‘’Hakem konuşulacak bir maç değildi‘’
Dün akşam oynanan maç hakem ekibi açısından oldukça rahat geçti. Hakemleri zora sokacak bir pozisyon yaşanmadı. Bir kırmızı kart beklentisi ya da bir penaltı beklentisi olmadı. Oyuncular da iyi niyetliydi; oyuna, rakibe ve hakeme karşı saygılıydılar. Ümit Öztürk oyun genelinde 2-3 sarı kart hatası yaptı ancak bunlar sonuca tesir edecek türde hatalar değildi. Farklı tamamlanan maçta hakemler adına konuşulacak bir olumsuzluk yoktu.
‘’Penaltılar hatalı‘’
Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında olduğu gibi yine hakemlerin ve MHK’nın skor şansının olduğu bir maç oldu. Önemli ve kritik hakem kararlarının olduğu bu maçta hakemler güven vermediler. 74. dakikada Galatasaray lehine verilen penaltı kesinlikle hatalıydı. Linnes rakibinin hiçbir teması yokken kendisini yere bırakmaya başlıyor. Konyasporlu oyuncu rakibini kolluyor ve faul yapmamak için azami özen gösteriyor. Linnes düşerken, sol ayağıyla rakibinden küçük bir temas da alıyor. Bu temas faul için yeterli bir temas değil.
Saygı duyuyorum...
Oyuncunun hareketlerini kısıtlamıyor, bir sonraki hamlesini etkilemiyor. Dolayısıyla penaltıdan söz etmemiz mümkün değil. 80. dakikadaki penaltı için “Verilmese daha doğru olurdu!” diyebilirim. Luyindama topa dokunamıyor, Konyalı oyuncu topu çalıyor. Luyindama’nın hamle yapan ayağı Konyasporlu oyuncuya doğru geliyor. Bu darbe Konyasporlu oyuncuyu bozuyor mu yoksa Konyasporlu oyuncu bu teması hissedip kendini yere kolay mı bırakıyor? Burada hakem kararına saygı duymak gerekir.
‘’İki penaltıyı es geçti‘’
Her geçen hafta, hakemlerimiz performans olarak geriye gidiyorlar. En rahat maçlarda dahi hatalı hakem kararı oluyor. Sonuca tesiri olan hatalar gündem oluşturuyor ancak sonuca tesiri olmayan hataların üzerinde durulmuyor. Hakemlerin tek şansı bu! Fenerbahçe’nin 3-0 kazandığı maç buna güzel bir örnek. Fenerbahçe’nin kazanması en çok maçın hakemlerini ve Merkez Hakem Kurulu'nu rahatlatmıştır sanıyorum... Maçın 17. dakikasında Yusuf’un, Fenerbahçeli Sinan’a müdahalesi net penaltı. İzahı olmayan; “devam” kararı. Hakemin görmediği bu pozisyona VAR’ın müdahale etmemesi de akıl almaz bir hata. Bu maç bu sonuçla bitmemiş olsa, bu pozisyon uzun süre konuşulurdu.
Kartlarda standart yoktu
90+1'de Ozan’ın Hodzic’i arkadan iterek düşürdüğü pozisyonda da Kasımpaşa’nın bir penaltısı verilmedi. Maç sırasında hakemin ardı ardına kart hataları da vardı. Kartlarında standardı yoktu. 54’te Sinan’ın, Tırpan’a faulüne sarı kart çıkarttı. Çok gereksiz bir karttı. Kasımpaşalı Yasin; 77’de Pelkas’a, 80’de Ferdi’ye sarı kartlık fauller yaptı ama hakem bu kartları çıkartmadı.
‘’Adamına göre adalet olmaz!‘’
MHK, VAR görevleri olan Koray Gençerler ve Atilla Karaoğlan’a hafta içi de görev verecekti, ancak performanslarını beğenmedi, vazgeçti. Fatih Karagümrük-Trabzonspor müsabakasında ağır hatalar yapan Halil Umut Meler ise Fenerbahçe maçında. Ödül/ceza doğru uygulama. Ama “adamına göre” olursa fayda yerine felaket getirir!
Bu haftanın atamalarına ayrıntılarına girmeden bakarsak, “Doğru ve yerinde atamalar!” diyebiliriz. Lider Beşiktaş’ın maçına tecrübeli Ümit Öztürk atanırken, Trabzonspor’un maçına bir numaralı hakemimiz Cüneyt Çakır, Fenerbahçe’nin maçına üç numaralı hakemimiz Halil Umut Meler, Galatasaray’ın maçına da yine FIFA hakemlerimizden Arda Kardeşler atanmış. Her maça, maçın seviyesine uygun isimler bulunmuş...
Verdiği maçları geri aldı
17. hafta maçları hafta içi oynanıyor. Pandemi talimatları gereği, test süreleri dikkate alınarak hakemlere tebligatlar cumartesi günü yapıldı. Hafta sonu oynanan 16. hafta maçlarında VAR görevi olan Koray Gençerler ve Atilla Kararoğlan, 17. hafta maçlarında düdük çalacaklardı. Bu iki hakemin hafta sonu maçlarındaki VAR performanslarını beğenmeyen MHK, bu iki hakeme verdiği maçları geri aldı, başka hakemlere verdi. Buraya kadar sorun yok!
Hangi kritere göre...
Bu noktada aklıma şu soru geliyor. Hafta sonu Karagümrük-Trabzonspor maçında VAR görevi olan Halil Umut Meler için de aynı uygulama neden yapılmadı? Trabzonspor golü öncesi Nwakame’nin faulünü hakeme bildirmeyen, Trabzonsporlu Marlon’un karnına gelen tekmeye sessiz kalan Halil Umut Meler hangi kritere göre başarılı bulunarak Fenerbahçe maçına atandı, gerçekten öğrenmek istiyorum.
Önce atamalarda eşitlik!
Adaleti atamalarıyla sağlayamayan MHK, sahadaki hakemden adalet beklemesin! Ödül/ceza hepimizin arzuladığı bir uygulama. Ama “adamına göre” uygulanacak olursa, fayda yerine felaket getirir, benden söylemesi...
‘’İki penaltı da doğruydu‘’
Maçta Beşiktaş lehine iki defa penaltı düdüğü çalındı. 10. dakikada Kayserili Lopes, dikkatsiz bir şekilde N'Koudou'ya kaydı ve topa temas edemeyerek rakibini düşürdü. Sana göre bana göre bir karardı ancak ben de penaltı kararının doğru olduğunu düşünüyorum. Penaltıdan önce Souza’nın Campanharo’ya faul yaptığı itirazları oldu ancak Beşiktaşlı oyuncunun rakibine faulü gerektirecek bir hareketi yoktu. Buradaki devam kararı da doğruydu.
Balans o kadar bozuldu ki...
85. dakikada Lopes, N’Sakala mücadelesine hakem devam demişti ancak VAR devreye girince penaltı kararı çıktı. Lopes gecikmeli hamlesi neticesinde rakibini düşürdü. Merkez Hakem Kurulu bu tür gecikmeli müdahaleleri mutlak penaltı verilmesini istiyor. Dolayısıyla hakemlerin penaltı kararına yanlış oldu diyemem. Bu pozisyona “VAR müdahale etmeli miydi?” diye sorarsanız, balans o kadar bozuldu ki neye müdahale edilir, neye müdahale edilemez artık anlayamaz olduk.
‘’Sarı kart olabilirdi‘’
Dün akşam oynanan maçın en kritik anı 51. dakikaydı. Emre ’nin Amilton’a yaptığı faule Abdulkadir Bitigen direk kırmızı kartını çıkarttı. Tartışmalı bir karardı. Emre topla oynama şansı ve niyeti olmadan, rakibinin savunmasız yerine, hız alarak, kramponlarının vidalarıyla bir müdahalede bulundu. Buraya kadar kırmızı kartın bütün kriterleri vardı ancak tek eksik kalan kriter temas noktasıydı. Emre ’nin müdahalesi rakibinin kramponunun topuğuna denk gelmişti. Kırmızıya ‘ hayır’ demem ancak sarı kart bence daha doğru olurdu. 55 ’t e Marcao’nun Gökdeniz’e hamlesi, Emre/Amilton mücadelesine göre daha sert ve yaralayıcıydı. Rakibe olan etkisi, Emre’nin hareketine göre daha fazlaydı. Bu pozisyonda ise sarı kart çıktı.
Standart yine saptı
Bana göre bu pozisyonda da sarı kart yeterliydi ve hakem doğru tercih kullandı. Ama aynı maç içinde kararları karşılaştırdığımızda, standartın saptığı iki karar oldu. Maçın uzatma anlarında Marcao rakibiyle yaşadığı gerginlikte ikinci sarı kart görebilirdi ancak hakem Bitigen, ikinci sarıyı göstermemeyi tercih etti.
‘’Herkes'e var, Şimşek'e yok!‘’
MHK, değişik bir anlayış içerisinde. Atama yaparken ödül/ceza prensibine uymuyor. Bir hakem, bir önceki hafta; ister VAR’da ister sahada, ne tür hata yaparsa yapsın, ertesi hafta o hakeme yeni bir maç verebiliyor. Eleştirilere aldırış etmiyor. Şu ana kadar bunun tek istisnasını Bahattin Şimşek’te gördük. Tugay Kaan Numanoğlu, Mustafa Öğretmenoğlu, Abdulkadir Bitigen, Ali Şansalan gibi isimlere gösterilen destek, şu an Fenerbahçe- Başakşehir hakemi Bahattin Şimşek’ten esirgenmiş görünüyor. Bahattin Şimşek 2 haftadır boş geçiyor.
Taze FIFA görevde!
Bu hafta da ligimizde önemli maçlar oynanacak. MHK bu hafta üç büyük maçlarında tecrübeli hakemlerden yana tercih kullanmış. Özellikle üç büyük maçlarının hakemlerini, son maçlarında başarılı performans göstermiş hakemlerinden seçmiş. Fırat Aydınus geçen haftanın en başarılı hakemlerinden. Tecrübesine de söylenecek söz yok. Kayseri-Beşiktaş maçı gibi önemli bir karşılaşmaya atanmış. Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında ise Halis Özkahya düşünülmüş. En son Beşiktaş maçı yönetmişti ve bir pozisyon dışında başarılı performans sergilemişti. Galatasaray-Antalya maçında ise son yönettiği Trabzonspor maçını sorunsuz atlatan ‘Taze FIFA hakemimiz’ Abdulkadir Bitigen var.
Trabzon’a formsuz hakem
Diğer maçlarda ise pek performansa bakılmamış görünüyor. Karagümrük- Trabzonspor maçında ligimizin iki numaralı ismi Ali Palabıyık var. Kariyerine söyleyecek sözümüz yok ama son yönettiği 3 maçın, üçünde de performans olarak çok gerilerde kaldığını söylemeliyim.
‘’Sezon boyu konuşuruz‘’
Gelişmiş futbol ülkelerinin hiçbirinde taç çizgisi kamerası kullanılmıyor. Bu pozisyonu ilk süzecek kişi yardımcı hakemdir. Kardeşler'in bunu yorumlama şansı, VAR'ın da elinde delili yok! Hissiyatım topun küçük bir farkla çıktığı yönünde.
Maçta belki de bir sezon boyu konuşacağımız bir pozisyon yaşandı. Dünyanın gelişmiş futbol ülkelerinin hiç birinde taç çizgisini gören kamera kullanılmıyor. Dolayısıyla bizim ligimizde de taç çizgisini gören bir kamera yok. Tam çizgiyi gören bir kamera olmadığı için de bu pozisyon için net bir kanaat oluşturmak mümkün değil. Rosier topu tam oynadığı sırada, topun pozisyonunu, yeri itibarıyla hakemin görme ve değerlendirme şansı yok. Bu pozisyonu ilk süzecek kişi yardımcı hakem.
Net karar vermek mümkün görünmüyor
Yardımcı hakem, önünde kümeleşen oyuncuları daha rahat görebilmek için kendisini geriye attığı için bulunduğu açıdan sağlıklı ve tartışmalardan uzak bir karar vermesi mümkün değil. VAR masasının elinde de çizgi açısı olmadığı için hakeme gösterecek net bir delili yok. Dolayısıyla pozisyona müdahale edemiyor. Burada önemli olan topun zemine dokunduğu nokta değil topun şişkin yüzeyinin iz düşümünün çizgiyi terk etmiş olması. Bu açılardan buna net bir karar vermek mümkün görünmüyor. Hissiyatım topu çok küçük bir farkla çıkmış olabileceği yönünde. Ancak bu fikrimle de hakemleri suçlayamam.