Arama

Popüler aramalar

‘’Büyük sorun‘’

Fenerbahçe için zor geçecek bir maç olacağı bir gün öncesinden belliydi. Galatasaray kazanmıştı, puan farkı açılmış, üstelik ‘Moral değerler’ açısından zaten zor olan bir rakiple oynamak zorunda kalınmıştı! Beri yandan Jose Mourinho kariyerinden öte Fenerbahçe açısından da hayli güç bir maç. İlk devre oyun değilse de ‘Sayısal olarak’ üstün görünen Beşiktaş devre sonuna önde girdi. Üstelik bir de kazanılan penaltıyı Gedson Fernandes’in kaçırmış olmasıyla.

Ancak aynı isim Mert Müldür’ün zaafiyetinden kaynaklanan pozisyonda Beşiktaş’ın golünü buldu. Haliyle tribün açısından iyice belirsizleşen durum ‘Gelecek kaygısı’nı artırdı ve devre bitmeden tribünden ‘Yönetim istifa’ çığlığı patladı yayına! Bu bağlamda dil bilmeseler bile yaşamsal gerçekler sahadaki ‘Yabancı oyuncular’a neler olup bittiğini öğretiyordur şüphesiz! İkinci devre yüklendikçe yüklenmeye çalıştı Fenerbahçe.

Galatasaray şampiyon diyebiliriz

Ancak Beşiktaş sakindi ve beklemedeydi. Gol atamıyordu lakin rakibini ‘Yanlış’a sevk ediyordu. Üstelik alanını da gayet iyi savunuyordu. Fenerbahçe açısından ise büyük sorun maç boyu 39 orta yapmış olmalarıydı. Ancak bu konu ülkede hala el üstünde tutulur! ‘39 orta’ ve gol yok! Ne anlatıyor acaba bu durum? Beşiktaş ‘Zor maç’ konusunu öyle ya da böyle hallediyor lakin şampiyonluk yarışı içindekilerden Fenerbahçe bu konuya doğru yaklaşıyor mu, işte onlar açısından büyük sorun bu? Galatasaray artık şampiyon diyebiliriz fakat onca kıyametin ardından Fenerbahçe resmi dili ne diyecek, bekleyip göreceğiz!

05 Mayıs 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’5 dakikada hayale devam‘’

Ülkedeki hakim anlayış genellikle o haftalarda sahada olmayanın teknik ekip tarafından bilinçli olarak takıma alınmadığını, almayanın futbolu bilmediğini kendilerinin ise ‘ordinaryüs’ olduğunu vaaz eder. Nihayet geçen hafta adları çeşitli mecralarda sıkça yazılan İrfan Can Kahveci, Oğuz Aydın, İsmail Yüksek ile Yusuf Akçiçek birlikte sahada. Ancak ilk 30 dakika Fenerbahçe sahada değil! Öyle ki, 10 milyon Euro değerindeki Antep ile sahadaki 90 milyon Euro değerindeki Fenerbahçe’nin ilk yarıda ‘rakip ceza saha içinde topla buluşma’ istatistiği 12’ye 11 ev sahibi lehine. Üstelik Antep 1-0 önde. Beri yandan ilk devre boyunca iki takım oyuncularının çoğu ‘performans ölçümü’nde vasata dahi ulaşamamış görünüyor. Yine de ikinci devreye İsmail Yüksek ile Youssef En-Nesyri’yi değiştirerek başlayan Fenerbahçe golü buluyordu. Fenerbahçe’yi değerlendiren yorumcularının çoğunun ideal ikili gördüğü Dzeko ve En-Nesyri ‘yarı ofsayt sistemi’ne takıldılar ama ardından VAR incecik bir penaltıda uyardı ekrana bakan hakem de hükmü verdi. Önce Talisca penaltıyı attı ardından İrfan Can’ın yerine giren Tadiç kornerden Dzeko’nun ‘ince görmesi’ni sağladı!

Antep esasen ilk devre de ortalıkta pek yoktu ama Fenerbahçe ‘görünmez’ olunca onlar var gibiydiler. Ancak 4 dakikada 3 gol yiyerek aslında sahada olmadıklarını da göstermiş oldular. Elbette bu durumu bir önceki hafta verilen kartlara bağlayacaklar olacaktır ama o zaman da 9 eksikle İstanbul’a gelen Kayseri’nin yaptığını açıklamak zor olur... Sonuçta maçta pek matah şeyler olmadı ama Fenerbahçe rahat kazandı ve puan farkı yine 2’ye düştü. Bu akşam Eyüp’ün yapacaklarını beklemeye koyuldular elbette ama kontrol hala Galatasaray’da. Belki yarın maç bitimi yeni bir gelecek hayal edebilirler!

27 Nisan 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş gösterisi‘’

Maçın sadece ilk 30 dakikasını izleyen birinin "ev sahibi ile deplasman takımını", ligde üçüncülük hedefi olan ile küme düşmesi kesin görüneni ayırt etmesi imkansızdı. Ancak 20. dakikada geri düşmüş olan Beşiktaş 30’dan sonra toparlayabildi ve maçı önce dengeye getirdi sonra da kopardı. Devre bitiminde ilginç olan ise "pas istatistiğinde" 215/221 üstün olanın Hatay olmasıydı. Attıkları maçın ilk golü, alan yaratımı, toplu davranış ve bitiricilik açısından ideale yakındı lakin bunları çoğaltarak sürdürmek esastır ve Hatay’ın böyle bir gücünün olmadığı da bilinmektedir. Onlar için mevcut durum ‘’Yapılabileceğin en iyisini yapmak’’tan öte değil bundan sonrasında. Belki ikinci yarının hemen başında Carlos Strandberg karşı karşıyı atabilse maçı yeniden başkalaştırabilirlerdi ancak kısa süre sonra VAR’dan gelen penaltıyla Ciro Immobile ilkinde olduğu ikinci vuruşunda da hesabı şaşırmadı! Hatay sahneden çekilmek üzereyken ve daha golün sevinci soğumamışken ilk kez 11’e çıkan Emre Can Terzi ile Rafa Silva işbirliğinden üçüncü gol geldi ve maç oracıkta bitiverdi! Gerisi bir "Beşiktaş gösterisine" döndü.

Yol haritası...

Takımların ligdeki durumu, harcama kapasitelerine bağlı oyuncu nitelikleri, sosyopolitik avantajlar, deprem felaketinin onulmaz yaraları gibi belirleyici faktörler bu maçın sonucunu anlamayı kolaylaştırıyor muhakkak.. Ya Beşiktaş’ın bundan sonraki durumu? Kuşkusuz tüm planlar gelecek sezon için yapılıyor. Avrupa’da hangi turnuvada olunacağı "transfer politikasının" -bence gerek yok ama - yönünü de belirleyecek. Bu nedenle önümüzdeki hafta oynayacakları Fenerbahçe maçı ligin nihai gidişatını olduğu kadar Beşiktaş’ın gelecek sezon yol haritasını da belirleyecek gibi görünüyor

26 Nisan 2025, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Finale titiz hazırlanmalı‘’

İlk devre boyunca topla oynayan, bazıları düzenli, bazıları doğaçlama görünümlü hücumlarla tehlike yaratan, goller kaçıran ev sahibi Trabzon’du. Tuhaf olan şuydu ki, finale ramak kalmışken yaklaşık 41 bin kişilik stadyum tıka basa dolmuştu.

‘Futbol kenti’ olarak anılan Trabzon için bu işte bir tuhaflık yok muydu sizce de? Daha çok durup bekleyerek fırsat gözleyen Göztepe, başlarda önde bastıysa da Trabzon’un etkiyi kırmasının ardından temas oyununa geçti. Yine de savunmada gözle görülür boşluklar bırakmadılar diyemeyiz. Onlardan birinde Nwakaeme’nin kestiği topta altı pas içinde bomboş bırakılan Banza kafayı dışarı vurmasa, devre bambaşka bir atmosferde geçebilirdi, olamadı. İlk devreye göre ‘Rakip ceza sahası içinde topla buluşma’ istatistiğinde (27/20) geri düşen Göztepe, ikinci devrede 60’a kadar bu istatistikte öne geçti (3/10) ancak 52’de penaltıya da sebebiyet veren onlardı! Lakin Banza, dün akşam onlara sıkıntı çıkaracak gibi görünmüyordu, kaçırdı. Bahse konu ettiğim istatistik, Göztepe lehine gittikçe artarken, Trabzon’daki tedirginlik de aynı oranda yükseliyordu.

Golden sonra kayboldu

Ancak penaltıda olduğu gibi 78’de kornerden gelen top ‘Başıboş’ halde Ozan Tufan’a yöneldi. O da ilginç bir reaksiyonla golü buldu. Göztepe, ikinci devre biraz görünür olduysa da golü yedikten sonra ortadan kayboldu. Ardından Oleksandr Zubkov golü ve Trabzon, sosyal medya spekülasyonuna uğrayan Eskişehir’deki finalde! Elbette tek maçların, özellikle de finallerin sonucunu öngörmek zordur. Ancak bu maçta da görüldüğü üzere Trabzon’un Galatasaray ile oynayacağı finale daha titiz hazırlanması şart gibi.

25 Nisan 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Bir hikaye yazıcı: Gökhan Sazdağı‘’

Güçler dengesi açısından bakıldığında iki takım arasında uçurumdan öte farkın olduğu aşikar. Fenerbahçe 11’inin piyasa değeri yaklaşık 140 milyon Euro iken Kayseri 9 milyon Euro’yu bulamıyor bile. Haliyle ilk devre boyunca ev sahibinin baskın Kayseri’nin ‘’fırsat kollar’’ tarzda olması şaşırtıcı değildi kuşkusuz. Fenerbahçe ağırlıklı olarak Gökhan Sazdağı’nın üzerine gitmeyi planlamış olmalı ki Mert Müldür, Sebastian Szymanski, Allan Saint-Maximin hattını kullandı hücumlarda.

Golünü oradan buldu bulmasına ama golü de oradan yedi! Milan Skriniar’ın pas hatası gibi görünse de Szymanski’ye baskıya giden Gökhan Sazdağı kaptığı topla golü Ramazan Civelek attırdı. Ancak devre ilerledikçe aynı Sazdağı’nın Saint-Maximin’in çalımlarına dayanaklılığı da düşmeye başlamıştı ki, oradan da beraberlik golü geldi.

Jakiroviç’le başlasa...

İkinci devrenin hemen başında Sazdağı üzerine gelen Fenerbahçe hattındaki Szymanski’ye yine üstünlük sağladı. İkinci kez söktüğü topla ilerledi ve golü yaptırdı… Devamında ise yine bir tekrar sahne! SaintMaximin tıpkı Sazdağı’nın yaptığı gibi bir kez daha Sazdağı bölgesinden başlayarak ‘’çorap söker’’ gibi söktü savunmayı, golü de o attı. Favorinin, ‘’tedirginlik katsayı’’ yüksek maçı kazandığı düşünülürken yine Gökhan Sazdağı göründü Fenerbahçe savunmasının solunda ve beraberliği getirdi. Üstelik cezalı ve sakatlar nedeniyle ‘’Takımın yarısı yok’’ denirken. Acaba Kayseri sezona ‘’yerli mucitler’’le değil de Sergej Jakiroviç’le başlasa neler oldu diye düşünmeden edemiyor insan. Futbol polemik, spekülasyon, komplo teorisi sever sevmesine de daha çok sevdiği antrenman, metod, yaklaşım, tavır vb. olumluluklardır.

21 Nisan 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Lig ortalaması‘’

İnsani etkinliklerin kıymet ölçülerinden biri de katılımdır. Dün akşam İzmir’de stadyum sınırları ölçüsünde muazzam bir katılıma tanıklık etti maçı televizyondan izleyenler. Bir kente, o kentteki bir semte anlamını vermeye gelmiş Göztepe taraftarları çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı tribündeydi yine. Kaygılandılar, itiraz ettiler, hayıflandılar, şaşırdılar, üzüldüler ama dayandılar. İyi taraftar zora dayanıklıdır! Onlar gibi... Elbette küfürlü tezahüratı ‘’tribün kültürü’’ sanan bir kalabalık da yok değildi Gürsel Aksel’de. Zaten işin tadını tuzunu her yerde kaçıran da bu dil bu anlayıştır.

İzmir’de ya da başka diyarda, başka statta! Maça gelince... İlk devre ‘’gol beklentisi’nin düşük olduğu birbirine denk etkiler gösteren iki takım vardı sahada. Göztepe’nin daha çok denediği, ne oynayacağı belli olmayan istikrarsız Beşiktaş’ın ise bu kez en uçta oynayan Rafa Silva’ya bel bağladığı bir ilk yarı izledik.

Bambaşka hava kattı

Maçta ilk gol erkendi, ikinci yarı başlar başlamaz bu kez ev sahibi tribünü ayaklandı! 35 yaşındaki İsmail Köybaşı’nın spiker klişesiyle ‘’Uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek bir gol’’ olarak nitelediği vuruş maça bambaşka bir hava kattı. Alanlar genişledikçe iki tarafta sahada rahat top gezdirdiyse de ‘’gol etkisi’’ düşüktü. Ta ki 66’ya kadar. O anda Göztepe üst üste fırsat yaratıp yararlanamazken akışta Beşiktaş bir iki kırık dökük pozisyon girişiminde bulunmadı değil. Ne var ki, maçın temposu lig ortalamasının hayli üstünde ama etkisi lig ortalamasındaydı. Az faullü çok gayretli ama iki takım açısından da verimliliği düşük bir karşılaşma izledik. Kendi adıma izlediğimden memnunum...

20 Nisan 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanıyor ama baskı artacak‘’

Futbol tuhaf bir oyun! Çok para harcayıp, onca borca onca tanınır oyuncuya, küresel tanınır bir teknik adamı olan bir takım bile kümede kalmaya çalışan takım karşısında sıradan bir ilk devre oynayabiliyor. Devre bitiminde Talisca’nın bozulan baraj zaafiyetinden faydalanarak attığı serbest vuruş golüne rağmen Fenerbahçe ‘Gol beklentisi’nde Sivas’ın kıl payı önündeydi: (0.30 / 0.42). Üstelik ‘Kaleci kurtarışı’ istatistiğinde 1’e 3 Livakoviç’in üstünlüğü vardı!

Yine de bilinir, Fenerbahçe özellikle son maçlara doğru ikinci devreleri ilkine göre öyle ya da böyle daha işler hale getirmeyi başarıyor. Devre başındaki kısa süreli baskıdan çıkamayan Sivas savunması Maximin’in hareketliliği karşısında şaşkına dönünce Dusan Tadiç de golü boş kaleye attı. Ancak Efkan Bekiroğlu Beşiktaş’a, Toreira’nın attığına benzer fiyakalı bir gol atınca Sivas elden gidiyor gibi görünen maçta yeniden dengeyi sağladı. Gelecek sezon için... Zamanla ev sahibi gereken etkiyi yükseltemeyince 80’den sonra yaptığı En-Nesyri ile Oğuz Aydın değişikliğiyle Fenerbahçe yeniden ipleri ele aldı.

'Gol beklentisi’ yükseldi ‘Büyük şans’ta öne geçti ama ‘Kaleci kurtarışı’nda hala gerideydi! Galatasaray beklenen kaybı yaşamadıkça Fenerbahçe üzerindeki baskının her geçen hafta artacağı muhakkak. O nedenle bundan sonra maç kazanmak kadar ‘Sükseli oyun’ da önemli olacak onlar için. Bir şeyi kaybedeceklerse geleceğe ilham veren bir şeyler bırakmaları gerekir ki taraftarın da gelecek sezon beklentisi olabilsin.

14 Nisan 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Golü atma değil engelleme sorunu!‘’

Bir gece önce Samsun’daki ilk devreyi andıran tempodaki iki takım ‘’gol beklentisi’’ni yükseltemedi ancak gol için çaba ve arayış içindeydiler. Beşiktaş daha çok topla oynayıp şut denediyse de devrenin en olgun pozisyonunu üreten Başakşehir’in gole yaklaştığı dakikada devreye giren kaleci Mert Günok’tu. Alan kullanımında Beşiktaş gayretli Başakşehir ise temkinli, kontrollü ve fırsatçı göründü. Deplasman takımı az sayıda pozisyona girse de pozisyonların gol ihtimali yüksekti, olmadı. İkinci devre Beşiktaş baskıyı artırarak başladı ve hemen 55. dakikada Gabriel Paulista’nın kafa vuruşunda gole de yaklaştılar ama onlar da yapamadı. Lig seviyesinin hayli üzerinde tempoda geçen maçta ‘’temkinli, kontrollü ve fırsatçı’’ Başakşehir beklediğini 62. dakikada buldu. Doğru dizilmiş görüntüdeki ancak geri geri hareket ettiği için dengesi bozuk Beşiktaş savunmasının zaafiyetini Yusuf Sarı değerlendirdi. Beşiktaş gol arayacaktı elbette ancak ‘’denge’’ ve ‘’acele’’ futbolun en önemli tanımlarından ikisiydi.

Acele ettikçe

Ev sahibi acele ettikçe problemleri de artmaya başladı. 70’lerin başında Beşiktaş kendine ait yarı alanı tamamen boşalttığında Krzystof Piatek son vuruş öncesi Paulista’ya temas etmese maç oracıkta bitecekti belki ama faul işi geciktirdi. 76’da Yusuf Sarı serbest vuruşla o gecikmeyi telafi etti! Beşiktaş’ın oyun kurgusundaki zaafların temeli sahanın her alanındaki defansif sorunlar. Bunlar sadece savunma oyuncularından kaynaklanan problemler değil. Ofansif anlamda bel bağlanan oyuncuların savunma için alanlarını savunmadaki isteksizliğinden ya da isteseler de savunabilecek donanımda olamayışlarından kaynaklanan sorunlar. Beşiktaş için ‘’Gol beklentisi’’ yüksek olsa da ‘’Gol engelleme’’ ihtimali daha düşük kalınca bu tür sonuçlarla sık sık karşılaşmak da anlaşılır oluyor.

13 Nisan 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI