‘’Aslan gibi yürek‘’
Galatasaray‘ın kritik mücadelesine; savunma göbeğini değiştirerek başlamak Aslan gibi yürek isterdi. Okan Buruk, bu cesareti örnekledi. Kaan ve Emin de mahcup etmedi. Etmedi de Emin, ikinci yarı soyunduğun ‘Kara Murat’ımsı hevesinin gereği neydi? Boey’e nazar değmesin. Savunma ve hücumda harbi 1 numara. Ya Torreira mükemmel oynarken, rakibinin tendonuna yaptığın hamle ne tür bir numara? Arayacağız seni bu turnuvada, hem de çok. Savunma ve pas aksiyonları etkili dengeli Kaan orada faydalı olur mu olmaz mı ? Gel de düşünme!
20 top kaybı!
Maçta 24’te Icardi tersi, düze çevirdi mükemmel gol attı 1-0 Geri viteste dahi ileri giden bir muhteşem imalat Arjantinli! Asist’e dönüşen topu ileten Angelino, savunmada da harbi Damdino! Kanadı yol geçen hanı oldu valla. Öndeki Kerem de 2 maçtır bir başka muamma. 25’lik Kayseri performansını neredeyse ilk yarıda yakalayacaktı. 20 top kaybı! Bakambu, Oliveira, Abdülkerim, Halil, Zaha katıldı oyuna. Zaha’nın bekleneni vermesi için sabır lazım daha. Kazandıkça Aslan gibi olacaklar valla. Güveniniz... Bizim gençliğimizde Balkan Kupa’sında dahi içeride, dışarıda kazanmak rüyaydı. Aslan bunu başardı. Slovenya şampiyonunu gol yemeden 4’lemek kolay mı? Taktik, tuk tuk, dominant, pres işlerini her maça soyunan ama hiç yenilmeyen teknik ustalara bırakıyor ‘devam Galatasaray’ diyorum.
‘’Her şey çok kolay olmayacak!‘’
Tamamen oyunun içinde kalan organize, mücadeleci, ciddi Kayserispor’un transfer tahtası kapalı fakat; futbol değerleri açık! Slovenya şampiyonunu evinde sürklase eden Galatasaray, Kayseri’de umduğu rahatlığı bulamadı. Hatta yenilgiden kurtuldu. Zevkli, mücadele ve pozisyon dolu 90 dakikanın öncelikle akılda kalan iki ismi Bilal ve Muslera olmalı. Kaleciler kurtarışlarıyla geceye renk kattı. Nelsson ve Abdülkerim de cana can katan doğru hamleler yaptı. Galatasaray‘ın Kayseri’de mantı ziyafeti çekip, pastırma lezzeti keyfi yaşayacağını hesap edenler de, fena halde düş kırıklığı yaşadı! Çağdaş Atan ekibini çok iyi hazırlayıp mükemmel motive etmiş. Bravo.
Kayseri taviz vermedi
Okan Buruk’un futbolcuları ise hücumda bir türlü beklenen pas alış verişini devreye sokamadı. Savunmacıların ellerinden geleni yaptı da… Dubois çıkarılmasından rahatsız oldu gibi. Ama Fransız müsabaka otomasyonunun eksikliğini ve çıkmasına yakın zamanda rakibinin rüzgarı ardından koşmak zorunda kaldığını kabullenmeli! Günümüz futbolu saniyelik gecikmeyi dahi affetmiyor ki. Galatasaray tüm silahlarını denedi fakat Kayseri’de zerre taviz vermedi. Güzel 90 dakika oldu, tabii lig serüveninde hiçbir 90 dakikanın kolay olmayacağı da belli oldu: 0-0.
‘’Manşet: Aslan pençesi‘’
Galatasaray, Slovenya deplasmanında sadece pençelerini devreye soktu. Ya bir de dişlerini kullanmaya başlarsa ne olur? Aslanlar adına muhteşem zaferler gündeme oturur, Dün gecenin mesajı cem-i cümleye budur! Sporda, elbette futbolda denge çok önemli unsur. Okan Buruk’un da Galatasaray‘da mükemmel şekilde devreye soktuğu bu olgudur. Sporcular arasında kurduğu pozitif iletişim savunma değerlerine, tabii dikkat bütünlüğüne, dayanışma ve mücadele olarak olumlu katkı oluyor. İstikrar denilen güzellik de, gönüllere nakş ediliyor. Dakika 74’te Bakambu çıktı İcardi girdi. Bakambu oynadığı sürece mücadelesi ve doğru hamleleriyle gönülleri fethetti. Başka? Buruk hızlı çıkan kanatlarını çok iyi yönlendirip değerlendirmiş. Barış Alper ve Kerem neler yaptılar neler. Posavec’in anlık hatasının bedeli, Kerem’in kestiği ceza idi! 1-0 önde Galatasaray. Bir süre Olı canlandı, Muslera avlanmadı. Gönülleri ferahlattı. Berkan’ın direnişine ve gücüne şapkamızı çıkarmayalım da ne yapalım? Alkışlayalım. Sergio çok iyi futbolcu, iyi insan aynı zamanda.
Daha ne yapsınlar?
Galatasaray’da iyilik timsali emsalsiz insan Mertens de var elbette. 48’de bu sefer vole ile değil; allem etti kalem etti alayını yatırdı 2-0 yaptı. Abdülkerim 3’ü attı. Nelsson VAR ofsaytına takıldı! Halil sonra 3’e tamamladı! Boey ve Kazımcan kanatlara da, savunma ilkelerine de can kattı. Daha ne yapsınlar? Disiplinli, kontrollü, kompakt ve sağlam; haddini bilerek sergilenen oyun sonucu pençe operasyonu tamam. Dişlerin devreye girmesi için biraz daha zaman.
‘’Adanmış hayatların umudu!‘’
Sen gözümün nuru, şanlı Galatasaray dizelerini mırıldanan taraftarlar, Rams Park Arena’yı coşkuyla doldurdu. Gladyatörler değil de boksörler vardı sanki. Sahayı iki orta sikletin mücadele ettiği ringe benzettim dün gece! Köşesine çekilmiş kontra hamlelerle rakibini alt etmeye çalışan Zalgiris ve bilumum hücum aksiyonlarını devreye sokan Galatasaray. Sağ sol direk vuruş, kroşe, swing, aparkat denemeleri Aslanlar’dan. Zaman zaman iri fiziğini kullanıp hatta sert hamlelerle kickboks benzeri çabalar da konuktan. Okan Buruk gardını almayı ezberletmiş. Ezberletmiş de Oyewusi’ye kimse ‘Haddini bil’ dememiş ! Adam tam bir bela. Yüreklerimizi hoplattı valla. Bu işler böyledir zaten. Abondone eder, ardından yere sererim hesabı yaparken; bir kontra yer serilirsin! Yaşandı bu korku son düdüğe kadar.
Hakimiyeti hiç bırakmadı
Çeşit çeşit korner deneyen Sarı-Kırmızılılar Kerem ile topu ortaya Mertens’e havale etti. Belçikalı yıldız, bir nakavt vuruşu denedi. Ben diyeyim “Bu nasıl vole?”, siz deyin “Roket nasıl gitti öyle filelere?.” Galatasaray hakimiyeti hiç bırakmadı, gol kovaladı, atamadı. Zalgiris ise fiziğim sağlamdır; beklentim her daim kontradır felsefesinden taviz vermedi. Neticede orta siklet mücadelesini SarıKırmızılı armada kazandı. Ama kabul etmeliyiz ki ağır siklet müsabakalarına çıkabilmek için önlerinde fazla zaman kalmadı! Adanmış hayatlar cehennnem azabı değil, cennet mutluluğu bekliyor. Hatta hakediyor nokta.
‘’Umutlar ve bulutlar!‘’
Şampiyonlar Ligi ön eleme ilk müsabakasına umutlarla çıkan Galatasaray; Abdülkerim’in attığı beraberlik golüne kadar bulutlar içinde kalmış pırpır tayyareden farksızdı! Kalite farkı net olarak Sarı-Kırmızılı ekip adına belirgin. Belirgin de hava fena! Aslanlar henüz havasını bulamamış, olmazsa olmazlarla tamamlanması gereken kadro bütünlüğünü de sağlayamamış tabii. Zorlama mevkilere tayin, beklenen değerleri, elbette neticeleri da sağlayamaz futbol müsabakalarında. Net pozisyonlar bulundu, bulundu da top gol olmadı. Mesela 40 ila 45 arasında Muslera’nın mükemmel müdahelesi olmasa ev sahibi 1-0 önde. Yunus’un akıllı vuruşu kıl payı direği sıyırmasa bu sefer de konuk 1-0 önde! Yani al birini vur ötekine! Suni çimde birlik ve beraberlik içinde devre.
Ümitlendiler...
Galatasaray kaynaklı medcezir vakalarını neye bağlayalım? Baştan da söylediğim gibi 90 dakikaya umutla başlayan SarıKırmızılılar’ın futbol değerlerinin fena halde bulutlanması ve Zalgiris’i ümitlendiren, cesaretlendiren hatta 1-0 öne geçmesini de temin eden bilumum arızalandı! Yunus, Muslera, Abdülkerim ve Halil de çakılmayı önleyen Aslanlardı. Abdülkerim 1-1’i Halil 2-1 öne geçmeyi sağladı. Sağladı da Muslera 90+’da gelen ev sahibi beraberlik sayısına mani olamadı 2-2 bitti. Hayırlısı.
‘’Zincirleri kırdılar!‘’
Gençlerimiz sayesinde muhteşem sportif zaferlerle bezeli sevinçlere vesile; harikulade bir yaz mevsimi yaşadığımı ifade etmeliyim. Türkiye U 19 Basketbol milli takımımızın ABD U 19 ekibini 84 - 70 gibi bir farla yenerek Dünya üçüncülüğünü kazanması hangi sporseveri mutluluktan uçurmadı? U19Basketbolcularımızın attığı sağlam temel üzerine doğru yapı kurma görevi TBF‘nin, elbette yetişmelerini sağlayan kulüplerimizindir. Aydın Örs sön derece doğru ifade etmiş. ‘Kadromuzda potansiyelli isimler gördük. Ancak geçmişten beri var olan potansiyelin çok azını A takımlara taşıyabildik. Bu kez aynı hatayı yapmamak lazım!’ Gençlerin süre bulması, gelişimlerinin doğru hamlelerle sürdürülmesi şart. Voleybol federasyonumuzdan da, ders alınabilir bu konuda.
Alt yaş gruplarında cümlemizi umutlandıran Ay-Yıldızlı kadın voleybolcularımız, Milletler Ligi şampiyonu olarak FIVB Dünya sıralamasında ülkemizi zirveye taşıdı. İkincilik, üçüncülük, dördüncülük yaşadığımız VNL’yi kazandı. ABD, İtalya, Çin, Brezilya, Belçika, Almanya, Sırbistan, Polonya, Japonya ve daha nice zorlu voleybol ülkesi ardımızda kaldı. Voleybol yorumcularımızca birçok turnuva ardından dile getirilen ‘ ilk dört takım içinde her daim temel atabilmek, ve olmak çok zor iş’ tespitine de ; ABD, Çin, Sırbistan, Polonya, İtalya, Belçika, Brezilya, Japonya gibi nice ülkenin oluşturduğu, zorlu zinciri kırarak ‘gökdelen’ statüsünü kazandılar.
Mehmet Akif Üstündağ ve ekibini kutluyorum. Voleybol sporumuza emek veren, sponsor olan tüm insanlarımıza, elbette kurumlarımıza da şükran duygularımı ve dualarımızı göndermek isterim.
İzlediğim müsabakalar, sporcularımız, zaferimizle gelen ulusal sevincimizi de paylaşacağım tabii… Müsadenizle…
‘’Çok mutluyuz çok‘’
Kuntz ‘savunmadan çok hücum önemli. Rakibi nasıl bozarız onu düşünüyoruz’ demişti. Haklıymış. Ay Yıldızlı gençlerimiz Galler karşısında topa ziyadesiyle sahip oldu. Hemen her alamda baskı yaptı. Hatta kendi kalelerine gol atmalarına dahi vesile oldu! Ofsayt çizgisi hava muhalefeti nedenli çizilemedi. Yan hakemin ofsayt yok teşhisi, hatalı tespittir. VAR ekibi muhalefetiyle kabul edilmedi. Orta hakem de harbi eyyama gitti! Al sana, bir dış güçler kazığı daha! Golümüz badem edildi yani! 42’de Merrell; Ferdi’ye insafsızca tekme salladı. Maresca’da Galli’yi dışarı postaladı. O vakte kadar oyunun sahibi gözüken fakat baskısını neticeye tahvil edemeyen, rodajda çalışan motor ritmindeki milliler, birkaç şutla sadece istatistiklere katkı sağladı. İlk yarı 0-0. Merrell atıldığında Arda zamanı diye düşünmüştüm. Kuntz’da düşünmüş demekki. Verim arızalı Kerem çıktı, yerinde Umut var. Barış kenarda. Arda’da dahil edildi. Kahveci de. Ve Galler savunması üst üste zelzele yaşamaya başladı!
Futbol mimarı
Önce penaltı ma-teessüf Ward kurtardı. Az sonra Umut attı, bu sefer de ele çarptı! ‘Bu ne… Makus kader mi yine ?’ Derken Umut Barış’ın şahane ortasına kafayı çaktı. Harbi 1-0 şimdi. Arda Mimar Sinan’ın dahi ‘işte bir ordinaryüs futbol mimarı daha geldi’diyeceği nefasette bir gol attı 2-0 . Kutlu olsun Kuntz, başarılarınız daim olsun Ay Yıldızlı yiğitlerimiz… Çok mutluyuz çok…
‘’Yaldızlar döküldü!‘’
Fenerbahçe’nin lüzumundan fazla abartılmış yıldızları, dökülüyordu. Galatasaray karşısında ise bir kısım medya, bilumum Fenerbahçeli yöneticiler, gerçekleri görüp ifade etmeyi çok sakıncalı addeden, doğrulardan kaçan taraftarlarınca mütemadiyen; her yerine sürülen, bulanan, zerk edilen yaldızları da külliyen döküldü. Muhterem Fenerbahçe camiasına tavsiyem; gerçekleri tespit, müşahede ve tedaviden asla kaçınmayın. Kanarya’nın tüyleri dökülmüş, bitik haline rağmen ‘bu gördüğünüz kuş mutlaka hedefe varacaktır, son derece sağlıklı ve azimlidir’ diyen Baytar’a da asla kanmayın!
Evinde çok rahat
Onca para saçılıyor, masraf ediliyor ve menajerler, yaldızlı yıldızlar ve aziz Jesus’tan başka mutlu olana rastlanmıyor. Gerçek Fenerbahçe sevdalıları mı? Kahır içinde, göz pınarları ıslak ıslak, yıllardır şampiyonluk hasretiyle yanıyor. Şampiyon evinde çok rahat, kendinden emin ve starlar kalite üretimi profilini sahneye koyarak başladı. Ezeli rakibi yine çaresiz bıraktı. 2 Zaniolo, 1 İcardi golüyle de derbiyi net galibiyetle tamamladı Galatasaray 3-0 Fenerbahçe neticede. Tribünlerden yansıyan mı? Sen gözümün nuru, adanmış hayatların umudu Şanlı Galatasaray… 2023 ve 23 şampiyonluk Cumhuriyetimiz 100 yılında… Tarih yazdı yine ülkemin eğitim, öğretim, kültür, spor ve doğru yaşam eğitim ocağı… Kutlu olsun…