‘’Basit tercihler yaptı‘’
Ligimizin tecrübeli hakemlerinden Mete Kalkavan, dün basit faul tercihleri yaptı. Bu basit tercihleri farkın Alanyaspor lehine daha da artmasına engel oldu. 15’te top Belhanda’nın eliyle buluştu ve penaltı kararı verilmesi gerekirdi. Kalkavan ise elle oynama öncesi Caulker’ın Marcao’ya faul yaptığı gerekçesiyle, Alanyaspor aleyhine faul düdüğü çaldı. Bence pozisyonda faul yoktu. 78’de Marcao-N’Sakala Galatasaray ceza sahasında mücadele halindeyken, Marcao yere düştü ve topu eliyle kornere attı. Kalkavan, N’Sakala’nın faul yaptığına hükmetti. Bence pozisyonda faul yoktu ve Alanyaspor lehine penaltı verilmesi gerekirdi. Alanya’nın 3.golü öncesi Belhanda’ya faul çalınsa daha doğru olurdu.
‘’Diaby'nin kırmızısı verilmedi‘’
47’de Diaby, Henrique’nin topuğuna bastı. Rakibinin savunmasız bölgesine yaptığı bu müdahalede, kramponunun vidalarını kullanıyordu ancak basmanın şiddeti de limitteydi. UEFA, bu tür müdahaleleri “Borderline” olarak değerlendiriyor ve genelde kararı hakemlerin takdirine bırakıyor. Hakemin sarı kart kararına saygı duymakla birlikte, ben kırmızı kartın daha doğru olacağı fikrindeyim. 81’de hakem, izin vermeden serbest vuruş kullanıldığı için Kayserispor’un golünü iptal etti. Gol iptali doğruydu ancak Hasan Hüseyin düdüğü beklemediği için mutlaka sarı kart görmeliydi. 90+3’te Sapunaru’nun eline çarpan topta hakemin devam kararı doğruydu.
‘’VAR'dan kaçmadı!‘’
18. dakikada Saracchi doğru bir sarı kart gördü, 3 dakika sonra da Abdulkadir’e bir faul yaptı. Bu pozisyonda ikinci sarı kart beklentileri oldu ancak 2. sarı kartı gerektirecek bir faul yoktu. 20’de Donk-Da Costa mücadelesinde Trabzonsporlular penaltı bekledi. Donk’un rakibine bir şarjı var ancak bu oyun kuralları dahilinde bir müdahale. Bana göre penaltı verilmemesi doğruydu. 30’da Da Costa, Feghouli’ye yaptığı faul sonrasında, Feghouli’nin acımasız bir tepkisiyle karşılaştı. Çakır bu müdahaleyi göremeyince, VAR yerinde bir müdahale ile Feghouli’nin kırmızı kart görmesine vesile oldu. VAR ile verilen bu kırmızı kart kararı doğruydu. 38’de Sörloth'un, topu kaleye doğru vurduktan sonra, ona kontrolsüz şekilde kayan Donk; Sörloth’un ayağına bastı. Hakemin gözünden kaçan bu ihlal yine VAR’ın gözünden kaçmadı ve doğru bir penaltı kararı verildi. Uzatma anlarında da Galatasaray'dan Taylan'a ceza sahası içerisinde yapılan harekete verilen penaltı kararı da doğruydu.
‘’Çakır atamasıyla MHK riske girmedi‘’
Ligin kader maçlarından birisi oynanacak. Zaten Türkiye’de ne zaman bir kader maçından söz edilse akla gelen ilk ve tek isim Çakır oluyor. MHK de belli ki riske girmek istememiş ve Türkiye’nin 1 numarasını bu maça atamış. Ligde son düzlüğe girilen şu günlerde, hakemler üzerinde oluşturulan yoğun bir baskı var. Kaybeden her kulüp hedefe hakemleri ve MHK’yi koyuyor. Bu şartlarda MHK koltuğunda kim olsa aynı tercihi yapardı diye düşünüyorum. Her yönüyle zor geçmeye aday bu maçın altından kalkacak donanım, Çakır ve ekibinde fazlasıyla var. Yeter ki hakem şansları yanında olsun.
Serkan Tokat moral bozar
Belki çok önemli gibi durmuyor ama maçın 4. hakemi Serkan Tokat... Tokat, geçtiğimiz haftanın en kabul edilemez hatasına imza atmıştı. Ödül verir gibi bu zorlu maça görevlendirilmesi diğer hakemler arasında moral bozukluğuna sebep olabilir.
Uğurlu vasatı aşamıyor
Şampiyonluk adayı Başakşehir’in maçında Yaşar Kemal Uğurlu görev yapacak. Performansı vasatı aşamayan bir hakem... En son Rizespor - Galatasaray maçında hedef tahtasındaydı. Zorlu geçecek bir maçta eleştirilerin odağında kalabilir.
Şimşek şansını kullanmalı
Fenerbahçe maçında Bahattin Şimşek; Ali Şansalan ve Zorbay Küçük’ün devresi olmasına rağmen bir gelişim kaydedemedi. MHK’dan önemli bir şans buluyor. Daha önceki şanslarını kullanamamıştı, bakalım bu hafta kullanabilecek mi?
Kardeşler riskli atama
Kayseri - Beşiktaş maçında Arda Kardeşler ise FIFA kokardını taktıktan sonra gelişim kaydedemedi ve performansı sürekli geriye gidiyor. Bu zorlu maç için riskli atama olarak görüyorum.
‘’İkinci sarı ağırdı‘’
Ligin kader maçlarından birini yöneten Ali Palabıyık, zaman zaman kart ve faul değerlendirmelerinde hatalar yaptı. 25'te Visca, Ömer’in tendonuna basarak faul yaptı. Mutlaka sarı çıkmalıydı. Kırmızı kart olurdu diyenlere saygı duyarım ama sarı kartın yeterli olacağını düşünüyorum. 68’de Galatasaray’ın beraberlik golü öncesi Palabıyık güzel bir avantaj oynattı ve atılan gole önemli bir katkı sundu. Hakem için böylesi bir avantaj uygulaması artı hanesine yazılacak önemli bir puandı.
Hedeflerinde top vardı
Faulü yapan Mahmut kayarak geliyor ve hedefinde top var. O hızla rakibine çarpınca, rakibini bozarak düşürüyor. Burada ikinci sarı kart da düşünülebilirdi ancak 2. sarı kartın tartışmasız ve açık olması gerekir. Bu yüzden 2. sarı kartın çıkmamasının daha doğru olduğu kanaatindeyim. Şunu da belirtmek gerekir ki hakemin Mahmut’a çıkardığı sarı kart ise yanlıştı. 85’te Visca’nın ikinci sarısı da limitteydi. İki oyuncunun da hedefinde top var. Visca’nın topa savurduğu ayak rakibine de geliyor. 2. sarı kart için ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Kart kullanmamayı tercih etseydi daha doğru olurdu.
‘’Deniz Çoban: Penaltı yok!‘’
Çok zor ve kritik pozisyonların yaşandığı bir maç oldu. 11 sarı kart ve 1 kırmızı kart çıktı. Hakemin doğrularının yanında hataları da oldu. Ankaragücü’nün beraberlik golünün geldiği penaltı kararı tartışmaya açıktı. Trabzonlu oyuncu rakibiyle mücadele ederken, kolu doğal olarak açılıyor ve topu görmüyor. Beklenmedik şekilde top kolunun üzerine düşüyor. Bu sırada kolu omuz hizasının üzerinde. Oyun kuralları kitabında: “Kollar omuz hizasının üzerinde iken top kolla buluşursa, bu durum genellikle ihlal olduğu anlamına gelir” diyor. Genellikle ifadesi bu pozisyonda yaşanan ayrıntıları barındırıyor yorumu yapılabilir. Bu penaltıya skandal bir penaltı diyemem ancak burada penaltı verilmemesinin daha doğru olduğu fikrindeyim.
Ofsayt doğru karar!
Şunu da belirtmem lazım ki kuraldaki “genellikle” kelimesi önümüzdeki yıl kitaptan çıkıyor. Bu pozisyon seneye “yüzde yüz penaltı” olacak. Ama bu yıl bu tür pozisyonlara hakemler devam demeyi tercih etti. Ankaragücü oyuncusu Rodrigues’in gördüğü ikinci sarı kartta rakibinin topuğuna bastığı görünüyor. Dolayısıyla ikinci sarı karta yanlış diyemem. 85’te penaltı beklentisi vardı. VAR incelemesi oldu. Fakat penaltı öncesinde ofsayt tespit edildiğinden, maçın ofsaytla başlaması doğru karardı.
‘’Gökhan Töre'nin kartları tamamen hatalı!‘’
Başarılı bir sezon geçiren Ali Şansalan, bu maçta çok fazla kritik pozisyonla karşılaşmadı. Ancak 65. dakikada çıkarttığı sarı kart Şansalan’nın yönetimini tartışmalı hale getirdi. Gökhan Töre-Emre Belözoğlu mücadelesinde faul yoktu. Faul olmayan bu pozisyonda Şansalan, Töre’ye sarı kartını çıkarttı. Elbette doğru bir karar değildi.
Bu sarı kart Gökhan’ın ikinci sarı kartı olunca oyundan atıldı. Töre’nin ilk sarısı da net bir sarı kart değildi. Dolayısıyla hatalı bu karar, oyunun dengesini bozdu ve önemli bir yanlış olarak kayıtlara geçti.
‘’Vida atılmalıydı‘’
Sezonun flaş hakemi Zorbay Küçük’ün yönettiği maç, tartışmalı pozisyonlara sahne oldu. Maçın 15. dakikasında Hadziahmetovic’in Lens’e faulüne hakem sarı çıkarttı. Doğru bir VAR müdahalesi ile kartın rengi kırmızıya döndü. Konyasporlu oyuncunun rakibine müdahalesi yaralayıcıydı. Kramponunun vidalarıyla, rakibinin bilekten daha üst bölgesine acımasız bir darbede bulunmuştu. Hakemlerin kırmızı kart değerlendirmesi çok yerindeydi. Hakemler, Hadziahmetovic’in kartının renginde ne kadar haklı ise 33. dakikadaki Vida-Milosevic mücadelesindeki kartın renginde bir o kadar haksızdılar.
Devam kararlarına katılıyorum
Vida geriden hız alarak, kramponun vidaları rakibe dönük, Milosevic’in bileğinden daha üst bölgeye yaralayıcı bir darbede bulundu. Her ne kadar Vida topla oynamış olsa bile bu rakibe yönelik acımasız darbeyi hoş görmemize yetmez. Bu dakikada Vida kırmızı kart görmeliydi. 30 ve 35. dakikalarda Burak penaltı bekledi. Kendisine yapılan küçük temasları kullanarak kendisini abartılı şekilde yere bıraktığı fikrindeyim. Bu pozisyonlardaki hakemin devam kararlarına katılıyorum.