‘’'Kim' tutar Fenerbahçe'yi‘’
İsmail Kartal, Alanyaspor maçının 11’ini tek değişiklikle sahaya sürmüştü. Ozan Tufan kulübeye cezası biten İrfan Can sahaya dönmüştü. Osayi’de sağ beke geçmişti. Maçın senaryosu belli idi. Konyaspor kapanacak, ani ataklar kovalayacak, Fenerbahçe’de bir an önce sonuca gitmek isteyecekti. İlk bölümde topu alan Fenerbahçe tempoyu yükseltemedi. Sürekli yana ve geriye oynadı. Bu temposuz oyun alan savunması yapan Konyaspor’un işine yaradı. Devre bitmeden Bytygi’nin golü de gelince Fenerbahçe’nin işi iyice zorlaştı.
El attı
Mesut Özil, İrfan Can, Serdar Dursun rakibe baskı yapmıyorlar, takım Kim, Osayi, Zajc ve Crespo ayakta tutuyorlardı. İsmail Kartal devre arası takıma el attı. Mesut’u dışarı alıp, Pelkas’ı sahaya sürdü. Oyunun ikinci bölümünde tempoyu yükselten Fenerbahçe rakibini baskıyla adeta bunalttı. Kim sahada devleşiyor, Osayi ileri geri çalışıyor, Crespo ve Zajc rakibe top göstermiyordu. İrfan Can gibi duran top ustasının serbest atışı sonrası, Kim beraberliği getirdiğinde maçın gidişatı belli oluyordu. Konyaspor sadece defans yaparak maç kazanılmayacağını Pelkas’ın şık vuruşuyla gelen golle bir defa daha gördü. Maç daha çok isteyenin olmuştu. Sarı-Lacivertli takımda mücadele etmeyen oyuncu yoktu.
Osayi, Zajc ve Crespo mükemmel oynadılar. Ancak gecenin süper kahramanı Kim oluyordu. Bu kadar yürekten oynayan, sahanın her yerini parselleyen bir oyuncu ben uzun zamandır görmedim. Onu gördükten sonra “Kim” tutar Fenerbahçe’yi diyorum.
‘’Kırılma maçı‘’
İsmail Kartal göreve geldiğinde Fenerbahçe 3 kulvarda yarışıyordu. Önce kupadan elendiler, ardından Avrupa’ya veda ettiler. Şimdi elde sadece Süper Lig var. Şampiyonluk hayal olsa bile Fenerbahçe’nin bu sezonki hedefi ligi ikinci bitirip, Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme maçları oynayıp, şansını denemek. Son haftalarda oynadığı futbol ve aldığı sonuçlarla, ikincilik şansını adeta yoktan var eden Fenerbahçe için Konyaspor mücadelesi adeta bir “Kırılma maçı” olacak. Bu sezon müthiş bir çıkış yakalayan Konyaspor, Kadıköy’e ilk önce yenilmemek için gelecek. Fenerbahçe ise 5 puan geriden takip ettiği rakibini mutlaka devirmek isteyecek.
Yalnız bırakmayacaklar...
Sarı-Lacivertli taraftarlar bu maçta Kadıköy’de takımlarını yalnız bırakmazlar. Trabzon maçında gördüğümüz tribün desteği yine devam eder. Kazanmak zorunda olan Fenerbahçe’de İsmail Kartal son haftalardaki 11 ile fazla oynamaz. Ozan Tufan kulübeye cezası biten İrfan Can sahaya döner. Pelkas ve Arda Güler yine hamle oyuncusu olurlar. Forvette ise Serdar Dursun, Berisha ve Valencia dönmeli olarak formayı giyerler. Fenerbahçe “Son kulvar“ maçını kazanmak zorunda. Kazanır mı derseniz, zorlu rakibe rağmen galibiyete bir adım daha yakın derim.
‘’Daha büyük fark olurdu‘’
Kadrolar açıklandığında Arda Güler’i ilk 11’de göremeyen çoğu Fenerbahçeli sinirlenmişti muhakkak. Ancak İsmail Kartal, haklı olarak geçen hafta alkışlanan 11’i bozmamış, mecburiyetten takımı sahaya 2 değişiklikle sürmüştü. Cezalılar İrfan Can ve Mert Hakan yok, uzun bir aradan sonra Mesut Özil ve Ozan Tufan sahadaydı. Ozan oynayınca, sağ beke geçmiş, Osayi de kanat açığı olmuştu. Sağ kanatta maça başlayan Osayi, oyun içinde Rossi ile yer değiştiriyordu. Maç Fenerbahçe için kolay başladı. Ben uzun zamandan beri Alanyaspor gibi rakibe asistlerle pozisyon hazırlayan bir takım görmedim.
Altay’ın mükemmelliği
Oyunu 2-2’ye getirdiklerinde bile maçı kaybedecekleri belli idi. Fenerbahçe aldığı farklı galibiyetle hem çıkışını sürdürdü, hem de ikincilik hedefinden sapmadı. Maçın öne çıkan isimleri ise ilk golün asistini yapan, kritik kurtarışlarla rakibe şans tanımayan Altay, mükemmel oynayan Rossi ile oyuna girdiği dakikadan(75) itibaren yıldızlaşan Arda Güler idi.
Mesut sevindirici Mesut Özil’in ise yeniden sahalara asistler ve golle dönüşü Fenerbahçe adına sevindirici idi. Maçı Fenerbahçe 5-2 kazandı. Biraz dikkatli biraz becerikli olsalar inanın tarihi fark olurdu.
‘’Mazeret yok!‘’
10 kişi ile Trabzonspor’a karşı verdiği mücadele ve oynadığı futbol ile alkışı hak eden Fenerbahçe yine zor bir sınavda. Alanyaspor açık futbol oynayan, futbolu çirkinleştirmeyen bir takım. Açık futbolu zaten aldığı sonuçlardan belli. Ya farklı kazanıyor ya da farklı kaybediyor. Fenerbahçe bu maçta karşısında ofansif oyunu tercih edecek bir takım bulacak. Peki, Fenerbahçe’nin oyun planı ne olacak? Takımın iki önemli silahı bu maçta yoklar. İrfan Can ve Mert Hakan’ın yerlerine büyük ihtimalle Mesut Özil ve Ozan Tufan oynayacaklar. Bunun dışında İsmail Kartal son Trabzonspor 11’ni bozmaz. Bu sezon Süper Lig'de tek hedefi kalan ikinciliği yakalamak için Fenerbahçe’nin kazanması şart. Son maçta ortaya konulan mücadele camia ve taraftarlara ümit aşıladı.
Aynı Fenerbahçe'yi görmek istiyorlar
Taraftarlar sahada mücadele eden, asla pes etmeyen, yenilgiyi kabul etmeyen Fenerbahçe’yi geçen hafta Kadıköy’de gördüler, izlediler. Onlar aynı Fenerbahçe’yi, Alanya’da da görmek isteyecekler. İstemekte de haklılar. İşte bu yüzden Sarı-Lacivertli futbolcuların mazeret üretmeye hakları yok. Ya kazanacaklar ya kazanacaklar. Dediğim gibi, mazeret yok!
‘’Alkışlar Fenerbahçe'ye‘’
Yine çok konuşulacak bir Fenerbahçe-Trabzonspor maçı izledik. Tribünleri tamamen dolduran seyircisinin desteği ile Fenerbahçe maça çok iyi başladı. İsmail Kartal, Mesut’u, Pelkas’ı kulübede bırakmış, Rossi’ye sol önde görev vermişti. Topa sahip olan, kazanma arzusunda olan ev sahibinin hesapları 20 dakika dolmamıştı ki, alt üst oldu. Çok tartışılacak bir pozisyonda İrfan Can bir ikili mücadelede Siopis’in ayağına bastı, maçtan önce çok tartışılan hakem Zorbay Küçük “faul” dedi. VAR (Mete Kalkavan) “gel izle” dedi. Hakem pozisyonu izledi, İrfan Can’a kırmızıyı çıkardı, maçın şekli şemali gidişatı değişti. Ardından Nwakaeme’nin golü gelince, ‘Fenerbahçe dağılır, Trabzon rahat kazanır’ denildi. İşte ne olduysa o golden sonra oldu. 10 kişi kalmış Fenerbahçe’de Serdar Aziz, Kim, Osayi, Szalai defansta, Crespo, Zajc, Mert Hakan orta alanda ikişer kişilik oynamaya başladılar. Hele oyunun ikinci yarısında Fenerbahçe rakibine baskı yapıp top göstermedi.
İkinciliğin en büyük adayı
Oyunu rölantiye alan, ve skora razı Trabzon’a bu defa Fenerbahçe’nin sürprizi vardı. Kazanılan sebest atışta, Mert Hakan ortaladı, Zajc mükemmel yükseldi ve eşitliği sağladı. Sahadaki Sarı-Lacivertli futbolcular eksik olmalarına rağmen galibiyeti bile kovaladılar. Bu yarıda Trabzon adına sadece iki net gol pozisyonu izleyebildik. İsmail Kartal’ı bu maç için çok fazla eleştiremeyiz. Ancak Mesut Özil’in bitime 5 dakika kala oyuna girişini yine çözemedik. Maç bittiğinde galip gelmemesine rağmen Fenerbahçe tribünlerinden protesto değil, alkış tufanı geldi. İşte taraftarın görmek istediği takım buydu. Koşacak, mücadele edecek, yenilgiyi kabul etmeyecek bir takım. Dün ortaya koydukları mücadeleden dolayı biz de “Alkışlar Fenerbahçe’ye” diyoruz. Bu takım böyle oynamaya devam etsin, şampiyoluk kaçtı ama lig ikinciliğinin en büyük adayıdır.
‘’Sezonu kurtaracak maç‘’
Şampiyonluk yarışına havlu atmış, kupadan elenmiş, Avrupa’ya veda etmiş Fenerbahçe kısacası sezonu kurtarabilecek bir maça çıkıyor. Fenerbahçe-Trabzonspor maçları her zaman ilgi çeker, heyecan uyandırır. Bu geçmişte genellikle şampiyonluk yarışının iki takım arasında geçmesinden kaynaklanır. Taraflardan biri yarıştan kopsa bile mutlaka rakibini yenmek ister.Camiaları ve taraftarları da bundan mutluluk duyar, keyif alır. Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan etmeye günler kala evinde Trabzonspor’u devirmek arzusunda. Mümkün mü? Mümkün ama, hiç kolay değil. Ev sahibinin en büyük avantajı, bu defa dolu tribünler ve müthiş taraftar desteği olacak. Sarı-Lacivertli futbolcular maça çok iyi motive olacaklar. Ancak karşılarında moralli, istekli, güçlü bir takım var.
Önce tutmak ister
Trabzonspor geri dörtlüsünde sıkıntılar yaşayabilir. (Stoperleri sakat) Rakibin bu sıkıntılarını avantaja çevirecek forvette Fenerbahçe’de yok. İsmail Kartal, her ne kadar kazanmak istese de, sahaya süreceği 11 ve oyun planı, defansif ağırlıklı olur. Maçı önce tutmak ister. Trabzonspor’un iki kanadını da çok iyi kullanıyor, geçiş oyunları mükemmel. Visca ve Nwakaeme’yi durdurmak kolay değil. Fenerbahçe’nin bu maçta en çok ihtiyaç duyacağı 2 oyuncusu (Ferdi ve Valencia) yok. Seyirci Mesut Özil ve İrfanCan’ı sahada görmek ister, bu riskli. Takımın beklerde sıkıntısı var. Serdar Dursun’da mecburen oynar. Mesut Özil ve Pelkas hamle oyuncuları olurlar.
Kartal'ın planı belli
Fenerbahçe’nin gol ümidi genelde duran toplar olur. Kısacası İsmail Kartal, “Önce durdur, sonra vur” planıyla takımını sahaya sürer. Trabzonspor, Kadıköy’de kaybederse birazcık prestijinden olur, kazanırsa şampiyonluk kutlamaları başlar. Fenerbahçe kazanırsa, taraftarına biraz olsun kendisini affettirip, sezonu kurtarır. Kaybederse mi? Onu Kadıköy’de görmek ve düşünmek bile o kadar zor ki...
‘’Fenerbahçe altın buldu‘’
Maçın başında Fenerbahçe Zajc’ın alkışlanacak golüyle öne geçiyor. Deplasmanda atılan bu golle maç Fenerbahçe adına kolay geçer diyoruz ama, nerde? Golden sonra Sarı-Lacivertli ekip geriye yaslanıyor, defanstan toplar “dan dun” çıkıyor, genç Arda, İrfan Can oynuyor diye kenara çekilmiş, Crespo ve Zajc orta alanda çabalıyor, ilk golün asistini yapan Rossi ”bal yapmayan arı” misali, Berisha var mı, yok mu, tartışılır. İlk yarıda takım tek korner atamıyor. Ancak kalede devleşen Altay sayesinde devre sonu soyunma odasına önde gidiliyor. Kasımpaşa ise üstün oynadığı 45 dakikada direkleri ve Altay’ı geçemiyor. Kötü futbol görüntüsü İsmail Kartal’a hamle yaptırır diyoruz, yanılıyoruz.
İlaç gibi gelmiştir!
İkinci yarıda da üstün oynayan Kasımpaşa. İsmail Kartal 25 dakika kala hamle yapmayı aklına getiriyor. Sahada dolaşan Berisha’yı dışarı alıp Serdar Dursun’u, kolay lokma Arda Güler’in yerine de Mert Hakan’ı sahaya sürüyor. Ev sahibi kulübesi de hamleler yapıyor, oyuna girer girmez Muleka eşitliği sağlıyor. Golden sonra galibiyeti arzulayan ev sahibi, savunma tedbirlerini rafa kaldırınca, faturayı ağır ödüyor. Uzatma dakikalarında gelen Szalai golüyle Fenerbahçe adeta “altın” buluyor. Yanlış kadro, geç hamleler ve kötü futbola rağmen alınan 3 puan hem Başkan Ali Koç’a hem de İsmail Kartal’a ilaç gibi gelmiştir. Takım son kulvarda (Süper Lig) hedefe varır mı, derseniz o biraz zor derim.
‘’Parayla saadet olmuyor!‘’
Yıllardır Fenerbahçe’yi takip ederim. Muhabirlik dönemimin başlangıcından (1978) itibaren 11 başkan gördüm. Rahmetli Emin Cankurtaran, Metin Aşık ve Allah uzun ömürler versin Tahsin Kaya, ceplerinden kulübe en çok para veren başkanlardı. Ancak ‘yiğidi öldür, hakkını yeme’ derler atasözü Ali Koç için de tartışmasız söylenir. Başkan göreve geldiğinden beri, kimsenin tahmin edemediği bir rakamı, karşılıksız kasaya koydu. Kulüp, maddi konularda kimseye boyun eğmedi.
Ama gel gör ki, parayla saadet olmuyor. Futbol takımın içler acısı hali ve hedefsizliğinin faturası, camia tarafından başkana çıkartıldı. Peki muhalefet ne yapıyor? Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Neden mi? Çünkü Fenerbahçe’nin mali tablosu herkesi ürkütüyor. İşte bu yüzden başkan yeniden güvenoyu almalı, tartışmasız Koç gibi de yönetim yapıp yoluna devam etmeli. Aksini ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim...