Karagümrük evinde kazanıp üst hedefe yaklaşmak, Rizespor ise puan alıp küme düşme hattından çıkmak peşindeydi. Ev sahibinde önemli eksikler olmasına rağmen sahaya yine de etkili bir 11 sürdü dilebiliriz. Volkan Demirel için. Rizespor için aynı şeyleri söylemek zor. Eksikler ve cezalılar var ama kadro olarak yeterlilik sorunu olduğu da bir gerçek. Devre arası transferi iyi değerlendirmezse ligin ikinci yarısının zor geçeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok. İlk yarıda mücadele vardı ama futbol adına tat vermedi. Futbol adına tat veren hareket, Pesiç’in dar açıdan attığı nefis şutla takımını öne geçirdiği goldü. İki takım arasında orta alandaki fark çok netti. Biglia ile atakları olgunlaştıran ve oyun kuran anlayış Karagümrük’ün farkıydı. Rizespor ise bölgesel olarak vasatın üzerine çıkamadı bu yarıda ve soyunma odasına yenik gitti.

Hamzaoğlu sıkıntıda

İkinci yarıda ‘Rizespor direnç gösterir’ diye bekleyenler yanıldı. Sanki mağlup durumda olan taraf Karagümrük gibiydi. Ev sahibi ekip skoru artırmak için bol bol rakip kaleye akın geliştirdi. Vites yükseltemeyen Rizespor’da Hamzaoğlu 3 oyuncu birden değiştirip bir hamle yaptı. Ancak bu hamle sonrası ilk golü oluşturan ikili rolleri değişti. Bu defa Pesiç’ten asist gol Salih’ten geldi: 2-0. Maçı özetlersek Rizespor için çanlar iyi çalmıyor. Bu kadro, bu futbol, bu takımın ligde kalabilmesi için yeterli görünmüyor. Karagümrük beklediğinden rahat bir galibiyet aldı ve haftayı mutlu kapattı.

Beşiktaş geçtiğimiz hafta çok iyi oynamasına rağmen Rize deplasmanında farklı kazanacağı maçı berabere bitirmişti. Aslında o maç iyi futbolun, özgüven kazanmanın habercisiydi. Dün gece de Gaziantep FK karşısına yeni teknik direktörü Önder Karaveli yönetiminde başladı. Öyle bir ilk yarı izledik ki rakibine nefes aldırmadı adeta Siyah-Beyazlılar. Ancak bu baskının karşılığı üretkenlik yoktu. Pjanic’in şutu haricinde kayda değer Beşiktaş gol pozisyonu notlarımıza düşmedi. Oysa pas yapmayan, oyun kuramayan Gaziantep FK ise iki kere gole yaklaşan taraftı.

Gaziantep FK iyi mücadele etti

Aslında maç öncesi tablo konuk açısından sıkıntılıydı, tam 9 oyuncusundan yoksundu. Sanırım bir çok takım ortama bakarsak bunları yaşayacak. Maça dönersek Önder hoca ön bölgeden yaptırdığı baskıyla rakibi hataya zorlayıp aradığı golü bulmayı amaçladı. Ancak Erol Bulut’un öğrencileri ilk yarıda savunma disiplinini bozmadan iyi mücadele etti. İkinci yarıda benzer bir maç izledik. Bence Beşiktaş’ın attığı gole bakarsak doğru oyunun adresiydi. Çünkü hava toplarında geçit vermeyen rakip karşısında Beşiktaş uzun süre bunu denedi. Oysa Batshuayi’nin attığı golde klasik Ghezzal şutu ve dönen topu tamamlama vardı. Bu tür iyi kapanan rakipleri ancak bireysel yeteneklerin farkıyla açabilirsiniz.

Daha bol pozisyon olmalı

Genç Emirhan'ın dün etkisi azdı gibi değerlendirme olabilir. Önder hoca keşke ilk 11 yerine sonradan hamle oyuncusu olarak sahaya sürseydi. Çünkü 17 yaşında bir anda Türk futbolunun gündemine düşen Emirhan’ı mental olarak diri tutmak açıkcası sezona ısıtırak sahaya sürmek daha yararlı olur diye düşündüm. 90’dakikanın özeti; Beşiktaş’ın artıları olarak geçen yıl ki temposunu yakalayan, istekli coşkulu futbolu diyebilirim. Eksisi bu oyunun daha üretken daha bol pozisyon yaratması lazım. Gaziantep FK’nın dünkü yenilgisi için mazareti çoktu. Bu kadar eksikle bu mücedeleye saygı duymak lazım. Ellerinden geleni yapsalar da puan almaya yetmedi.

Alanya’da maç öncesi manzara ev sahibi adına hiç de hoş görünmüyordu. Teknik direktör Bülent Korkmaz ile yollar ayrılmış ve yerine daha önce kulüpte görev almış bir isim Farioli gelmişti. Ancak Kovid nedeniyle başta Farioli olmak üzere kadroda yaşanan zafiyet bu maçta Başakşehir’i favori gösteriyordu. Emre Belözoğlu ile hiç kaybetmeyen ve 3.’lük koltuğunda oturan İstanbul ekibi için kolay gözüken maç kolay geçmedi.

Tüm eksiklerine rağmen sahada çok diri ve etkili bir Alanyaspor izledik. Zaten Babacar ile gelen gol ve öne geçmeleri iyi futbolun karşılığıydı. İlk yarı biterken Ömer Ali’nin kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Başakşehir’i zor bir ikinci yarı bekliyordu. 45’te Caiçara ile gelen beraberlik golü bir umut oldu. İkinci yarı Alanyaspor’dan Umut’un kırmızı kartla oyun dışı kalması sahada dengeyi yerine getirdi. Aleksiç ve Chadli hamleleriyle skoru lehine çevirmeye çalışan Başakşehir karşısında Alanyaspor da aynı hücum futboluyla galibiyeti aradığını gösterdi.

Bu kadar eksik varken

Babacar’ın yerine Emre Akbaba’yı alan kenar yönetim 3 puan aradığının mesajını bu değişiklikle verdi. Belözoğlu ise Okaka’yı çıkarıp Guldbransen’i alarak son hamlesini yaptı 3 puan için. 90 dakikanın bütününe bakarsak maç önü düşüncelerimizin tersine gerçekten puanı hak eden bir oyun oynayan Alanyaspor vardı sahada. Başakşehir için normal şartlarda bir puan iyi gibi gözükse de rakibini bu kadar eksikle yakalamışken bir puanın kazanç olmadığını söyleyebiliriz.

Trabzonspor yılın son maçında zorlu bir rakibi ağırladı. Emre Belözoğlu döneminde yenilgi yüzü görmeyen Başakşehir Trabzon deplasmanında kolay lokma olmadığını oynadığı sert ve disiplinli futbolla gösterdi. Trabzonspor’da Edgar ve Vitor Hugo’nun yokluğu ister istemez Abdullah Avcı’nın orta alan üstünlüğünü rakibe vermeden takımını oynatmak isteğini ön plana çıkardı.Nitekim orta alandaki müthiş bilek güreşi ilk yarıda pozisyon açısından tatmin edici değildi ama kalite olarak doyurucuydu.

Atan kazanırdı

İkinci yarıda benzer bir mücadele izledik. Hocaların hamlelerini izledik, skoru bozma çabalarını, ama maçın sonucunu bireysel hatalar belirler gibiydi. Dün gece sonuçtan bağımsız söyleyebilirim atan kazanır diyebileceğimiz bir 90dakikaydı. Şunun altının özellikle çizelim hocalar takımlarını iyi hazırlamış hem mental hem de fiziksel olarak. Puan cetvelindeki yerlerini fazlasıyla hak ettiklerini gösterdiler. Bazen istatistikler başka futbol başka der ama dün galiba istatistikler sonucu doğrular nitelikteydi.

Direkler ve pozisyonlar

Trabzonspor'un direkten dönen topları vardı ama Başakşehir’in de az ama öz yakaladığı önemli gol pozisyonları vardı. Maçın özeti kazanmayı çok istediler ama kaybetmemek için de büyük bir mücadele vardı Trabzon’da iki takımın. 2021’i yenilgiyle kapatmak istemediler ve beraberliğe razı oldular uzun lafın kısası…

Fenerbahçe’nin sahaya çıkan 11’i genelde Vitor Periara döneminde neden bir arada oynatılmıyor denilen oyunculardan oluşuyordu. Ancak kadroya bakınca biraz abartı gördüm. Hem Pelkas, hem Sosa, hem Mert Hakan hem İrfan Can olmamış. Çok formda Crespo veya Zajc, bu 11’de olabilirdi. Zaten işçisi az, generali fazla Fenerbahçe, 38 dakika beklentinin altında bir üretimle mücadele etti ve bu arada kalesinde bir de gol gördü.

Yedikleri gol de düşündürücüydü. Karagümrük, Ahmed Musa ile başlayan atakta savunmanın arasına bırakılan topta güçlü dediğimiz savunma çaresizdi. Buna benzer golü Antep deplasmanında da yedi SarıLacivertli takım. 38. dakika belki de iki takım adına maçın kırılma anıydı. Penaltı ve Burak ile Caner’in bu karar sonrası gördüğü kırmızı kart maçı asimetrik bir mücadeleye dönüştürdü ister istemez.

3’lüye dönülmeliydi

İkinci yarı Volkan Demirel, 9 kişi kalan takımına savunma takviyeleri yapıp ileride sadece Pesiç ve Ahmet Musa’yı bıraktı. Bu hamleye karşı Fenerbahçe’nin 4’lü savunma ile tek forveti beklemesi abesti. Oysa Nazım’ı dışarı alıp 3’lü savunmaya dönerek ileriye Serdar Dursun hamlesi hemen yapılmalıydı. Bu hamle 63’te gecikmiş de olsa yapıldı. Sonuç olarak Fenerbahçe, yaklaşık bir saat 2 kişi eksik oynayan rakibi karşısında galibiyet golünü atmayı başaramadı.

Kayseri’de bıçak sırtında bir karşılaşma izledik. Süper Lig’de ilk yarının bitimine doğru iki ekip de kazanıp rahat bir nefes almak peşindeydi. Gaziantep FK, Fenerbahçe galibiyetinin moraliyle sahaya çıkarken deplasmandaki başarısızlığa da son vermek amacındaydı. Kayserispor ise evindeki maçı kayıpsız geçmek hedefindeydi. İlk yarıda Kayserispor’un daha atak olduğunu söyleyebiliriz. İlhan’ın 30’da sakatlanıp oyundan çıkması ev sahibi adına talihsizlikti. İlk yarıda golsüzlük vardı. İkinci yarı hareketli başladı. Önce Gaziantep FK’nın Figureido ile yakaladı ama dışarı giden topu izledik. 51’de mutlak gole yaklaşan ekip Kayserispor oldu. Gökhan’ın çok yakın mesafeden kafa vuruşunu Günay müthiş bir refleks ile kurtardı. 59’da yine gole yaklaşan taraf konuk ekipti. Sonradan oyuna dahil olanCenk Şahin ile başlayan atakta Figureido son vuruşta başarılı olamadı.

Kalecilerin başarısı

İlerleyen dakikalarda Kayserispor baskıyı artırdı, tempoyu yükselterek rakibi hataya zorladı ama aradığı golü bulmakta zorlandı. Şimdiye kadar dış sahada sadece bir puan alan Erol Bulut’un öğrencileri evlerine beraberlikle dönmeyi başardı. Mutlaka 3 puan parolasıyla sahaya çıkan Kayserispor, açıkçası bu sonuçla buruk bir sevinç yaşadı diyebiliriz. Belki de dünkü maçın golsüz berabere bitmesinin en büyük sebebi iki kalecinin de başarılı oyunuydu.

Sivas' ta maç öncesi tabloda iki takım da moralliydi. Sivasspor' da önemli isimlerin yokluğunun Rıza Çalımbay'ı temkinli bir oyuna ittiğini gördük. Özellikle ilk yarıda orta alan üstünlüğü genelde Galatasaray’daydı. Ancak bu üstünlük pozisyon açısından rakip kalede bir etkinlik getirmedi. Soldan Van Aanholt ve Kerem ile denemeler sonuçsuzdu. Marcao'nun yokluğunda Galatasaray tandemi baskı yediği anlarda sıkıntılı bir görüntü verdi. Ancak Pedro Henrique ve Gradel bilinen oyunlarının dışında bir ilk yarı performansı sergileyince ev sahibi ekip istediği golü bulmakta zorlandı. Aslında ilk yarı oyunun karşılığı bir skor çıktı dersek doğru olur.

Hamleler çare olmadı

İkinci yarı skoru bozma isteğiyle birlikte orta alandaki aksaklıklardan bol gol pozisyonu izledik. Özellikle Galatasaray istekli gözükse de Avrupa yorgunluğu geri dönüşlerde belirgin bir şekilde izlendi. Sivasspor sol kanattan Gradel ille etkili oldu. Sarı- Kırmızılı teknik kadro hamleler yapsa de pek çare olmadı. Savunmadaki kalitesizlik Sivasspor’un golünü getirdi. Muslera’nın sakatlanıp çıktığı pozisyonda ki savunma anlaşmazlığı Galatasaray'ı gerçeklerle yüzleştirmiştir umarım. Sivassporikinci yarı daha çok istedi ve hak ettiği 3 puanla haftayı kapattı.

Görünen o ki liderin kaybettiği bir hafta da arayı kapatma şansını bir nebze de olsun kullanamamak bu sezon için şampiyonluk hedefine havlu atmaktır.

İki İstanbul ekibinin mücadelesinde maç öncesi favori gözüken taraf Başakşehir’di. Son7 maçta 6 galibiyet bir beraberlik alan Emre Belözoğlu dönemini kıstas aldığımızda bu değerlendirme doğru gözüküyor. Kasımpaşa ise zorlu gözüken son iki maçından beraberlik çıkartırken oyun olarak bu maçta puan umudu vermişti. Hakan Kutlu’nun disiplinli ve savunması güçlü Kasımpaşa modeli Beşiktaş maçında iş yaptı. İlk yarısı oldukça yavan geçen ve gol pozisyonu açısından kısır geçen karşılaşmada daha baskın olan taraf Başakşehir diyebiliriz. İkinci yarıda benzer bir oyun izledik. Başakşehir beklenmedik bir pozisyonda öne geçti. Hasan Ali’nin şutunda Kasımpaşa kalecisi Harun’un topu çelmesi rakibe asist oldu. Topu önünde bulan Visca boş kaleye hayatının en kolay gollerinden birini attı. Ev sahibi ekip öne geçtikten sonra da geriye çekilmeden ikinci golü arayan bir oyun sergiledi. Kasımpaşa son bölümde ağırlığını koyup beraberlik golünü aradı. Nitekim bu çabaları boşa çıkmadı ve Hajrodinoviç’in nefis kafası skoru 1-1’e getirdi.

Tırmanış devam ediyor

Hemen ardından Kasımpaşa Jorgensen’in kafası ile net bir şans yakaladı ama Muhammed geçit vermedi ve ayaklarıyla mutlak golü önledi. Son dakikalarda skoru bozma çabaları vardı her iki takımın da. Chadli’nin sol taraftan yerden ortasında kaleci Harun topu uzaklaştırdı ancak kaptan Mahmut takımı adına galibiyeti getiren golü attı. Ancak gol öncesi orta alanda faul olabilecek pozisyona devam kararı veren Fırat Aydınus’a Kasımpaşa çok tepki gösterdi. Dünü özetlersek maç öncesi favori olan kazandı ve Başakşehir üst sıralara tırmanışını sürdürdü.