‘’Takdiri hak ediyorlar‘’
Sezon finalleri oynamak dışardan göründüğü gibi değildir. Hele böyle 40 maçlık bir sezonda şampiyon son hafta belli olacakken mutlak kazanmak zorunda olduğun bir 90 dakikada bazen kazanma hırsı, kontrolü elinden kaçırmanıza sebep olabilir. Dün de Galatasaray erken golü bulabilmek için presli çabuk bir anlayış içinde rakibine karşı oyunu domine etti. Ancak rakip böyle bir oyuna hazırdı ve öncelikleri iyi kapanıp hata yapmamaktı. Bu tarafını iyi yaparken düşündükleri kontratağı da gerçekleştirip öne geçmesini bildiler. Aslında bu yarıda Galatasaray cepheden oyunda aradığı şut imkanını bulamadı. Ama Saracchi ve Babel ile çok kaliteli ortalar gelmesine rağmen yerden ve havadan forvetlerin etkili olamadığını gördük. Açıkcası Galatasaray’ın ilk yarı planı gol olmayınca tutmadı. Artık sözün bittiği ve son 45 dakikası kalan Galatasaray ikinci yarıda her şeyini ortaya koymak zorundaydı....Özellikle İzmir’den ilk yarıdan gelen 1-1’lik sonuç şampiyonluk motivasyonu için önemli bir etkendi...
Cevabı oyuncular verdi!
Terim ikinci yarıya Mohamed, Kerem ve Şener’i alarak başladı. Özellikle Yedlin’in savunma ve hücumdaki yetersizliği dikkat çekiciydi. Çift forvet meyvesini erken verdi ve Halil skoru eşitledi. Dün gece yaşına rağmen sahanın en çok koşan, en etkili ismi Babel galibiyet golünü atarak takımına nefes aldırdı. Bu skor Beşiktaş’ın öne geçmesi halinde yeterli değildi.
Nitekim Ali Sami Yen’de gözler sahada kulaklar İzmir’deydi. Oğulcan farkı ikiye çıkardı ancak devamı olmadı. Dün gece Türk futbolu adına güzel olan sahadaki mücadeleydi. Maç öncesi konuşulan çirkinliklere en güzel cevabı futbolcular verdi. Bu oyunun bir şampiyonu olacaktı ve kazanana saygı duymak gerekirdi. Şampiyonu kutlarken şansını son maça kadar taşıyan Galatasaray’ı da takdir etmek gerekir...
‘’Hafta içi çalışmadı fırsatı tepti!‘’
Fenerbahçe için zor bir maç olduğu herkesin malumuydu. Niye derseniz bir kere karşındaki takım 17 haftadır kaybetmiyor ve şimdiye kadar ligde 17 beraberlik almış bir Sivasspor... Öte yandan Belözoğlu dönemi içinde test bir maçtı. Çünkü şimdiye kadar ki değişen sistemle kazanırken güç dengesi açısından Alanyaspor hariç çok güçlü rakiplerle oynamamıştı. Dün ilk yarıda sahaya çıkan Fenerbahçe 11’i, Sivasspor önünde şimdiye kadar ki iç saha performansından uzaktı. Pozisyonlara bakarsak Sivasspor’un da Fenerbahçe’nin de önemli gol girişimlerini izledik. Özellikle Sivasspor kalecisi Ali Şaşal hatasız bir ilk yarı oynadı. Yiğidolar aradıkları golü devre biterken fırsatçı Kayode ile buldu.
Yeterli güce sahip mi?
Fenerbahçe üstüne giderek rakibine oyunu kabul ettirmek istedi ancak karşısında çok koşan ve reaksiyon gösteren bir rakip buldu... Emre Belözoğlu ikinci yarının başında Gustavo ve hemen ardından Samuel ve Cisse’yi alarak riske girdi. Maçta Hakan ile gelen Sivasspor’un 2. golü bir anlamda Fenerbahçe için zorlu bir süreci gösteriyordu. Ev sahibinin açıkçası hem iyi savunma, hem de iyi hücumu Sivasspor gibi bir rakip karşısında yapabilmek için yeterli gücü sahip mi soru işaretiydi! Üzerine gelen rakibi karşısında Sivasspor önemli ataklarla 3. golü aradı.
Sivas hak etti ve kazandı
Son bölümlerde Fenerbahçe’den ezber bozacak bir performans göremedik. Sağlı sollu ortalarda Sivasspor savunması iyi kapandı. Açıkçası devamlı rakibin hatasını beklemek yerine organize ataklar ve şut denemeleri yapması gerekirdi Sarı-Lacivertli ekibin. Sivasspor karşısında yenik duruma düştükten sonra nasıl oynanırı çalışmamış bir Fenerbahçe izledik. Diğer sonuçlara baktığımızda Fenerbahçe ne kadar büyük bir fırsat teptiğini anlayacaktır. Sivasspor oynadığı gerçekçi futbolla hak ettiği 3 puanı aldı.
‘’Maçı orta sahada aldılar‘’
Derbide başlangıca bakarsak iki takımın da kendi oyunlarını oynamaktaki kararlılıkları dikkat çekiyordu. Ancak soru işareti, Galatasaray’ın bu maça kadarki performansı yeter miydi... İlk 45 dakikaya baktığımızda evsahibi ekip sezon ortalamasının üstüne çıkmayı başardı. Aslında Fatih Terim’in sahaya sürdüğü 11, risk taşısa da 3 puanı fazlasıyla istediği belliydi. Beşiktaş cephesinden ilk yarıya baktığımızda erken golle yenik duruma düştükten sonra oyunun momentumunu yakalamakta zorlandı. Oysa önde pres yaparak, Galatasaray’a oyun kurma izni vermemeyi denediler. Burda da rakibinin bu taktiğe karşı hazırlıklı olduğunu gördük.
Beşiktaş beklenenin altında
İlk yarının sonlarında gelen iki penaltı kararı, iki gol ve soyunma odasına önde giden Galatasaray oldu. Bir sözüm de Cüneyt Çakır’a; verdiği iki penaltı kararı da bence ağırdı. İkinci yarıda kulübelerin gücü ortaya çıktı. Ancak burda da Sergen Yalçın’ın, Ljajic ve Töre’yi alıp, Necip ile Dorukhan tercihi Beşiktaş’ı savunmaya itti. Terim’in kenardan aldığı taze isimler oyun üstünlüğünü de Galatasaray’a geçirdi. Arda oyuna girer girmez attığı golle farkı ikiye çıkartıp, takımını rahatlattı. Dünün özeti beklenenin altında bir Beşiktaş, beklenenin üstünde bir Galatasaray izledik. Bu fark ev sahibine 3 puanı getirdi.
Bana göre Galatasaray maçı orta sahada aldı dersek, yanlış olmaz. Özellikle Taylan ve Gedson performansı, Beşiktaş’ın oyun planını bozdu. Terim’in de hakkını yemeyelim kenar tecrübesi de önemli bir farktı.
‘’Başakşehir'e hayat öpücüğü‘’
Ateş çemberinin takımları fazlasıyla yaktığı bir günde Başakşehir en az kendisi kadar 3 puana ihtiyacı olan Ankaragücü’nü ağırladı. Geçen sezonun şampiyonu oldukça dramatik bir sezon geçiriyor. Epureanu ve Crivelli’nin cezalı olmaları hem hücum hem de savunmada ev sahibi için bir zafiyetti. Aykut Kocaman stoperde Duarte ’nin yanında Topal ’a yer verirken forvette Chadli ile golü planlamıştı. Ankaragücü ise Panstsil’in forvete dönmesiyle birlikte sağda Lobjanidze solda ise Pinto’yu forvette kullanırken, arkalarında Alper Potuk’u tercih etti. İlk yarı iki takım da forvetleri kendi ceza alanından uzak tutmaya çalıştı. Ankaragücü bunu bir kez deldi ve Pantsil'in şık golüyle öne geçti.
Hamleler ve goller
İkinci yarıya Kocaman, Mahmut’u alıp Deniz’i oyuna sokarak başladı. Hiç beklenmeyen pozisyonda da 1-1’i buldu. Aleksic savunmanın duraksamasını iyi değerlendirdi ve beraberliği getirdi. İki takım da ‘bir puana razı’ derken, son bölümde oyuna giren Fernandes Başakşehir ’i öne geçirdi: 2-1.
‘’Kazanç mı, kayıp mı?‘’
Tam bir bilek güreşi izledik Alanya’da. Ev sahibi her zamanki gibi topu kendi kontrolünde tutma isteği ve kaleci Marafona’dan başlayan kurgudan vazgeçmedi. Fenerbahçe rakibin bu oyun anlayışını bozmak için ön bölge presi yaptı. Emre Belözoğlu, Sinan mı oynar Gustavo mu sorusuna ilk 11’de Mesut Özil’i oynatarak cevap verdi...
Orta sahasını 4 oyuncuyla kullanan Çağdaş Atan, baskıyla Fenerbahçe’yi etkisiz hale getirmeyi planlamıştı. Ancak Fenerbahçe zaman zaman bu bölgede dengeyi sağladı. Gol pozisyonu açısından çok istemelerine rağmen ilk 30 dakika oldukça kısırdı. O ana kadar akıllarda kalan Caner ve Ozan’ın şutları, Alanya adına da Salih’in üst direkten dışarı çıkan topuydu. Gökhan Gönül’ün kırmızı kartı ile 10 kişi kalan Fenerbahçe’yi zor bir ikinci yarı bekliyordu. Son bölüm Alanyaspor baskısı altında geçse de Fenerbahçe panik yapmadı, kontrollü savunmasını sürdürdü. Alanyaspor’un aradığı boşlukları vermedi ve rakibini uzaktan şuta yöneltti...
Açıkcası 10 kişi kaldığı maçta bir puan Fenerbahçe için kazanç mı kayıp mı sezon sonu anlaşılır.
Gecenin sorusu
Gökhan Gönül’ün kırmızı gördüğü atakta Gustavo 11'de olsaydı Fenerbahçe 10 kişi kalır mıydı!
Maçın starı
Alanyaspor’un sağ kanattaki savunucusu Juanfran 90 dakika gerçekten çok etkiliydi. Takımın kanat organizasyonlarında baş aktördü... Aynı zamanda savunma görevini de kusursuz yaptı...
Maçın olayı
Alanyaspor’un 3 kere Fenerbahçe kalesinin direklerine takılması maçın olayıydı...
Kısa mesaj
Fenerbahçe, genelde ilk yarıları iyi oynayarak kazandı Belözoğlu döneminde. Bu maç rakip Alanyaspor ise aynı formatla oynanmazdı...
‘’Hatay'dan geçit yok‘’
Ev sahibi 5.'lik hedefine ulaşmak, Gençlerbirliği ise düşme hattından kurtulmak için 3 puan parolasıyla çıktı sahaya. Erken öne geçen Hatay, kontrolü bırakmadığı maçta golcüsü Diouf'un dublesiyle istediğini aldı. Başkent ekibi ise ateş hattından çıkamadı.
Maç öncesi tabloya bakarsak ev sahibi 5.'lik için sahaya çıkarken, Gençlerbirliği de en alt sıradan 5.'liği yakalayıp Süper Lig'de kalmak istiyordu. İlk 11'lerine baktığımda iki teknik adam da büyük ölçüde ideal kadrolarını sahaya sürmüştü... Daha oyunun 8. dakikasında Abid ile öne geçen Hatayspor sonrasında orta alanda üstünlüğü kurup 2. golü aradı. Gençlerbirliği ne yaptı derseniz; biraz erken yedikleri golün sersemliğini yaşadılar, sonrasında denge kursalar da rakip ceza alanında etkili olamadılar. Açıkcası yenik durumda olmasına rağmen Gençlerbirliği vitesi yükseltemedi. İlk 45 dakika birbirlerine çok büyük üstünlük sağlayamadılar sanki esas hamlelerini ikinci yarıya bırakmış gibiydiler...
Ev sahibi hak etti
İkinci yarıda 2-0'ı Diouf ile yakalayan Hatayspor son 15 dakikaya girerken biraz da rahatladı ve tempoyu düşürdü. Piris ile penaltıdan gelen Gençlerbirliği golü Hatayaspor’u tekrar kendine getirdi. 84. dakikada Arda’nın zamanlama hatası pahalıya maloldu ve Diouf skoru 3-1'e taşıyarak Hatayspor'a nefes aldıran golü attı... 90’dakikayı özetlersek; ev sahibi ekip oyun planlaması ve takım kalitesiyle hak ettiği bir galibiyet aldı. Gençlerbirliği en az bir puan umduğu karşılaşmada hedefine ulaşamadı, ligde kalma umutları açısından başkente buruk döndü.
‘’Samsun'un gözü Giresun'da‘’
Yıllardır TFF 1. Lig'i çok yakından takip eden bir gazeteci olarak böyle bir yarış izlediğimi hatırlamıyorum. 7-8 hafta öncesine döndüğümüzde Giresun ve Samsun genelde herkesin favorisiydi. Ancak Adana Demirspor’un, Samet Aybaba ile başlayan muhteşem çıkışı, Giresunspor’un üst üste aldığı yenilgiler, Samsunspor'un iç sahadaki 6 puanlık maçları kaybetmesi ve ikili averajda eksiye düşmesi ligin rengini değiştirdi... Şu bir gerçek ki ilk iki takımın kazanmalarının yetmesi büyük avantaj. Burda kilit karşılaşma Giresunspor’un Akhisar maçı olacak. Çotanaklar kazanırsa Akhisar lige veda etmiş olacak ve son hafta Adana Demir ile Samsun'la oynayacak Menemen ve Adanaspor için bu maçlar bir şey ifade etmeyecek. Açıkcası şu anda Samsun’un direkt lige çıkma umudu Giresun’dan gelecek bir puan kaybında.
‘’İstanbul'da çıt yok!‘’
Ligde kalma mücadelesi veren Başakşehir ile Avrupa'yı hedefleyen Alanyaspor kozlarını paylaştı. İki takımın ortaya koyduğu mücadeleye ve yüksek tempoya rağmen 90 dakika sonunda gol sesi çıkmadı, puanlar paylaşıldı.
Başakşehir son maçta aldığı 3 puanın moraliyle oyuna başladı. Alanyaspor karşısında Aykut Kocaman ideal kadrosunu sahaya sürmüştü. Konuk ekip ise 5.'lik yarışındaki iddiası için kazanmaya gelmişti İstanbul’a. Oyuna baktığımızda iki ekip de sahada teknik direktörlerinin planını uygulamak için ellerinden geleni yaptı. İlk 45'te birbirlerinin bileğini bükemediler. Baskı ve hücum üstünlüğü Başakşehir’de gözükse de pozisyon açısından gole daha yakın taraf Alanyaspor’du. Efecan’ın, üst direkten dönen kafası, Mustafa Pektemet’in değerlendiremediği anlar akılda kalanlardı. İkinci yarıda da taktik disipline müthiş sadık kalan iki ekibin mücadelesiydi. Alan daraltmalar, ikili üçlü sıkıştırmalar 90’dakikanın sonuna kadar sürdü.
Kaybedene yazık olurdu
Kazanma isteklerine rağmen gol bölgesine girmekte zorlanma üst düzeydeydi. Başakşehir cephesinde ikinci yarı hamlelerle rakip savunmayı hataya zorlama çabaları tutmadı. Alanyaspor ise 70'ten sonra daha dinamik, daha etkiliydi. Yine üst direkten dönen bir top ve sonrasında Salih ile kaçırılan müthiş bir gol pozisyonu izledik. Son bölümde skoru değiştirme hamleleri sonuç vermedi. Aslında mücadeleye bakarsak çıkan sonuç adaletliydi, kaybedene yazık olurdu.