‘’Taç deyip geçmemeli‘’
Top orta saha çizgisine yakın yerden taca çıktığında İrfan Can Kahveci’nin topu, top toplayıcı çocuktan alıp Adana Demirspor savunmasının arkasına uzun atması Fenerbahçe adına maçı çözen hücum seti olarak kayıtlara geçti. Pratik zekanın oyun yorumuyla harmanlandığı hızlı bir taç organizasyonu Dzeko’nun golüyle sonuçlandığında maçın senaryosu İrfan ve takım arkadaşları için netleşmeye başlamıştı. Taç deyip geçmemek gerek. Bir taç dün gece Fenerbahçe’nin maçı kazanmasının önünü açan en önemli hücum setine dönüştü. Szymanski, Polonya Milli Takımı’nı EURO 2024’e taşımanın moraliyle Kadıköy’de fırtınayı başlatan oyuncuydu. İlk yarıda Adana Demirspor ceza sahasına topla çok rahat girdi, pozisyon buldu, Fenerbahçe’yi kaleye taşıyan isimdi. Ne var ki, Fenerbahçe golü erken bulmasına rağmen kalecisi İrfan Can Eğribayat’ın yaptığı basit bir hata sonucu tabela üstünlüğünü çabuk yitirdi. Her çiçek her toprakta yetişmez derler, Serdar Dursun için bu geçerli olsa gerek.
Büyük liderlik
Kötü geçen Fatih Karagümrük döneminin ardından yeniden katıldığı Fenerbahçe’de oyuna girdiği Çaykur Rizespor maçını çeviren oyuncu olan Serdar dün gece girer girmez kendi frikiğini kazandı, sonra onu kafayla gole çevirdi ve maçı 4-2’ye taşıyarak takımını rahatlattı. Tadic’in temposu, Ajax döneminin gerisinde olabilir ama klası hala aynı seviyede. Maçı 2-1’e getirmelerine rağmen baskı yedikleri bir dönemde Demirspor kalecisinin çıkmasını değerlendirip orta sahadan klas bir gol atan Tadic büyük liderliğine devam ediyor. Fenerbahçe zor bir süreçte stresli bir maçı kazandı ve 7 haftalık final serisinde geri sayımını sürdürdü.
‘’Icardi modu!‘’
Galatasaray için Ali Sami Yen büyüsü denen bir gerçek var. Hatayspor’a karşı kendi vasatının altında bir gecede bile Icardi’nin korner organizasyonunda attığı kafa golüyle kazanabiliyor. Ligin bitimine artık 7 hafta kaldı, yarış alev alev sürüyorken iyi oyundan ziyade kayıpsız biten 90 dakikalar antrenörler için çok daha önemli görünüyor. Okan Buruk, aylardır formadan uzak kalan Ziyech’i sağ önde kullanınca Barış Alper Yılmaz maça sağ bekte başladı. Ziyech fizik olarak kötü durumda. Hücum aksiyonlarından aldığı rol çok sınırlı kaldı. Karşısında oynayan Ghoulam ve Rivas’a karşı zorlandığı bir maç oynadı. 68. dakikadan sonra Kaan Ayhan Ziyech’in yerine girince Barış Alper’e forvetin yolu açıldı. Barış Alper kesinlikle önde oynamalı şimdilik Tete’den de Ziyech’ten de daha iyi durumda. Güçlü, ayakta kalıyor ve rakiplerine eşleşme sorunu yaşatıyor.
Vasatı aşamadı ama..
Geçtiğimiz günlerde Manchester City’nin İspanyol orta sahası Rodri, ‘Biz şampiyonluk modunu açtığımızda kupalar kazanırız’ açıklamasını yaptığında sanırım Icardi o röportajı izliyordu. Sezonun ortasında formundan hayli uzak görünen Icardi, Kasımpaşa maçından bu yana kendi şampiyonluk modunu açmışa benziyor. Hatayspor’a karşı da duran top organizasyonunda sezgileriyle topu ağlara gönderdiğinde bu Arjantinlinin son 3 maçtaki 4. golü olarak kayıtlara geçti. Galatasaray dün gece Hatayspor’a karşı vasatı aşamadı, koca 90 dakikada sadece 2 isabetli şut atabildi, kalesinde pozisyon verdi ama Icardi’si olduğu için kazandı.
‘’Çözüm için değişiklikler lazım‘’
A Milli Takımımız’ın EURO 2024 öncesi iki sınavı birbirinden siyahla beyaz kadar ayrı değerlendirilmeli. Macaristan maçında elle tutulur donelere sahiptik ve bunun üzerine gidip gelişebilirdik. Santrforsuz oyun denemelerinde Semih’in rolünün belirginleşmesini sağlamayı konuşabilir, sol beke Ferdi geldiğinde Kenan Yıldız’ı ceza sahasına daha çok sokma gibi futbol üzerine kafa yorabilirdik. Ama Avusturya maçı bir hazırlıktan öte hezimete dönüştü. Montella’nın, Cenk Özkaçar’ı sol bek kullanma ısrarı ve Kenan’ı santrfora çekme çabasını bile konuşamaz duruma geldik.
Çünkü Avusturya karşısında gerçek bir hezimet provası yaptık. Montella’nın dediği gibi tek sorunumuz gol mü? Elbette hayır. Öncelikli sorunumuz; oyunun geriden kurulumu, Hakan Çalhanoğlu’nun regista rolündeki yardımcısının kim olacağı, sonrasında santrforsuz oyunda forvetlerin bitiricilik meziyetleri. Semih Kılıçsoy’u acilen A Milli Takım kadrosuna dahil etme, kalede Mert Günok’a gitme, stoper tandemi için Çağlar ile Abdülkerim’i ilk sıraya yazma, Cenk Özkaçar’ı sol bek rotasyonundan çıkarma EURO 2024 için en öncelikli çözüm yolları olarak görünüyor.
‘’İlk uçakla gelmeli‘’
Macaristan karşısında ilk yarıda fizik olarak güçlü görünsek de en iddialı olduğumuz hücum aksiyonlarında beklenenin altında kaldık. Macaristan karşısında bir penaltı golüyle kaybetmiş olmamıza rağmen bazı parametrelerde gelişim emareleri göstermemiz pozitifti. Hakan Çalhanoğlu düne kadar Pirlo’nun etliye sütlüye karışmayan hali gibiydi. Macaristan’a karşı içindeki Gattuso’yu dışarı çıkartmışa benziyordu. Fiziksel açıdan güçlü, ikili mücadelelerde başarılıydı, kayarak kazandığı toplar dikkat çekiciydi. İnter Teknik Direktörü Simone İnzaghi, Hakan’a son iki sezonda Barella’nın da desteğiyle boyut atlatmıştı. Görünen o ki; Montella EURO 2024’teki registasını bulmuş sadece yanındaki destekçilerin kim olacağına karar vermeye çalışıyor. EURO2024’te Montella’nın 11’inin bankolarından birinin Kenan Yıldız olacağını kestirmek güç değil. Kenan dün Macaristan’a karşı sahada kaldığı süre içerisinde bir kez Hakan’ın pasıyla karşı karşıya pozisyona girdi ve kaçırdı. Çalışkandı, özgüveni yüksekti ama öldürücü driplinglerini daha çok denemeli.
Kolay olmayacak
Kenan’ın çocukluk arkadaşı Can Uzun ilk kez Milli formayı giyerken genç Juventus’lunun yerine sol forvete geçti. Sol bekte başlayan Rıdvan Yılmaz erken sakatlanıp çıktıktan sonra yerine Mert Müldür girdi. Sağ bekimiz Zeki Çelik de son bölümde Barış Alper ile değişti. Sanırım Ferdi Kadıoğlu sağlıklı olduğu sürece sol bekte rakipsiz görünüyor. Enes yedek kulübesi de dahil tek orijinal santrfordu. Beklentinin altında kaldı. Montella’nın oynamayı planladığı santrforsuz turnuva oyununda Enes’in işi kolay olmayacak. O yüzden Montella’nın, ekmeğini taştan çıkaran Semih Kılıçsoy’a daha çok ihtiyacı olacak. Ama bunun için önce U21’e gönderdiği Semih’i ilk uçakla Milli Takım kampına getirmesi gerekiyor.
‘’İnanılmaz‘’
Maçın başlama düdüğüyle birlikte Fenerbahçe istediği gibi topa sahipti, Dzeko’nun derindeki oyunuyla orta sahayı tamamen ele geçirdi. Sahada nereye baksan sarı formalı futbolcular görülüyordu, Trabzonspor orta sahası tesislerden stada gelmemiş gibiydi. İsmail ile Fred’in ikisi bile Trazonspor’un bol hata yapan orta sahasına bariz üstünlük kuruyorken Dzeko’nun katkısı oyunu daha tek taraflı hale getirdi. İlk yarıda Trabzonpor’un gol beklentisi 0.01 iken Fenerbahçe Fred’in son dakikada attığı ikinci golle soyunma odasına hayli avantajlı gitti. Abdullah Avcı’nın ikinci yarıya başlarken stoperden Fernandes’i çıkarıp Bardhi’yi alması, Mendy’yi stopere çekmesi maçın senaryosunu değiştirmek için yeterli olmuş gibi görünüyordu.
Resmen sulu bir derbi
Trabzonlu taraftarlarca sahaya atılan pet su şişeleri ve yabancı maddeler dakikalarca sürünce oyunun temposu hayli düştü. Üstüne Bardhi’nin frikik golü gelince Trabzonspor’un oyuna geri dönme umudu belirdi. Maç 2-2’ye gelene kadar resmen sulu bir derbi izledik. Sahada futbolcular arasında gerilim normaldi ama tribünlerin ateşi hiç düşmek bilmedi. İsmail Kartal’ın Batshuayi ile Serdar Dursun’u oyuna sokup 2 santrfora dönüşü işe yaradı ve Fenerbahçe son dakikada maçı kazandı. Ülke futbolunda şaşırma duygumuzu yitirdik artık. ‘Daha kötü ne olabilir ki?’ dediğimiz her an yeni bir şeyler oluyor. Şimdide taraftarın sahaya inişi Fenerbahçeli futbolcularla yumruk yumruğa kavga edişi. ‘İnanılmaz’ diye bir tabiri rafa kaldırmak lazım çünkü her şeye inanılır artık.
‘’Rahatlıktan‘’
İlk maçın 3-0 kazanılmasının rahatlığı İsmail Kartal’ın kadro seçimine fazlasıyla yansıdı. Kaleye İrfan Can’ı koyup Ryan Kent’i sol forvette kullanan İsmail hoca önde de yine Batshuayi’yi tercih etti. Batshuayi, alışılmışın dışında bir maç başlangıcına imza attı. Sahada ‘Edin Batshuayi’yi izletmeye çok niyetliydi. Nitekim 18. dakikada Batshuayi’nin yarattığı bir pozisyon seyrettik. Savunmanın önüne kadar gelip oyunun kurulumuna katılan Belçikalı santrfor Dzeko’nun kostümünü giymiş gibiydi. Onun başlattığı atak İrfan Can Kahveci’nin pası ve Osayi’nin ağlara gönderdiği topla bittiğinde ofsayt bayrağı kalkmış olsa da harikulade bir organizasyon izlemiş olduk. Ama sonrasında gözler hep Dzeko’yu aradı durdu çünkü Batshuayi’nin fabrika ayarlarına dönmesi uzun sürmedi. Dzeko ile Batshuayi arasındaki en büyük farkı 75’ten sonra gördük sanırım. Geriye yaslanmayı reddettiğini jest, mimikleriyle gösterdi, sahadaki herkesi öne çağırdı, derine geldi oyunu kurdu ve maçı bitirdi.
İki kişilik Djiku
İsmail Kartal’ın ilk maça başlama planının sebebi aslında Fenerbahçe’nin yediği golün organizasyonunda gizliydi. US Gilloise forveti, Osayi’nin üzerinden ortayı kestiğinde arka direkte sol bek savunmasıyla bertaraf edilecek bir pozisyon Ferdi’nin kısa kalması sebebiyle top ağlarla buluştu. Djiku dün gece savunmanın sigortası gibiydi. Ganalı stoper harika oyun kuruculuğunun yanında Becao’nun sert savunmasından esintiler sundu. Birçok pozisyonda doğru yerdeydi, rakibin tehlikeli ataklarını kesti, adeta iki kişilik oynadı.
‘’Yüksek gerilim‘’
Kadıköy’de oynarken Fenerbahçeli futbolcular inanılmaz bir baskı altına giriyor. İsmail Kartal ve futbolcuları Pendikspor’la birlikte evde oynanan son 4 maçın tamamında kalesinde ilk golü gören taraftı. Dün gece öylesine yüksek gerilimli bir ilk yarı oynandı ki adeta iki takımın futbolcularının kramponlardan ateş çıkıyordu. Oyun çok fazla durdu, tam 28 faul yapıldı, yatan kalkmadı, uzatmalarla birlikte 59 dakikanın 36 dakikası boşa geçti, top sadece 23 dakika oyunda kalabildi. Tüm bu gerilim aslında Fenerbahçe’nin oyun konsantrasyonunu alıp götürünce, Dzeko ve arkadaşları 0 isabetli şut ve sadece 0,38 gol beklentisi ile devreyi bitirdi. İlk yarı boyunca Mert Hakan enerjisinin yüzde 90’ını hakem ve rakiple tartışmaya yüzde 10’unu topa harcadı. Fenerbahçe hücum setlerinde 8 numaranın rolü bu kadar belirginken Mert Hakan gereksiz enerji sarfiyatından senaryonun dışına çıktı ilk 45 dakikada. Hatta bir ara Dzeko’yu bile isyan ettirdi Mert Hakan. İkinci yarının başlangıcıyla Mert Hakan gerilimi azalttı, oyuna odaklandı ve harikulade bir golle tabelaya eşitliği getirdi. Gerilimi yönetememesi ona büyük zarar veriyor, farkına vardığında ise iyi bir takım oyuncusuna dönüşüyor.
Sarıları olanları aldı
İsmail Kartal da yüksek gerilimin farkındaydı ve ikinci yarıya sarı kartlı Oosterwolde ve Mert Müldür’ün yerine Osayi ile Djiku’yu alarak başladı. Üstüne Cengiz-İrfan Can ve golü atmasına rağmen Mert Hakan-Batshuayi değişimi geldi. Fenerbahçe, Mert Hakan’ın golüyle işaret fişeğini yaksa da maçın saneryosunu değiştiren; İrfan Can Kahveci’nin girdikten sonra hücum aksiyonlarında aldığı rol ve Wellinton’un atılmasıyla Pendik’in 10 kişi kalması oldu.
‘’Demirbay mucizesi‘’
Kerem Demirbay öylesine müthiş bir ilk yarı oynadı ki, adeta Bundesliga’daki prime dönemlerine taş çıkarttı. Sezon başında lige adapte olma sorunu yaşayan Kerem Demirbay’ın aylar ilerledikçe Ali Sami Yen’e nasıl kök saldığını Galatasaray’ı nasıl sahiplendiğine şahit oluyoruz. Galatasaray taraftarının ‘dayı’sı dün gece adeta alev aldı, ceza sahası dışından iki nefis gol attı, Icardi’nin ikram ettiği penaltıyla üçlemeyi tamamladı, maçın yıldızı oldu. Kerem Demirbay uçarken Torreira’nın orta sahada boş durduğunu söylemek haksızlık olur. Uruguaylı orta saha iki sezondur her maçta aradığı Galatasaray kariyerindeki ilk golünü dün Rizespor’a karşı buldu. Torreira ile Kerem’in bu kadar iyi oynadığı ilk yarıda Galatasaray’ın 4 gole ulaşması garip değil doğrusu. Bu ikilinin son haftalarda kusursuza yaklaşan uyumlarına bakarak Okan Buruk’un Galatasaray’a imza attığı günden beri aradığı ve kemikleştirmek istediği orta saha kurgusuna çok yaklaştığını söyleyelim.
Esas adam Mertens
Sanırım Galatasaray’ın ligdeki bu konforlu oyununu sağlayanın Mertens’li ‘4-2-3- 1’ olduğunu söylemeye gerek yok. Okan Buruk sezon başında Zaha’yı sola koyabilmek için Kerem Aktürkoğlu’nu forvet arkasına çekip yeni bir kurgu denemiş olsa da aradığı konforu yine Mertens’te buldu. Futbolu bırakmaya hazırlanırken bir anda Galatasaray’da oyunun temel taşına dönen 37 yaşındaki Mertens kariyerinin verimli dönemlerinden birini geçiriyor. Galatasaray yıpratıcı bir fikstürden çıkarken 2 kupadan birden elenmişti. Şimdi geçen sezonki düzenlerine dönmenin konforunu yaşıyorlar. Haftada sadece 1 maç oynayarak ilerleyecek olmak Icardi ve arkadaşları için fazladan taktik idman, dinlenme ve toparlanma anlamına gelecek.