Trabzon’da ilave yardımcı hakemken yaşadığı sıkıntı sonrası, ilk kez bir Trabzonspor maçında görev alan Volkan Bayarslan maç süresince vasat bir yönetim sergiledi. Atmosferi düşük, oyuncuların iyi niyetli olduğu maçta aslında çok fazla kritik pozisyon yaşamadı. İlk yarıda Trabzonspor lehine bir penaltı düdüğü çaldı. Pozisyona hakim ve çok yakındı. Kolay bir penaltı düdüğü çalmıştı, kararı VAR’dan geri döndü. 68. dakikada Sacko ikinci sarı kartla oyundan atıldı. Bu ikinci sarı kart doğruydu ama Sacko’nun ilk sarı kartına katılmıyorum. Sacko’nun ilk sarı kartı gördüğü pozisyonda umut vaat eden ataktan söz edemeyiz. Faul anında Denizlispor savunmasında tam 4 oyuncu vardı. Trabzonspor için bir önemli atak başlangıcından söz edilemezdi.

Abdülkadir önde kaldı

Maçın sonlarına doğru Denizlispor ceza sahasında Bergdich-Serkan mücadelesinde Trabzonsporlular penaltı beklediler. Denizlispor savunma oyuncusunun hedefinde top yoktu ve oynama şansı da yoktu. Koluyla rakibine bastırarak Serkan’ın pozisyonunu net şekilde bozmuştu. Hakemin penaltı kararı vermesi gerekirdi. Abdülkadir Ömür’ün iptal edilen golünde genç futbolcu rakibine göre dahi ilerideydi.

Dün oynanan maçta da hakemler sakin geçen maçta ortama ayak uydurdular ve maça konsantre olamadılar. Meler gösterdiği ve göstermediği kartlarda standardı bir türlü tutturamadı. Göstermemesi gerekenleri gösterirken, gösterilecek sarı kartları es geçti. 67. dakika bence çok kritikti. Savunmanın arkasında topla buluşan Orgill, kaleciyle karşı karşıya ilerlerken ofsayt bayrağı kalktı. Meler de geciktirmeden düdüğü çaldı. Ligimizde 3 yıldır VAR sistemi var ama hakemlerimiz hâlâ VAR’ın en temel prensibini uygulamada sorun yaşıyorlar.

Ofsayt yoktu

Bayrak ve düdüğü geciktirmiyorlar. Böylece VAR devreye giremiyor. Bu pozisyonda bence pozisyonda ofsayt yoktu. Olsa bile mutlaka pozisyonun tamamlanması beklenmeli ve tartışmaları önlemek için sonuç alınmalıydı. Son dakikalarda Orgill’in koluna çarpan topta Beşiktaşlılar, Podolski’nin yerde kaldığı pozisyonda Antalyasporlular penaltı beklediler. İki pozisyonda da hakemin devam kararları doğruydu.

İlk hafta, Serdar Tatlı’nın yeni yüzlere görev verme eğiliminde olduğuna dikkat çekmiştim. İkinci haftaya başlarken, bu görüşüm boşa çıktı. Yanıldım. Bu hafta 10 maçın 9’unda yine eski yüzler sahada olacak. Tek yeni yüz: Erkan Özdamar... Tüm kamuoyu sahalarda yeni isimleri görmek istiyor ama MHK şimdilik bu işi ağırdan alıyor. Bunu, sadece 2. haftanın hakemlerine bakarak değil aynı zamanda yardımcı hakemlerine de bakarak söylüyorum.

Yorum yapmak doğru olmaz

2. hafta itibariye görevlendirilen 40 yardımcı hakem arasında bir tane yeni isim yok. Ki yardımcı hakemin en kritik sorumluluğu ofsayt kararları. Onu da VAR zaten çözüyor. Bu tutuculuk neden? Bu hafta atamalara bakarak: “Şu hakeme görev verilmedi, bu hakem kızağa çekildi” diye yorum yapmak doğru olmaz. Çünkü MHK geçtiğimiz hafta görev verdiği 10 hakemin hiç birine bu hafta görev vermedi. Farklı 10 ismi sahaya sürdü.

Çakır geçer not aldı

Tek dikkatimi çeken, Cüneyt Çakır’ın maç alması. Trabzonspor- Beşiktaş maçında VAR masasında oturan Çakır, Atiba pozisyonunda devreye girince- ben de dahilhatalı davrandığı yönünde eleştiriler olmuştu. Bu görevlendirme Çakır’ın MHK’den geçer not aldığı anlamına geliyor. Şu ana kadar Fırat Aydınus, Halis Özkahya, Hüseyin Göçek, Koray Gençerler ve Özgür Yankaya düdük çalamadılar.

Aydınus derbi adayı

Fırat Aydınus önümüzdeki hafta Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin adayları arasında. Bekleme sebebi bu olabilir. Başakşehir maçında Aleksic’in yerde kaldığı pozisyonda VAR olarak müdahalede bulunmadığı için de MHK tarafından dinlendiriliyor olabilir. Sebebini bu günden bilme şansımız yok.

Karaoğlan güven kazandı

Başakşehir-Galatasaray maçına atanan Atilla Karaoğlan geçtiğimiz yılın flaş ismi. Görünen o ki Zekeriya Alp komitesinin güvenini kazanan Karaoğlan, Tatlı komitesi tarafından da beğeniliyor. Bu tarz maçlar için fazla tecrübesi yok ama yetenekli olduğu muhakkak. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin maçlarında ise Meler ve Öztürk gibi tecrübeli isimler var.

Dün akşamki maç ilk dakikadan itibaren sakin, stresten uzak ve oyuncuların centilmence tavırlarıyla oynandı. Bu durum hakemin işini fazlasıyla kolaylaştırdı. Maç süresince Şansalan çok fazla kritik karar vermek zorunda kalmadı. Kartları ve faul değerlendirmeleri bir pozisyon dışında genelde başarılıydı. Maçın hakem açısından tek kritik dakikası, Beşiktaş lehine penaltı kararının verildiği andı. Flavio ile Atiba mücadelesine hakem devam demişti. VAR devreye girdi ve penaltı kararı çıktı. Bu pozisyona sahada hakem penaltı verse: “Kolay bir düdük çaldı ama hakem takdiri böyle” diyebiliriz. Tartışılabilir bir pozisyon ama asla devam kararı çok büyük hataydı diyemeyiz. Buna rağmen çok önemli hatalarda devreye girmesi gereken VAR’ın, bu pozisyonda devreye girmesi bence hataydı.

Talimat vermişlerdi!

Benim şahsi fikrim, Flavio’nun temasını kullanan Atiba kendini çok kolay yere bıraktı. VAR bu pozisyonda kesinlikle devreye girmemeliydi. MHK üç gün önce TFF sitesinde hakemlere yeni sezon için verdikleri talimatları açıklamıştı. O açıklamanın bir maddesinde şöyle yazıyordu: “Hakemlere kolay penaltı çalmayın talimatı verdik!”

Dün gece oynanan maç, hakem ekibi için rahat ve sorunsuz tamamlandı. Büyük maçlarda çok fazla tecrübesi olmayan Bahattin Şimşek, ufak tefek faul ve kart hataları olsa da sorunsuz ve tartışmalardan uzak bir maç çıkarttı. Maçın 5.dakikasında Feghouli’nin şutunda top Kubilay’ın sol kolundan döndü. Şimşek pozisyonu devam ettirmişti ki VAR devreye girdi ve hakemi kurtardı. Her ne kadar top Kubilay’ın omzundan sekmiş olsa da doğal konumda olmayan sol koluna geldi. Bu net bir penaltıydı. Kubilay’ın sol kolu vücudundan açıktı.

Sezonun ilk maçında takımlar da hakemler de çok hazır görülmedi. Arda Kardeşler’in maç içerisinde standardı yoktu. Performansı vasatı aşamadı. 30. dakikada Deniz’in ortasında top Selim’in elinden döndü. Hakem devam demişti ama VAR’ın yerinde müdahalesiyle doğru bir penaltı kararı verildi. 39. dakikada top Rizespor ceza sahasında top Samudio’nun koluyla buluştu. Rizeli oyuncunun kolları doğal konumdaydı ve hakemin devam kararı doğruydu.

Kırılma anı penaltı

Maçın kırılma anı 85. dakikada Fenerbahçe lehine verilen penaltıydı. Pozisyonda Rizeli Morozyuk kolunu açıyor. Açılan kol da hareket halindeki Valencia’nın yüzüne temas ediyor. Tamamen yorum gerektiren bir pozisyon… “Rizeli oyuncu adil mücadele etmiyor, kolunu rakibini haksız bir şekilde engellemek için uzatıyor” da denilebilir, “Fenerbahçeli oyuncu, savunmacının arkasından geliyor, açılmış kola, çarparak yere düşüyor, ihlal yok” da denilebilir.

Hakemi eleştiremem ama…

Hakem takdirini Rizeli oyuncunun haksız mücadele ettiği yönünde kullandı ve penaltı kararı verdi. Bu kararından ötürü hakemi çok eleştiremem ama ben aynı fikirde değilim. Her ne kadar savunmacı kolunu açsa da rakibi arkadan geliyor ve rakibini görmüyor. Rakibi kafayı oraya sokunca doğal bir çarpışma gerçekleşiyor. Hele ki MHK hakemlere “Kolay penaltı vermeyin!” talimatı verdik diye açıklama yapmışken, bu penaltı kabul görmedi.

Hakem camiasının önünde zorlu bir süreç var. 42 hafta boyunca her hafta 10 maç, Önceki yıllara göre fazladan 114 maç oynanacak. Her hafta oynanacak bu 10 maça 47 kişilik kadrodan; Hakem, 4. hakem, VAR ve AVAR atanacak. Ayrıca bu kadrodan her hafta 9 hakem de 1. Lig maçlarını yönetmek üzere görevlendirilecek. MHK her bir hafta için 47 kişilik havuzdan, 49 görevlendirme yapacak. Sakatlık, cezalar, yurt dışı maçları ve sıkışan takvimi de göz önüne aldığınızda hem hakemlerin müsabaka yükü artacak hem de MHK’nın uygun planlama yapma şansı neredeyse kalmayacak.

Kolay olmayacak

Belki de aynı hafta bir hakem 3 maçta görev alacak...Belki de Türkiye gibi geniş bir coğrafyada, Türkiye'nin bir ucunda maç yöneten hakem ayağının tozuyla Riva’ya gelerek dinlenemeden VAR masasına oturacak. Böylesi bir ligi organize etmek ve yönetmek de kolay olmayacak. Belirli “arızalar“ın çıkması muhtemel görünüyor. MHK’nin tüm çabası da bu zor şartlarda en iyisini yapmak olacak. Yukarıda sıraladığım gerekçeler nedeniyle, MHK'nin tek çıkar yolu yeni isimleri vitrine çıkartmak ve bu isimlerden olabildiğince fazla verim almak... Bunun farkında olan Serdar Tatlı ve ekibi ilk haftadan 2 yeni hakemi vitrine koymuş. Yasin Kol ve Burak Şeker...

Yeterli tecrübesi yok

İlk kez ligde düdük çalacak bu isimlerin yanında Kaan Numanoğlu ve Bahattin Şimşek gibi henüz ligde 3-5 maç kadar tecrübesi olan isimlere de görev verilmiş. Diğer yandan ise Trabzonspor'la, Beşiktaş’ın karşılaşacağı zorlu maça, Ali Şansalan gibi gelecek beklenen ancak böylesi maçlar için yeterli tecrübesi olmayan bir hakem görevlendirilmiş. Bir anlamda cesaretli bir atamaya imza atılmış. Bu tecrübesiz isimlerin yanında elbette Arda Kardeşler, Mete Kalkavan, Ali Palabıyık gibi tecrübeli isimler de kullanılmış.

5 hafta sonra…

Yeni başkan Tatlı hakem performanslarıyla ilgili ilk sınavını bu hafta verecek, İlk haftadan kendisini yermek ya da övmek gerçekçi olmaz düşüncesindeyim. Elbette Serdar Başkan'ın tek hedefi başarıyı yakalamak. Ona şüphemiz yok. 5. hafta atamalarıyla birlikte Tatlı ve Kurulu’nun icraatları bize daha sağlam veriler verecektir. Şimdilik bir temennim olabilir. Geçtiğimiz yıl pandemi arası sonrası en çok görev alan iki hakemden birisi Şansalan'dı. Ve bence o dönemin en akılda kalan ve en çok eleştirilen maçlarını yönetti. Performansı vasatın altında kalmıştı. Umarım bu İki sezon arasındaki süreyi iyi değerlendirmiş olsun ve bu hafta MHK'ye güzel bir hoş geldin hediyesi sunsun...

Maç genelinde atmosfer düşük olduğu için hakemi zora sokacak bir ortam yoktu. Hakem, oyunu sık sık faul düdükleriyle kesti ama bazı sarı kartları göstermekten imtina etti. En kritik an 86. dakikada yaşandı. N’Koudou’nun ortasında Lens’in kafayla içeri çevirdiği top, PAOK savunmacısı Giannoulis’in kolundan kornere çıktı. Savunma oyuncusunun kolları başının üzerine kadar kalkmıştı. Oyun kurallarına göre bu pozisyonun yorumu bile yok. Kurallara göre eller kollar omuz hizası üzerindeyse, başka hiçbir kritere bakılmadan penaltı kararı verilmelidir. Hakem önemli bir yanlışa imza attı.