‘’Hiç beklemezdim!‘’
Şehirdeki bir hastanede görev yapan iki pratisyen doktor, sohbet ede ede yolda yürürken; az ileride paytak paytak yürüyen bir yaşlı adam dikkatlerini çekiyor. Meslekleri gereği, tıbbi yoruma başlıyor iki pratisyen. Biri ‘bence bel fıtığı vakası’ diyor. Diğeri de ‘hayır üstadım yanılıyorsun, durumu doğuştan beri var olan kalça çıkığı sorunu!’ Neticede anlaşamıyor iki tabip ve sormaya karar veriyorlar!
‘Efendim ikimiz de doktoruz. Bendeniz bel fıtığınız olduğundan şüpheliyim, arkadaşım da kesinlikle kalça çıkığı problemi ‘ diyor. Adamcağız cevap veriyor ‘evlatlarım ikiniz de yanıldınız ama önce ben yanıldım!’ Ve mahcup bir halde devam ediyor ; ‘maalesef gaz çıkaracağımı zannettim ama altıma yaptım kazayla. O yüzden böyle paytak paytak yürüyorum!’
Bu hikayeden de anlaşılacağı üzere; kimde ne arıza var, kimde ne yok asla tahminle belirleyemeyeceğimiz, bir süreci yaşamak zorundayız! Abdurrahim Albayrak ve Fatih Terim’in pozitif vaka olabileceğini, kim hangi cesaretle öne sürebilirdi ? Eğer Beşiktaş müsabakasına gitmiş olsam, her ikisine de sarılır, hasretle öpüşürdüm kesinlikle. E o sıkıntılı süreçte, Fatih Terim’in ; kendisini ‘ay lav yu hocam’ diye sarıp sarmalayan herkesi, şefkatle andığını tahmin ediyorum, kritik istirahat dönemi mahallinde!
Aslında ömrünün neredeyse yarısını; koşu bantı, kondisyon bisikleti, ağırlık gibi sağlıklı yaşam aygıtlarında eda eden. Her platformda hijyen kuralları tutkunu, sağlıklı yaşam maestrosu Ahmet Ağaoğlu’nun; maske takıp kendisini emniyete aldığı yerde, müsabakaların devamını istemesini de, çözemedim. Tabii Mustafa Cengiz’i de, çözemedim. Hiç beklemezdim !
Spor camiamız ve alemde mevcut tüm insanlarımız içindir sağlık dileklerim.
‘’Tavla turnuvası!‘’
Eğer tribünler boş ise, sahada kim olursa olsun; futbolun tadı tuzu olmuyor! Evet insanlık adına, bir büyük musibet var gündemde. E o zaman sen de, ligi ertele! Terim ve Yalçın tavla oyunundaki gibi kapıları kaptırmama adına, her önlemi almış. Zar ustalığı; Galatasaray tarafında gibi gözükse de, Beşiktaş masayı bilek gücüyle salladı ve ev sahibinin zar tutma üstünlüğünü yok etti! Donk iki kafa attı, gele geldi olmadı! Karius masayı Donk ile birlikte devirdi, şansı var pozisyon geçmişti. Burak düşeş attı, hakem zar tuttuğunu saptadı! Muhterem dinleyenlerim; tavla turnuvasında dahi mutlaka motivasyon sağlayan bir topluluğa ihtiyaç duyulup, sessizlik çekilmiyor. Hele hele futbolda tribünler boşsa, sahada ne olsa tuhaf geliyor. Tat yok, tuz yok, hakem hatası bile yok. Karius alışılmış defolarını örneklese de, geceyi yediği golle süsleyemedi! Ve 55’te Muslera yine kurtardı! 78’de Feghouli vuruşuna Vida değse, iş tamamdı olmadı. Bu beraberlik, kime yaradı?
Gecenin sorusu
TFF böylesi kritik dönemde, bu müsabakalar ertelense olmaz mıydı?
Maçın starı
Ulan tek hücreli musibet Korona, canımıza yettin ha!
Maçın olayı
Tribünler sessiz ve boş ise o hüzünle tempo, çabukluk, hırs, motivasyon yok. Futbolun tadı tuzu da, zerre yok. Tabii eşsiz temaşa renkleri ve keyfi de.
Kısa mesaj
Renklerimiz, hayata bakış açımız farklı olabilir ama güneş, ay, hava ve sema hepimizin. Panikten uzak olup, birlik ve beraberlik içinde huzurlu olma zamanıdır. Sağlıklı ve mutlu olmalarından sorumlu olduğumuz gelecek nesillerimiz adına.
‘’Böyle bir şey olabilir mi?‘’
Sivasspor kritik 90 dakikaya sprinter temposunda başladı. Hırs, azim ve tempo donanımlı ev sahibi; 1-0 öne de geçti ama dakikalar geçtikçe Galatasaray’ın kadro kalite evsafı, belirgin hale geldi. Konuk 7’de yediği gole 7 dakika sonra, Falcao ile cevap verdi. Beraberlik sonrası hakimiyet Galatasaray’ındır. 37’de Feghouli 2’ledi. Sonra Samassa mükemmel kurtarışları ve Sarı-Kırmızılı ekibin rahat, kendinden emin pas futbolunu izledik. Tabii VAR onaylı ‘böyle bir şey olabilir mi?’ penaltısına kadar kadar! 59’da Emre ‘böyle bir şey olabilir mi’yi 2 taksitte attı ve 2-2. Beraberlik Sivasspor hırs değerlerini yüceltirken, Galatasaray futbolcularının kafasını karıştırıp oyun kurgusunu da bulandırdı! İyi ki kalede Muslera vardı. 88’de Falcao dokunamadı, topa değse dahi çok şey değişebilirdi. 90’da da, Sivasspor da, işi lehine noktalayabilirdi, olmadı 2-2 bitti. İki taraf 49’ar puanla, önlerindeki müsabakalara bakacak artık! Güzel oyundu.
Gecenin sorusu
Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi?
Maçın starı
Samassa
Maçın olayı
Böyle bir şey olabilirmiş!
Kısa mesaj
Yiğitler diyarı Sivas’ta; futbolun içinden pas, çalım, mücadele, tempo, temaşa, hırs, ‘böyle bir şey olabilir mi?’ klasiği ve şık goller geçti! Böylesi dolu dolu bir şölenden daha fazla ne istenebilir ki?
‘’Terim'in şifresi!‘’
Dr. Oytun Erbaş’ı okuduğum an, ‘işte Fatih Terim’in şifresi’ dedim. Asperger sendromu! Nedir bu? Bir konu hakkında yoğun literatür taraması yapan, mükemmel belleği olan ve bunu belleğine adeta nakşeden; üstelik konuşarak karşısındakine aktarıp, belleten insanlara ‘asperger’ denir. Oytun Erbaş tıp dalı ve virüsler, Fatih Terim ise futbol alanında ‘mucize doktor’ hamilidir. Gençlerbirliği dakika 2’de tehlikeli oldu. Oldu da aynı dakika içinde, kendi kalesinde de, tehlikeli oldu! Ömer Bayram 3. dakikada 10. asistini, Donk ise 3. golünü attı: 1-0. Konuk yediği gole rağmen, düzenini korudu ve tehlikeli de oldu. Ama Galatasaray kalitesi ve otomasyonu 8’de 8’den taviz vermemeye yeminliydi. 35’te Falcao, Mariano asistinde 2-0’ı, Feghouli asistinde ise 3-0’ı sağlayan ev sahibi, geceyi arzu ettiği gibi tamamladı. Her açıdan zor olması beklenen müsabakayı, böylesi serin kanlı ve tempolu geçebilmek ancak ‘Terim’in şifresi’ ile mümkündü. Ve öyle mümkün oldu.
Gecenin sorusu
Galatasaray şampiyonluğun ‘number one’ adayıdır diyorum, itirazı olan?
Maçın starı
Ömer Bayram. Terim’in futbolcusunu kalabalığa attığı günden itibaren, orta sahaya, savunmaya ve forvet hattına adeta bayram yaptıran Ömer Bayram, yıldızdır.
Maçın olayı
Tribünlerde acı içindeki Galatasaraylı hüzünlü yüzleri, yaşlı gözleri. Skorboard’da aziz şehitlerimiz, eşsiz yiğitlerimiz can yakan portreleri. Yürek yaralarımız, acılarımız derin izleri.
Kısa mesaj
Hiç tadımız yok bu hafta. Şehitlerimiz için Fatiha...
‘’Kutlu olsun Galatasaraylı...‘’
Mustafa Cengiz’in ‘fetih’ duası tuttu. Derbi başladı ev sahibi sahada kayıp! Evet penaltıya kadar yok 1-0 Sonrasında da yok! Fenerbahçeli futbolcuların futbol değil, centilmenlik değerleri de ortada yok! Galatsaray 3-1 kazandığı gecede; ilk 3 dakikada zaten 2 golle öne geçebilirdi ama sona bıraktı. Onyekuru her gol fırsatında ofsayt, ya da offffsayt ! Fakat azimli Aslan 90+ da her şeyi affettirdi 3’ü getirdi.
Halil Umut Meler’i kutlarım. Niyeti bozuk onca sporcuya rağmen harikulade müsabaka yönetti, hak edene, hak ettiğini gösterdi helal olsun. Futbolumuzun ‘taklit ve tağşiş’ ürünlerden kurtulup, paklanması için öncelikle Meler yapısındaki doğru karakterler gerek. 77’deki Jailson penaltısını Ali Koç dahi çalardı ! Falcao ve 2-1 Deniz ve Belhanda kendini taammüden attırdı ! Ortalık karıştı sonra Onyekuru yatıştırdı 3-1 (!) İmparator Terim 23. Derbi zaferini 23 Şubat’ta kazandı, ‘olamaz’ denilen bir başarıyı daha, tarihe yazdı. Kutlu olsun Galatasaraylı...
Gecenin sorusu ; Ali Koç sınırsız gerdiği ve efsane başkan Ali Şen’i dahi karşısına almayı becerdiği ortamdan, ders aldı mı ?
Maçındaki starı ; Halil Umut Meler. Türk futbolu, hatta dünya futbolu bir büyük hakemimizi daha kazanmıştır. Rabbimiz daim derman versin, haysiyetli evladımıza.
Maçın olayı ; Maçın değil, Kadıköy’deki şampiyonluk kazanımı sonrası son 20 yılın olayı yaşanmış, Terim ‘işte benim alın terim’ diyerek yine tarih yazmıştır. Helal olsun.
Kısa mesaj ; Mustafa Cengiz Galatasaray iç hainlerine rağmen, sağlam duruşunu muhafaza ederek, Kadıköy’ü de feth eden ordunun baş komutanı onurunu hak etmiştir.
‘’Müzeyyen saray ve mücehhez Malatya!‘’
Son haftalarda rakip müsabaka neticeleri öylesi denk geldi ki, ‘müzeyyen saray‘ demek en güzeli. Eşsiz kupalarla bezenmiş ama her yanı dalalet ve gaflet içindekilerle bezeli Galatasaray; bir avuç namuslu ve dürüst insanla mücehhez olmuş vaziyette, yine zirve peşinde. Mazlum ve mahzun bir Malatyaspor izlemeyi umanlar, karşılarında mahSun bir rakip buldular! Sağlam, dirençli ve yürekli elbette donanımlıydı konuk. İlk anda üst üste pozisyonlar, Muslera mükemmelliği ve 45’te Adem’in penaltı golü. 90 dakika boyunca 5 maçtır kazanamayan Malatyaspor’un nasıl bir istihkâmla, böylesi güçlendirildiğini ve mücehhez hale getirildiğini, düşündüm durdum. Bulamadım! Zor oldu ama 6x6= 36 değil ama 18 oldu!
Gecenin sorusu
Konuk futbolcuların hele hele Gökhan, Robin ve Hadebe’nin ; Ömer, Adem ve Feghouli’ye reva gördüklerini çözebilen var mı?
Maçın starı
Muslera. Eğer maçın başında klasını örneklemese, büyük kaos yaşayabilecek Galatasaray’da ‘haftanın kazazedeleri’ arasındaki yerini alır, ‘kederli saray’ statüsü kapsamına dahil olurdu!
Maçın olayı
Dakika 57’de tereddütsüz penaltı çalan Ulusoy’un kararı VAR tarafından ofsayt gerekçesiyle YOK sayıldı. Deneyimli düdük seviyesinde kabullenilebilecek birinin, daha soğukkanlı ve dikkatli olması gerekirdi. Olmadı yani!
Kısa mesaj
Eeeeey MHK; bir 90 dakikada en az 2 defa atılması gerekenlerin, niyeti bozuk donanımlı sözde sporcuların oyun içinde kalmasının sağlandığı yerde, atayacağın düdüklere dikkat etsene!
‘’Zamazingo ayarı!‘’
Kasımpaşa’nın mevcut durumunu ‘zamazingo ayarlarını, aşırı kurcalama sorunu’ diye, ifade edebilirim! Devre arasında kadrodan 8 futbolcu ihraç edip 11 futbolcu ithal eden Kasımpaşa; Fuat Çapa ile düzineyi tamamladı. Tunus, Kongo, Çek, Belçika ve Avusturya’dan gelenler; Portekiz, Senegal ve Türk arkadaşları arasına karıştı. Henüz 2020 Ocak ayında bir araya getirdiğin bu adamlara, bırak futbol taktik ve birliğini; bir arada damak tadı, yemek terbiyesi, masa adabını bile öğretemezsin bu kadar kısa zamanda! Çapa’nın sağlam zemine çapa atması, kolay gözükmüyor. Galatasaray böylesi kritik dönemde, ancak bu kadar kebap bir rakip bulabilirdi ve buldu! 7-20- 41’de Meriah (k.k.) ve Adem Büyük ile 3 gol kazanıldı. Mariano etkinliği, Emre Akbaba şıklığı ve Adem Büyük büyüklüğü iz bıraktı. Bıraktı da Galatasaray yine beklediğimiz tempo ve futbolu yansıtamadı. Florya zamazingo ayarlarında da var mı acaba bir sıkıntı?
Gecenin sorusu
Kasımpaşa toplama değil, sağlığı ve takım olgusu yerli yerinde bir kadroyla, Galatasaray karşısında olsa acaba ne olurdu?
Maçın starı
Adem Büyük. Attığı golde dar alanda attığı o nefis çalım, gençliğimi hatırlattı. Kısa mesafede sergilenen, böylesi sanatkâr hüneri tatbikine bayılır ama başaramaz topu ağlatırdım.
Maçın olayı
Kalkavan’ın VAR muhabbetlerini çam sakızı gibi uzatmayıp kısa kesmesi; sadece maçın değil, bu sezonun da olayıdır. Kutluyorum.
Kısa mesaj
Hakemler, başkanlar, sürtüşmeler, Fenerbahçe, Trabzonspor falan-filan ve sert demeçler derken; talih kuşu yine Galatasaray’a gülecek! Konsantrasyon yani.
‘’02/02/2020 tekrarı yok bunun!‘’
Bir daha denk gelmesi, mümkün değil 02/ 02/2020 tarihinin! Lig zirvesini sallayan; kuzey ve güney fay hattının iki şampiyonluk adayına aynı haftada böylesi zarar verme olasılığı da pek mümkün değil! Fenerbahçe ve Sivasspor’un ciddi hasar aldığı Trabzon ve Gaziantep fay hattı, Beşiktaş ve Galatasaray ’a yaradı! Adem gol perdesini dakika 5’te açtı: 1-0. 21’de Donk, Kral Metin Oktay’a muhteşem bir doğum günü armağanı gönderdi. Gollerin ardından, ‘Kayseri’nin nasılsa istikbal beklentisi yok!’ diye mi düşündü ev sahibi! Vites düşürdü ve bu ağır tempo tehlikeleri de getirdi! 90+’da Mariano büyük tehlikeyi önledi. 64 ve 90+’da Feghouli ve 70’te Mesanovic sayıları sonucu etkilemedi ama Galatasaray’ın zaman zaman yaşadığı tempo kaybı 4x4 seriye rağmen araştırılmalı.
Gecenin sorusu
Galatasaray’ın zaman zaman yaşadığı, muhtelif pozisyonlardaki trans halinde uyurgezer hali dikkatinizi çekti mi?
Maçın starı
Önce uyumlu hali ve profesyonelliği. Sonra Metin Oktay vari golü ve savunmada acil durum dikkati Donk’un gecenin starı olmasına yeterlidir.
Maçın olayı
İstanbulspor’lu büyük usta futbolcu Zorbay sonrası, yeşil sahalara bir de küçük usta, hakem Zorbay geliyor. MHK’yı ne denli eleştirsek de, bu çocukları da görmezden gelmeyelim, destek verelim.
Kısa mesaj
İyi niyetle mücadele ettiğinden zerre kuşkum olmayan Feghouli 2 gol attığı müsabakada, 950’nci golle çok anlamlı bir imza da attı. Zirve hedefindeki ısrar ve istikrar mesajını da Galatasaray camiasına yolladı.