‘’Oyun Palut'un, tabela Terim'in‘’
Galatasaray’ın ilk yarıda Halil’i Mohamed’le kullandığı düzen, merkezde Berkan’ın eksikliğini hissettirmedi. Mohamed, Rize deplasmanından yükselerek gittiği Mısır Milli Takımı’yla iyi bir Libya maçı oynayıp döndüğünden hayli moralli ve formdaydı. Golü çok erken atarak Galatasaray’a rahat nefes aldırdı. Fakat Terim’in golden sonraki planı işlemedi. Taylan orta sahada doğru pas tercihleriyle Morutan ve Cicaldau’yu oyunun içinde tutarken erken bir sarı kart ile riskini yükseltince devrede oyundan çıkarıldı. Fakat yerine giren Assuncao o kadar acemi göründü ki, top kayıpları, yanlış pas tercihleri ve gereksiz taça vurulan toplarla Galatasaray’ın ekstra baskı altında kalmasına sebep oldu.
Santrfor acemiliği
İlhan Palut, ilk kez forma verdiği Oğulcan’dan merkezde beklediğinden bile daha iyi performans almasına rağmen Rahmanoviç’in santrfor acemilikleriyle pozisyonları harcadı. İkinci yarı oyunun tüm momentumu Konyaspor’dayken Fatih Terim 60. dakikada 4 oyuncu değişikliği hakkını kullandı. Fakat oyunda değişen bir durum olmadı. İlhan hoca özellikle Serdar’ın bire birlerinden memnun olduğundan 74’e kadar bekledi, Michalak’ı oyuna aldıkdan sonra da Serdar Gürler’i sol kanada çekerek etkinliğini sürdürdü. Bir ara topa yüzde 70’lerin üzerinde sahip olan Konyaspor, Rahmanoviç’in bitiremediği pozisyonlardan dolayı etkinliğini tabelaya yansıtamadı.
İyi etüt edilmeli
Galatasaray erken bulduğu golle maçı kazanmayı başarsa da Fatih Terim’in Konyaspor maçını iyi etüt etmesi gerekiyor. Bu kadar baskı yiyip, ceza sahasında oynanan bir maçta gol yemediyse rakibin santrforunun şanssızlığına dua etmeli. Ya da kendi şansına. Sanırım Berkan’ın ve iyi bir 6 numaranın eksikliğinin nelere mal olduğu görülmüştür
‘’Artık her şey Norveç'e bağlı‘’
Norveç beraberliği gruptan ikinci çıkma umutlarımızı azalttı. Fikstüre bakıldığında Letonya ve Karadağ ile deplasmanda oynayacağız, içeride Cebelitarık ile karşılaşacağız. Norveç ise Letonya ve Karadağ ile evinde, Hollanda ile deplasmanda karşılaşacak. Biz 12 puandayız, 3 maçta 9 yaparsak maksimum 21’e ulaşırız. Norveç’in 21’e ulaşması için 7 alması yetiyor. Fakat bu bir FIFA organizasyonu ve ikili değil genel averaja bakılıyor. Norveç bizden 4 averaj önde, bu da demek oluyor ki, 21’e ulaşmaları halinde sadece 9 puan yetmez averajımızı düzeltmemiz gerekiyor. Açıkçası işimiz kolay değil. İçeride yenemediğimiz Letonya ve Karadağ’ı deplasmanda devirmemiz elbette kolay olmayacak. Norveç’in sonHollanda maçına çıkmadan oynayacağı Letonya ya da Karadağ maçlarından birinde takılması için dua edeceğiz.
‘’Kuntz'un inadını yenemedik‘’
Dünya Kupası'na katılım için en gerçekçi hedefimiz grubu ikinci bitirip Play-Off’u zorlamaktı. Ne var ki, Norveç’e karşı öne geçmemize rağmen oyunu tutamayıp maçı 1 puanla bitirmek bizi büyük ihtimalle üçüncülüğe yapıştıracak gibi görünüyor. Norveç savunmasına karşı çok erken başlayan yüksek şiddetli baskı Kuntz’un en önemli silahı oldu. Norveç'in hocası hafta başında 'her 100 kornerde 1 gol atıyoruz. Bunu geliştirmeliyiz' diye teknik ekibine takviye yaparken, bize karşı üçüncü kornerde golü buldu. Ozan Tufan Milli Takım'da banko oynar diye bir kural yoksa Berkan Kutlu çok daha formda ve formayı o hak ediyordu. Kuntz’un kariyerden önce son 3 aylık performansa bakması gerekirdi. Milli Takım'da en formda futbolcular oynamalı.
'Oyun Halil'i çağırdı'
Hakan Çalhanoğlu ilk yarıda Berat’ın solunda oynadı maalesef Caner ve Kerem'in olduğu kanat Hakan'ın da katılımıyla büyük açıklar verdi. İkinci yarıda 3'lü orta sahanın sağına geçti. Milli Takım’ın oyununda gözle görülür bir değişim olmadı. Hakan, Milli Takım'da Terim, Lucescu ve Güneş ile çalıştı. Fakat hiç biriyle kendi kulüp kariyerindeki kadar başarılı olamadı. İnter'in 3-5-2'sinde ağırlıklı olarak Barella'nın solunda oynayan Hakan'ı 3'lü merkezin solunda başlatan Kuntz oyuncudan beklediğini alamayınca ikinci yarı sağa kaydırdı. Ama değişen bir durum olmadı. Maçın son bölümünde oyun resmen Halil Dervişoğlu'nu çağırsa da Kuntz ısrarla Kenan Karaman'ı oyuna attı ve 1 puana razı oldu.
‘’Bir ihtimal daha yok‘’
A Milli Futbol Takımımız’da Stefan Kuntz ile yeni bir döneme giriyoruz. Alman hocanın önünde 4 kritik maç var ve Norveç’i yenerek başlamanın dışında bir ihtimalimiz yok gibi görünüyor. Şenol Güneş ile oynadığımız son maçta Hollanda'dan 6 yediğimiz için genel averajımızdan 5 gol kaybettiğimizden gerçekçi bir yaklaşımla grubu ikinci bitirip Play-Off oynamaya hak kazanma ihtimalimiz var. Elbette matematiksel olarak liderlik söz konusu fakat bunun için hem Hollanda'nın hem Norveç’in mucizevi şekilde maç kaybetmeleri gerekecek.
En büyük sınav Hakan olacak
Kuntz’un aday kadroya çağırdığı isimlere bakarak Şenol Güneş’ten farkını anlamak kolay değil. Bunun için maç performansını görmemiz gerekiyor. Güneş, ağırlıklı olarak 4-1-4-1 oynatıyordu, Kuntz’un Alman U21’deki son 5 yıllık tercihi genelde 4-3-3 üzerineydi. Norveç sakatlıklarla boğuştuğu kötü bir dönem geçiriyor. Haaland, Joshua King, Svensson ve Ajer sakat, Berge de Kovid-19 karantinasında olduğundan teknik direktör Solbakken, Norveç Ligi gol kralı Omoijuanfo’yu davet etti. Rakibin bu dezavantajına karşılık Kuntz’un elinde daha formda bir kadro olacak. Çağlar kırmızı kart cezalısı olduğundan Merih ve Kaan tandemi garanti bir tercih olur. Savunmanın önünde, Abdullah Avcı’nın istediği pas kalitesi düzeyine her maç daha da yaklaşan Berat’ın oynaması Kuntz’un mantalitesini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Kuntz en büyük sınavını ise Hakan Çalhanoğlu’nda verecek gibi görünüyor. Hakan’ı kulüp performansına çıkaran bir Milli Takım hocamız olmadı. İnter'de bu sezon 3- 5-2’nin merkezinde Barella ile oyunu daha geriden okuma ve kurma fırsatı bulan Hakan için Kuntz’un vereceği karar hem Norveç’e karşı hem de önümüzdeki dönemde Milli Takımımız’ın geleceğine ışık tutacak. Umarım Hakan’ı kanatta oynatma fantezisine yeltenmez.
‘’Sonuç odaklı oyun‘’
Fenerbahçe adına Kasımpaşa maçı 3 puan alınan fakat ideal futboldan uzak kalınan bir 90 dakika olarak hatırlanabilir. Unutulmaması gereken şu ki, Pereira olaya sizin bizim baktığımız pencereden bakmıyor. Yüksek tempo, sert savunma ve sonuç odaklı ilerliyor. Bu da Fenerbahçe’yi 8. hafta sonunda liderlik koltuğunda tutuyor. Ferdi Kadıoğlu, sahada en çok topla buluşan Fenerbahçeli futbolcuydu. Pereira’nın sağ kenarda başlattığı genç futbolcu, ilk yarıda maçın temposuna ayak uydurdu. Karşısında oynayan Yusuf Erdoğan ve Eren’e üstünlük kurdu. Yüzde 83 pas isabet oranı ve 8 ikili mücadele kazanma rakamıyla üzerine düşeni yaptı. Ne var ki, sağ ayağını fazla kullandığından içeri kat edip şut opsiyonu yaratamadı.
İkinci yarıda Kasımpaşa Cihat Arslan’ın Dirar hamlesiyle sağ tarafına hareket kattı. Oyuna Crespo’nun yerine giren Zajc’tan baskıyla kazanılan topun devamında golü bularak Pereira’nın ilk hamlesini boşa çıkardılar. Dirar’ın istekli oyunuyla baskıyı sürekli hale getirmek için yüksek tempoda kalmaya çalıştılarsa da Pereira’nın golden hemen sonra Muhammed-Novak değişikliği hem Zajc’ı rahatlattı hem Dirar’a önlem oldu.
Gecenin sorusu
Stefan Kuntz, Ferdi Kadıoğlu’nu Hollanda’ya kaptırmamak için daha alıcı bir gözle mi izlese?
Maçın starı
Pereira'nin sağ kenarda oynattığı Ferdi sahada en çok topla buluşan Fenerbahçeli oldu. Yüzde 83 pas isabet oranı, 8 ikili mücadele kazanımıyla maçın yıldızı oldu.
Maçın olayı
Kasımpaşa’nın sağ beki Hadergjonaj’ın sahanın en çok topla buluşan oyuncusu (75) olmasına rağmen Kadıköy’de ter döken 31 futbolcu arasında en kötü pas yüzdesiyle oynaması. (Yüzde 59)
Kısa Mesaj
Fenerbahçe’nin iyi oynamadığı bir maçı kazanarak Milli araya lider girmesi önemli ama dönüşte Pereira’nın Trabzon (d), Antwerp, Alanya ve Konya (d) maçları için planını sağlam yapması gerekecek.
‘’Güven kazandı‘’
Beşiktaş, Şampiyon Ligi için kurduğu kadroyu sakatlıklardan dolayı Sivasspor karşısında tam anlamıyla kullanamadı. Sivasspor dirençli ve birlikte oynama pratiği yüksek bir takım olmasına rağmen Beşiktaş standartlarının altında kalarak bile maçı kazanmayı başardı. Geçen hafta Altay'a karşı Batshuayi'nin yerine santrfor oynayan Güven'i bu kez solda başlatan Sergen hoca Kenan'ı sağda kullandı. Sonra da bu ikilinin yerini değiştirdi. Güven birisi jeneriklik 2 gol atarak Sergen Yalçın'a Milli maçlar sonrası için yeni bir seçenek sundu. Sanırım genç futbolcu için 2 gol büyük bir değişimi de beraberinde getirecek. Kim bilir? Güven, Sergen hocanın gözünde Ghezzal döndüğünde sol forvette Kenan'ın önüne geçmiştir belki de. Can'a verilmeyen faule tepki gösteren Sergen Yalçın'ın 43'te kırmızı kart görmesi maçın kırılma anlarından biriydi. Sergen Yalçın, oyun devam ederken tepkisini topa vurarak gösterdiği için atıldı ama en az onun kadar garip olan hakem Yaşar Kemal Uğurlu'nun kart çıkarırken sergilediği vücut diliydi.
Anlamlı bir galibiyet
İlk 11'de tam 5 tane 22 yaş altı futbolcuyla başlayan Sergen hoca için bu galibiyet diğerlerinden biraz daha anlamlı olsa gerek. Genç stoper Serdar bir haftada 3. maçını oynarken, Rıdvan kendi kalesine attığı nefis golün ardından yaptığı asistle güvenini geri kazandı. Sakatlıklardan dolayı büyük türbülansa giren Beşiktaş çok zor bir rakibi Dolmabahçe'de yendi. Bu galibiyet takımın güvenini geri kazanması adına çok önemli.
‘’Pereira'nın gecesi‘’
Vitor Pereira için Olympiakos maçı farklı anlamlar taşıyor. Nitekim ilk Fenerbahçe serüvenine başlamadan evvel Olympiakos’u Yunan Ligi’nde şampiyonluğa taşımıştı. Ayrıca Olympiakos’un başında bulunan Pedro Martins de bir Portekizli ve bu maç hocaların düellosuna sahne olacak.
Kadıköy’de yükselen formuyla Fenerbahçe’nin bir adım önde olduğu söylenebilir. Olympiakos Valbuena, Onyekuru ve El Arabi gibi iyi hücumculara sahip. Fenerbahçe yüksek tempolara çıktığında Onyekuru’nun savunma arkası koşularına dikkat etmeli.
Elbette 3-4-3’ün kenar savunması 4-4-2 ile oynayan Olympiakos’a karşı bazı dezavantajlar içeriyor. Ama Hatay maçında Szalai ve Novak’ın kenar destekleri tatmin ediciydi. Frankfurt deplasmanından 1 puanla dönen Fenerbahçe’yi kadro kalitesi, temposu ve Pereira’nın formuyla bir adım önde görüyorum.
‘’Bu seviyede bu faul!‘’
Sergen Yalçın’ın, 46’daki müdahalesiyle Kenan sola Töre sağa, Oğuzhan ise Salih’in yerine merkeze geçti. Bu değişimle Kenan’ın soldan top getirdiğine, Töre’nin içeriye kat ederek Rosier’i çizgiye bastırdığına şahit olabildik. Nitekim Kenan’ın taşıdığı topu nizami bir şekilde ağlara göndermesi maçın en tartışılacak pozisyonu oluverdi. Fransız hakem Benoit Bastian nizami şarjı faulle kesip pozisyonun VAR’a taşınmasını engelledi ve golü iptal etti.
Tam bir uyanık hakemlik davranışıydı doğrusu. Böyle faul olmaz, en azından Şampiyonlar Ligi seviyesinde olmaz. Pozisyonun faul olduğunu düşünüyorsan bile çalma VAR’dan dönerse dönsün. Bu sezon Ulenberg’in verdiği seminerde söylediği, ‘Bir nefes bekle’ teamülüne de kurallara da aykırı bir hakem davranışı izledik Benoit Bastien’den.
Bu kadar eksiğin olduğu bir maçta Sergen Yalçın’a ve sahaya sürdüğü futbolcularına, rakip ceza sahasında topla buluşma sayısında Ajax’ın 51/5 üstünlük kurmasının hesabı sorulmaz. O yüzden biz hocanın son 20 dakikayı iki 18’lik stoperle bitirmesini konuşalım. 2-0 kaybetmelerine rağmen bunu hak ediyorlar.
Gecenin sorusu
Fransız hakem Bastien, Kenan Karaman’ın nizami golüne faul çalarken ne düşünüyordu acaba?
Maçın starı
Ersin Destanoğlu’nun son bir yıldaki gelişimi göz kamaştırıcı. 2 gol yemesine rağmen Ajax deplasmanında dizleri titremedi yürekli oynadı.
Maçın olayı
Beşiktaş’ın Kenan Karaman ile 62’de bulduğu nizami golün hakemin erken çaldığı düdükle VAR’a gitmeden iptal edilmesi.
Kısa mesaj
Sanırım bir takımın başına sezon boyunca gelecek tüm olumsuzluklar 15 gün içinde Beşiktaş’ın yakasına yapıştı. Yetmezmiş gibi Umut Meraş da 72’de sakatlanınca Sergen hoca 18’lik iki stoperle maçı bitirdi.