‘’Nefis başlangıç‘’
İspanya’ya, Hollanda galibiyetinin moraliyle gitmiştik. Dünya Kupası Elemeleri’ne iyi başlamanın moralini Norveç karşısında çok net gördük. Haaland ve Sörloth gibi iki güçlü forvete karşı ilk yarıda çok başarılı bir savunma yaparken, orta alanın yardımlaşması ve iyi organize olması çok önemliydi. Bu yarıda attığımız iki gol oyunda psikolojik üstünlüğü de getirdi. Belki rakibin direkten dönen bir topu olsa da ilk yarıda skoru daha fazla yapabilirdik.
Fizik gücü yüksek ve hava toplarına hakim gözüken Norveç karşısında ayağa paslar ve yerden oynamamız Şenol Güneş’in doğru bir taktik anlayışıydı. İkinci yarıda baskıdan kurtulup, ilk pozisyonumuzda Ozan Tufan uzun süre unutulmayacak bir golle skoru 3- 0'a taşıdı ve oldukça rahatladık. Hollanda maçında skoru beğenmiştim ama Norveç karşısında hem futbol hem de skor olarak çok daha iyiydik. Grubumuzda iddialı olan iki rakibimiz karşısında kayıpsız geçerek Dünya Kupası yolunda nefis bir başlangıç yaptık.
Gecenin sorusu
Şenol Güneş iki zorlu rakibe karşı taktik anlamda çok başarılıydı. Letonya gibi bize karşı kapalı savunma yapması beklenen rakip karşısında bu kurguyu bozar mı!
Maçın starı
Bu maçın yıldızı tabii ki iki golde de imzası olan Ozan Tufan. Ancak dün gece sahada 11 yıldız vardı dersek en doğrusu olur.
Maçın olayı
Uğurcan Çakır’ın geçen sezon beraber forma giydiği Sörloth’a karşı oynamasıydı. Uğurcan başarılı performansıyla Trabzonspor’da gol kralı olan Sörloth’a geçit vermedi. Ayrıca başarılı savunmamızın Haaland’ı sahadan silmesi de maçın olayıydı.
Kısa mesaj
Dünya Kupası yolunda iki maçımızı kazanırken, görünen o ki bir milli takım tarzı oluşmuş gözüküyor. Temennim bu oyunu bir Türkiye ekolüne dönüştürelim.
‘’Fırtına'yı kanatlandırır‘’
Edin Visca, Abdullah Avcı’nın Bosna’da keşfedip Türk futboluna armağan ettiği ve artık bizden biri... İstikrar abidesi olarak 10 yıldır ligimizde forma giyiyor Bosnalı yıldız. Performansı tartışılmaz bu ismin, zaman zaman takımdan ayrılması söz konusu olsa da pahalı bonservisi nedeniyle bir türlü gerçeklemedi bu ayrılık. Peki yıldızının parladığı ve her zaman el üstünde tutulduğu Başakşehir’den neden ayrılsın ki? Üstelik mali olarak güçlü, tesis ve işleyiş anlamında her şeyin tıkır tıkır işlediği bir kulüpten başka bir takıma gitmek mantıklı mı? Şu bir gerçek; evet pandemi nedeniyle maçlar seyircisiz oynanıyor ancak Visca futbolunun final dönemini aynı eski hocası Abdullah Avcı gibi büyük camialarda geçirmek istiyor. Çünkü Başakehir ile şampiyonluk dahil her türlü başarıyı tattı ama bütün bunlar ertesi gün bitti.
Avcı en çok onu istiyor
Şimdi Avcı’nın sezon bitiminde yenilenecek kadrosunda en çok görmek istediği adam Edin Visca. Trabzonspor için gerekli mi sorusuna gelirsek; öncelikle hocanın çok iyi tanıdığı bir isim. Her zaman oyun planının ofansif anlamda en önemli parçalarından biri olur. Trabzonspor bugün Nwakaeme ile tek kanatlı bir kuş gibi. Visca’nın transferi gerçekleşirse, iki kanada hem kalite gelir hem de durdurulması çok zor bir hücum gücü ortaya çıkar.
İkinci baharını yaşar
Birbirlerini çok iyi anlayan hoca-futbolcu birlikteliğinin getireceği uyum faktörünü de düşünürsek, Trabzonspor için 10 numara bir transfer olur diye düşünüyorum. Burada Visca’nın özelliklerini tekrar saymaya gerek yok. Her maç sahada olan ve takımını adeta taşıyan bir yıldızın neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Yaşadığı sakatlıklar nedeniyle belki bu sezon ortalarda fazla gözükmese de bence Trabzon’da Abdullan Avcı ile ikinci baharını yaşar...
‘’Derbide zafer Çotanaklar'ın‘’
Samsun’da zirveyi çok yakından ilgilendiren bir 90 dakika izledik. İlk ikiyi paylaşan iki ekibin son 3 maçtaki kötü performansları düşündürücüydü... Birçok futbolseverin nerdeyse ‘çıktı’ dediği ekiplerin beklenmedik puan kayıpları ister istemez bu maçın gerilimini de artırdı. İlk 45 dakikada ev sahibi Samsunspor baskı yapan, hücum üstünlüğü daha çok olan taraftı. Giresunspor genelde karşılayan ve rakibini ceza alanına sokmayan bir oyun anlayışı içindeydi. Aslında pozisyon açısından kısır bir ilk yarı izledik. Giresunspor defansı hata yapmadı. Konuk ekibin birkaç hücum denemesi de başlamadan bitti.
İki maç 4 kırmızı!
İkinci yarı Samsunspor maçı koparmak için tempoyu yükseltti. Ancak aşırı kazanma motivasyonu kontrolsuz kırmızı kartları getirdi. 72’de Kerem Can, 79’da oyuna yeni giren Kubilay kırmızı kartla oyun dışı kalınca Giresunspor maçın hakimi oldu. Oyuna sonradan giren Troere attığı 2 golle Giresunspor’u zafere taşıyan isimdi. Son iki haftaya kadar hiç kırmızı kart görmeyen Samsunspor’un iki maçta 4 kırmızı kart görmesi büyük bir sorun. Kendi sahasında kaybederek büyük bir avantajı yitiren Samsunspor bundan sonrası için tüm kredisini kullandı. Giresunspor ise lige tekrar döndü ve 6 puanlık maçı kazanarak Süper Lig yolunda müthiş bir engeli kayıpsız geçti.
‘’Fazla efor sarfettiler!‘’
Beşiktaş'ın 20. dakikada 2-0 öne geçmesi, maç öncesi Başakşehir karşısında zorlanır mı düşüncesini ortadan kaldırdı. Hafta sonu derbi oynayacak olan Beşiktaş, bir taraftan kupada finale gitmek, bir taraftan da Fenerbahçe karşısına diri çıkmak istiyordu. Geçen sezonun şampiyonunun bu kadar düşüş göstermesi, sıradanlaşması anlaşılır gibi değil. Sergen Yalçın, ilk 11’de küçük dokunuşlar yapmış ama mücadele ve oyun disiplini açısından değişen bir şey yoktu. İkinci yarıda söylediklerimizin hepsi tersine döndü. Beşiktaş'ın rehaveti, Başakşehir’in golünü getirdi... Özellikle Başakşehir’in ilk yarıya oranla gösterdiği reaksiyon maçta dengeyi sağladı. Nitekim bu denge skorda da eşitliği getirdi. İki ekibin de istemediği senaryo oldu ve maç uzatmaya gitti. Uzatmada rüzgar Başakşehir’den yana gözükürken, gol Larin ile Beşiktaş’tan geldi. Özetle uzatmaya gitmeyecek bir maçta Beşiktaş’ın biraz gevşemesi finale daha fazla efor sarfederek gitmelerine sebep oldu.
Gecenin sorusu
Geçen sezonun şampiyonu Başakşehir’in son iki maç üst üste oynadığı Beşiktaş karşısında bu kadar kolay goller yemesinin sebebi formsuzlukla ölçülebilir mi! Aynı Başakşehir ikinci yarıdaki futbolu ilk yarıda da oynayamaz mıydı!
Maçın starı
Başakşehir’in Fenerbahçe‘den transferi Deniz Türüç bir gol bir asistle takımını oyunda tutarken, bir başka isim de oyuna sonradan girip Beşiktaş’a tur golünü atan Larin...
Maçın olayı
Ligde iki maçı da 3-2 kazanan Beşiktaş, kupada rakibini 3-2 ile geçip finale kaldı.
Kısa mesaj
Beşiktaş’ın kompakt oyunu ve iştahı tartışılmaz. Ancak derbi öncesi attıklarına değil yediklerine bakıp, ders çıkartmalı
‘’Oyun da sonuç da taraftarı üzdü‘’
Derbi öncesi Fenerbahçe, lig sonuncusu Gençlerbirliği karşısında ilk yarıda bir savunma duvarına çarptı. Aslında rakibin katı savunma yapacağı belliydi önemli olan bu duvarın nasıl aşılacağıydı. İşte böyle karşılaşmalarda ya ceza alanı dışından şutlar ya da duran top organizasyonları devreye girer. Nitekim şut yoktu ama Sosa’nın ustaca kullandığı duran topta suskun isim Novak şık bir kafa vuruşu ile takımını öne geçirdi. Aslında bu gol Fenerbahçe’yi fazlasıyla rahatlatması gerekirken Gençlerbirliği belki de ilk atağında Halil İbrahim’in ortasında Serdar Aziz’in, Altay’ın kurtaracağı topu anlamsız bir hamle ile kendi kalesine attı. Öyle bir ilk yarı ki Başkent ekibi belki de soyunma odasına önde girebilirdi. Lima, Altay ile karşı karşıya topu ayağından fazla açınca mutlak golü kaçırdı. İkinci yarıda hamleler oldu. Sanki panik kokan hamleler gibi geldi bu değişiklikler... Fenerbahçe galibiyet golünü ararken Ayite’nin kafasıyla topu ağlarında gördü. Özetle Fenerbahçe hem oyun hem de sonuç olarak taraftarını üzdü.
Gecenin sorusu
Süper Lig'in en az gol atan takımından Fenerbahçe savunması nasıl 2 gol kalesinde görür...
Maçın starı
Gençlerbirliği’nin İsveçli kalecisi Nortfeldt kalesinde devleşirken takımın başarısının mimarlarından oldu.
Maçın olayı
11 maçtır kazanamayan lig sonuncusu Gençlerbirliği’ne karşı Fenerbahçe’nin evinde kaybetmesi...
Kısa mesaj
İç sahada oyunu domine etmek zorundasınız. Bunun da şartı yüksek tempodan geçiyor....Derbi öncesi bu futbol bu sonuç büyük hayal kırıklığı...
‘’Süper Sivas‘’
Sivas’ta ilginç bir ilk yarı izledik. Oynayan taraf Karagümrük gibi gözükse de biri gol olan 3 net pozisyon yakalayan Sivasspor’du. Ev sahibinin iki önemli kozu Yatabare ve Gradel cezaları nedeniyle yoktu. Kayode, Erdoğan ve Boyd ile yine de etkili bir ileri üçlü oluşturmuştu Çalımbay.
Karagümrük ise ismi Türk, 11’i tamamen yabancılardan oluşan kadrosuyla göze hoş gelen bir futbol oynayan ama sonunu getiremeyen bir ekip hüviyetindeydi. İlk 45 golsüz biter derken tipik bir Hakan Arslan golü izledik. Tecrübeli oyuncu altıpasta Campi’nin kısa düşen topunu affetmedi ve ağları havalandırdı: 1-0.
İkinci yarıda Karagümrük baskın futbolunu devam ettirse de rakip kalede pozisyon bulma açısından etkili değildi. Konuk ekip kulübedeki tüm kozlarını kullanmasına rağmen skoru çeviremedi.
Ali Şaşal’dan geçit yok
Sivasspor ise uzun süredir kaybetmeyen bir takım olarak bu maçta öne geçmenin motivasyonuyla müthiş mücadele etti. Hatasız savunmasıyla ev sahibi, attığı tek golle 3 puanın sahibi oldu. Karagümrük daha yaratıcı oyunculardan kurulu bir takım olmasına rağmen özellikle final bölgesinde Ali Şaşal ve Sivasspor savunmasını geçemedi, İstanbul’a eli bos döndü.
‘’Böyle goller yenmez!‘’
Galatasaray hücum setini iyi uygulayan bir takım olarak öne çıksa da baskı yediği zaman panikliyor. Dün gece de ilk yarıda şunu net olarak gördük; rakip hücumlarda Muslera rehaveti Galatasaray’a pahalıya patlayacak. Şimdiye kadar son 5 maçı baz alırsak gol olmayan pozisyonları Ankaragücü ve Sivasspor karşısında gol olarak gördü kalesinde. Diyebilirsiniz ki Sivasspor pozisyon bulmadan iki gol attı. Evet biri Linnes’in hatalı geri pası diğeri de taçtan gelen toptan. Açıkçası şampiyonluk adayı bir takım ne böyle goller yer ne de böyle hatalar yapar... Bir kere orta alanda Taylan’ın dönüşü pozitif katkı yaptı ama Belhanda ve Gedson’un katkıları ne savunma ne de hücumda yeterliydi. Galatasaray adına ilk yarıdaki tek pozitif ayrıntı, Falcao’nun golle dönmesiydi. İkinci devredeki penaltı, Galatasaray’ın imdadına yetişti. Falcao beraberliği getirdikten sonra Fatih Terim de tüm riskleri aldı ancak Sivasspor duvarını aşamadılar. Son iki maçta kaybedilen bu 5 puanı, şampiyonluk yolunda Galatasaray çok arar.
Gecenin sorusu
Galatasaray’ın ara transfer dönemi de dahil, tüm bu kadro zenginliğine rağmen orta alan sorununu çözememesi.
Maçın starı
Mostafa Mohamed’in yokluğunda Falcao, Mısırlı’yı aratmayacak bir performans sergiledi.
Maçın olayı
Çok ağır bir sakatlıktan sonra Falcao’nun ilk 11’de çıktığı maçta 2 gol atması.
Kısa mesaj
Hataları sadece zemine bağlarsa Galatasaray kendini kandırır. Tabiki iyi zemin performansı olumlu etkiler ancak yenilen gollerin bununla ilgisi yok.
‘’Tek devrelik oyun yetmez‘’
Mohamed'den yoksun Galatasaray, Sivas karşısında gol yollarında kimi tercih edecek? Terimligin ilk yarısında Falcao sakatken Diagne ve onun da yokluğunda Babel’i tercih etmişti. SanırımSivas önünde de öncelikli isim Babel olur. Son 4 maçı baz alırsak kazandığı 3 maçta da son 30 dakikalarda kabus gören bir Galatasaray vardı sahada. Ankaragücü karşısında hakemhatalarını bir kenara koyalım, kötü oynayan, yenilgiyi hak eden bir Galatasaray vardı sahada. Peki bu kötü oyunun sebebi ve 90 dakikanın bütünündeki yetersizlik neden sorusunun cevabı bulunursa Sivasspor maçı rahat geçer. Bir kere en büyük sorun orta alanda. Yeni transfer Gedson Fernandes ligimize göre çok yumuşak ve baskı yedi mi basite dönüp geri ve yan pas yapıyor. Aynı işlemi Etebo da yapınca orta alan koşan ama bal yapmayan bir arı gibi. O nedenle Fatih hoca sanırımilk neşteri bu bölgeye vuracaktır. Çünkü bu bölgeden servis gelmeyince ön bölgenizin yetenekli olması bir şey ifade etmiyor.
Saracchi olmazsa olmaz
Şampiyonluğa oynayan bir ekibin duran toplarını Ömer Bayram’ın kullanması da düşündürücü. Galatasaray takımının duran top organizasyonlarında bir zafiyet içinde olduğu kesin. Bu kaliteli kadrodan daha iyi işler çıkması gerekir. Saracchi bu bölgede olmazsa olmaz. Yedlin'in savunma performansı göz doldurmuyor her şeye rağmen Linnes kullanılmalı bence.
Sivas'ın kadro sıkıntısı
Sivasspor’a gelince; son 5 maçtır kaybetmiyorlar ama kadro darlığı yaşanıyor. İstanbul’a 19 kişi ile gelen Yiğidolar’ın tandeminde Caner ve Aaron yok. Erdoğan cezalı, Claudemir ve kaleci Muammer yine yoklar arasında... Her şeye rağmen hücumda Gradel, Yatabare ve Boyd gibi silahlara sahip Kırmızı- Beyazlılar.. Galatasaray’dan Ankaragücü yenilgisinden sonra ciddi bir reaksiyon beklentisi yüksek. Ama bugünkü maçta 3 puan mücadelesi yaparken sürenin 90 dakika olduğunu unutmamaları gerekir. Tek devrelik futbolla sıkıntı yaşadığını bundan önceki maçlarda gördük.