‘’Oyun değil beceri kazandı‘’
Beşiktaş’ın maç başında kurduğu baskının sürdürülebilir olabilmesi ‘nafile orta’ sayısının azaltılmasına bağlıydı. Ne var ki, çoğu maçta olduğu gibi bu hedefsiz, gelişigüzel ortalar topun Ankaragücü’ne geçmesine haliyle de etkili karşı hücumlara yol açtı. Kapılan o toplar öyle hücumlara dönüştü ki, ilk devre Ankaragücü yüzde 50 verimlilik yaratsa ikinci devre Beşiktaş için kâbusa dönüşebilirdi. İkinci devre de farklı ilerlemedi. Pas yerine ısrarla yüksek topla kestirmeden gol arayan Beşiktaş dönen neredeyse tüm toplarda kalesinde gol tehlikesi yaşadı. Topla buluşturulamayan Boateng’in çaresizliğinin anlattığı çok şey olmalı Beşiktaş hakkında. Ankaragücü onca topu heba ederken, N’Koudou yerine Adem Ljajic oyuna girince Beşiktaş hem topu hem oyunu eline almış gibi yaptı ve yine Ljajic maça noktayı koydu... Yani oyunla değil çoğunlukla olduğu gibi zor da olsa beceriyle kazandı.
Gecenin sorusu
Bu kadar ‘orta sevdası’nın nedeni maç sonu açıklamaları olabilir mi? Sanırım teknik direktörler, sıkça duydukları -kendilerinin kullandığı- ’Basit hatadan gol yedik’ açıklamaları nedeniyle pas oyunuyla gol aramak yerine ısrarla yüksek topla basit hata arıyor!
Maçın starı
Burak değil, Caner değil, Orgill değil, Faty değil, ‘hakemin adımlarını sayan ‘Michalak hiç değil... Kim acaba? Belki sonradan oyuna giren ‘becerikli Ljajic’’...
Maçın olayı
Ljajic’in attığı golde Burak topu kontrol etse muhtemelen gol olmayacaktı! Ve sondan bir önce, Ankaragücü kornerinde Lens ön direğe sarılmışken topun arka direğe gideceğini sezen Caner’in arka direğe giderek golü engellemesi...
‘’Çok su akar!‘’
Teknik, taktik, stratejiden öte ‘moral değerler’in önde olduğu ülkemizde gösterişli oynamasa da basit ve bitirici oynayıp kazanarak ilerliyor Trabzon. Bu kazanarak ilerleme hali takımı beslerken rakipleri de tedirgin ediyor ve işler onlar adına hep pozitif yürüyor. Ligde yaşadığı travmatik seyir ve ardından gelen Ersun Yanal kararıyla paralize olan Fenerbahçe ise ne yapacağını şaşırmış görünüyor. Jailson’dan stoper yapma ısrarına bir de Falette’in erken sakatlığı eklenince dün akşam işler onlar için iyice içinden çıkılmaz hale geldi. İki takımdaki sakatlıkların getirdiği belirsizlik ve yeni düzene adaptasyon nedeniyle ilk 10 dakikası hareketli ilk devre ardından ‘uyku modu’nda ilerledi. İkinci devrenin hemen başındaki Fenerbahçe defansının zincirleme hatasında Sörloth golü bulunca Fenerbahçe çözüldü. Peşinden yine bir toplu yerleşim hatası ve yine gol!.. Nihayet dümdüz giden oyuna oyuna Ferdi ve Zajc’ı dahil ederek takımına bir parça beceri katmayı düşündü Yanal. O da golü getirdi. Sonuçta tur için avantaj kabul edilen golü buldu Fenerbahçe ama oyunu o denli vaatkar mı, işte soru bu? Beri yandan rövanş tarihi 21 Nisan’a kadar iki takımın köprülerinin altından çok su akacağı da aşikar!..
Gecenin sorusu
Geçmişte antrenman seviyesinin yüksekliğiyle tanınan/anılan Ersun Yanal takımının bu hali sadece ‘moral çöküşle’ mi açıklanmalı? Acaba ‘moral çöküş’te antrenman modeli belirleyici olabilir mi?
Maçın starı
Durağan maçta Trabzonspor takımının ülkeye yeter oyun çizgisini ihmal etmeden, her daim oyun kurucu Sosa ve her daim gol atıcı Sörloth... Abdülkadir Parmak’ı ile Erce ve Altay’ı da eklemeliyim.
Maçın olayı
89’da genç Ferdi’nin golü yapamaması. O golü yapsa Fenerbahçe takım yapısı ve ülkedeki genç oyuncu politikası yeniden gündeme gelip, tartışılacak. Unutmayalım doğru yol bu; gençlik.
Kısa mesaj
Trabzon coşkun olmasa da kazanmanın yolunu bulmuş ve ilerliyor. Fenerbahçe? Gittikçe çoğalan soru işaretleriyle belirsizlik hattında...
‘’Onca orta ama iki pasla iki gol!‘’
Ülkedeki futbolun düzeyi düşünüldüğünde ilk devre için “fırtına gibi başladı” denebilir. O fırtınadan biri yararlanacaktı, yararlanan gol pratiği daha iyi olan Trabzon oldu. Dengesiz yakalanan Beşiktaş savunması sayısal olarak dört kişi görünse bile tek kişiden gol yedi. İkinci devre, ilkinde yaşanan onca gereksiz ortadan sonra Burak kenardan akıp orta yerine nihayet pas attı da Boateng golü yaptı. Beşiktaş var gücüyle yüklenirken ceza sahası içine büzülen Trabzon sakinliğini kaybetti. Savunma dengesi bozulunca kontra ihtimali azaldı ve topu kalesinden uzak tutan Beşiktaş zor maçı kolayladı. Ne var ki, 75 ’e doğru yorgunluk/kaygı sarmalı bilinçten çok “beceri/yetenek” işine döndürdü oyunu. Beşiktaş oyunu, skoru koruma kaygısına kurban edince Trabzon bilinçli hücumunda Ekuban’ın “orta değil pas”ıyla ikinci golü bulup beraberliği kurtardı.
Gecenin sorusu
Beşiktaş her maç bek oyuncularına dayalı “nafile orta yapma” oyunu oynuyor. İsabet yüzdesi bu kadar düşük, geri koşma riski bir o kadar yüksek olan bu tarzda ısrarın anlamı nedir?
Maçın starı
Tartışmasız Uğurcan Çakır. Ülkenin “iyi kaleci kuşağı”nın en önde oyuncusu. Sonra elbette iki gol bulan Sörloth..
Maçın olayı
Düzenli değilse bile ülke koşu/ritm ortalamasını aşan bir maç izledik... Maçın diğer özelliği ise bu akşam oynanacak Fenerbahçe- Galatasaray maçının planlarına edeceği sirayet.
Kısa mesaj
Trabzon bu beraberlikle işini kolayladı ama Beşiktaş Caner/Gökhan/Burak üçlüsüyle bu yolu zor yürütür görünüyor.
‘’Sorun tek tip oyun‘’
Ülke vasatını aşamayan ilk yarıda iki takım da ilk golü yememe kaygısı yüzünden temkinli davranınca sıkıldık. Sağ beki Lens ile korumaya çalışmak eksantrik bir girişimdi. Gerçi ilk devre öne çıktığı anlarda bir iki olumsuz sinyal vermişti ama ikinci devrenin başındaki hızlı hücumda savunmanın dengiz yakalanmasına neden olan yerleşim sıkıntısı ona aitti. Beşiktaş’ın sorunu kesinlikle bu değil. Sorun Burak’a kurgulanmış hücum planları ile oyunu ‘tek tip’ hale getiren savunma beklerine olan bağımlılık. Keza Başakşehir de gösterdi ki, bu oyun sahadaki her oyuncuyu olabildiğince aktif hale getirmeden oynanamıyor. Genelde Beşiktaş’ın ne oynamaya çalıştığını anlamak zordu. Başakşehir’in oyunu belli ama Beşiktaş’ın bir oyun düzeni olduğunu söyleyebilmek zor. Ljajic gibi takımın görece en yaratıcı oyuncusunu son 20’ye saklamak ülkede en önem verilen isim/yetenek (Boateng) parametresinin gücünü gösteriyor. Yakın gelecekte Yalçın’ın çözmesi gereken sorunlardan biri.
Gecenin sorusu
Beşiktaş açısından en kritik pozisyon 69. dakikada Diaby’nin ceza yayı üzerindeki Boateng’i bulamayışı oldu. Peki bunu Diaby’nin yetersizliği ile mi yoksa ‘takım hazırlığı eksikliği’yle mi açıklamalı? Ve Beşiktaş’ın ‘10 numarası’ kim?
Maçın starı
Birini seçmek zorsa da birkaç kurtarışı için Mert Günok liste başı. Mahmut Tekdemir ile Epureanu/Skrtel iklisi de iyilerdendi.
Maçın olayı
Başakşehir’in korner kullanmadan maçı galip bitirmiş olması! Onlar açısından hücum zenginliği düşükse de düzenli oyunun ne olduğunu gösterdiler. Beşiktaş ise nafile ortalarla oyalanıp durdu.
Kısa mesaj
Başakşehir ‘blok’ ve ‘güvenli’ oynuyor. Beşiktaş ise hâlâ ‘beceri’ ile ‘yetenek’ arasına sıkışık. Kimse oyunculardan fark beklemiyor. Bakalım farkı kim, nereden yaratacak?
‘’Önemli bir fırsata sahip...‘’
Her işte olduğu gibi futbolda da antrenman temeldir. O olmadan değişim, ilerleme ve yükselme sağlanamaz. Alex Ferguson sonrası MANU’da göreve getirilen David Moyes’a verilen ilk öğüt mealen şöyleydi: “Sir’ün yaptıklarını yapmak zor elbette ancak futbolcuların senin için oynamalarını sağlayabilirsen işin kolaylaşır.”
Sergen Yalçın öncesi Beşiktaş’ın durumu biraz da bu minvaldeki eksiklerden kaynaklı görünüyordu. Yalçın’la eğlenmeyi unutmuş görünen Beşiktaş takımı yavaş yavaş futbolun bu yanını hatırlıyor gibi.
Bilinir, Sergen Yalçın eğlenceli bir simadır ve bu da oyunculara yavaş yavaş geçecektir. Önemli olan sahaya sürülecek oyuncuların hangi gerekçelerle tercih edildiğini diğerlerine anlatacak uygun dili bulmakta. Çünkü her futbolcu oynamak ister ve oynamadıkça arıza verme eğilimine girme ihtimali artar. Bu da antrenmanları “sakatlar”.
Bir iki dokunuş
Yaş ortalaması düşünüldüğünde takım fiziksel olarak iyi düzeyde görünüyor. Ofansif verimliliği artıracak bir iki dokunuş -örneğin, Burak Yılmaz’ın düştüğü ofsayt sayısını azaltmak gibi - takım enerjisinin ligin sonuna yarışmanın içinde kalacak biçimde sürmesini sağlar.
Sergen Yalçın öne oyunu önemseyen bir teknik adam olarak tanınıyor. Ancak özellikle beklerin defansif zaafları oyunu önde tutmaya pek de izin vermiyor ve bu nedenle kaleci ile stoperler fazla göze batıyor. Manasız ortaların sayısını düşürüp, kolektif oyunu öne getirdiğinde Beşiktaş yarışın içinde kalacaktır.
Yinelemek önemli
Sergen Yalçın ile oluşan iyimser havayı diri tutmak şart. Gerilmeden, vara yoğa itiraz etmeden, Beşiktaş’ın eskide kalmış sempatik tarzını canlandırmak da işlerin yoluna girmesine önemli oranda yardımcı olacaktır. Sadece kazanmak değil, kazanmayı anlamlı hale getirecek tutum ve davranışları biteviye yinelemek önemli. Beri yandan kaybetse de kazanmış vakurluğunda kalabilmeyi becerebilmek de...
Beşiktaş en azından benim için tüm bunların toplamından daha yüklü kültüre sahip bir takımdı. Sergen Yalçın tüm bunları canlandıracak önemli fırsata sahip. Kullanır kullanmaz orasını zaman gösterecek.
‘’Penaltı, maçı çevirdi‘’
İlk devre boyunca yerleşik ve dengeli bir kalabalıkla ceza alanını savunan Antep’i aşmakta zorlandı Beşiktaş. Antep’in hücuma çıkmaya çalıştığı anda kazanılan toplarla kurgulanmaya çalışılan hücumlar, Burak’ın düştüğü ofsaytlarla eridi. Boşaltılan savunma alanına sızan Antepli oyuncular dikkatli ve sabırlı olup basit işlere kalkışsalar Beşiktaş ciddi anlamda sıkıntı yaşayabilirdi. İkinci yarıya Ljajic/Boateng değişikliğiyle başlayan Beşiktaş orta saha işleyişini yeniden şekillendirdi. Bu durum, bir;, Burak ’ı ofsayta düşmekten çıkardı. İki; ara sıra kontraya çıkan Antep’i iyiden iyiye ceza sahası içine yığdı. Penaltı golü de sıkışma ihtimali olan maçı tamamen çevirdi. Planını kontraya kuran Antep ikinci golün ardından konsantrasyonunu tamamen yitirince de sahadaki ve tribündeki Beşiktaşlılar’a son düdükle birlikte maçın tadını çıkarmak kaldı...
Gecenin sorusu
Burak Yılmaz ofsayt düşmeme derslerine çalışıyor mudur acaba? Bu kadar ofsayta düşmese takım daha diri kalacağı için hücumlar da daha verimli sonuçlanmaz mı?
Maçın starı
Öncelikle Beşiktaş’ı maç boyu önde tutan Elneny. Sonra, attığı gösterişli golden daha çok girdikten sonra hücuma bilinç ve tutarlılık getiren Boateng.
Maçın olayı
Elbette çok tartışılacak penaltı kararı ve maç sonu Kenan Özer’in açıklamaları. Bir hatırlatma... Gökhan Gönül Fenerbahçe’de oynarken bir Trabzonspor maçında da benzeri durumda hakemi uyarmış ancak Cüneyt Çakır kararını değiştirmemişti!
Kısa mesaj
30 yaş üstü ortalamayla sahaya çıkan Beşiktaş fiziksel olarak iyi görünüyor. Bu miras, küçük taktik dokunuşların yanı sıra duygusal dokunuşlar yapması beklenen Sergen Yalçın’ın çok işine yarayacaktır.
‘’Tedavi öncesi iyi başlangıç‘’
Ülkemizdeki pas kalitesizliğine bağlı düşük takım hızı probleminden nasibi alanlardan biri de Beşiktaş. Bu açığı, ‘önde baskı oyunu göz boyaması’yla kapatmaya çalışıyorlar ama bu kez de defansif zaaflar netleşiyor.
Rize’nin başlarda gömülü oynayıp hızlı çıkmaya çalışacağını tahmin etmek zor değildi. Beşiktaş, Ljajic tasarımı organizasyonda birçok oyuncusuna temas ettirerek attığı muazzam golün ardından bu bağı bir daha uzun süre kuramadı. Öte yandan sonuçsuz ataklar için öne çıktıkça Rize fırsatları birbirini kovaladı ve geri koşmak zorunda kaldıkları için de yorulmaya başladılar.
Rizeli futbolcularsa sanırım kaçırdıkça ‘Nasılsa atacağız’ diye düşünmüş olmalılar ki kaçırmayı sürdürdüler. Nihayetinde ilk golde olduğu gibi bir kez daha çoklu hücuma kalkıp sonuç aldılar. Beşiktaş ikinci yarıda keskin bir düşüş yaşamış olmasına rağmen rakibin kaçırdıklarına bağlı olarak maçı kazandı.
Gecenin sorusu
Rize çoğunlukla söylendiği gibi bu kez ‘basit goller yemedi’ ama sormak gerek o basit golleri nasıl oldu da atamadı? Ve Beşiktaş, bunca yaşanana rağmen o pozisyonları nasıl oluyor da rakibe veriyor?
Maçın starı
Öncelikle Ljajic. İki golü de tek başına tasarladı dersem yanlış olmaz. Defansif zaafları sürse de Gökhan Gönül çalışkanlığını golle tamamladı. Skoda ile Boldrin de her fırladıklarında Beşiktaş savunmasını savururken Trabzon’dan gönderilen Fernandes de iyilerdendi.
Maçın olayı
İkinci yarıdaki keskin düşüşe rağmen Sergen Yalçın’la ilk maçını kazanmayı bildi Beşiktaş. Bu vesileyle Sergen Yalçın da iyileştirmesi gereken noktaları yerinde test etmiş oldu.
KISA MESAJ
Beşiktaş’ın sorunu ‘teknik dokunuş’tan ziyade bazı oyunculara olan ‘zorunlu bağlılık’tan kaynaklanıyor. Bu bağlılık da hem oyunu hem takımın geleceğinin kurgulanmasını güçleştiriyor.
‘’Düzenli oynayan kazandı‘’
Kağıt üzerinde ‘seviye oyuncu’lardan kurulu bir takım gibi duruyor Beşiktaş. İşin aslı öyle mi? Tartışılmayan soru bu. Takıma ve kulübe dair onca sorun bilinirken kolaya kaçıp iş Avcı’ya yıkıldı.
Dün Göztepe karşısında sağ, sol bek ve taraftarın yüksek alerji gösterdiği Necip ile sahaya çıkılınca oyunu yönetmek zorlaştı. Sahayı doğru parselleyen Göztepe rakibin hücum/savunma bağını kopardıkça ciddi tehlikeler yarattı.
Rıdvan’ın hattında oynayan Halil ters ön direkte golü yaparken tüm Beşiktaş izliyordu. Diğer ilginçlik ise ilk devre topu daha çok ayağında tutmasına rağmen Göztepe’nin kaleye altısı isabetli dokuz şut göndermesine verilen izindi. Bu da Atiba’nın yönettiği orta saha savunmasının iyiden iyiye alarm verdiğini gösterir.
İkinci devre Göztepe yine planlı hücum ederken Beşiktaş da bir o kadar savruk, düzensiz ve yeteneğe dayalı bireysel hücuma kalkıştı. Sonuçta düzenli oynayan kazandı diğeri ise sadece aradı, durdu.
Gecenin sorusu
Beşiktaş’ın sorunlarının büyük bölümü kuşkusuz ki geçmiş kaynaklı. Ancak kısa vadeli çözüm için geçen sezon Trabzon, bu sezon Fenerbahçe’nin yaptığı gibi saha içine dair bazı pratik düzenlemeler düşünülebilir mi?!
Maçın starı
Yıptarıcı Halil. Topla nerede buluşursa buluşsun Beşiktaş’ı savurdu. Ve iki kaleci Beto ile Karius... Karius, Beşiktaş dramatik bir skordan korurken Beto açılış maçının galibiyetle sonlanmasını sağladı. Genç Rıdvan Yılmaz’ı da gelecek için bir kenara not edelim.
Maçın olayı
Yeni açılan stadın çatısına nasıl çıkılmıştı? Ve nasıl oluyor da kaç yıldır onca transfer yapmış Göztepe’nin en iyisi bir dönem taraftarının da tartışmaya girdiği Halil Akbunar olabiliyor?
KISA MESAJ
Skor önemli, Göztepe bu taraftar duygusuyla oyunun sevilmesine katkı sağladığı için bile el üstünde tutulmalı. Transfer hovardalarından Beşiktaş ise sezonu en az hasarla nasıl atlatacak, bunu planlamalı









































