‘’Puanı hak etmedik!‘’
Bu turnuvaya gelirken en büyük gücümüz orta alanımızdı, ama iyi oynarlarsa... Çünkü gruptan çıkarken gerçekten parmak ısırtan bir performans sergilediler. Ama turnuvada olmak yetmiyor, turnuvanın kalitesine ulaşmak lazım. Çünkü buraya gelen takımların hepsi başarılı olmuş ki buradalar. Hırvatlar’a karşı ilk yarıda görülen eksikliğimiz rakibe orta alanı teslim etmek oldu. Ozan’ın yüzde yüzü hariç pozisyonumuz yoktu. Rakibin de belki çok pozisyon bulduğunu söylemeyiz ama genelde oyun bizim sahamızda oynandı ve özellikle Slovenya ile oynadığımız hazırlık maçındaki gibi Caner’in olduğu sol kanattan geldiler. Bu bölgede bir zaaf olduğu kesin ve bizim yan top zaafımızdan yararlanmak istediler ama başarılıydık pozisyon vermedik.
Atiba olmayınca!
Zaten yedimiz golde biraz Modric gibi kaliteli bir ayağa rast gelmesi şanssızlığımızdı. İlk 45’te gördüğüm Oğuzhan orta alanda Beşiktaş’takinden uzak verimlilikte çünkü yanında Atiba yok. Dolayısıyla rakibin orta alandaki gücünü de görünce yetersizdik ve 3. bölgeye, gole gitmekte zorlandık...
Vites yükselmedi
İkinci yarı ilk yarının etkisiz ismi Oğuzhan çıktı, Volkan Şen girdi. Ancak bizim sorunumuz topu rakip kaleye taşımaktı. Bunu da en iyi yapabilcek isim Arda gününde olmayınca Hırvatlar oynadı, biz de oynamaya çalıştık! Fatih hoca radikal bir değişiklik yapıp Arda’’nın yerine Burak ile çift forveti denedi. Ardından Emre Mor hamlesi geldi. Ancak rakibin iki direkten dönen topu, iki boş kaleye atamadıkları pozisyonlar izledik. Aslında hoca vites yükseltmek istedi ama teori başka gerçek başka. Açıkcası bu futbol puanı hak etmedi ve skora sevinmek lazım.
‘’Emre, Ribery'yi hatırlatıyor‘’
A Milli Takımımız’ın Marsilya kampı organizasyon açısından gerçekten iyi düşünülmüş. Üzüm bağları ve ormanlık bir vadide denize bakan bir yamaçta güzel bir ortamda millilerimiz. Bizler için kurulmuş medya çadırında da A’dan Z’ye her şey düşünülmüş gerçekten.
Gelelim takımın durumuna; son iki hazırlık maçında 45’er dakika oynayıp futbol kamuoyunun en çok konuşulan ismi Emre Mor’dan bahsedelim. Çünkü diğer oyuncularımızı hepimiz çok yakından biliyoruz ama genç Emre bir anda gündemi doldurdu. Bundan 2 ay önce küçük bir kutu haber olan bir oyuncu bugün
A Milli Takımımız’ın 23 kişilik kadrosunda yer aldı ve Dortmund ile 5 yıllık mukavele için aynı gün Almanya’ya gidip geldi.
Aklıma Sercan geldi
Aslında Emre Mor’u izlerken iki farklı düşünce kafamda oluştu. Önce Abdullah Avcı zamanıda milli takıma gelen Sercan Sararer geldi. Avusturya ve Almanya kamplarındaki hazırlık maçlarındaki formuyla 3 büyükleri peşini düşürmüş sonra da bir saman alevi gib sönmüştü. Tabii ki Emre daha farklı bir oyuncu bir kere çok genç ve çokta farklı özelliklere sahip. Herkes Messi gibi yakıştırmalar yapıyor ama bana Ribery’yi hatırlatıyor. Fransız oyuncu Galatasaray’a geldiğinde ilk izlediğimdeki hislerim Emre Mor ile aynı gibi. Şimdi kimse o kadar da abartma diyebilir. Ancak 3 büyüklerini transfer için sıraya girdiği bir ortamda elin oğlu çoktan iş bitirmiş. Yani demem o ki Dortmund bizim iki milli maçta 45’er dakika izleyip almadı Emre Mor’u takımına. Mutlaka uzun süredir izliyorlardı ve ellerini çabuk tutup 5 yıllık imzayı attırdılar.
İçimiz zaten rahat
Biz de iyi bir iş yaptık ve bu genç ismi yabancı bir ülkeye kaptırmadık. Fransa’da çok önemli yıldızlarımız vitrine çıkacak ama Fatih Terim sürpriz isimleri kadroya alıp şans veren gözü kara bir teknik direktör olarak, belki de hepimizi şaşırtabilir Hırvatistan maçında. Tabii ki böyle bir genç ismi kazanmak isterken çok dikkatli olmak lazım. Bu konuda Terim’in donanımlı ekibi mental olarak bu açığı kapatabilecek güçte. O nedenle içimiz rahat diyelim ve pazar günkü maç öncesi buluşmak üzere hoşçakalın diyelim.
‘’Yolları açık olsun‘’
Hırvatistan maçı öncesi son hazırlık karşılaşmasını Slovenya ile oynadık. Aslında Fatih Terim, bu mücadelede son ayarları yapmak istedi. İlk yarıya baktığımızda daha oyunun başında bir duran toptan erken bir golle öne geçtik. Ancak bu golün etkisi mi yoksa rakibin son 8 maçta 6 yenilgi, 1 beraberlik ve 1 galibiyet almasından mı bilemem, anlamsız bir şekilde oyundan düştük. Halbuki bu kategorideki bir rakibe İngiltere maçının küçük bir bölümünü oynasak, rahatlıkla farka gidebilirdik. Özellikle Caner’in savunduğu sol kanattan etkili ataklar yedik. Kısacası ilk 45’teki futbol bize yakışan bir oyun değildi. Sanki futbolcularımızın aklı şimdiden Hırvatistan maçındaymış gibiydi. Oysa Fatih Terim, 115 km. ve üstü koşmamız lazım derken herhalde bu tempoyu söylemedi. Şu bir gerçek ki hazırlık maçı da olsa yaratıcı özelliğe sahip yıldızlarımız, oyunun içinde daha öne çıkmalıydı. Biliyoruz ki Fransa’da, Slovenya’nın kat ve kat üstünde takımlarla mücadele edeceğiz. İlk yarıda gördüklerimiz bunlardı, umarım muhtemelen Hırvat maçındaki ilk 11 bu kadro olacağına göre, kendilerine o maça saklamışlardır.
İyi anlamalıyız
İkinci yarıda Emre Mor ve Volkan Şen’in girmesi takıma hareketlilik getirdi ve pozisyonlar bulduk rakibin savunma dengesini bozduk. Özellikle Emre Mor çok genç olmasına rağmen müthiş özgüveniyle, eğer oyun içinde iyi kullanabilirsek katkısı çok yüksek olur. Fatih hoca haklı olarak ilerleyen bölümde İsmail, Nuri gibi hamle oyuncularını da görmek istedi. Özetle bu maçtan çıkaracaklarımızın başında bir kere hakemin faul standardını turnuva öncesinde iyi anlamalıyız. Volkan Şen’in Braga maçından ders çıkarmamış olduğunu gördük. Israrla itirazını sürdürdü ve sarı kart gördü aslında söylemek istediğimizde buydu; bizim için en büyük tehlike. Gecenin ayakta kalanları bana göre başta kalecimiz Volkan Babacan, Hakan Balta, Selçuk ve Gökhan Gönül’dü. Hani şu kafamızda çok soru işareti yaratan savunma hattı. Sonuçta hatasıyla, sevabıyla bu milli takım bizim, Fransa’da Allah yollarını açık etsin, ülkemizin yüzünü güldürsünler.
Başarılar Fatih Terim ve öğrencileri...
‘’Biz inandık siz de inanın‘’
Önümüzde iki hazırlık maçı var, biri bugün diğeri de 5 Haziran’da Slovenya ile deplasmanda. Son oynadığımız İngiltere maçında kaybetmemizi rağmen çok olumlu eleştiriler aldık. Kısacası bu yenilgisizlik seriden sonra kaybettik ama moralimiz bozulmadı. Peki neden bozulmadı neydi bizi umutlandıran faktörler?
Daha yaratıcıyız
Bence en önemlisi özgüvenimizin olması. Düşünsenize yıllarca gol bile atmamadığınız bir takım karşısında daha maçın başında gol yemenize rağmen oyun planınız aksamadan sahaya yansıdı. Oysa geçmişte böyle bir golle yenik duruma düşsek hem hezimet hem de kırmızı kartlarla maçı tamamlardık. Bir kere Milli Takımımız, bir çok futbol otoritelerinin deyimiyle çekinilen farklı bir kadro. 2008’de yarı final oynayan takım bize büyük heyecan yaşatmıştı ama bu milli takımı kıyasladığımızda çok daha yaratıcı özelliği sahibiz.
Belki de gruptan çıkamayız
2008’de konjöktür ve gidip gelen maçlar, oynadığımız futbolun çok üstünde bir yerlere taşıdı bizi. Bireysel yetenekler sahne aldı ve yarı final oynadık. Bu şampiyonada ne olur bilinmez belki gruptan çıkamayız. Ancak hafızalarınızı bir zorlayın 2008’de gruptan çıkmayı zafer olarak görmüştük haklıydıkta çünkü beklentimiz çıtamız oydu.
Ekol yaratıldı
Oysa şimdi müthiş bir orta saha zenginliğiyle, rakibe göre Fatih Terim’in elinde önemli enstrümanlar var. Muhtemelen ilk maçta alacağımız sonuç diğer maçlardaki oyun sistemimizi de belirleyecek. Ancak biz son maçlara baktığımızda şunu gördük ki artık Türk Milli Takımı, farklı bir yapıda kendine has stili olan bir kadro. Yıllardır da temennimiz buydu niye bizim bir ekolümüz yok diye. Artık bu oyuncu kadrosuyla bundan sonra geleceklerde Türk milli Takımı çabuk oynayan, isabetli pas oranına sahip.
Türk milletini ayağa kaldırırız
Eksiklerimiz yok mu var tabiiki ama kimin yok ki... Ben bardağın dolu tarafına bakıyorum artılarımız eksilerimizden fazla bu bir gerçek. Eğer bu şampiyonada takım savunmamızın zaaflarını en aza inderebilirsek 2008’i unutturan bir başarıyla Türkiye’yi Türk milletini ayağa kaldırırız. Bunun da yolu tabiki inanmaktan geçiyor. Eğer inanmazsanız hiç bir şeyi başamazsınız. Haydi gençler! biz inandık sizde inanın. Ee kolay mı Fatih’in aslanları olmak? Hadi bakalım...
‘’Finalin adı: Adana Demir-Alanya‘’
PTT 1. Lig Play-Off’unda gecenin ilk maçında Alanya’da finale çıkabilmek için iki takım da büyük bir mücadele gösterdi. Balıkesir’deki ilk maçın 0-0 bitmesinden sonra Alanya’da iki ekip de golsüzlüğü bozmak için oyuna hızlı başladı. Daha maçın başında Zeeufik, Balıkesirspor adına golü kaçıran isimdi. Ancak konuk ekibin ilk yarıdaki tek pozisyonuydu bu. Sonrasında 5. dakikada Emre Akbaba’nın şutu direklerden geri geldi. 22’de savunmanın arkasına sarkan Emre’nin şutu az farkla dışarı çıktı. 30’da önce Sinan, sonra Emre golü kaçıran oyuncular oldu Alanyaspor adına. 38’de uzun topta Ayite geç kaldı ve takımını bir golden etti. 42’de Özgür’ün şutunu Vukovic kornere attı ve ilk 45 dakika 0-0 sona erdi. İkinci yarıda yine baskın olan taraf Alanyaspor’du. Ev sahibi ekip seyircisiz oynama cezasına rağmen maça daha motiveydi.
Nefis bir vuruş...
58’de Deniz sol ayakla nefis bir gole imza atarak Alanyaspor’u 1-0 öne geçirdi. Yenik duruma düştükten sonra Balıkesirspor Teknik Direktörü Reha Erginer, Ragıp ve Dilaver’in yerine Sankoh ile Berat’ı oyuna aldı. 89’da stoper Glumac soldan gelen ortaya kafayı kötü vurdu, Balıkesirsporlular kaçan gol karşısında adeta şok oldu. Alanyaspor tek farklı galip geldi ve finale çıktı, kutluyorum. Ancak maçı daha erken koparabilirdiler, önemli pozisyonları hovardaca harcadılar. Balıkesirspor ise futbol olarak kötüydü. Bu oyunla finali hak ettiklerini söyleyemem, öyle de oldu...
‘’Ekol oluşmaya başladı‘’
Bu maç bize gösterdi ki yavaş yavaş milli takım ekolümüz oluşmaya başladı. Son zamanların en formda İngiltere’si olsa da Türkiye isterse oyunu kendi elinde tutabiliyor. Belki bunu maçın belli bölümlerinde gerçekleştirdi ama bunu bütüne yayabilecek potansiyel bu kadro da fazlasıyla var. Bir kere bizim yapmamamız gerekenler öncelikle uzun topla ve havadan futbol. Dikkat edersiniz ne zaman bu tür aksiyonlara başvurduysak yetersiz kaldık. Oysa çabuk pas, bol pas ister istemez tempoyu bizim ayarlamamızı sağlıyor. Kadro kalitesi rakip kaleye bu oyunla kendinden emin inebiliyor. Hazırlık maçının amacı eksikleri görmek artılarımız belli. Yediğimiz gole eleştiri getirmek haksızlık olur çünkü bir metre ofsayt.
Cenk tek seçenek
20 gün sonraki ilk resmi maçımızda önceliğimiz savunma hattının alternatifli ve rekabetçi olması. Dün oynayanlar elinden geleni yaptı ama bu bölge bu yükü taşıma da zorlanır. Niye bunu söylüyorum yediğimiz 2. gol yaptığımız penaltı (gol olmadı ama) savunmadaki zaaflarımızı gösteriyor. Forvete gelince; Cenk Tosun bu formuyla tek seçenek gözüküyor elinden geleni yapıyor aynı Beşiktaş’ta ki gibi...
Deniz Aytekin biraz abarttı
Genelde 90 dakikayı bölüm bölüm bakarsak çok iyi oynadığımız dakikalar da var mahkum oynadığımız dakikalarda. Ama takım olarak umut verdik mi! Bence milli takım daha fazlasını yapar duygusu bende oluştu. Uzun süreyi yenilmezliğimizin bu şekilde bitmesine de olumlu bakalım şampiyona öncesi. Çünkü takım üzerinde baskı kalkmış olur daha rahat oynar futbolcular bana göre. Bir kere maç eksiği olan Caner daha iyi hale gelir. Mehmet Topal stoperden orta sahaya geçerse savunmamız daha rahatlar. Bir de Arda ve Burak gibi isimlerinde hazır olmasıyla özgüveni daha da yüksek bir Türkiye izleriz Fransa’da. Karadağ ve Slovenya provalarında Fatih Terim son rötuşları yapıp zıpkın bir A Milli takım sahaya sürer, bizlere tekrar 2008 deki gibi bir dejavu yaşatır... Son sözümde macın hakemi Deniz Aytekin’e; Türk asıllı bir Alman hakem olarak tarafsızlık gösterisini biraz abarttı net bir ofsayt gole müsade ederek, yakışmadı...
‘’Yiğido sağlam, ayağa kalkar!‘’
Yiğido, Fenerbahçe karşısında mutlak 3 puan için çıktığı maçta belki de sezonun en iyi ilk yarılarından birini oynadı. Şimdiye kadar yapamadıkları hücum organizasyonlarını başarıyla yapıp 2 güzel golle de süslediler. Aatıf ve Beykan ikilisi ilk 45 dakikanın yıldızlarıydı. Ev sahibi ekip beklenenin aksine gergin değildi. Belki de kazanmaktan başka çarelerinin olmaması onları rahatlatmıştı. Fenerbahçe’nin sahaya çıkan 11’i de bir anlamda Sivasspor’u rahatlatmış olabilir. Nitekim rakip hücumlarda Fenerbahçe defansı oldukça zorlandı. Sadece Alper Potuk’un Fenerbahçe adına oyunu zorladığını söyleyebilirim.
Gaziantep atınca...
İkinci yarıda Mesut Bakkal ileride Teixeira’yı alıp Mehdi’yle orta sahayı takviye etti. Peirara ise Gökhan Gönül’ü sağ öne ve Meireles’i de orta sahaya alarak daha aktif bir kadro denedi. Aslında Fenerbahçe’de herkesin aklı kupa finalindeydi. Yine de Sivasspor karşısında kolay teslim olmadan mücadele edip prestijlerini korumak istediler. Tabi ki bir taraftan da Gaziantep’ten gelen sonuçlar, tribünleri ve de sahadaki futbolu etkiledi. Zaten Sivasspor’un özellikle Gaziantep’ten gelen gol haberinden sonra performansı dakikalar ilerledikçe düştü.
‘Bizden bu kadar’
Oyuna ikinci yarıda giren Meireles’in beklenmedik nefis golü bir anlamda umutları kırdı. Aslında 3 puanın kalmak için yeterli olmadığı bir 90 dakikada Sivassporlu futbolcular, “Bizden bu kadar, olmayınca olmuyor” der gibiydi. Süper Lig’e çıkıp 11 sezondur ayakta kalmak, önemli başarılar yakalamak göz ardı edilemez. Önemli olan düşüp, ayağa kalkmaktır. Sivasspor sağlam kulüp yapısıyla bunu başaracak güçte. Yeter ki inansınlar.
‘’Kayseri kurtardı, Sivas sona kaldı‘’
Kayseri’de maç öncesi nefesler tutulmuştu. Tribünler sadece bu karşılaşmanın sonucunu değil Eskişehir’den ve Rize’den gelecek sonuçları da merak ediyordu. Kayserispor’un bir beraberlik şansı vardı ama Sivasspor mutlaka kazanmak için sahaya çıkmıştı. Kayseri ilk hücumunda golü buldu. Savunmayı dengesiz yakalayan Biseswar, Setkus’un üzerinden topu Sivasspor ağlarına yolladı:
1-0. Yenik duruma düştükten sonra maç adeta Kayserispor sahasında oynandı. Özellikle Burhan’ın olduğu kanattan etkili ataklar izledik. İlk yarının son 15 dakikasında oyun dengelendi. 40’ta Diego Lopez ile tehlikeli olan Kayserispor’du ancak atak Sivasspor savunmasından döndü.
Yok böyle heyecan!
Risk alan ve yorulan Sivasspor karşısında ikinci yarıda Kayserispor’un tehlikeli ve hızlı hücumları vardı. Sivasspor baskısı 80’de beraberliği getirdi. Ahamada ilk topu çıkardı ama Aatif sert bir şutla çaprazda skoru 1-1’e taşıdı. 86’da kornerden gelen topa Sinan’ın kafasını Setkus kurtardı. Kalan bölümlerde heyecan tek kelimeyle doruktaydı. İki takımın da skoru değiştirme çabaları sonuca yansımadı. Bu sonuçla Kayserispor ligde kalmayı garantilerken
Sivasspor umutlarını son haftaya taşıdı. Çünkü Gaziantepspor’la ikili averajı iyi.