‘’Zafer Antalya'nın‘’
Ersun Yanal’la ligde yenilmez armadaya dönüşen Antalyaspor kupaya da damga vuruyor. Akdeniz ekibi, Sivasspor’u deplasmanda Fredy’nin penaltısıyla devirip yarı final biletini cebe indirmeyi başardı. Kırmızı-Beyazlılar’ın 10 resmi maçtır bileği bükülmüyor.
Sivas’ta kupada yarı finale çıkma mücadelesinde denk kuvvetler karşı karşıya geldi. Tek maç üzerinden elemeli karşılaşmalar ister istemez takımları aşırı kontrollü futbola itiyor. Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu maç öncesi kupaya veda etmesi Avrupa’ya gitme açısından iki takımı da iştahlandırdı. Ligde sıralamalarına bakarsak kupa başarısı iki takım için en gerçekci hedef. İlk yarıda iki takım da pozisyon bulmakta zorlandı. Zaman zaman duran topları bir gol silahı olarak kullanmak çözüm gözükse de çare olmadı. Ersun Yanal bu maçta biraz rotasyon olsa da yine koşan, atletik isimleri tercih etmişti. Kısır geçen ilk yarının ilk gol tehlikesi 36’da geldi. Gradel’in serbest atışında Camara’nın çok yakın mesafeden kafa vuruşunu Boffin kurtarmayı başardı...
Ahmet düşürünce...
İkinci yarı futbol olarak biraz kıpırdama gördük. Bu sezon iç saha sıkıntısı çeken, rakip savunmaları aşmakta zorlanan Sivasspor risk alınca savunmada zorlandı. Antalyaspor önce rakibin hatasından mutlak pozisyonu buldu ama Camara son anda topu önledi. 62’de Ahmet’in Orgill’e darbesini maçın hakemi penaltı olarak cezalandırdı. Fredy atışı kullandı ve takımını 1-0 öne geçirdi...
Yarı finalde Akdeniz derbisi
Deplasmanda öne geçen Antalyaspor’da Ersun Yanal Hakan Özmert ve Podolski gibi tecrübeli isimleri oyuna alarak skoru korumayı amaçladı... Çalımbay; Kone, Boyd ve Felix hamleleriyle hücum hattının iyice güçlendirmesine rağmen rakip savunma duvarını aşamadı. Sivasspor’un en büyük sıkıntısı tüm gol aksiyonlarını Gradel üzerinden denemesiydi. Antalyaspor aynı geçen sezon olduğu gibi yarı finalde Alanyaspor’un rakibi oldu.
‘’İşte özlenen Yiğido...‘’
Başkent’te alt sıralardan kurtulma savaşında olan iki ekibin maçını izledik. Sivasspor her yönden iyi bir sezon geçirmiyor. Hem sakatlar hem formsuz oyuncular Rıza Çalımbay’ın canını fazlasıyla sıkıyor. Dün de kale dahil çok farklı bir savunma hattı ile sahaya çıktı konuk ekip. Bir tek sol bekte Uğur yerini korurken diğer isimler mecburiyetten oluşan savunma hattında mücadele etti. Erdoğan ve Yatabare kulübeye çekilmiş, yerlerine yeni transfer Boyd ve Kayode sahadaydı. Maçın başında Gradel, kendisine yapılan penaltıyı gole çevirip 1-0 yaptı. Ankaragücü yenik duruma düştükten sonra oyuna hakim taraftı. Başkent ekibi rakibi karşısında çok önemli gol pozisyonları bulsa da kaleci Muammer’i geçemedi.
Kayode kontak açtı
Başkent ekibi beraberlik ümidiyle başladığı ikinci yarının başında kalesinde ikinci golü gördü. Kayode orta alandan çizgi kenarında alıp götürdüğü topu golle sonuçlandırıp ilk golünü attı... 66’da skoru 2-1’e getiren Ankaragücü hemen ardından rakibinin hızlı hücumuna engel olamadı ve konuk ekip Erdoğan ile 3-1’i buldu. Yatabare ise sonucu belirledi: 1-4. Oyunun son bölümünü daha iyi oynayan taraf skorun da avantajıyla Sivasspor’du. Ankaragücü ilk yarıdaki baskıyı, tempoyu yakalayamadı ve beklenmedik anlarda yediği gollerle demoralize oldu. Yiğidolar 3 puanla galibiyet hasretine son verdi.
‘’Psikolojik üstünlük!‘’
Son zamanlarda iki takımın arasında oynanan derbiler beklentinin çok altında geçiyor. Bizim maç öncesi öngörülerimizi doğrulayan bir ilk yarı izledik. İlk 11’ler de oynanan oyun da şaşırtmadı.
Tabi ki bunun ana nedenlerinden biri futbol iklimimiz. Özellikle Erol Bulut’un üzerindeki baskı ve kredisinin az oluşu ister istemez sahasında da olsa böyle bir futbola itti Fenerbahçe’yi. Pozisyonların hemen hemen hiçbirinin organize olmayışı herşeyi anlatıyordu. Sistemden çok sistemsizliğin ön plana çıktığı bir kördöğüşü izledik. Daha çok topla oynayan taraf Galatasaray olsa da gole yaklaşan ve daha net pozisyon bulan taraf Fenerbahçe’ydi.
İkinci yarısı öne geçenin büyük bir avantaj yakalayacağı bir 45 dakikaydı. Mustafa Muhammed ile gelen golle baskı yemiş olsa da psikolojik üstünlük Galatasaray’a geçti. Fenerbahçe’nin panik futbolu ister istemez son vuruşların etkisiz kalmasına neden oldu. Bulut’un Mesut hamlesi bir nebze olsun takımı kıpırdattı ama yeterli olmadı...
Gecenin sorusu
Federasyon bundan sonraki maça seyirci alımlarında yanlış algıya sebep vermeyecek şekilde hassas olmalı. Bu konuda kararı kim veriyor, önemli!...
Maçın starı
Gecenin yıldızları Galatasaray’ın orta alandaki iki ismi Taylan ve Emre Kılınç’tı.
Maçın olayı
Mostafa Mohamed'in ilk defa ilk 11 oynadığı derbide galibiyeti getiren golün sahibi olması.
Kısa mesaj
Gustavo'suz Fenerbahçe’nin önünde uzun bir maç serisi var. Erol Bulut’un sadece Ozan Tufan ile bu bölgeyi halletmesi çok zor gözüküyor.
‘’Kontrollü oyun...‘’
Başakşehir, bu maça ağır hasarlı çıktı ve bir anlamda kötü gidişi durdurmayı hedefliyordu Galatasaray karşısında. Nitekim beklediğimiz gibi bir ilk yarı da oldu. Topu rakibe verip karşılayan Başakşehir karşısında Galatasaray sabırla pas yaptı, boşluk aradı, hata bekledi ama bu şansı bir kere buldu ve öne geçti. Aykut Kocaman ilk maçında doğal olarak çok gol yiyen takımında savunmaya önem vermişti. Arda Kardeşler ve VAR’dan gelen çağrı üzerine garip bir penaltı kararı verdi. Muslera yine sahneye çıktı ve Giuliano’nun vuruşunu çok soğuk kanlı bir şekilde kurtardı. İkinci yarı skoru perçinlemek için ikinci bir gole ihtiyacı olan Galasataray biraz da derbiyi düşünerek kontrollü oynadı. Donk’la gelen gol Sarı-Kırmızılı ekibi rahatlattı. Başakşehir ilk yarıya oranla daha ofansif gözükse de son vuruşlarda etkili değildi. Galatasaray geçen yılın şampiyonunu ilk maçta olduğu gibi yenmeyi başardı...
Gecenin sorusu
İlk yarıda garip bir penaltı veren Arda Kardeşler ikinci yarıda Donk’un, Demba Ba’ya ceza alanı içinde yaptığı harekete niye çalamadı!
Maçın starı
Tabii ki Donk. Hollandalı hem savunmadaki başarısının yanında bir gol, bir asistle geceye damgasını vurdu...
Maçın olayı
Maç 0-0 devam ederken, Muslera’nın penaltıyı kurtarması ve takımını ateşlemesi. Eğer Giuliano’nun vuruşu gol olsaydı maçın hikayesi farklı olabilirdi...
Kısa mesaj
Maç sırasında hava toplarında şu kol ve dirsek ile ilgili karar can sıkıcı olmaya başladı. Dün gece de bu nedenle bir penaltı oldu. Etobo ile mücadelesinde faul bile verilmeyecek pozisyonda Crivelli sarı kart gördü. Gerçekten İFAB bu kuralı gözden geçirmeli çok kafa karıştırıyor.
‘’Rehavet olursa Aslan kaybeder‘’
Derbi öncesi Başakşehir karşısına çıkacak olan Galatasaray, evinde favori diyebiliriz. Ancak favori olmanın zorlukları da vardır. Çünkü ilginç bir lig yaşıyoruz ve form durumu günü gününe uymuyor takımların. Galatasaray, Gaziantep’ten kritik bir 3 puanla dönerken elinde hazır bir Onyekuru olduğunu gördü. Ara transferde her ne kadar İrfan Can transferi nedeniyle zihinsel bir yorgunluk yaşamış olsalar da gelen yeni isimlerin taraftarı memnun ettiği kesin. Tabii ki bu maçta son dakika transferleri olmayacak ama eldeki 11’in Başakşehir karşısında 3 puanı alacak güçte olduğunu söyleyebiliriz.
Erken gol direnç getirir
Sağ kanatta Ömer Ali, sol kanatta Hasan Ali ile oynayan rakip karşısında hücumda Galatasaray’ın etkili olması mümkün. Başakşehir’de Aykut hocanın ilk maça çıkacak olması önemli ama Kocaman’ın hemen bir format oturtması kolay değil. Kimyası bozuk, eksikleri çok ve savunması dağınık Başakşehir’e karşı kazanmak önemli. Ama daha önemlisi derbi öncesi bu maçtan yıpranmadan az hasarla çıkabilmektir. Sanırım Fatih Terim oyuna hızlı başlayıp erken bir golle öne geçip rakibe direnç kazandırmamayı hesaplıyordur. Kaleye Muslera’nın dönmesiyle çok rahatlayan savunma hattı ile orta alan daha efektif bir futbola yöneldi. Sanırım bu maçta ilk 11'de Emre Akbaba’nın yerine Onyekuru ile başlayan bir Galatasaray olacaktır.
Ciddiye almaları yeterli
Açıkçası bu maçı kazandıktan sonra derbiyi düşünmek gerekir. Rakip her ne olursa olsun geçen sezonun şampiyonu unutulmamalı ve şu anda zor günler geçiriyor. Bazen kolay gözüken maçlar sizi çok zorlar, bunu yıllardır gördük. Rakibin puan cetvelindeki durumu, aldığı farklı yenilgiler Galatasaray’ı rehavete sokmamalı bence. Çünkü Başakşehir yeni hocasıyla sahaya daha motive çıkacaktır. Son söz bu maçta Galatasaray ortalama futbolunun 3 puan için yeterli olabileceğini söyleyebilirim... Yeter ki rakibi ciddiye alsınlar...
‘’Güçlü oyunla favori Kartal‘’
Süper Lig’de ilk yarıyı lider bitiren Beşiktaş, ikinci yarıya moralli başlıyor. Trabzonspor karşısında ezberlediğimiz bir 11 ve sistem sahada olacaktır. Geçen sezonun ortasında Abdullah Avcı’dan aldığı takımı, Şampiyonlar Ligi’ne sokan ve şimdi de lider yapan Siyah-Beyazlılar’ın başarılı teknik adamı Sergen Yalçın, ikinci yarıya da iyi bir başlangıç yapmayı planlıyor.
Hücum iştahı inanılmaz
Karşılaşmaya dönersek; Avcı’nın Trabzonspor’u ilk maçtaki Trabzonspor değil, yeni transferlerle daha derli toplu etkili bir ekip. Yani bugün Beşiktaş karşısında Göztepe gibi mücadele eden ama İzmir ekibinden daha fazla ofansif güce sahip bir rakip bulacak. Orta alanı en büyük kozu olan Beşiktaş’ın bu bölgedeki oyuncularının efor olarak daha üste çıkmaları gerekecek bir 90 dakika göreceğiz. Özellikle rakibin hızlı hücumlarına karşı çok dikkat etmeli. Çünkü Beşiktaş savunmasını şimdiye kadar rahat oynatan önlerindeki orta alan kalitesi. O nedenle bire bir rakip forvetle eşleşmelerde Beşiktaş’ın sıkıntı yaşayabileceğini düşünüyorum. Ama top Beşiktaş’tayken inanılmaz bir hücum iştahı olduğunu biliyoruz. Özellikle ilk golü bulduktan sonra Beşiktaş için işler çok kolaylaşıyor.
Golcüleri beslemede başarılılar
Kanatlardaki gücüne bakarsak Kara Kartal, Trabzonspor’u bu bölgeden çökertebilir. İki bekin ve iki ön kanadın gücü, golcüleri besleme açısından son derece başarılı. Trabzonspor, İstanbul’a moralli geldi. Bunun içinde Süper Kupa da var ama yorgunluğunu da unutmayalım. Beşiktaş, her zamanki gibi rakibe karşı dominant oyununu sahaya yansıtırsa bu maçı da kayıpsız geçmeye çok yakın...
‘’Aslan'ın kader haftası‘’
Malatya deplasmanından sonra Gaziantep'te 3 puan arayacak olan Galatasaray, salı günü Başakşehir’i konuk ettikten 4 gün sonra da derbi için Kadıköy'e gidecek. Bu 3 maçın 1 hafta içinde gerçekleşecek olması, belki de Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda kaderini belli edecek.
Galatasaray, Malatya deplasmanının ardından şimdi de Gaziantep’te 3 puan arayacak. Bu maçtan sonra içeride Başakşehir’i konuk edece ve ardından derbi için Kadıköy’e gidecek. Ancak bu 3 maçın 1 hafta içinde gerçekleşecek olması Sarı-Kırmızılılar'ın işinin ne denli zor olacağını gösteriyor. Belki de Galatasaray’ın şampiyonluk yolunda kaderi bir hafta içinde belli olacak. Bu düşünce için çok erken diyenler olabilir ama bana göre öyle.
Motivasyon gücü Terim
Zirve yarışı bu sezon çok yorucu ve çok çetin geçerken, ara transferden bazı mesajlar çıkartmak mümkün. Özellikle Fenerbahçe’nin gözü kara bir şekilde işi şansa bırakmak istemeyen tavrı her şeyi anlatıyor. O nedenle Onyekuru ve Halil Dervişoğlu’nu aldıktan sonra, İrfan Can transferinde zorlanan Galatasaray'ın, taraftarının gözünde psikolojik bir eziklik içinde olduğu gerçek. Yönetim şu anda çok çabalayıp fazla bir şey yapamamanın çaresizliği içinde. Gaziantep maçına giderken ortada pembe bir tablo yok. Her şeye rağmen şu anda Galasataray’ın en büyük motivasyon gücü teknik direktör Fatih Terim. Sarı-Kırmızılı ekibe çok zor zamanlarda çok dar kadrolarla önemli başarılar elde ettirmesi, taraftarın umudu olarak duruyor.
Maxim hücumda çok etkili
Maça gelince; ev sahibi ekip ilk yarının en başarılı takımlarından ancak bu başarıyı sağlayan Sumudica ayrıldı. Rumen hoca saha dışında eleştirilse de saha içinde futbolcularıyla iyi bir bütünlük sağlıyordu. Sa Pinto ile yola devam eden Gaziantep ekibi karşısında Galatasaray aynı Malatya’da olduğu gibi bir sistemle oynayacaktır. Bu defa daha iyi bir zemin, ama karşısında sistem değişikliğine gitmiş bir ekip olabilir. Kanatları iyi kullanan, orta alanda Maxim ile ofansif anlamda skora direkt etki eden bir takım bulacak Galatasaray. İleride Muhammed Demir gibi önemli bir golcünün cezası nedeniyle oynamayacak olması ev sahibi için bir eksi, Galatasaray için avantaj.
‘’Paşa attı Sivas baktı‘’
Erzurum ve Ankaragücü’ne yenilerek düşüşe geçen Kasımpaşa evinde dirildi. Sivasspor’a karşı Hajradinovic’in enfes frikiğiyle öne geçen Lacivert-Beyazlılar, Aytaç’la sonucu belirledi. 25 puana ulaşan İstanbul ekibi devreyi mutlu bitirirken 24 puanda kalan Yiğidolar ise hayal kırıklığı içindeydi.
İstanbul’da öngörülere göre Sivasspor’u daha favori gösteren bir maçtı. Ancak öyle bir ilk yarı izledik ki Kasımpaşa oynadığı futbol, attığı goller ve kaçırdıklarıyla maçı erken bitirdi. Yıllardır izlerim; kötü zamanları da oldu ama Sivasspor’u bu kadar silik izlemedim. Hadi ilk gol Hajradinovic’in nefis frikiğinden geldi, bireysel beceriye girer. Aytaç’ın attığı ikinci gol amatör takımın yemeyeceği düzeydeydi. Kasımpaşa kanat akınlarıyla, ara toplarıyla nefis hücum geçişleriyle hem orta alan hem de savunma olarak Sivasspor’u çaresiz bıraktı. Konuk ekipte tek kanatlı kuş gibi sadece Gradel’in çabaları da bir yere kadardı. Özellikle Goiano’nun olduğu Sivasspor savunmasının sağ tarafının inanılmaz açıklar verdiğini gördük. İlk yarı 2-0’lık Kasımpaşa üstünlüğüyle bitti...
İlginç Kayode tercihi
İkinci yarıya Çalımbay iki oyuncu değişikliğiyle başladı. Ziya ve Kone girdi, Fajcal ile Goiano yoktu. Sivas dengeyi kurmuş gibi gözükse de hücumda pek verimsizdi. Sivasspor’un saha içindeki formsuzluğu gerginliği de getirdi. Uğur ile Gradel’in sözlü kavgası hiç de hoş görüntüler değildi. Kasımpaşa ilk yarıdaki iyi futbol ve skorun avantajını ikinci yarıda korudu ve hak ettiği 3 puanı aldı. Sivasspor adına pek de anlayamadığım bir başka olay yenik duruma düştüğün bir maçta Rıza hocanın Kone’yi ikinci yarının başında oyuna sokarken Kayode’yi uzatmalarda sahaya sürmesiydi.