‘’Derdim çoktur hangisine yanayım?‘’
Müsabaka sona erdiğinde, Fatih Terim ‘derdim çoktur, hangisine yanayım ?’ diye konuşsa, kim ‘ne’ diyebilir? Kasvetli ortam ve aşırı rutubetin Belhanda’da sinüs, Lemina’da sinüs, Feghouli de 3. dereceden kas gevşemesi, Muslera da depresyon, Marcao ve Mariano’da göz, bazılarında saman nezlesi kaynaklı halsizlik, güçsüzlük, ileri derecede keyifsizlik saptandı! Ömer ara sıra ‘Kara Murat’ı dahi kıskandıracak hamleler yapmış olsa bile nafile! 51’de Sörloth attı Trabzonspor 1-0 Ömer Gol sonrası Ömer yine şahlanıp şahlanıp gitti. Bu arada dermansızlık had safhada, herkes uzakta! ‘Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli’ kandırmacası, sadece şarkılarda zannedilse de, uzaktan gelen made in Japan allem etti kalem etti ve beraberlik golünü attı. Fatih Terim şu birkaç cümlede anlatmaya çalıştığım onca derdin, hangi birine yansın? Bırakalım da ocağı beklesin ve yaksın!
Gecenin sorusu
Galatasaray’ın rakip yarı alanda hiçbir etkinlik oluşturamadığını herkes görüyor. Görüyor da, acaba kim göremiyor?
Maçın starı
Belhanda... Bu kadar verimsiz oynayıp, formanın içinde kalmak için ancak ‘STAR’ olmak şarttı. Belhanda başardı.
Maçın olayı
Ali Palabıyık; Ömer’e gösterdiği sarı kart ve pozisyona hakimiyetiyle çok gergin giden maçın sağlıklı devam edip, şifa ile sonlanmasını sağlamıştır. Oyuna zıvanadan çıkarma yanlışlarına reçete olabilecek, doğru örnek konudur, kutlarım.
Kısa mesaj
Trabzonspor hedeflerine varma adına yaşadığı sorunlar ve nedenlerini bu 90 dakika incelemeleri sonucu cevaplarsa, daha da verimli bir süreci projelendirebilir.
‘’Castro vurdu, Göztepe kazandı‘’
Alanya da öyle bir ilk 45 dakika izledim ki; sahada izlenen futbolun reçetesi, sanki ‘gol diyeti’ içerikli! Müthiş önlemler, rakibin nefes almasına dahi mani olacak hamleler iki taraf adına da ve gol pozisyonu göremediğim bir 45+2 Pardon 45’te Gassama pası, Serdar ortası ve Soner’in usta üroloji doktorlarını kıskandıracak ama İzmirliler’i de kahredecek operasyonu neticesi; rakip savunmacıda prostat, Soner adına da gol yok! İkinci yarı önlemler kısmen gevşeyip, güç değerlerinin eksiye doğru yönlenmesi neticesi daha fazla gol pozisyonları ve heyecan vardı. Bu görselde Beto ve Titi önemli figürlerdi.
Marafona yetmedi
68’de Napoleoni çevirdi, Jerome vurdu Marafona çıkardı, döneni Castro şahne bir vuruşla gole ve 3 puana tahvil etti: 0-1. Alanya kendinden emin bir yapıyı sahneye koydukça, sıkıntı yaşar. Çünkü her aşırı güven görünümü altında, mutlak bir korku ve zaaf yatar! Göztepe de çabuklukla, acelecilik arasındaki farkı mutlaka saptamalı ve değerlerini çabukluk adına sahneye koymalı. Bu meseleyi rahat çözümleyebildikleri zaman yine deplasmanda kazandılar.
‘’Terrim pizza!‘’
Galatasaray’ın sponsoru ‘Terra Pizza’ ama ‘Terrim Pizza’da; sunulan nefis lezzetle, müsemma olacak mıydı acaba? Olmadı! Fatih Terim; tempo, hamle, mücadele kattığı ürünüyle, daha sunum başladığı anda sevenlerine güven servisi yaptı. Fakat işaret etmeliyim, gol yolları konusunda ince ustalık ve bitiricilikle ilgili sıkıntı vardı! Hele hele Babel, Allah aşkına ‘pink baby’ modundan, acilen bilinen haline gel! Taraftarlar örneklenen haysiyetli futbol mücadelesine hasret. Aslında görülmek istenen dün gece izlediğimiz duruş ve tabii gollerdi. Ama umulan gol Galatasaray’dan değil, konuktan geldi! Okan Buruk komutasındaki Bahçeşehir’in de, mükemmel seyir zevki ve görsel lezzete müthiş katkı yaptığını kim inkar edebilir? İrfan asisti ve Norveç’li 9’un golü; her ne kadar, Galatasaraylılar’da gaz yapmış olsa da! 0-1 Baştan sona kıran kırana futbol lezzeti sunulan 90 dakikada, tribünlerden sahaya emek veren herkes alkışı haketmiş, Başakşehir de boşu boşuna favori işaret edilmediğini kanıtlamıştır nokta. Netice Galatasaraylı adına tatsız olsa da, 41 kere maşallah 41 müsabakayı kazasız belasız geçip, 41’de takılana!
Gecenin sorusu
Galatasaray’ın pehlivanlar gibi mücadele tarzını mı, yoksa futbol zenginlik ve görselleri kalite sunumunu mu tercih edersiniz?
Maçın starı
Mert bir kurtardı pir kurtardı, engerek gibi dakika 40’ta kale çizgisi ve alanında dolaşan topu. Bravo kaleci oğlu kaleci...
Maçın olayı
Kaba saba mücadeleyi tercih edip, gol figürleri ustalığını ve ustaları arka plana atarsanız, tabii taşra takımlarının akibetinde uğrarsınız. Terim’in bu konuda, doğru gereklilikleri dikkate alması şart!
Kısa mesaj
‘Boynuz kulağı geçer’ deyişini anımsadınız mı? Okan Buruk hatırlattı!
‘’Güneş ışıldıyor ...‘’
Türk milli futbol takımımız başarılı performansıyla, yüreklerimizde güneş gibi ışıldadı. İzlanda karşısında sahneye konulan futbol değerleri ve elde edilen beraberlik ; kimi araştırmacı futbol yazarları, derin futbol düşünürleri ve piar kalemlerince pek matluba muvakıf olarak olarak kabul edilmese de, pek şık akıl ürünüydü bence.
Müsabakanın tamamında kontrolün Ay Yıldızlı ekibimizde olduğunu görmek yüreğimi ferahlattığı gibi, 90 dakika süresinde karabasanlar yaşamaktan da, uzak kalmamı sağladı.
Şimdi ‘ ya Merih olmasaydı 90+ da ‘ diyebilirsiniz ama futbol böyle bir şey iste. Bazen beklenen olmuyor. Kimi zaman da beklenmeyen oluyor ! Burak’ın filelerle buluşmayan kafa vuruşu gibi yani ! Oysa golcümüzün İzlanda maçı da, doğru futbol uygulamalarından biriydi. Savunma ve hücum aksiyonlarında Burak şahane performansıyla örnekti. Kutluyorum.
Andorra müsabakasını izlerken Şenol Güneş’in Milli takımımızı sadece futbol bilgisi değil, tecrübe ve akıl ustalığıyla da başarılara taşıdığına hükmettim!
Nasıl mı ? ABD ile oynadığımız ve illa yeneceğiz diye son saniyeye kadar kahramanca (!) mücadele ettiğimiz, basketbol müsabakasını anımsadım. Yenilgi sonrası dip yapan güç ve moral değerlerin ; basketbolcularımızı ne hale getirdiğini ve kazanabileceğimiz Çekya oyununu, kaybettiğimizi de hatırladım.
İstanbul’da son saniyede geçtiğimiz Andorra’ya, huzur içinde gitmemizi Güneş’in ışıldayan stratejisi sağlamış ; gençlerimizi huzur ve mutluluk içinde izlememizi temin etmiştir. Deneyim, sakinlik, dingin ruh hali, akıl ve stratejik performans artılarına, doğru futbolcular katan ; Şenol Güneş ve ekibini tebrik etmek, yollarının daim açık olmasını dilemek en güzeli değil mi ?
‘’Uyumsal zeka!‘’
Fatih Terim’in dün geceye yansıyan tercihleri, büyük işletmeler ve çağdaş akılların tercihi; ‘yeni çalışma ve gelişim yöntemlerini‘ benimsediğini düşündürdü bana. Artık günümüz hızı ve dünyasında (EQ) ve (IQ) değerleri yanında uyumsal zeka (AQ) yani ‘adaptability’; yani duruma uygun çözümler üretmek ve adaptasyona gitmek şart oldu. Real Madrid felaketi ardından Terim; esneklik, cesaret, dayanıklılık ve problem çözme becerisini, yeniden sahneye koymayı başarmıştır. Galatasaray teknik direktörü yeni olasılık ve tercihlere açık olmayı becererek, zorlu durumu başkalarının gözünden de görmeyi başarmış ve egosunu mükemmel törpüleyerek, hem kendisinin hem de ekibinin rahat ortamda, mücadelesini sağlamıştır. Bu fotoğraf, gelecekteki değişim ve başarının net resmi olmalı! Göreceğiz hep birlikte. Gaziantep kazandığı takdirde, puan olarak Galatasaray’ı aşacaktı. Fakat aksiyonun getirdiği anksiyete baskısını aşamadı, zaten sahada da ne yapmak istediği anlaşılamadı! Zor deplasmanı Fatih Terim ve ekibi; uyumsal zeka değerleri eşliğinde başarıyla atlatıp 0- 2 kazanmıştır. Kutluyorum.
Gecenin sorusu
Gençlerbirliği, Konyaspor ve Galatasaray’ın formalarında şahane şekilde andığı aziz Atatürk’ümüzü, nasıl oldu da diğer kulüplerimiz dikkatinden kaçırdı?
Maçın starı
Kalabalık içinde yıldız gibi parlamayı başaran, tenhaları sevmeyen Ömer; sevdiği ortamla müsemma şahane bir gol attı. Helal olsun, daim olsun.
Maçın olayı
Galatasaray ve Fatih Terim bir kez daha avuçlarını keyifle ovuşturan ve kıs kıs gülen çeşitli renklerdeki, bedhahların hevesini kursağında bıraktı. ASY’de yaşanan Chelsea mahcubiyeti sonrası gelen sevinci de, camiasına yeniden anımsattı!
Kısa mesaj
Galatasaray idari ve ve teknik yönetim yapısıyla ilgili, plan proje hazırlayan Kulüp içi bedhahların kahrolduğu, daim destek veren; vefakarlık örneği cefakar taraftarlarının da, mutlu olduğu 3 puanlık ilginç bir gece yaşadı yine!
‘’Bu sezon hava sisli‘’
Bu sezon hava sisli Galatasaray yavaş temposundan, orta hıza doğru seyrediyor ve tam ‘galiba oluyor’ derken, yine ‘adagio’ hızına dönüveriyor. Sezon başından itibaren ‘eallegro moderato’ kıvamında bir takım görmesi mümkün olmadı; yüreği Şampiyon’a dönük olanların! Kulübesinde maaşını almaktan başka, hiçbir amacı olmayan kaptan ve elemanlarının safa sürdüğü yapının, poco poco ritminden, cody cross hareketliliğine geçmesi asla mümkün olmaz, olamaz! İki sezondur bırakın kasım ayını ocak ayazında dahi ‘Galatasaray şampiyon olacak’ dedim. Şu an itibarıyla sislerin dağılmasını beklemedeyim! Futbolcu değil de, ‘Dünyayı kurtaran adamın torunu’ vizyonundaydı Emre. Torun efe; Rizeli onca leşkerin ortasına dalıp, dağılıyor. Sonra da hakeme dikleniyor! Eğer Talbi’nin şahane kafası, Meljnak’ın da kolu olmasa, Terim rotasyonu Fuzuli işgal ve hiçbir yarar sağlamamış olacak. Bu arada Muslera’nın mükemmel kaleciliği de, yine konuşulacak. Poco poco emekliliği bekleyenler tadında, bir 90 dakika izledik yani: GAL 2-0 ÇRS.
Gecenin sorusu
Galatasaray’ın taktik ve uygulama standartlarındaki kronik verimsizliğin bir açıklaması olmalı artık... Değil mi?
Maçın starı
Sezon başından beri Galatasaray’ın milyonlarca Euro’luk sporcularının beceremediği mükemmeliyetteki golü, Sarı- Kırmızılılar adına ağlarla buluşturan Rizesporlu Talbi... Teklese de tüm Rizelilerin kalbi!
Maçın olayı
Hakemliğe yakışır, doğru uygulamalarına şahit olduğumuz gençlerimiz, maçın olayı kapsamına dahil oluyor artık. Kutlarım Bitigen ve ekibini.
Kısa mesaj
Galatasaray transfer operasyonlarına bakılınca başarılı, ortaya çıkan tablo görülünce de başarısız! Hani bakmakla, görmek arasındaki fark diye bir mevzu vardı ya! O işte...
‘’Var bi tuhaflık !‘’
Galatasaray’ın eski halini bilmesem, soracağım ‘arkadaş bu alet, geri vitese mi takılı kaldı ?’ Topu alan Galatasaraylı, hoooop geriye, gerideki daha da geriye ve neticede top mis gibi kaleciye ! Muslera artık Sarı Kırmızılı ‘ların oyun kurucusu, liberosu ve kalecisidir. Bütün takım arkadaşlarının aklı fikri topu, Musleraya kazandırmakta! Rakip eksiltmeyi düşünen, çalım beceren, rakip kaleyi aklına getiren yok. Çareyi Mislera’da bulan çok. Bir ‘Pembe Peluş Kafa’ da Galatasaray’da var. Sağlığında mükemmeldi ama o da şimdi takımdaşları gibi serdi! İlk 20 dakika Muslera 3 tehlikeli rakip topu tuttu, Karius’ da BJK kalesinde buz tuttu! Devre berabere bitti ve 69’da Umut golü atarak Galatasaraylı herkesi yaktı 1-0 Çünkü bitik Aslanda zerre kıpırdayacak hâl kalmadı!
Şampiyonda müthiş bir özgüven kaybı, isteksizlik ve mutsuzluk var. Ederi bu denli pahalı malzeme eğer sıfır kalite ürün çıkartıyorsa, bu işte bir tuhaflık var. Galatasaray böyle de, ya Beşiktaş ? Hani derler ya ‘Oxford vardı da, gitmedik mi ?’ Abdullah Avcı da diyebilir ‘muazzam bir kadro vardı da, göremedik mi?’
Sonlara doğru ak pelüş Emre Mor girdi, Adem Büyük girdi ama para etmedi BJK 1-0 GS
Maçın olayı
Araştırmacı gazeteci, akademisyen köşe yazarı, televizyon yıldızı sportif eleştirmenlerce, daha öne ve şanslı işaret edilen Galatasaray’ın tatbikatta kaybetmesi.
Gecenin sorusu
Falcao nerelerde, evet Monako ayıp etti de, ne zaman nerede etti ?
Gecenin yıldızı
Umut Nayır ... Caner asisti, Umut’ta mücadelesi, azmi ve golüyle gecenin yıldız gibi ışıldayan isimleriydi.
Kısa mesaj
Galatasaray teknik yönetimiyle futbolcuları, idari yönetim ve taraftarlarına ‘biz bu sene buyuz, lütfen olmayın uyuz !’ dedi.
‘’Muslera değil, Misler ha!‘’
Cillop gibi iki otomobile bakar ve sorar meraklısı ‘yürüyenleri nasıl?’ Sahadaki mükemmel mücadeleye bakınca, gördümki; Terim ve Çalımbay yürüyenleri mükemmel iki pırıl pırıl otomobili sürmüş yarışa. Herkes mücadele ve kazanmaya odaklı olunca, seyri doyumsuz bir heyecan fırtınası çıktı ortaya. İlk 21 dakika Sivas adına gole dönüşmeyen, fırsatlar serisiydi. Dakika 14-17-20’de mitralyöz tarakasına uğradı adeta Muslera tarafı. Sivas atamadı, Mislera mis gibi goller kurtardı. Çünkü kurtardığı golün hemen ardından 21’de Andone çok ustaca attı 1-0 ve 42’de yine Andone penaltı ve 2-0. Sivas’ın neredeyse 10 kişi başladığı ikinci yarı, belirgin pozisyon üstünlüğünü ev sahibine taşıdı. Kone günün kahramanı Muslera’yı avladı 69’da 2-1 ve Babel 74’te 3-1’e taşıdı. Çalımbay azmi, işi bırakmadı 84’te 3-2’ye taşıdı. Sivas’ı. Gözü gönlü yukarıda iki armadanın, şahane mücadelesiydi... 3-2 bitti.
Gecenin sorusu
Muhteremler;birilerinin sahadaki gidişatı daha ciddiye alması mı, gerekiyor acaba?
Maçın starı
Muslerayı her hafta ‘star’ ilan etmekten sorumu corner writer değilim ama ilk 20 dakikada 3 mutlak golü kurtarmasa Andone’nin 2 golü neye yarardı? Bravo Muslera, sana da aferin Andone.
Maçın olayı
Mükemmel gece, gürül gürül 90 dakikanın, bu nefasetinde hakem Ali Palabıyık ve yardımcılarının büyük katkısı olduğunu dile getirmek gerek. Olay budur! Hakemlerin hakkı teslimi yani!
Kısa mesaj
Galatasaray’ın sahaya ve oyuna hakim olacağı ve tribünlerin huzur içinde futbol zenginliği soluyacağı, günleri bekliyoruz. Bilmem yetkililer ne der bu hususta?