‘’Yokluğu etkilemez‘’
Trabzonspor şampiyonluk yolunda ilerlerken, son bir ayda iki Premier Lig oyuncusu ile karşıklı anlaşarak yollarını ayırdı. Bahis oynadığı gerekçesiyle önce Sturridge ile fesih yapıldı. Mikel'le de korono endişesi nedeniyle karşılıklı mukavele fesihi yapıldı. Trabzon cephesinden bakarsak son zamanlarda biraz da huzursuz görünen ve bunu da dışa vuran bir isimdi Mikel.
Yıldızlar isterse...
Kısa bir süre önce Fenerbahçe maçında ırkçı saldırıya uğradığını söyleyip memnuniyetsizliğini dile getirmişti. Şimdi korona nedeniyle gitme isteğine saygı duymak gerekiyor. Kulüp de böyle davranmış. Eksikliğinin takım için bir sorun yaratmayacağını düşünüyorum. Mikel, katkı açısından ne bir Sörloth, ne bir Sosa ne de bir Nwakaeme. Umarım bu isimlerden böyle bir söylem gelmez. Gelirse Trabzonspor'un aynı duyarlılığı karşılayacağını sanmam.
‘’4 puan VAR'da gitti‘’
Trabzonspor, Başakşehir karşısında ne üzüldü ne de sevindi. Aslında Bordo-Mavili ekibin hedefi mutlak kazanmaktı. Tabii ki taraftarın tribünlerde yer almaması önemli bir eksikti. Çünkü 12. adamı yanında görmeye alışmış Trabzonspor, seyircisiz oynamaya alışmış rakibi karşısında 2 puanı kaybeden taraftı. Aslında daha iyi oynayan, isteyen Trabzonspor niye kazanamadı sorusunun cevabına gelince; Karadeniz ekibinin en önemli silahı Sörloth’un çok koşmasına çok çalışmasına rağmen gol yollarındaki etkisizliği buna sebep oldu. Norveçli forvetin uzun süredir takımın skor yükünü taşıyan isim olarak yorulduğunu söyleyebiliriz.
Hakemler uykuda
Hal böyle olunca bu defa bu rolü Nwakaeme üstlendi. Nijeryalı biraz da tek kanat oynayan Trabzonspor’da inisiyatif koyan oyuncuydu. Ekuban diğer kanatta hücumdan çok rakibin güçlü sağ kanadını tutmak zorunda kaldı. Hoş Nwakaeme‘ye ceza alanı içinde Skrtel tarafından yapılan hareket net penaltıydı ama ne maçın hakemi ne de VAR’daki hakemin görmemesi ister istemez polemikleri de köpürttü. Pozisyonu açıklamaya, irdelemeye pek gerek yok. Bariz bir penaltı, müdahale çok net.
VAR nasıl uyarmaz!
Hakemin gözünden kaçtı diyelim, VAR nasıl uyarmaz. Anlamak zor. Video hakem uygulaması aslında tam da bu tip pozisyonlar için var. Trabzonspor sadece bu maçta değil, 1-1 biten Gaziantep mücadelesinde de VAR’da kaybetti. 90+3’te Nwakaeme’nin attığı gol VAR’da iptal edildi. Gerekçesi, pozsiyon başlangıcında Abdülkadir Ömür’ün faul yapması... Kimileri tartışabilir ancak pozisyon pek de faul gibi değil. En azından VAR müdahalesi gerektirmeyen gri bir pozisyon. Dolayısıyla son 1 haftada 3 maçlık yoğun lig fikstürüne çıkan Trabzonspor, 4 puanı VAR’da kaybetti diyebiliriz. Yanlış kararlar verilmese belki de şu anda Bordo-Mavililer zirvede 5 puanlık fark açmış olacaktı.
Normale dön Başkan
Başakşehir maçının önüne geçen penaltı pozisyonu sonrası Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun beyanatlarına değinmekte fayda var. Evet başkan, kulübün, camianın haklarını savunacak birinci isim. Ama sezon başından beri örnek başkan olarak takdir ettiğimiz Ağaoğlu’nun yüzüne taktığı maskeyi yalanlarcasına yaptığı konuşmayı biraz yadırgadım. Oysa başkana, şimdiye kadarki çizgisine uygun bir açıklama daha yakışırdı. Sanırım kendisi de bu söylemden rahatsız olmuştur. Üstelik ‘lig şimdi tescillensin’ sözü sosyal medyanın arayıp da bulamadığı bir cümleydi. Aslında bu cümleye önü ve arkasıyla bakıldığında maksadın ne olduğunu anlayabiliyorum. Ama ben yine de sevgili başkanın şampiyonluğun en büyük adayı Trabzon’un başkanı gibi sezon başından bugüne kadarki tavrında olmasını isterim...
‘’Eşitlik bozulmadı‘’
Trabzon ilk yarıda rakibine oranla daha üstün taraftı. İlk 45 dakikada baskılı ve golü arayan Trabzonspor, karşısında ise savunma pozisyonunda olan bir Başakşehir izledik. Ancak tek taraflı oyunda ‘Çok gol pozisyonu var mı?’ derseniz ‘Çok yok’ derim. Trabzonspor’un orta alanda oyun kurmasına izin veren Başakşehir birkaç pozisyon hariç ceza alanına rakibini sokmadı. İlk yarıda çokta akılda kalan bir futbol izlemedik... Özellikle Başakşehir hem ritm açısından hemde tempo açısından beklentinin altındaydı. İkinci yarıda Başakşehir daha ofansifti. Koskoca 90 dakikanın sadece defansta geçmesi mümkün değildi. Zaten bu oyun mentalitesindeki değişiklik gol ve pozisyonlar getirdi. Demba Ba ile öne geçen Başakşehir skoru uzun süre koruyamadı ve Skrtel’in kendi kalesine attığı golle maç 1-1’e geldi. Aleksiç yerini Berkay’a bırakırken, Trabzonspor’da Abdülkadir’in sakatlanıp çıkması talihsizlikti... Son bölümde skoru bozma çabaları vardı. Eşit puanla maça çıkan iki ekip yine eşit puanla haftayı kapattılar.
Gecenin sorusu
Son 10 maçtaki skorer performansı ortada olan Demba Ba attığı golde nasıl bu kadar markajsız olabilir?
Maçın starı
Mert Günok ve Uğurcan Çakır. İki kalecinin de yedikleri gollerde yapabilecekleri fazla bir şey yoktu. Ama kurtardıklarına baktığımızda gerçekten takımları adına kurtarıcı oldular.
Maçın olayı
Birincisi yeni sakatlıktan çıkan Abdulkadir Ömür’ün yine sakatlanıp sahayı terk etmesi. İkincisi ise Skrtel’in, Nwakaeme’ye yaptığı harekette penaltının verilmemesi.
Kısa mesaj
Trabzonspor tek taraflı hücum anlayışından vazgeçmeli. Sadece Nwakaeme ile sol kanattan gelmek her zaman yeterli olmayabilir. Dün olduğu gibi...
‘’Ankaragücü geri döndü‘’
Süper Lig’de tehlikeli bölgede yer alan iki ekip Başkent’te karşılaştı. Küresel salgın nedeniyle seyircisiz oynanan maç hem izleyenler hem de oynayanlar İçin gerçekten motivasyonu etkiliyor. Ancak bu hassas dönemde bu önlemi almak zorunda olduğumuzun da bilincindeyiz. Maça iyi başlayan taraf ev sahibi Ankaragücü, çabuk oyuncularıyla Rizespor defansının dengesini bozdu. Sağdan kullanılan kornerde genç stoper Burak karambolde topu kendi kalesine gönderdi. 22’de Rodrigues ile gelen ikinci Ankaragücü golü Sarı-Lacivertli takımı rahatlattı. Ancak devre böyle biter derken Rizespor, Garmash ile farkı bire indirip soyunma odasına umutla girmeyi başardı. İkinci yarıda üst üste pozisyonlar bulan Rizespor’dan Talbi’nin 53’te yakın mesafeden kafa vuruşunda top üst direkten çıktı. Skoru koruma duygusuyla savunmaya çekilen Ankaragücü karşısında Karadeniz ekibi daha baskındı.
Önemli fırsatlar buldu
64’te Diomande ile çarpışan Ankaragücü Kaptanı Sedat Ağçay, aldığı darbe sonrası hastaneye kaldırıldı. 72’de ise baş dönmesi nedeniyle Rizespor kalecisi Gökhan Akkan yerini Tarık Çetin’e bıraktı. Samudio’nun nefis şutunda Ankaragücü kalecisi Ricardo adeta uzadı, gol izni vermedi. İkinci gol İçin risk alan Rizespor karşısında Ankaragücü önemli fırsatlar buldu ama final pas ve vuruşlarında başarılı olamadılar... 89’da Sasse ile beraberlik şansını yakalayan konuk ekipte Kitsiou golü önleyen isim oldu. Başkent’te dün gece ilk yarıda atılan gollerle gülen taraf Ankaragücü oldu.
‘’Havayı korumak için kazanmalı‘’
Derbi haftasında Galatasaray geçen sezonki havasını yakalamış gözüküyor. Sonuçlardan çok, oynanan futbol umudu artırıyor. Muslera faktörü, tartışmasız Karius’un önünde. Özellikle uzaktan şutlarda Muslera, meslektaşına fark atar performans olarak. Bu konuyu açmışken Galatasaray’ın rakip ceza alanına pas veya yan toplarla girdiğinin, şutör bir takım olmadığının da altını çizelim.
İlk yarıya oranla daha oturmuş ve formda bir Galatasaray savunması var. Saracchi sol bekte yerini her geçen gün sağlamlaştırıyor. Marcao - Luyindama’ya göre Marcao - Donk ikilisi daha önde. İkinci yarıdaki en büyük artılardan biri Mariano, Sevilla günlerini hatırlatıyor.
Falcao için ideal düzen
Orta alanda herkes Lemina diyor ama Terim’in en etkili ismi Seri. Bu bölgenin birbirini tamamlayan oyunculardan oluşması en büyük artı. Lemina savunmanın arasında kontrolü sağlarken, Seri merkezde pas istasyonu görevini başarıyla yapıyor. Ömer Bayram takımın orta alandaki dinamosu. Hem duran toplardaki artan etkisi hem de oyunun iki tarafını da oynayabilmesi takıma büyük bir dinamizm katıyor.
Forvet hattı ligin ilk yarısıyla siyah ve beyaz kadar farklı. Onyekuru, Falcao, Feghouli üçlüsü form olarak üst seviyeye geldiler. Özellikle şu anki sistem ve hücum setleri, tam da Falcao gibi bir golcünün istediği gibi...
Daha bitirici olmalılar
Ancak başta da söylediğim gibi Galatasaray şutör bir takım değil. Akınlarını ceza alanına girerek sonlandırması iyi gözükse de final noktasında eleştiri alıyor. Özellikle Onyekuru gol vuruşlarında daha bitirici olmalı.
Orta alanın savunmadan gelen toplarda baskı yediğinde zor anlar yaşadığı da bir gerçek. İki bekin arkasına atılan toplarda zafiyet yaşadığını söylemek de mümkün. Tabii ki iyi hücum, beraberinde riski getirir.
Sergen Yalçın ile birlikte baskılı ve daha atak oynamaya başlayan Beşiktaş karşısında, Galatasaray şampiyonluk havasını korumak için kazanmak zorunda ama kolay olmadığı bir gerçek.
‘’Gururumuzsun Başakşehir!‘’
Başakşehir kurada Kopenhag’ı çekince ‘tam dişimize göre’ demiştik. Ancak rakibin kolay bir lokma olmadığını ilk yarıda gördük. Disiplinli, çok koşan aynı zamanda hızlı hücum geçişleri yapabilen bir rakip karşısında Başakşehir beklenenin altında bir tempodaydı. Evinde olduğu İçin yenilecek bir golün rövanş için zorluk yaratacağını düşünerek temkinli oynayan Okan Buruk’un öğrencileri maçın başında yan direkten dönen bir topla gole yaklaştı. Ama en etkili pozisyonumuz 33’te geldi, Visca’nın ortasında Demba Ba’nın şutu dışarı çıktı. İlk yarı itibarıyla rakibin bizi iyi analiz ettiğini ve ön bölgeden baskı yaparak baskılı alan savunmasıyla oldukça rahatsız ettiğini gördük.
Bravo Edin Visca
İkinci yarı biraz daha vitesi yükseltince rakip ceza alanında daha çok göründük. Ancak baskıya rağmen panik yapmayan Kopenhag’a karşı bir taraftan da savunmayı düşündük. 74’te Başakşehir hücumunda depara kalkan Crivelli’nin lifi attı ve çıkmak zorunda kaldı. Crivelli’nin yerine giren Robinho, İrfan Can’ın pasında kaleci ile karşı karşıya yerden yolladı, Demba Ba dokunamayınca top boş kale yerine dışarı gitti. 88’de Visca’nın penaltısı ise galibiyeti getirdi. Tabi ki Korona salgını organizayonları etkiledi ve çoğu ya ertelendi ya da iptaller geldi. Şu bir gerçek ki eğer bu maçın rövanşı oynandığında gol yemeden aldığımız 1-0’lık bir skor avantajıyla sahaya çıkacağız. Umarım Visca ile gelen bu altın gol bizi çeyrek finalist yapar...
‘’Zorlanmadan kazandı‘’
Malatya’da çok rahat bir ilk yarı oynadı Trabzonspor. Hiç zorlanmadan gelen 2 gol Karadeniz ekibini rahatlattı. Gaziantep maçı sonrası gösterilen tepkilere bakarsak takımın etkilenmediğini ve işlerine baktığını gördük. Bence de doğru olan buydu. Hüseyin Çimşir orta alanda Sosa’nın yanına iki Abdülkadir’i koyup N’diaye ve Mikel’i kulübeye çekmi∫ti. Forvetler Sörloth, Nwakaeme ve Ekuban etkisizliğiydi. Ama bu açığı Sosa ve Abdulkadir Ömür kapattı. Sosa bir asist bir gol atarak takımını bu yarıda taşıyan isimdi. Malatyaspor golle birlikte rakibin dengesini bozdu ve üst üste beraberliğe çok yaklaşsa da soyunma odasına önde giden Trabzonspor oldu. Üstüne gidildiğinde çok kırılgan ve temassız oynayan Malatyaspor karşısında Trabzonspor Nwakaeme ile çok rahat 3. golü buldu. Başakşehir karşısına aynı puanla çıkacak olan Trabzonspor Malatya’dan mutlu dönmeyi başardı...
Gecenin sorusu
İlk yarı biterken Trabzonspor ceza alanı içerisinde Hüseyin’in eline çarpan topta Ali Palabıyık devam derken VAR dan hiçbir uyarı gelmedi mi!
Maçın starı
Tabi ki Sosa. Arjantinli gol atıyor, attırıyor ve ileri yaşına rağmen sahada basmadık yer bırakmıyor. Dolayısıyla bu kiritik galibiyetin mimarı olarak gecenin yıldızı olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Maçın olayı
Şimdiye kadar bütün maçlarda sahada kalan ve takımı golleriyle sürükleyen Sörloth’ün ilk yarı biterken oyundan çıkması. Kendini bırakması taraftara ‘eyvah’ dedirtti Başakşehir maçı öncesi...
Kısa mesaj
27 bin kapasiteli stada sahip Malatyaspor’un kiritik bir dönemde Trabzonspor ile oynadığı maça 10 bin Taraftarı gelmesi düşündürücü. Üstelik bu rakamın 1500’e yakın misafir. İğneyi yönetime batırırken çuvaldızı Malatya taraftarı kendine batırsın.
‘’Bu gerginlik takımı etkiler‘’
Trabzonspor’un Gaziantep deplasmanından sonra aldığı tavır ve tutum bana biraz abartılı geldi. Şunu diyebilirler; “Biz bunu şimdi yapmazsak yarın daha da beter işler yaşarız.” Ancak ben maç sonrası teknik direktör Hüseyin Çimşir’i dinledim, hiç de öyle tepkili konuşmadı. Tamamen 90 dakika için küçük ama doğru bir analiz yaptığını gördüm. Şimdiye kadar bütün futbolseverlerin takdirini kazanmış, iki kulvarda da kupa mücadelesi yapan Tarbzonspor’un bu sert dili tercih etmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Futbol aklının burada devreye girmesi gerekir.
Baskı var ama...
Özellikle sosyal medya olsun, taraftarlar olsun, yerel medya olsun bir takım baskı unsuru oluşturmuş olabilir. Bu kesimlerin gazını almanın şekli bu olmamalı. Eğer bu söyleme göre hareket edilirse bundan en büyük zararı Trabzonspor görür. Son haftalarda her takım, özellikle büyük takımlarımız aldıkları her kötü sonucu hakem hatalarına yıkarak günü kurtarmaya çalışıyor. Benim naçizane tavsiyem, aynı zamanda bir Anadolu takımı olarak, Anadolu’dan çıkan ilk şampiyon olarak daha itidalli hareket etmesidir.
Başkan eskiye dönmeli
Evet, şampiyonluk yarışında parametreler değişti. İlk yedi takım içinde Fenerbahçe ve Alanyaspor’un yarıştan koptuğunu görebiliyoruz. Genelde böyle durumlarda şimdiye kadar Başkan Ahmet Ağaoğlu’un sağduyulu demeçlerine alışık olduğumuz için yapılan son açıklamaların, kullanılan sert dilin yeni Trabzonspor çizgisine uymadığını ve bu gerginliğin takımı da teknik kadroyu da camiayı da gereceğini düşünüyorum...
Bugün çok kritik
Bugün kritik bir erteleme maçına çıkacak Trabzonspor, kazanırsa Başakşehir ile aynı puanı yakalayacak. Malatya’da kadro zafiyeti olsa da yeni bir teknik direktör ile bu maça motivasyonu daha iyi olacaktır. Ligin ikinci yarısında tüm takımlar için söylüyorum kolay bir maç yok. Üstelik haftasonu içeride Başakşehir ve sonrasında Göztepe, Alanya deplasmanları var. Yani Trabzonspor gerçekçi olup, sakin kalıp şimdiye kadarki performansıyla buralara nasıl geldiyse aynı çizgide, aynı ruhla, panik yapmadan yoluna devam etmeli...