İlk soru; acaba Berat'ın yokluğunda Trabzonspor orta alan kurgusu nasıl olacak şeklindeydi. Kadro açıklandığında Abdülkadir Parmak defansın önünde, onun önünde de sırasıyla Bakasetas ve Yunus Mallı olacaktı. Yunus'un haftalardır hazır görüntü vermemesi dikkat çekse de hafta içi çalışmalardaki son hali ile kadroda olduğunu düşündük. Açıkçası yanıldığımızı itiraf etmeliyim.. Yunus yine hazır ve güçlü bir görüntü vermemesine rağmen, Erzurum gibi hem can derdinde ve hem de orta alanda sert, top rakipteyken topun arkasına çabucak geçen, sağlam bir takım karşısında neden bu tercih? Flavio'nun yükseldiği dönemde sakatlanması ve kadroda olmadığı dönemler tamam. İyileştiğine göre neden on bir başlamadığı oyuncu hakkında merakları daha artıran unsur oldu.

Yunus tercihi etkiledi

Yunus tercihi açıkçası Bakasetas'ın oyununu etkiledi. Trabzonspor, Erzurum'da hakikaten boşa geçen bir ilk 45 dakika, akabinde baskı altında da ikinci bir 45 dakika daha yaşattı taraftarlarına. Bekler ve performans konusuna girmeye bile gerek yok. Djaniny, Ekuban ve Nwakaeme gibi oyuncuların yaşadığı şeyin adına düşüş demek yeterli olmayacaktır. Değişiklikler neden bu kadar bekledi? Hedefsizlik sendromuna yakalanma hali futbolda var. Çünkü birkaç hafta önceki kazanma odaklı takımla bu takım arasında bu kadar farkın izahı zor.

Evinde Alanyaspor’a kaybetmenin etkilerini üzerinden atmak ve yukarıda olup bitenleri kazanarak takip etmek adına önemli bir karşılaşmaya çıkıyor Trabzonspor. Tüm planlamalar kazanma üzerine... Açıkçası son 3 maçta yitirilen 6 puanın ardından zihinsel açıdan toparlanmak daha doğrusu geleceğe güvenle bakabilmek adına bugün tek yol galibiyet.

Diğer tarafta ise ligin düşme hattında olmasına rağmen bir galibiyetle camiasında büyük umutlar yeşertecek Erzurumspor var. 3 puanın mükemmelliği kadar 1 puanın da bu zorlu maç için önümüzdeki haftalara moral olacağı ortada onlar için. Mesut Bakkal’la dirençli, coşkulu ve ligde kalmayı kafasına koymuş bir takım söz konusu... Erzurum’da Aatif, Osman, El Kebir, Rashani dikkat edilmesi gereken oyuncular özellikle.

Kritik nokta; iki bek

Diğer tarafta takım savunması parolasıyla çıktığı yolda, rakiplerinden çok daha kısıtlı imkanlarla büyük puanlar topladı Abdullah Avcı. Hugo’suz oynamayı da daha önce test ettiği için orada çok fazla endişesi yok Trabzonspor’un. Beklerin kapasite sorununa, sporcuların genelinin Kovid dönüşlerinde yaşadıkları performans düşüşleri de eklendiğinde, verimsizlik daha da belirginleşti. Orada Avcı’nın tercihleri merak konusu. Aynı isimler tercih edilse bile daha defansif oynamaları, daha tedbirli oynamaları istenebilir bu karşılaşmada...

Saha zemini zorlayacak

Djaniny’nin yokluğunu geçen maçta bir hayli hisseden Trabzonspor için onun varlığı bir çok şeyin de değişebileceği anlamı taşıyor. Nwakaeme, Djaniny, Ekuban ve Bakasetas’lı teknik kapasitesi yüksek hücum gücüne sahip olan Trabzonspor’u, rakibi kadar saha zemini de bugün zorlayacak gibi duruyor.

Oyuncu tercihleri ve oyuncu değişiklikleri ile ilgili önemli anlaşılmazlıklar söz konusu. Trabzonspor kaybetti evet... Ancak dün akşam çok iyi kategorideki Uğurcan'dan Nwakaeme'ye kadar birçok ismin konsantrasyon sorunları göze çarptı.

Çok ciddi bir rakip karşısında kaybetmekten kurtulamamanın birçok nedeni olabilir. Öncelikle Trabzonspor'un maç içinde genetik mirası olan hücum futboluna daha erken dakikalarda yolculuk başlatması gerekiyor. Koca bir 45 dakikanın bu kadar hoyrat kullanılması, takım savunmanıza sonsuz güveniniz olsa dahi ters tepebilir bir durum. Süre daralırken kalende gördüğün gol, oyunun bilinmezlerini de artırması anlamı taşıyor çünkü... Dün akşam Trabzonspor evinde kaybetti.

Güçlü rakibinin özellikle topla oynama oranları konusunda hassasiyeti nedeniyle gözüm bir taraftan da istatistiklerdeydi. Maç devre arasına kadar 10'ar dakikalık periyotlarla bakıldığında top %75'lerden %60'lara doğru da olsa daima Alanya takımında kaldı. Maç sonunda ise dengelenmiş oranların tabeladaki karşılığı 1-3 gibi bir skor oldu.

Alanyaspor'a kaybetmek...

Trabzonspor'un bu kadro yapısıyla da olsa hücum organizasyonlarında eleştirilecek konuları var. Özellikle de oyuncu tercihleri ve oyuncu değişiklikleri ile ilgili önemli anlaşılmazlıklar söz konusu. Trabzonspor kaybetti evet...

Ancak dün akşam çok iyi kategorideki Uğurcan'dan Nwakaeme'ye kadar birçok ismin konsantrasyon sorunları göze çarptı. Trabzonspor'da çok özel ve önemli oyuncular var... Bir o kadar da onlara uygun olmayanlar. Belki de bu gerçekle bir kez daha yüzleşilmesi açısından olumlu bakılabilir bu mağlubiyete. Yoksa Alanyaspor'a kaybetmek bu ligde her takımın başına gelebilecek bir durum...

Not: Trabzonspor, Djaniny'yi çok aradı!

Fenerbahçe yenilgisinin ardından Kasımpaşa’yı yenip önemli bir eşik geçişi yaşadı Trabzonspor... Alanya karşısında da sabırlı, kontrollü ve kazanma odaklı oyun devam edecektir. Özellikle Ekuban, bulacağı boşluklarla adından söz ettirebilir. Onun için bu maç, gerçek bir geri dönüş şansı.

Kasımpaşa karşısında aldığı galibiyetle yeniden başlıyoruz mesajı veren Trabzonspor’un bu haftaki konuğu Alanyaspor. Ligimizin zor takımlarından olan Alanyaspor, aynı zamanda oyuna kalite katanlardan... Topla oynama oranları, genellikle rakiplerinin çok üzerine çıkmasına rağmen bunu sonuca yansıtmadaki sıkıntıları ile dikkat çekiyorlar. Bakasetas’ın devre arası, Cisse’nin de sezon başında ayrılması, gol sorunları yaşamalarının bir büyük sebebi gibi duruyor.

Aynı kadroyla devam

Trabzonspor, Fenerbahçe’ye evinde kaybedip kazanma serisi de bozulduktan sonra gittiği İstanbul’da önemli bir reaksiyon verdi. Kasımpaşa karşısında alınan galibiyetin sıradan bir galibiyet olmadığını düşünüyorum. Bu tip psikolojileri genelde iyi yönetemeyen Trabzonspor’un tıpkı kaçan şampiyonluk sonrası toparlanması gibi ikinci bir önemli eşik geçişi yaşadılar denilebilir. Haliyle Alanya karşısında da benzer sabırlı, kontrollü ve kazanma odaklı oyunları devam edecektir diye düşünüyorum. Kasımpaşa maçındaki kadroyu sahada göreceğimizi düşünüyorum.

Alanya’nın planı değişmez

Ön tarafta ve topla oynama iştahı yüksek Alanyaspor’un eleştiri konusu olan bu oyununda radikal değişim beklemiyorum. Bu durum da Trabzonspor’un hızlı geçişlerle boşluklar bulması anlamı taşıyor. Djaniny, Nwakaeme ve Bakasetas karşılaşmada öne çıkacak isimler gibi dursa da bu kez Ekuban bulacağı boşluklarla adından söz ettirecek gibi. Onun için bu maç, gerçek anlamda bir geri dönüş şansı.

Abdullah Avcı, Abdülkadir Parmak'ı sağ beke çekip, Yunus Mallı'yı da öne alarak oyunu ve karşılaşmayı tamamen lehine çevirdi. Bu tekli hamle ve diziliş değişimi kenar organizasyonunun hücuma etkisini daha da artırırken; ön tarafa da hem dinamizm hem de pas opsiyonları getirdi. Ön taraf oyuncularının uzun süredir bencillikleri ile saç baş yoldurdukları konuşulan bir durumdu. Gol atma hırsı, kazanma hırsı ile izah edilmesi de mümkün bu durumun, Trabzonspor'u zor duruma düşürdüğü aşikar durum. Bu karşılaşmada da Ekuban ve Djaniny gibi oyuncuların adeta "Alıp gitmeleri" ve sadece kaleyi kendilerine hedef seçmeleri; ilk golü kazanma sebebi gibi dursa da kaçanlar düşünüldüğünde büyük sorun olarak bu karşılaşamaya da yansıdı. Abdullah Avcı ve ekibi, özellikle bu iki ismin onlarla atağa kalkan ya da orada ki yerleşik oyuncu arkadaşlarının hücum isteklerini kırmaları konusunda uyarılar yapması gerekiyor.

Coşkuluydu ama...

Galibiyet golünün mimarı Bakasetas'ın pas organizasyonlarında üçüncü bölgede bu kadar yalnız gözükmesinin de ana sebebi bu bencillik gibi duruyor. Son ana kadar heyecanı yüksek tutan, maçın daha ilk bölümlerinden kopması gereken maçın kopmamasının bir nedenini de bu duruma bağlamak mümkün. Dün akşam Trabzonspor, bozulan serisinin moral bozukluğuna rağmen coşkuluydu maça başlarken. Kazanmasını da bildi ve kısıtlı kadrosuyla yeni bir seriye yelken açtı. Rüzgar ne kadar yardım eder bilinmez ama Trabzonspor yeniden bir yola girmiş oldu bu galibiyetle. Hakem konusunda birkaç not almayı düşündüm çok fazla not olunca bıraktım not almayı... Basmalar, tabanlar, fauller bir tarafa dakika 48'de korner direk dibinde bir taç atışı 'Yer düzeltmesi' oldu ki, nedenini anlamadım.

Trabzonspor çok ciddi bir mağlubiyet sonrasında Kasımpaşa maçı için İstanbul’a geliyor. Kasımpaşa takımı Fuat Çapa ile birlikte istikrarlı bir görüntü veremese de, maç maç birbiriyle örtüşmeyen performansları ile de kafa karıştırıyor. Düşme hattına yakınlıklıkları yaşadıkları muhtemel stresi düşündürüyor. Bu durum oyunlarına da yansıyor ancak mevcut teknik adamla modern futbol üreticisi olma gayretleri saygıyı hak ediyor. Yusuf Erdoğan takımı adına en önemli hücum aktörü. Trabzonspor karşısında da kontrollü oyun ve hızlı geçiş silahlarıyla sonuca gitmek isteyeceklerdir.

Ne fiziksel ne taktiksel...

Trabzonspor’un, her hafta güçlendirdiği oyunundan, sert bir mağlubiyet yaşamış olsa dahi vazgeçeceği elbette düşünülemez. Sezona kötü başlayıp, Abdullah Avcı ile birlikte yükselişe geçen Trabzonspor’un büyük maç sonrası yaşanan mağlubiyetin psikolojisinden bir an önce çıkması için adeta fırsat maçı Kasımpaşa mücadelesi. O nedenle bu karşılaşma öncesi kısa hazırlık evresi; fiziksel ya da taktiksel çalışmalar kadar psikolojik hazırlık mesaisine de sebep olmuştur.

Tekrar seriye bağlayacaktır

Duygusal gerilemenin kısa sürmesi ve Trabzonspor’un bu süreci seri galibiyetlere bağlaması ile yeniden koşuya başlaması bekleniyor. İleri uçta Nwakaeme takımı adına öne çıkacaktır. Krizler güçlü oyuncuların sahaya karakter koymaları, koyarken de arkadaşlarını motive etmeleri ile aşılabiliyor çünkü.

Trabzonspor iyi kapanmaya çalışırken, çıkma konusunda başarısız oldu. Ekuban ve Djaniny bekleneni veremedi. Uzun süre sonra kaybeden ev sahibi aynı oyunu oynadı ama orta alanı rakibe bu kadar teslim etmesi gerçekten şaşırttı.

Kadro tercihiyle aldığı riski çok büyük bir kazanca dönüştüren Erol Bulut, maçı da eli çok daha güçlenerek tamamlamış oldu. Kadro tercihi ile adeta kamuoyunun ve rakip teknik ekibin kafasında oluşturduğu soru işaretleriyle de ön plana çıktı. Olmak ya da olmamak havasına sokulan karşılaşmadan kazandıkları üç puan Trabzonspor'un da serisini sonlandırdı. Trabzonspor'un mevcut bek sorunu maçta diğer unsurlarla tolere ediliyordu ki, Serkan Asan'ın yaptığı bireysel hata Trabzonspor'un tüm planlarının da sonu oldu. Karşılaşmanın başında rakibini biraz da anlayabilme adına olduğunu düşündüren "topu rakibe bırakma" durumu yaşandı.

Tüm umutları bitirdi

İyi kapanmaya çalışırken, çıkma konusunda ise başarısız oldular... Geçişlerde Ekuban'ın, Djaniny'nin bekleneni verememesi bu oyunu ilk bölümlerde daha da etkisiz kıldı denilebilir. Oyunun ikinci yarısında oyuna tamamen ortak olduğunu gösteren, istatistikleri dengelemeye başlayan Trabzonspor'un yediği gol tüm umutlarını da bitirdi. Karşılaşmada iki takım da takım savunması konusunda iyi işler yaptı. Szalai'nin sol tarafta Pelkas'la etkili

oyunu, orta alanda da Sosa'nın liderliği Fenerbahçe'de ön plana çıkan durumlardı.Hakem Uğurlu ve VAR...

Trabzonspor, rakibinin bir çok derdine rağmen, krizine rağmen orta alanda rakibinin etkili oyununa karşı etkisizliğiyle de kaybetmiş oldu. Trabzonspor, uzun zaman sonra kaybetti. Aslında benzer oyununu oynadı... Gol de bulabilirdi. Ancak orta alanı özellikle rakibe bu kadar teslim etmeleri şaşırtıcı durum olarak geceye damga vurdu denilebilir. Yine de her şeye rağmen son bölüm kaçan goller ve tartışılacak pozisyonlar da çok fazlaydı. Valencia'nın Bakasetas'a dirseğini, kısa süre bile değerlendirmeye almayan VAR ve Yaşar Kemal Uğurlu, müesseselerine olan güvensizliği perçinlediler.

Daha önce birlikte çalışmış iki teknik adamın karşı karşıya geleceği dev maç, bu özelliğiyle de dikkat çekici... Birbirlerinin oyuna dair davranışlarını, rakip formasyonlara dair yaklaşımlarını ezbere biliyor olmalılar... Oyun başlangıçlarına göre, skorlara göre, gidişata göre hatta; eski çalışma arkadaşının nasıl pozisyon alacağına dair herkesten daha fazla kanaatleri söz konusu. Aslında özeti şu, krizi fırsata çevirmek adına Erol Bulut, rakibinin krizini fırsata çevirmek isteyecek bir Abdullah Avcı satrancı izleyeceğiz.

Hedefe gizli gizli yaklaşıyorlar

Güçlü, çeşitli, geniş kadrosuyla Fenerbahçe bir tarafta, daha mütevazı kadrosuyla da Trabzonspor diğer tarafta.

Takım savunmasını düzene sokmuş, devre arası da net hamlelerle kadrosunu, oyunu ile paralel şekilde güçlendirmiş bir Trabzonspor var ve mutlak kazanmak istiyorlar. Seriyi devam ettirmek ve hedefine gizli gizli yaklaşmaya devam etmek niyetindeler... Fenerbahçe ise mutlak kaybetmemek üzerine bina etmiş olmalı kritik maçı... Olumsuz sonucun bambaşka sonuçlar doğuracağı düşünüldüğünde önce kaybetmeme, topu uzun süre rakibe bırakma, doğru geçişlerle kazanmayı istemeleri akla uygun ve yatkın ihtimal olarak geliyor.

Taktik ikinci planda çünkü...

Dev maç, ezeli iki rekabet söz konusu olunca aslında taktik konular ikinci plana düşebiliyor ama ben taktik savaşın bir çok psikolojik unsurun önüne geçeceğini düşünüyorum. 'Sabır' her iki teknik adamın da uygulamak ve sonuç almak isteyecekleri oyunlarının ana ögesi olacak gibi. Sabırlı oynayan istediği sonucu alacak. Topun daha fazla Trabzonspor’da kalacağını düşünüyorum.

Abdullah Avcı ve oyun anlayışı gol yemiyor. Rakamlarla sabit bu durum rakibi için yeni oyunlar üretmek için ekstra çaba, ekstra arayış demek. Erol Bulut ve onun oyun anlayışı ise çok fazla yeni oyun göstermedi bizlere... Bu özelliğiyle de bakıldığında 'Sabır, temkin, kontrol, itidal' gibi kelimelerle izah edilecek bir maç beklentisi de normal gibi.