‘’Finalde rövanş zamanı‘’
Solgar Türkiye Kupası’nda 2016 finalinde karşılaşan iki takım, bugün Ankara’da sahne alacak. Bogdanovic’in son saniye 3’lüğü ile şampiyon olan Fenerbahçe Beko ile Darüşşafaka 4 yıl aradan sonra tekrar kupa için kozlarını paylaşacak.
Basketbolda 2019-2020 sezonunun ilk kupası bugün sahibini bulacak. Yenilenmiş formatı ile büyük sürprizlerle başlayan Solgar Türkiye Kupası’nda final günü geldi.
Önce Anadolu Efes’i, sonra da Galatasaray Doğa Sigorta’yı yenip finale kalan Darüşşafaka, geçen yılın şampiyonu Fenerbahçe Beko karşısında bir sürpriz daha yapma peşinde koşacak.
Fenerbahçe ise Banvit’i kolay geçerken, yarı finalde Türk Telekom karşısında ecel terleri döktü. Başkent ekibi son çeyrekte tam 7 serbest atış kaçırırken, büyük bir sürprizin kıyısından dönüldü.
Tarihindeki üçüncü final
Final tek maç. Her şey olabilir. İki takım da bunun bilincinde. Bir yerde 4 yıl öncenin rövanşı oynanacak. Bursa’da Bogdanoviç’in son saniye üçlüğü ile Darüşşafaka’yı 67-65 yenen Fenerbahçe, şampiyonluğa ulaşmıştı. Darüşşafaka ise tarihindeki üçüncü finale çıkıyor. 2002’de Efes’e, 2016’da da Fenerbahçe’ye kaybetmişlerdi.
İşler yolunda giderken...
Yeşil-Siyahlılar’da Doron Lamb yok. Ama yerli oyuncular inanılmaz katkı veriyor. Özellikle Kartal ve Doğuş. Sinan tecrübesi ile takım arkadaşlarına yardımcı olurken, son iki aydır çıkışa geçen bir grafik çiziyorlar. Fenerbahçe ise halen istikrar sağlayamadı. Tam işler yoluna giriyor dediğimiz anlarda beklenmedik yenilgiler alabiliyorlar. Telekom karşısında da 4. periyotta Ali Muhammed’in kısalara yaptığı baskı, takım savunmasının da toparlanmasını sağladı.
Keyifli bir final olacaktır
Obradovic bugün hangi yabancıları tercih edecek tahmin edemiyoruz. Yarı finalin en kötü ismi Derrick Williams'ın yerine Datome forma giyecek.
Bence çok keyifli ve mücadeleci bir final bekliyorum. Darüşşafaka çok enerjik ve agresif savunma yapabilen bir takım. Fenerbahçe ise kadro kalitesi olarak çok ileride. İki takım da kozlarını sahaya sürecek. Bakalım Fenerbahçe unvanını koruyabilecek mi, yoksa Darüşşafaka tarihinin ilk kupasını mı alacak?
‘’Zor da olsa Fener‘’
Enfes bir yarı final maçı izledik Ankara’da... Euroleague’de iyi günler geçirmeyen Fenerbahçe Beko için, sezonun geri kalanı için moral bulma fırsatıydı Türkiye Kupası. Her ne kadar favori çıksalar da çeyrek finalde Pınar Karşıyaka’yı eleme başarısı gösteren Türk Telekom, bu maça da çok iyi hazırlanmış... Onlar da sezonun ikinci yarısı ile beraber çıkış eğilimindeydiler. Maça da çok iyi başladılar. Mustafa Fall, kendisine çalınan ikisi hücum olmak üzere üç faul sonrası kenara gelince Telekom mecburen dış atışlara yöneldi.
Serbest atışlar belirledi
İlk yarıda çok iyi bir yüzde ile oynayan Başkent ekibi 9 sayılık farkı yakalasa da, Kanarya kenardan gelen Melih’in skor katkısı ile oyunu dengeledi. Ardından maçın kalan bölümü efsane oldu. İki takım da inanılmaz mücadele gösterdi. Fenerbahçe, 17 üçlükten sadece 4 isabet tam 35 kez çizgiye gitti, burdan bulduğu 31 sayı ile kaçan şutları telafi etti. Telekom’un kaderi de yine serbest atış çizgisinden belirlendi.
İyi basketbol boşa gitti
4. periyodun başında iki takım da o kadar iyi savunma yaptı ki, tam 4 dakika sayı çıkmadı. Telekom Campbell’ın serbest atışları ile 71-69 öne geçtikten sonra bitime 2.45 kalaya kadar saha içi basketi bulamadı. Bu bölümde ve sonrasında tam 7 serbest atış kaçırınca, yaptıkları mücadele, oynadıkları iyi basketbol boşa gitti. Bir sayıyla biten maçın en kritik bölümünde 7 serbest atış kaçırma lüksü hiç bir takım için olamaz. Fenerbahçe, çok da iyi oynamadığı maçı son periyottaki agresif savunması ve tecrübesi ile kazanmayı bildi.
Türk işi zafer
Anadolu Efes’i kupa dışı bırakan Darüşşafaka Tekfen, yarı finalde de Galatasaray Doğa Sigorta engelini son periyotta aştı, adını finale yazdıran ilk takım oldu. Finale de yerli oyuncularının omuzunda yükseldi. Çok iyi bir sezon geçiren Kartal Özmızrak, her geçen gün büyüyor. Özellikle de oyun kurucu sıkıntısı yaşadığımız şu günlerde Milli Takım için önemli bir silah olma yolunda. Dün de kafa kafaya giden maçta gerek attığı üçlükler (5/9), gerekse yaptığı 7 asistle Galatasaray’ı yıkan isimlerin başında geldi. 3 de top çalan Doğuş, geceye damgasını vurdu.
Sonuna kadar hak etti
Bir başka genç Doğuş Özdemiroğlu ise Harrison’u etkisiz hale getirirken, 13 sayı atıp çok ekstra bir katkı verdi. Berk Demir’in arka arkaya attığı iki üçlük de, maçı bitiren şutlar oldu. Önce Efes, sonra da Galatasaray’ı yenen Daçka, finale sonuna kadar hak etti. Hem de sakat olan Lamb’den yoksun,
‘’Fener, sürprize izin vermedi‘’
Solgar Türkiye Kupası’nda ilk gün Anadolu Efes’in elenmesinden sonra tüm gözler Fenerbahçe Beko-Teksük Bandırma maçına çevrilmişti. Bu yıl bir türlü ritm bulamayan Sarı- Lacivertliler, bir başka sürprize izin vermedi Ülker Arena’da... Kalp kırıcı Maccabi yenilgisi sonrası Bahçeşehir’e 100 sayı atan ve bu yıl ilk kez bu sayılara ulaşan Fenerbahçe, aynı tarifeyi Banvit’e de uyguladı. Obradoviç, Euroleague’de son maçlarda dar bir rotasyon kullanıyor. Melih, Nunnally ve Bobby Dixon’u son maçlarda hiç denememişti. Ama bu üçlü dün Bandırma karşısında toplam 42 sayı bulurken, adam başı 4’er üçlükten 12 üç sayılık basket gönderdi Bandırma potasına. Süre almasalar da her an hazır olduklarını ve katkı verebilecekleri sinyalini gönderdiler Obradoviç’e... Kanarya, 100 sayıya ulaşırken takım olarak 15 üçlük isabeti buldu. Kafa kafaya biten ilk çeyrek sonrası Sloukas ve Vesely’nin sıradışı performansı, Bandırma’nın direncini kırdı. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi. Kupa’da birçok sürpriz oluyor ama Fenerbahçe son iki maçtaki oyunuyla, şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gidecek Ankara’ya...
Telekom’dan geçit yok
İlk gün Anadolu Efes ve Tofaş favori olarak görülüyordu. İkisi de elendi. Dün de Pınar Karşıyaka... Lig liderinden sonra, ikincisi de Türkiye Kupası’nda olmayacak. Kazanan 4 takım da saha avantajını kullandı. Türk Telekom da, formda Pınar Karşıyaka’ya karşı dersini çok iyi çalışmış. Kombine savunmalar neredeyse her maç 100’e yakın sayı atan Pınar Karşıyaka’yı fazlasıyla şaşırttı. İzmir ekibi 56 sayıda kalırken, Fall’ı pota altında çok akıllı kullanan Türk Telekom, sonuna kadar hak ettiği maçı kazanıp Dörtlü Finale adını yazdırdı...
‘’Kupa varsa sürpriz var‘’
Aslında Darüşşafaka Tekfen’in, Anadolu Efes’i yenip Solgar Türkiye Kupası’nda yarı finale kalması çok da büyük bir sürpriz değil bana göre. Anadolu Efes’in, Euroleague’de mücadele ettiği kadro ile Türkiye’de oynadığı kadro arasında dağlar kadar fark var.
10 yabancının 5’i kenarda oturmak zorunda. Darüşşafaka gibi takımlar ise her iki cephede de aynı kadro ile mücadele ettiği için, rotasyonda çok fazla sıkıntı yaşamıyorlar. Gerçi dün onlarda da Doron Lamb yoktu ve sadece 4 yabancı ile oynadılar ama 40 dakika boyunca maçı domine eden taraf kendileriydi. Browne başladı, Browne bitirdi. Daçka, ilk çeyreği Browne’ın sayıları ile 24-14 önde bitirirken, Anadolu Efes Simon ve Beaubois ile geri geldi. Ama son 5 dakikada Porto Rikolu oyuncu tam 12 sayı atınca, kafa kafaya giden maçı Daçka kazanıp, lig liderini devirip ilk sürprize imza attı. Anadolu Efes’te sakat olan Micic’ten sonra oyun içinde Larkin de sakatlık yaşadı. Euroleague MVP’si bu nedenle hiç etkili olamazken, Efes’in de topa yön verecek oyuncu sayısı azaldı. Ergin Ataman, çift teknik faulden sonra oyun dışı kalınca takım reaksiyon gösterse de Daçka panik yapmadı ve hak ettiği galibiyete ulaştı.
Cim Bom, eksildikçe çoğaldı
Galatasaray-TOFAş serisinde de favori konuk ekip gösteriliyordu. Bir çok sakatı bulunan Galatasaray ise konsantre olduğunda, istediğinde neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi. Sarı-Kırmızılılar’ın da bu galibiyeti sürpriz olarak nitelendirilebilir ama TOFAŞ’ın zayıf karnını 40 dakika boyunca işlediler. Bursa ekibinde Devin Williams’ın yokluğunu sürekli pota altına top indirirek kullanan Galatasaray, beklediğinden daha kolay bir galibiyete imza attı. Auguste 32 sayı-11 ribaunt, Poythres 15 sayı-9 ribaunt ile her iki pota altında büyük hakimiyet kurdu.
‘’Can sıkıcı mağlubiyet‘’
İstanbul’da son saniye ile basketi ile kaybedilen kaçıncı maç... Zalgiris, Zenit ve Valencia’dan sonra, dün de Maccabi yenilgisi.. Savunma hatası, beceriksizlik, biraz da şanssızlık. Thomas, Hunter’a topu aldırdı, bari faul yapsa bir ihtimal maç uzayacak ya da iki atış da kaçacak. Koca maçı tek pozisyona indirgemek doğru değil ama, 8 sayı geriden gelip, ite kaka 4 saniye kala öne geçtiği maçı böyle vermemek moral bozucu aynı zamanda. De Colo’nun saha içi isabet bulamadığı, Datome’nin 6’da 0’la şut attığı, Westerman’ın kaçırdığı 5 üçlük sonrası 6. denemesinde isabet bulduğu maçın bu noktaya gelmesi bile tamamen savunmada gösterilen agresiflik sayesinde oldu. Yoksa oyunu yönlendiren oyunculardan Sloukas dışında hiçbir kısa gününde değildi.
Kazanılması gereken maç
Williams ve Vesely’nın skorerliği, Kalinic’in ekstra hücum performansı ile Fenerbahçe hücum etmeye çalıştı. Hiç keyif verici bir basketbol yoktu belki ama yine de hedef doğrultusunda kötü de oynansa da kazanılması gereken bir maçtı. Maccabi takımının yarısı yoktu belki ama Sfeirapoulos çok iyi bir savunma stratejisi geliştirdi. Hücumda Aaron Jackson bu sezonki en iyi performansını sergiledi. Takım olarak çok iyi mücadele ettiler. Son üçlük dışında çok kötü oynayan Westerman, hiç basket atamadan 3 top kaybı yapan De Colo ve Datome’de bu kadar ısrar edilmeyebilirdi.
Güvenli hissetmiyor
Bobby Dixon, Nunnally hatta Melih hücumda bu kadar tıkanılan bir maçta dakika alabilirdi. Vesely tamam takımı ateşliyor, enerji veriyor ama çok gereksiz işlere de devam ediyor. İki faulu çok gereksiz aldı. Son pozisyonda sahada kalsa, belki Hunter’a o topu aldırmazdı. Olan oldu. Tam ivme yakalamışken bu yenilgi hiç hesapta yoktu. Play- Off yolunda daha çok maç var ama Barcelona, Real Madrid, CSKA, Panathinaikos ve Efes maçları da var. Hala takım o güveni vermiyor kendini de güvenli hissetmiyor...
‘’Ne de olsa Efes‘’
Zalgiris Kaunas sezonun en iyi hücum performansını sergiledi. Anadolu Efes’te Shane Larkin ilk yarı hiç sayı atamadı. Konuk ekip tam 19 üçlük isabet ile bu yılki Euroleague rekorunu kırıp Sinan Erdem’de tam 91 sayı üretti ama kazanan yine temsilcimiz oldu. Anadolu Efes otomatiğe bağlamış durumda. Şartlar ne olursa olsun bir şekilde kazanmanın yolunu buluyor. Dile kolay... Son yılların en zorlu liginde 24 maçın 21’ini kazandılar dünkü galibiyetle. Zalgiris, tam 7 oyuncusundan üçlük isabet bulduğu maçta devreyi 43-40, üçüncü periyodu da 65-63 önde tamamladı. Jasikevicius, Larkin’e ciddi önlem almıştı. Amerikalı yıldıza zaman zaman sertliğin dozunu aşan müdahalelerde bulunuyordu Zalgiris oyuncuları. 25 dakika sayı bulamadı Larkin. Ama geri adım atmadı.
Larkin sahne aldı
İlk 4 sayısını serbest atışlardan bulan Larkin, ilk üçlüğünü attıktan sonra salonu tamamen dolduran taraftarlar da havaya girdi. Takım birden özgüven kazandı ve Efes basketbolu oynamaya başladı. Larkin, 15 dakikada 25 sayı atıp yine sahanın en skorer ismi olurken, Simon, Singleton, Pleiss ve Baeubois yardımcı rollerini başarıyla oynadı. Miçiç ilk yarıda 19 sayı atıp takımı ayakta tutarken, salı günü Moskova’da CSKA zaferine imza atan Lacivert- Beyazlılar, doğal olarak çok da motive olamadığı bir maçı, galibiyet hanesine yazdırmayı başardı.
Efes’e güç yetmiyor
Efes’te, Larkin ön plana çıkıyor belki ama diğer tüm oyuncular rolünü benimsemiş, top kullanmasalar bile diğer işlerde üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyorlar. Harika bir Euroleague maçı izledik. Zalgiris de fazlasıyla galibiyeti hak etti. Çok iyi oynadılar, çok iyi mücadele ettiler ama Efes’e güçleri yetmedi. Bu yıl kimsenin gücü yetmiyor Efes’e. Aman nazar değmesin!..
‘’Fenerbahçe potaya girdi‘’
Fenerbahçe geliyor derken, Milano’un da kaybetmesi ile Fenerbahçe Play-Off potasına geldi. 2020 yılında oynadığı 7 maçın 6’sını kazanma başarısı gösterdi Kanarya..
Obradovic yeni transferler Thomas ve Nunnally sonrası yeni şeyler denemeye başladı. Alba Berlin maçının son 5 dakikasını üç uzunla oynayıp kazanan Obradovic, dün de Zenit deplasmanında uzun süre aynısını denedi.
Thomas- Williams-Vesely üçlüsü aynı anda sahadayken, savunmada rakiplerini ürkütücü bir hal alıyor Fenerbahçe savunması. Alba Berlin’i 70 sayıda tutan Fenerbahçe, dün de potasında sadece 68 sayı görüp kazandı. Hücumda çok iyi oynamadı belki ama eski Fenerbahçe geri dönüyor. Bir şekilde kazanmanın yolunu buluyor Obradovic ve oyuncuları...
En önemlisi son haftalarda rakipten daha fazla ribaunt alıyor Sarı-Lacivertliler. Zaten kaybettikleri maçlarda iki ribaunt alsalar şu an çok farklı şeyler konuşabilirdik Fenerbahçe için. Ama halen takımın gelişimi sürüyor, zaman da Fenerbahçe lehine işliyor.
Geride kalan 11 maçın 6’sı İstanbul’da...
Zenit’e Ülker Arena’da saçma sapan bir şekilde yenilen Fenerbahçe, dün zaman zaman zorlansa da sürekli skoru önde götürdü. Rakibin alan savunmasına döndüğü anlarda Westerman ve Williams çok kritik üçlükler attı. En önemlisi de Vesely... O da sağlığına kavuştuktan sonra her geçen gün daha faydalı oluyor. Dün de 11 sayı ve 4 ribauntla oynadı.
Kazanmak güzel ama 17 top kaybı yine çok fazla oldu. Bu kadar top kaybına rağmen Alba Berlin ve Zenit’i yenebiliyorsun ama daha güçlü takımlar bu hataları affetmez...
‘’Kartal pençesi‘’
Beşiktaş Sompo Sigorta, her maç bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Coach Burak Bıyıktay göreve geldikten sonra Avrupa dahil oynadığı 8 maçın 7’sini kazanan, geçen hafta da Avrupa’nın en formda takımı Anadolu Efes’i yenme başarısı gösteren Siyah-Seyazlılar, her maç eksilmesine rağmen büyümeye devam ediyor. Jordan Theodore ve McAdoo’nun gitmesinden sonra ligin belki de en değerli oyuncularından biri olan McKissic’in ayrılık haberi geldi derbiden saatler önce.
Bıyıktay’ın analizi
Coach Burak Bıyıktay’ın eli iyice zayıflamıştı. Rakip ise hafta içi Unics Kazan’ın müthiş bir efor sarfedip yenen Galatasaray Doğa Sigorta’ydı. Böyle bir ayrılık haberinden sonra herkes Galatasaray’ı favori gösteriyordu belki ama Bıyıktay ve elde kalan sağlar inanılmaz bir zafere daha imza attı.
Çok akıllı bir savunma stratejisi belirlemişti coach Bıyıktay. Gotcher bütün maç Harrison’a gölge gibi yapıştı, diğerleri neredeyse alan savunması yaptı. Harrison hiç oyunun içine giremedi, diğer 4 oyuncu ise bu savunma karşısında organize olamadı. Kartal, o kadar kötü şut atmasına, çizgiden tam 9 atış kaçırmasına rağmen, mücadalesi ve savunmada gösterdiği savaş ile sadece 2 yabancı ile ezeli rakibini devirmeyi başardı.
Yönetimin kösteğine rağmen!
İsmet, son çeyrekte Shane Larkin’i andıran bir performans sergilerken, Oğuz Savaş pota altında eski günlerinden bir resital sundu. Dakika alan herkes formasının hakkını verdi. Ama Beşiktaş yönetimi böyle bir takımı hiç hak etmiyor. Zaten elinde 3 yabancı kalmış, takıma ona rağmen Şampiyonlar Ligi’nde iddialı bir duruma gelmiş, sen ligin en iyi oyuncularından birini maaşını ödemediği için elinden kaçırıyorsun. Sakın kimse çıkıp, derbi zaferi sonrası demeç filan vermeye kalkmasın.
Burak Bıyıktay ve bu karakterli oyuncu grubu, yönetimin bırakın desteğini, kösteğine rağmen önüne geleni yenmeye devam ediyor. Koskoca alkışı da hak ediyorlar. Tabii ki maaşlarını da!!!