Arama

Popüler aramalar

‘’Köşe başıydı‘’

Köşe başı bir müsabaykadı, üstelikte dramatikti. Sergen Yalçın, Murat Şahin, yeni transfer Cenk Tosun, İbrahim Akın nereden nereye diyorlardı. Fernandes yedekte zaten Beşiktaş, İstanbul’dan gelirken ölü evi gibiydi. Herkes birbirinden ayrı, yüzü gülen Tolga Zengin, Veli Kavlak’tı. Halbuki dün akşamki maç, salı günü Kasımpaşa maçı ve Bursa maçı Beşiktaş’ın geleceğini çözecek müsabakalar. Beşiktaş sahaya bir pankartla çıktı. ‘Sana ihtiyacım var’ işte hakikaten Beşiktaş taraftarının Beşiktaş’a ihtiyacı vardı, daha doğrusu huzura ihtiyacı vardı. Almeida’ya üzülüyorum. Yalnızdı hem de çok. Çünkü ona en yakın olması gereken isimler Gökhan, Oğuzhan’dı. Bu iki oyuncu için yorumlarımızı sezonluk yapmalıyız. Bir hafta diğer haftayı tutmuyor. Belli ki çiftlikte forma buluyoruz düşüncesindeler. Ama bilmeliler ki futbol çok nankör bir meslek. Atiba’ya Allah sakatlık vermesin, bu sezonun şu ana kadar ve lig bitimine kadar da göreceksiniz ki en faydalı oyuncusu, kapris yok. Nereye koyarsan koy. Haddini biliyor, yapması gerekeni yapıyor. Tabii ki Veli için de aynı duyguları paylaşıyorum. Gökhan Töre mi? O fizuli işlerle uğraşıyor. Dany’nin transferiyle Beşiktaşlılar çok uğraştı, tepkili de. Tepkiler Dany’e değil, transferde Ronaldinho uçurtmalarıyla Beşiktaş’ı avuttular, şapkadan Dany çıktı. En azından yerinin oyuncusu. Orada bir sıkıntı yok. Sorun 3 aylığına alınır mı değer mi? Halbuki elinde yavrun, kaptanın Toraman var. Franco, Toraman tercihi neden yapılmaz. Bu kin niye? Cenk’i izledim. Almeida gibi onu da dışlanmış gördüm. O da yalnızları oynuyor. Bütün arzum ikisinin bir arada olması. Almeida kalırsa tabii ki ama kalması gerek.

08 Şubat 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kulübe sadece huzur lazım‘’

Fikret Orman Beşiktaş İnönü Stadı’yla ilgili olarak yaptığı açıklamalarla o an için divan üyelerinden alkış almış olabilir ama kamuoyu pek tatmin olmadı. Genel müdürlükle olan problem niçin çözülemiyor? Beşiktaş Belediyesi’nin verdiği izin ne izni? İnşaat yapım ruhsatını Beşiktaş Belediyesi mi verecek İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi? Bu inşaatın yapımıyla ilgili genel müdürlüğün istemiş olduğu bütçe nereden karşılanacak? Yapı denetim firması Kiptaş’ı Beşiktaş Yönetimi seçtiği halde Kiptaş’ın raporu, niçin bu derece olumsuz. Bu rapor hakkındaki görüşleri ne? Ben isterdim ki Fikret Orman’ın sinirlenerek değil sakin bir şekilde bu sorulara cevap versin.. Bakın söylüyorum stadın yapımında bir sıkıntı yok. Ama her iki taraf da çok inat ediyor. Özveri göstermek lazım. Herkesin somut adımlar atması lazım.

02 Şubat 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Güle güle Çakır‘’

Dün gece özellik güvenlik 600 kişi, sivil polis 400 kişi, çevik kuvvet 1300 kişi, personel 550 kişi, satılan bilet 800 kişi, kombine 2500 kişi Olimpiyat Stad’ında. Tribünde bol bol sıcak çay içmekten büfeyi zengin ettik. Donduk, buz tuttuk. 3 güzel gol, Fernandes, Gökhan Töre ve Oğuzhan. Mükemmel geri dönüşler oldu. Haftalardır hazırlık maçları dahil eleştirdiğimiz bu oyuncular dün gecenin ayazında bizleri ısıtan isimlerdi. Yalnız Gökhan’ı sezon başı havasında gördüm. Belli ki Bilic’ten fırçayı yemiş. Topun sibobunu aramıyor, beyazı gördü mü topu veriyor. Acaba diyorum bu dengeli ayağa top oyununda Atiba’nın defans önünde olmasının etkeni varmıydı. Vardı hem de çok. Hazırlık maçlarında Ersan, Franco oynuyordu. Defansın ortasında Trabzon maçında Franco neden yok diye eleştirdik ama dün gördük ki Franco’ya şans verilirse, iyi işler yapacak. İşte bu Bilic’in çelişkili kadro yapısı bizi de eleştiri yapmaya itiyor. Demekki adama yaranamayacaksın. Rahmetli Vedat Okyar ağabeyim söylüyordu. Adamını yerinde oynatacaksın. Serdar Kurtuluş sahada, Atiba ön liberoda tabii ki Veli’yi yabana atmayacaksın. Takımın kimyası, biyolojisi toparlanıyor doğruyu yapınca. Galiba biraz da Olcay’a ve Oğuzhan’a çatmamız lazım, kıpırdamaları için. Konsantrasyon eksikliği oyunun her dakikasında olmalı Beşiktaş defansı öyle bir gol yedi ki Ersan, Franco’yu eleştirmiyorum. İyi ki müsabaka ligin sonuncusu Erciyes, dikkatli olmaları gerekiyor, hem de çok dikkatli. Bu hafta izlediğim 3 müsabakanın hakemi Cüneyt Çakır’ın, Türkiye’de olmayacağından ona Dünya Şampiyonası’nda yolunun açık olmasını diliyorum.

01 Şubat 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yeter artık‘’

Nihat Usta’da kalkannın âlâsını yedik. Gündüz şehir, akşam da statta kursağımızda kaldı. Huzur yok. Ey Trabzonlu arkadaşlar, insanlar huzur istiyor. Hazırlık döneminde, Franco-Ersan. Dün gece Necip-Ersan. Kolombiyalı kulübede. Hangi akla hürmet, Toraman hala dışarıda. Almeida, Gökhan ve Olcay.. Oyun içinde sürekli yer değiştiriyor. Birbirlerinden bu kadar kopuk oynuyorlarsa gerisini söylemek istemem. Yağmur duası gibi, galibi Beşiktaş gol duasına çıksa da, dikiş tutmaz! Gol de ölü toplara kalmıştı. Onu da diriltecek bir ayak vardı. 84. dakikada Fernandes’in korneri golü getirdi ama huzuru getirecek mi? Onu da bekleyeceğiz.

Maçı yaşamak lazım. Trabzon kulübesi, malzemecisi, masörü dahi yaşıyor. Bir, Sivok’un olmayışı takımı bu derece etkilememesi lazım. Defansın önlerindeki, Veli, Fernandes ve Oğuzhan üçlüsüne hiç top aktarılmadı. Rastgele atılan toplar, birbirinden uzak forvet elemanlarında kalmasında, duvara çarpmış gibi Tolga’nın kalesinde atak oluyor. Onur’a ilk şut 40. dakikadaydı. O da sahada yürüyen Fernandes’ten.

Brezilya’dan transferler, Brezilya dizilerine dönüşü. Yöneticiler bir aydır reklamlarını yaptı. Takım Antalya’da yattı. Taraftar kahroldu kimin umrunda. Yönetici arkadaşlara sözüm... Çok nankör iş yapıyorsunuz. Futbolda dün yok, yarın var. Tünelin ucu karanlık, kafalar gidebilir. Emre bir gol attı, topa Rize’den vurdu, Avni Aker’de gol oldu. Bu Tolga’nın kusuru değil. Mustafa Yumlu, bastığı topla atağa kalkıp, karşı kalede kafa vuruyor ise bir sorun vardır. Özet bu. Skor ne olursa olsun, Beşiktaş bu giriş ile dikiş tutturamaz...

Kimseye söylemeyin, Yemen Ekşioğlu, Yunus Yıldırım’ı beğendi!

26 Ocak 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Nerdesiniz arkadaşlar!!!‘’

Mehmet Özdilek, Beşiktaş’ın kalbini, dalağını, böbreğini, iliklerine kadar bilen biri. Beşiktaş, Özdilek’in takımlarına karşı hep sıkıntı yaşadı. Sahanın içine girelim... Ne tat var ne de tuz. Beşiktaş takımı son 10 dakika hariç rakip cezalanının içine gidilemiyor. Önce Olcay sonra Gökhan Töre. Takımı rakip sahaya taşıyacak arkadaşlarına pozisyon yaratacak oyuncu Olcay, bir şeyler yapmak için çabaladı. Neredesin Gökhan kardeşim nerede? Bilic’e kızmıyor değilim. Sakatlıklar cezalılar ama özür dilemiş olmazsa olmazın Fernandes’i hangi akla İstanbul’da bırakıyorsun. Gol lazım sana hep söylerim golü kim atacak, golcü. Ama onlarda cezalanı içinde yoklar. Pivot santrafor diyorsun Almeida onu kullanamıyorsun. Geçen haftanın çalışkan ismi Mustafa Pektemek oyunda olduğu müddetçe topla kavga etti. Ömer Şişmanoğlu kahraman olma hevesinde arkadaşlarından daha çok kendileri oynayınca belki de gelecek olan puanların kaybına sebep oldu. Kısacası Beşiktaş dün pas hatalarıyla dolu daha doğrusu iki pas üst üste yapamayan sıradan bir takım görüntüsündeydi. Bu takımı toparlayacak olan ben değilim Bilic. Devre arası bir şans ya toparlayacak ya toparlayacak. Sorarım Rıza Çalımbay, Samet Aybaba’nın, Mehmet Özdilek’in, Bilic’ten ne farkı var, var onların nüfus kağıdın da TC yazıyor. Üstelik bir fark daha var, tribünde seyircinin bağırdığı gibi o formanın ‘KUTSALLIĞINI’ herkesten iyi biliyorlar.

28 Aralık 2013, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Necip-Olcay‘’

Sakatlıktan ya da cezalı olmazsa olmaz oyuncular sahada da kulübede de yoktu. Almeida, Motta, Fernandes, Oğuzhan ve Atiba kısacası takımın yarısından fazlası sahada yok. Ne acıdır ki; tribünde seyircisi de yoktu.

Olan seyirci de yönetime gider yapıyor. “Uyuma Beşiktaş’a sahip çık”. Acaba düne kadar Siyah-Beyazlılar’ın başına gelenler yönetimden mi? Yoksa nasıl, neden, niçin diye kendilerine sorduklarında sebebini bulabilirlerdi.

Dün akşam İsmail Köybaşı, Uğur Boral ve Mustafa Pektemek’e ayrı bir gözle baktım. İçlerinde en hazır gözüken Uğur Boral’dı. İsmail Köybaşı da öyle Mustafa Pektemek ‘nur yüzlü’ çocuk. En çok onun gol atmasını istedim. Tek başına Elazığ’ın altı kişiyle kapattığı göbeği delmeye çalıştı. Çok mücadele etti.

Ama gol atmamak için de elinden gelen her şeyi yaptı. Ceza alanından kaçtı. Necip, Veli Beşiktaş’ın olmazsa olmaz iki oyuncusu. Top rakipteyken de top Kartal’da olunca da Beşiktaş’ı sırtlayan iki oyuncuydu. Bir kalemde Fenandes’i atmayalım ama Fernandes’i aratmadılar.

Ama o da gösterdi ki Bilic beni rahat bırak, ben özgür olmalıyım. Ama dün özgür değildi. Holosko, şimdi diyeceksiniz ki 2 gol attı 1 de asist yaptı, görevini yapmadı mı? Hayır sahada yoktu. 46, 69, 79 toplam 1 dakika yeter mi yetmez. Biz Holosko’dan çok daha özel şeyler bekliyoruz. Ancak iş Bilic’te bitiyor. Tribündekiler sahaya girince bir kalemde İsmail, Uğur Boral, Mustafa ve Holosko’yu geçmemeli.


22 Aralık 2013, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Neler oluyor Bilic‘’

Yalnız bir şeyi belirtmek isterim, o da Donk’un yaptığı harekette sarı doğru doğru karardı. Ama Beşiktaş adına en direkt vuruş olmalıydı. Neyse biz Bilic’e dönelim. Nedir bu ikinci 45 dakika sendromu? Bu takım idman mı yapmıyor yoksa sayın doktor Ertuğrul Karanlık’ın iğneleri 45 dakikalık mı ? Her ne kadar Kasımpaşa oynatmamaya dayalı sert bir oyun anlayışıyla sahadaysa da bu kadar çıtkırıldım pamuk ipliğine bağlı bir anlayışla sahada Beşiktaş takımı olmamalı. Kanatsız Kartal’dan, netice beklemek hayal. Heleki kenardan eksik...

Tek bir atak yok, Almeida ne yapsın. Almeida’yı ne kadar ceza sahasından uzak tutarsan golü de ancak hayalde yaşarsın. Duygusal bir maç oldu. Bilic’e son 3-4 haftada bir şeyler oldu. Sakat değilse o zaman Veli’nin yanında ne işi var. İstatistikler gösteriyorki Veli, Fernandes ve Oğuzhan hep huzur getirdi. Galip gelince sakalımı keseceğim diyorsun. Bu gidişle Kanunu Sultan Süleyman’dan daha uzun sakalların olacak... Aynı kafayla devam edersen... İşler iyiye giderken nasılki övgüler alıyorsan hal böyle iken eleştirilere de boyun eğeceksin, ders alacaksın Bilic.

Yoksa Bilic mi bir hiç mi? Dendiği zamanda da kızmayacaksın. İşler iyi gitmiyor. Sevgili Orhan Saka ve annemiz Melek Zengin’in vefatıyla üzülmüştük, çok duygusal gelinmişti Kasımpaşa sahasına, çok üzüntülü terk ediyoruz. Ancak şu bilinmelidir ki dün gecenin günahında Barış Şimşek’in de payı büyük. Aman dikkat edilsin bu karanlıkla devam edildiği sürece işler daha kötüye gidecek
haberiniz olsun. Çok iyi olsaydı el oğlu kovmazdı...!

16 Aralık 2013, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu ayıp yeter‘’

Netice ne olursa olsun düşüncem değişmeyecek. Demekki oynamadan hiçbir maç kazanılmıyor. Ama Beşiktaş takımı bilhassa ilk 45 dakikada Nevzat Demir’de bile bu kadar laubali vurdum duymaz anlayış içerisinde olmaz kolayı var. Siyah yanında vericeksin siyahı kurtulacaksın! Oğuzhan, Kerim ve Muhammed topun sibobunu arıyor. Maçın bitmesine 10 dakika var sana gol lazım Bilic, çözümü buldu!!! Ramon Motta, gol lazım hoca sana gol. Fenerbahçe müsabakasından sonra yaptığı taktiksel hatalardan dolayı Bilic’e... ‘Bi hiç’ dendiğinde kızdım. Benim kızmam da boşunaymış. Demekki insanların gördüğü bildiği bir şey var. Bu satırı burada kapatmak istiyorum. Bilic’e zamanla geleceğim. Lig uzun bir maraton ancak futbolculara bir sözüm var. Temmuz ayında hepiniz Messi, Maradona’sınız. Yıllık, ayrık, haftalık, maçlık hep ‘canlı’ istiyorsunuz. Ama sade heyecanınız temmuzda her birinizin bedeli Buca’nın maliyeti kadar. En azından Kupa mücadelesi hafife alınsa bile Beşiktaş kupa maçlarını hafife almaması gerekiyor. Kupadan dolayı başına çok şey geldi. Formanın ve kupanın bir itibarı var. Para kaybı hiçbir şey dün kaybettiler ama çabuk unuturlar ileride kazanırlar. Cesaret kaybı çok şey o zar elde edilir ama itibar kaybı her şey... Ey Beşiktaşlı kardeşlerim itibarınızı kaybettiniz. Bilic hocam belki ‘bi hiç’ olabilirsin ama Beşiktaş’ın itibarıyla bu kadar oynamaya hakın yok. Son sözüm Önder Özen’e geldiğin günde çok umutluydum benim hala umudum kırılmış değil senin yönünde. Ama Önder hocam ihale tamamen sana kaldı. Beşiktaş’ın Nevzat Demir’de de işleri iyi değil. Bu takım ya toparlanmalı ya toparlanmalı. Yoksa Nevzat Demir’de bavulları toplayacak çok kişi olur.

06 Aralık 2013, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI