‘’Malatya evinde güzel‘’
Her açıdan karalar bağlamış Karabükspor futbolcuları, onurlu mücadele ve dirençleriyle futbolun haysiyetli emekçiler işi olduğunu kanıtladı dün yine. Evkur Malatyaspor, Süper Lig’e ev kurdu. Erol Bulut doğru, olmazsa olmaz disiplin kriterleri ve sağlıklı futbol yapısı oluşturdu. Eksikler yok mu? Elbette var ama eksik zaten futbolun akıl hamurunda var! Daha henüz dakika 1 ’de Ferhat sakatlandı, 5’te çıktı. 10’da Leandrinho kolayı yapamadı. 14 ve 22’de Çağlar kurtarışları sonrası 23’te Doria’nın kafa golü geldi: 1-0. 28’de Leandrinho çabuk olamadı, Malatya savunması rövaşata lüksüne kaçarken, Murat Yıldırım üst üste Karabük hamili 2 gol olasılığını önledi. 45 ’te Adem ve Çağlar karşılıklı futbol güzellikleri örnekledi. İlk yarı bitti.
Karabük’ün kara bahtı!
Puan ve vaziyetten bihaber biri istatistiklere baksa ‘maç ortada’ derdi ama işin aslı öyle değildi. Zaten olay istatistiklerle müsemma ortamda gitti. Karabük kaçırdı Malatya attı yani! 52 ’de Adem’in üst direkten dışarı giden şahane şutu var. 60’ta Cishokko-B outaib işbirliği bilardo estetiğinde bir gol getirdi: 2-0.. Ve 69’da Barazite’nin dokunuşuyla skora 3-0’a gitti. 87’de Leandrinho sahadaki Karabük 11’ inden gol atan ilk futbolcu olma şansını yine kullanamadı. 90’da Mina resitallerinin devamı ve neticede Bliznichenko’nun düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı attı da, 3-1 oldu ve bitti. Puanını 32’ye taşıyan Malatyaspor sevinirken, Karabük 3-5 pozisyon yakaladığı deplasmanda yine kara bahtına yandı.
‘’Robinho karnavalı‘’
Futbol festivali eşsizliğine erişmenin olmazsa olmazı, bir starın mutlaka katkısı, elbette final yapması olmalı. Bu işi Robinho yaptı! Her sene LA California’da düzenlenen eşsiz Coachella müzik festivalinin mana ve renk katan yıldızları, bu sezon Radio Head, Lady Gaga, Future gibi isimlerdi. Dün Sivas’taki festivalin yıldızları da Robinho ve Musa olmalı. Hele hele 24’te Brezilyalı starın attığı golde sahnelediği enstelasyon mükemmelliği de, asla yabana atılmamalı! Bu kadar mı güzel olur bir plase? 1-0. Sivasspor önde. Dakika 4’te atak yapan Serdar yan basıp sakatlanınca 26’da Musa oyuna dahil olmasa, Sivasspor ile Osmanlıspor pas alışverişi, kalite ve estetik hünerler arası fark belki de, Lady Gaga ile Banu Alkan’ın sahne performans aralığı kadar olacaktı!
Assolist gibiydi
Her firavunun nasıl bir Musa’sı varsa, Osmanlıspor’un da çok yararlı Musa’sı vardı. 62’de Chikalleshi savunma hediyesi pozisyonda 1-1’i sağladı. 70’te Aminu penaltı umdu ve Bilgiç katkısıyla buldu! Musa kullandı: 1-2. Osmanlıspor umut kapısını araladı, harikulade mücadele etti fakat Sivas’ta bir dünya yıldızı vardı... Robinho... Assolistler sahne alıp güne renk kattıkça görsellik mükemmel hale geldi ve 82’de Robinho mikrofonu adeta arkadaşının elinden kapıp 2-2’yi yazdı. 90’da da asistiyle cümle aleme kalitesini kanıtladı, Cyriac aktı ve netice Sivasspor 3-2 Osmanlıspor...
‘’Ankaragücü yeniden doğdu‘’
Ankaragücü vuruşuyla başladı 90 dakika. Konuk 3 puan kazandığı an Rize’yi aşacak, lider Ümraniye ile puan farkını 2’ye indirecekti. Başkent ekibi için, zirve umutları adına ballı bir gün olabilirdi yani! Balıkesir henüz dakika 4’te ‘bizim nasılsa bala karnımız tok, misafirlerimiz içinse çoook’ dedi adeta. Öyle ya! 2 korner ve bir duran top sonucu, Ankaragücü’nün kazandığı 3 gol var daha 50. dakikada. İlk gol Umut Nayır’dan geldi, kazanılan korner sonrasında 0-1. Kenan’ın vişne likörü tadındaki kornerini Anton kale sahasında iki yudumda 2’ye tamamladı ve 0-2... 27’de Nizamettin rakip savunmaya ‘nettin?’ dedirten bir çabuklukla serbest vuruşu kullandı ve Alihan da ani şokla, Burak’ı indirdi.
Haklı galibiyet
Penaltıyı Nizamettin attı ve 1-2 oldu devre öyle bitti. Penaltıya neden olduğu için vicdan azabı çeken Alihan, dakika 50’de kendisini Kartal’a da, taraftarlarına da affettirdi ve bu sezon 5. golünü, takımının 3. sayısı olarak filelere gönderdi. Erdem’in şık pası da, kayıtlara geçmeli. Ankaragücü hedeflediği puanı da, galibiyeti de hak etti. Bravo yani...
‘’Hatasız kul olmaz...‘’
Terim ‘hata yapmamalıyız’ demiş. Doğru... Doğru da, hatasız kul olmaz mı? Olur! Biliyoruz futbol zaten hatalar oyunu ama ya hakemlerin ki, ne oyunu? Sivas’ta olmayan penaltıyı çalanlar, bu sefer olanı vermekten kaçındılar. Ayıptır, yazıktır nokta ! Ya azizim Serdar Aziz hemen kafasını devreye sokmasa ! Açık ve net Galatasaray ince ince badem edilmeye çalışılıyor.
Erman hocanın yanları ağrıyorken, Aslanların da yürekleri ağlıyor. Eyyy MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, bu arızalara ya çözüm bul, ya da bul ! Golcü Gomis golleri sıralayıp, hakem ve rakip direncini kırmasa? Eski dost beni ‘Allah’tan bul’ demek zorunda bırakma!
Fofana adeta kofana gibi Galatasaray savunma deryasına daldı ve yolun sonunda 14’te ağlara takıldı. Bu golde Sarı Kırmızılı savunmanın kademe, çabukluk, dikkat zafiyeti fena halde sırıtmış, Atiker Konyaspor camiasına kahkaha dahi attırmıştır 0-1
Sinan’ın çok şık ortası ve Serdar Aziz’in muhteşem kafası anlık kaos ortamını çabuk sonlandırdı. Olası kriz 17’de bitirildi ve 1-1’le devre arasına girildi.
28’de kaptan Selim’in Gomis’e takılması iş kazasıdır, yani sarı doğru. Fakat sonra oluşan iki penaltı kokulu pozisyona ne demeli ? Dün gece 52 ve 88’deki golleriyle, Gomis oyunu ve geceyi harbiden süsledi. Rodrigues 90’da, ‘ben de varım’ dedi ve bitirdi 4-1
Galatasaray Sivas’ta yaşanan orta ve yan hakem hasarının tekrarına izin vermedi. Rakip alanla ilgili projeler istenilen düzeye geliyor, fakat savunma aksiyonlarında daha bir konsantrasyon gerekiyor...
‘’İşte yeni Antalya‘’
Devre arasında Eto’o, Nasri ve Veinqueur gibi yıldızlarını gönderen, ‘Zor toparlanırlar’ denilen Antalyaspor, son 4 maçından 10 puan çıkartan Malatyaspor’a patladı. Hamza Hamzaoğlu’nun ekibi 3-1’lik skorla rakibini yıktı.
Antalyaspor her yöne baskı uygulayan ‘ahtapot’ taktiğiyle başladığı ve dakika 9’da Deniz Kadah’ın penaltı vuruşuyla 1-0 öne geçtiği oyunda, ‘penguen’ sistemine döndükçe problem yaşadı! ‘Penguen’ sistemi nedir? Hareket özgürlüğü ve çabukluğa, aleni gem vuran zor bir şekildir. 19’da Boutaib net gol şansını, Ferhat’a kaptırdı. Sakıb 26’da kontra topa kontrolsüz vurdu. Topu daha fazla elinde tutan Malatya, penguen temposuna dönüşen ev sahibine 44 ve 45’te üst üste yaşattığı kabuslar sonunda 1-1’i yakaladı. Pereira pasına yine iyi vuramayan Boutaib topu asist rolü üstlendi, Aytaç da 45+1’de golle sahne aldı. Devre 1-1.
11’e 10 olunca...
51’de günün eblehlik apoleti Chebake’ye kırmızı kurdela gibi takıldı. Bıraksana, Sadık’ı Çakır korusun takır takır, sana ne! Netice? Antalya 10 kişi kalan rakibi karşısında da penguen sistemine devam etti, 57’de Zeki direkten döndü. 66’da bu kez Celustka’nın topu direkle buluştu ama Deniz Kadah 2-1’i yakaladı. 71’de gollük fırsatı kabir istirahatine tevdi eden Kebir, Kırkpınar peşrevleri temposuna dönüşen mücadelede 3-1’lik skoru 90+1’de sağladı ve güreşi bağladı! 3-1’lik skor ev sahibi adına çok önemli.
‘’Antalyaspor 90+1'de yıkıldı‘’
Bir ilk yarı düşününüz, orta alan mücadele sahnesinde geçen ve Antalyaspor’un sadece tek şut attığı an gol olan! 21’de Deniz Kadah kesti, Danilo kafasını kullanıp topu Güral’la buluşturdu. Ve Güral porselen kalite&zarafetinde, çok şık bir sol vuruş yaptı: 0-1. Yumlu arkadaşlarıyla Antalya kale alanına her ne kadar yumulmak istese de, doğru savunma yerleşimiyle disiplinden taviz vermeyen konuk, hiç izin vermedi. Bilal, Olcan ve Soner’in çabalarına Musa Nizam ve Sakıb çok doğru önlemlerle cevap verdi. Diego ve Celutska tehlikeleri önledi. Konuk doğru savunma yaparken, Akhisarspor hücumda yeterince etkili değildi. Okan Buruk akıllı adam; Seleznov’u oynatmadan önce bol oksijen yükledi ve dolaşım sistemini akpak ettiği gibi, ikinci yarı gol sahnesine attı!
Chico’dan yanlış asist!
Bu tercih elbette yararlı oldu da, Bülent Yıldırım’a acaba ne oldu? Akhisar çaba ve baskısına eyvallah ama Antalya direncine de maşallah. Gördüğüm kadarıyla bir hatalı taç atışı tercihine, o güzelim savunma aklı ve emeği kurban gitti! Chico’dan da o asist asla beklenmezdi tabi. Seleznov 90+’da golünü attı ve işi pata pataya bağladı: 1-1.
‘’Salça ve ketçap!‘’
Galatasaray sahadaki konuğundan salça üretmeye, ne kadar niyetliyse, misafir de ‘acaba bu ziyaretten, ekstra ketçap üretebilir miyim?’ Düşüncesindeydi. Futbol tarlası ve market rafındaki domates eder farkı hesabı, iş sahaya gelince çorba tadında kaldı!
Takım savunmasını iyi uygulayan ve baskıda diri duran Osmanlıspor, rakip alana da hızlı gitti. Geriye yaslanmadı, direndi ve organize olmaya özen gösterdi.
Galatasaray 37’deki Feghouli golüne kadar İki büyük gol fırsatı kaçırdı. Selçuk boşa değil, doluya top tevzi eder trafiği açmaza sürüklerken, Tolga ince işler, şık üreticisiydi. Ama orta alana sadece Tolga üretimi yetmez diye düşünüyorum. Denayer Umar’ı umulmadık özen ve dikkatiyle umutsuzluğa itti. İtti de Latovlevici hücumda Da Vinci, savunmada da ‘şifresi’ vaziyetinde sanki. Serdar doğru oluşturulan saray savunma kademelerine takılmasa, Osmanlı’nın fethi şaşırmazdı futbol severleri. Demek kağıt üzerinde kolay gözüken taarruz ve zapt hayallerinin realitesi pek öyle olmuyor olamıyor!
Eren Terim’e ‘bana iade ettiğin itibarımı asla refüze etmem’ dedi performansıyla. Şu ödemeler 3-4 ay dursun no problem’ zihniyeti hamili müstafi başkanın, defoları ortaya öncelikle orta alandan sırıtmaya başladı. Görünen o ki, kahkahaya da az kaldı! Oynamayan Ndiaye’nin kafası, Belhanda ve diğerlerinin pas performansı karıştı. 80’de oyuna giren Gomis 88’de golünü attı 2-0
Gerçeği dile getirmeliyim ; mevcut mali portrede su alan gemi değil, ada bile olsa dayanmaz ! Birlik olmak şart yani !
Gecenin sorusu ; Hiçbir dediği doğru çıkmayan Dursun Özbek, malı mülkü satılmış olan Galatasaray’ı hangi şartlarda ve nasıl bir profilde bıraktı ? Yancıların, yandaşların, indirgen ve bindirgenlerin durumu net ortaya çıkarılmalı ve gereken mutlaka yapılmak zorunda. Dürüst, yürekli ve erdemli profil Başkan Mustafa Cengiz, gerçekleri ya ortaya koyacak. Ya da koyacak ! Galatasaray’ın başka çaresi yok !
Maçın starı ; Galatasaray adına Denayer, konuk adına da Karchemarskas olmalı. Denayer ve Karche kalelerini domates ezmesi olmaktan kurtaran, iki değerli emekçidir.
Maçın olayı ; Maçın değil ama Galatasaray’ın olayı ilk yarıda örneklediği performansı ikinci yarılarda devam ettirmemesi ve taraftarın yüreklerini ağzına getirmesi. Fizik güç gibi beyinsel ve düşünsel gücü de toparlamak gibi çok zorlu bir hedefi olacak sanki Fatih Terim ve ekibinin. Allah yardımcıları olsun.
Kısa mesaj ; Galatasaray’ın vaziyeti ex Başkan ve yanıcılarının ifade ve hikaye ettiği gibi değil. Katiyen değil! Akıllar başa toplanmalı ve yeni yönetime kimin ne güce varsa o miktarda yardımcı olunmalı. Kulüp bu hali hak eden bir camia değildir asla. Nokta.
‘’Açılış Paşa'dan‘’
Arada bando-mızıka ritmi de olmasa, ilk 45’te nasıl oldu da gol atıldı? Kolay çözülemezdi valla! Kasımpaşa konuğu önde karşılama arzusunda ama Aytemiz Alanya’da bir punduna getirip, paşayı tenhalara yakalama planlarında. Karaman organizasyonu, pozisyon fakiri ilk yarıda tuttu ama 88’de de bitti! Önde basan Kasımpaşa, iki defa basıldı ve soyunma odasına darbeli gitti!
Efe 15’te sağdan gitti ve Ramazan’ı iki kaşının ortasından indirdi 0-1. 21’de Mbilla sakatlandı çıktı. 22’de Eduk 1-1'i sağladı. 30’dan itibaren az kıpırdamasına rağmen Kasımpaşa 45’te penaltıya maruz kaldı. Uğurlu tereddüt içindeyken yan yetişti ve Emre Akbaba üstünlüğü getirdi: 1-2 Bu pozisyonda yine Emrehan katkısı büyüktü tabii...
İkinci yarı Trezeguet çabaları gözüme çarptı. Çarptı da Wellington tehlikeli işlere ‘dur’ demeyi başardı. Özdeş çare adına İlhan Depe’yi 60’ta oyuna attı. Bando mızıka mehter marşları çaldıkça, tempoya sahadakiler de uydu ve görüntü ağırlaştı. Hip Hop veya Blues icra etmeyen tribünlerin sahadaki işi zor yani! İlhan Depe rembetiko figürüyle daldı 66’da ama işi 66’ya bağlayamadı, Wellington; K. paşanın emellerine su yaptı! Popov hamlesine Haydar kurtarışıyla cevap verdi, Eduk çabasını da kadük etti... Eduk 70’te direkten döndü ve 71’de Eduk emeği semeresini aldı: 2-2. Haydar paşa önündeki yangına ne edecekti ki? Kasımpaşa bastırıyor ve Fofana atılınca 10 kişi kalan Alanya 82’den beri bunalıyor... Bu bunalıma zaten, kim dayanırdı ki? Neumayer ustaca kullandı vuruşu ve Ndaye 88’de işi bitirdi 3-2... Bitti...