıra atladı

Keza 12. sırada bulunan ve kulüp içi sorunları nedeniyle havlu atmak üzere olan Maccabi Tel Aviv de 5 sıra birden yükselerek yedinciliğe oturacak. Baskonia da 5 sıra atlayan takımlardan olur. Fenerbahçe Beko da 2 sıra yükselmiş gibi görünse de 3 galibiyeti birden silinen neredeyse tek takım olabilir. Şu ana kadar Zenit ve CSKA'yı deplasmanda, Kazan'ı ise İstanbul'da yenen Fenerbahçe Beko, kalan haftalarda Zenit ile CSKA'yı evinde ağırlayacaktı. Bu maçlar da oynanmayacak. Kağıt üzerinde en büyük zararı Sarı-Lacivertli ekip almış görünecek.

İki fazla maç yapacaklar...

Üzerindeki Monaco'ya ikili averajı kaybeden, bir galibiyet fazlası bulunan Maccabi ile de deplasmanda oynayacak olan Fenerbahçe Beko hiç avantaj elde etmeyen takımların başında gelecek. Son şampiyon Anadolu Efes ise Rus takımları ile oynadığı tüm maçlarını tamamlamıştı. 6 maçta 4 yenilgi ve 2 galibiyet alan Lacivert-Beyazlılar, 9. sıradan 6. sıraya yükselebilir. 4 yenilgileri silinirse Efes'in en büyük avantajı, diğer tüm rakiplerinden 2 fazla maç yapması olacak. İstanbul'da Madrid ve Milano'yu ağırlayacak Lacivert- Beyazlılar'ın deplasmanları da kendinden aşağıda olan takımlara karşı. Böyle bir ortam oluşur ve Efes, fikstür avantajını kullanırsa ilk 4, hatta ilk 3 için bile umutlanabilir.

Atina'da bir sayı ile alınan yenilgi sonrası İstanbul'da galibiyet için her şey hazırdı. Tribünler tıklım tıklım, oyuncular moralliydi. Yunanistan'ı yenebileceğimizi orada göstermiştik. Ama her maçın hikayesi farklı oluyor. İstanbul'da işin mücadele kısmında sorun yoktu ama bitiricilik ve ikinci yarıda organize olma konusunda büyük sıkıntılar yaşadık yine. İlk yarıda Sloukas'ı oyundan düşürdük, hücumlar çok iyi işledi ama çok kolay atışlardan isabet bulamayınca Yunanistan umutlandı ve devreyi 36-33 önde bitirdi.

Larkin'e inanılmaz baskı

3. çeyrek ise tam bir kabustu bizim için... Yunanistan kısaları her zamanki gibi oyunu okumakta, sakin kalıp en doğru şutu bulana kadar hücumları organize etmekte ustalar. Bu konuda bizden daha iyiler. Nitekim 3. çeyrekte neredeyse hatasız oynadı konuk ekip. Biz ise hiç bir çözüm üretemedik. 62-46'lık skor sonrası yine aynı Atina'da olduğu gibi can havliyle 14-0'lık seri yakalayıp skoru 62-60'a getirdik. Taraftar coşmuş, takım ivme yakalamış, galibiyetimiz için her türlü ortam hazır olmuştu. Ama Yunanistan mola dönüşü iki basket bulunca biz yine ritimden çıktık. Larkin'e inanılmaz baskı yapılıyor. Dün ona organizasyon konusunda yardımcı olan ikinci bir isim çıkmadı.

Belarus ihraç edilirse...

Melih, Larkin ve Metecan daha çok bireysel becerilerle skor üretti ama bu oyun galibiyet için yeterli olmadı. Yunanistan'a karşı ikide iki yapmak işten bile değildi. Şimdi büyük olasılıkla Belarus kupadan ihraç edilecek. Otomatikman tur atlayabiliriz. İhraç edilmezlerse hem Belaurus'u hem de İngiltere'yi yenmemiz gerekebilir. Ama bu oyun tarzı ile ikinci turda işimiz kolay olmayacak...

Sıkışık takvimde oynanan Dünya Kupası Elemeleri'nde A Milli Basketbol Takımımız, önceki gün Atina'da Yunanistan karşısında son saniyelerde hakemlerin de çaldığı ucuz bir düdükle kaybetti ve 3 maçta 1 galibiyette kaldı. Euroleaguele aynı dönem oynanan maçlarda her ülke neredeyse her maça farklı kadrolarla çıkıyor. Sadece 2-3 günlük hazırlık dönemi ile bir sistem oturtmak zor belki ama neredeyse tam kadro olan Yunanistan'a karşı deplasmanda kazanacak noktaya gelip, hem kendi, hem de hakem hataları ile yenilmek tabii ki can sıkıcı.

Her galibiyet önemli

Ama bu maçların telafisi var. Aslında alınan her galibiyetin, atılan her basketin bile önemi büyük. Çünkü burada ilk 3 takım puanları taşıyarak ikinci tur grubunu oluşturacak. Önümüzde üç maç var. Pazartesi günü elimizden kaçırdığımız Yunanistan'ı Sinan Erdem'de ağırlayacağız. Haziran döneminde ise İngiltere deplasmanı ve iç sahada Belarus maçları var. Bu 3 maçı da kazandığımız taktirde grup lideri olarak bir üst tura çıkacağız. İkinci turda ise Belçika, Letonya ve Sırbistan'la beraber bizim gruptan çıkan 3 takım, 6'lı yeni bir grup oluşturacak. Burada da ilk 3'e girenler Dünya Kupası biletini alan 12 Avrupalı'dan biri olacak.

FIBA ve Euroleague sıkıntısı

FIBA, bir kaç yıldır milli maç takvimini sezon içine aldı. Ancak Euroleague ısrarla fikstürünü değiştirmedi ve aynı günlere kendi maçlarını koyuyor. Bu nedenle bırakın NBA oyuncularını, Euroleague yıldızlarını milli formalar altında görmek neredeyse imkansızlaşıyor. Gerçi Türk kulüpleri Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes bu konuda Federasyon'a oldukça yardımcı oluyorlar. Ama bu kez oyuncular arka arkaya maçlara çıkmak durumunda kalıyor. Mesela Shane Larkin ve Erten Gazi, perşembe günü Maccabi'ye karşı oynadıktan sonra geceyarısı özel uçakla Atina'ya gitti. Larkin, Milli maçta da ciddi süreler aldı. Oyuncuların sakatlık yaşaması an meselesi. Ama kulüpler ve oyuncular olabildiğince fedakarlık yapmaya çalışıyor. FIBA'nın bu tutumunu biliyoruz ama Euroleague'in yıllardır hiç görmediğimiz bir şekilde pazar gününe Kızıl Yıldız-Fenerbahçe erteleme maçını koyması tam bir saçmalık. Tamam, Fenerbahçe'nin çok fazla maçı ertelendi ama başka takımlara böyle bir uygulama yapılmazken, milli takım arasına bu maçın konması son derece düşündürücü. Fenerbahçe'de Melih ve Metecan Milli Takım'a giderken, Şehmuz Hazer kulübünde kalmıştı. Bu maç olmasa belki Şehmuz da pazartesi günü Yunanistan'a karşı forma giyebilecekti. Ama olmadı. Umarız bu dönemi kazasız belasız ve bir Yunanistan galibiyeti ile atlatırız.